“İnsanın ters gitmeye görsün işi, muhallebi yerken kırılır dişi” diye bir laf vardır ve doğrudur. Son günlerde başıma gelenleri başka nasıl izah edebiliriz ki? Belki biraz da “alma mazlumun ahını çıkar aheste, aheste” deyişine kulak vermek gerekiyordur. Ne de olsa şu hafif dünyasına girdik gireli tadı kaçan, rahatına çomak batan, ağız dolusu küfür eden ve bir yandan defterden entel cümleler döktürürken bir yandan kadına kıza ayıca sarkıp, eziyor olduğu sanrısına kapılaraktan yukarda durmanın tadını çıkaran nice magandanın kendilerini mazlum hissetmesine neden olduk. Nitekim bu cinsin aklı az da olsa çalışma eğilimi gösterip de bir türlü boğuntudan kurtulup devrini bulamayan boxer tipi sekiz silindirli modelleri, son zamanlarda dramatik bir ilerleme göstermiş bulunmaktadırlar. Bunlar, muhatap oldukları insanları tacizden büyük ölçüde vaz geçmiş görünmektedirler. Düz yolda Allah ne verdiyse bastıran “tatlısu” şöförleri, yokuşu görünce vites küçültmek gereğini algılama becerisini göstermişlerdir. Hala beyin denen o önemsiz, küçük organlarını kullanma eğiliminde olanlarsa, büyük bir cinlik yapıp, takma isimlerini, başka takma isimler alıp gizleme yolunu bulmuşlardır ve ilk takma isimleriyle soytarılık, ikincisiyle de magandalık yapmaya devam etmektedirler. Tabi hiç kimse de bu iki ismin aynı maymuna ait olduğunu veya aynı maymunun iki isimle yazıyor olduğunu anlayamamaktadır(!).Neyse, gelelim asıl konuya. Dedim ya, ister işler ters gitti diyelim, ister mazlum konusuna eğilim gösterelim, başıma gelenler üç aşamadan oluşan büyük 🙂 projemin içine etti. 18.12.2003 tarihinde yazmış olduğum şu günlük, projenin ilk basamağıydı ve ardından iki günlük daha gelecekti ve en son olarak da bomba patlayacaktı.Açıklayayım: Yazdığım günlük, hafif kullanıcılarından dikkat çeken ve (bence) rahatsızlık veren belli başlı tiplerin listesiydi. Bu tiplerden rahatsızlık duyuyorum fakat günlükte okuduğunuz anlatım tarzı bana ait değildir. Beni tanıyanlar bilir, bu tarz ifadeler asıl karşı çıktığım, başından beri insanlara bu şekilde hitap edenlerle -ve bir tanesiyle özel olarak- uğraştığım tarzdır. Evet, tabi, bu özel olarak uğraştığım fakat özel olmayan, tersine çok sıradan ve her otopark çetesinde rastlanabilecek elemanlardan olan bu kişi baby700dür. Neyse, gelelim konuya. İkinci basamak, aynı konunun (kişilerin) farklı tarzda (daha insani, daha az kırıcı şekilde) anlatıldığı bir başka günlüktü. Üçüncü basamak ise, iki günlükte anlatılan kişilerin aslında aynı kişiler olduğu, iki günlüğe gelen tepkiler (ahkamlar) de kıyaslanarak, (ilk günlüğe gelen tepkilerin 2+1 ile sınırlı kalması müthiş, üstüne alınan yok) hangisinin daha kabul edilebilir, daha hoş görülebilir bir eleştiri (ya da tespit) yolu olduğu idi ve burada baby700’ün ve kullandığı başka isimlerin (ya da başkalarına ait olup da zaman zaman onun kullandığı isimlerin) diğer hafif kullanıcılarına yaklaşım biçimleri ve bunun psikolojik nedenlerinden oluşan, bir yazıydı. Bu yazıya baby700 ve bağlı kuruluşlarından tepkiler gelecekti (doğal olarak, ü-üf) ve bunların ardından bombamı patlatacaktım. Bomba: baby700’ün resimli biyografisi.Bütün bunlar hazırlanmıştı, bilgisayarımda sırasını beklemekteydiler. Okumuş olduğunuz ilk günlüğü gönderdikten bir kaç saniye sonra ekranıma bir –şu sevimsizlerden- çerçeve açıldı. Mealen; “İnternet Explorer mıçtı, kapanacak” diyordu. Eh, olmayan şey mi, kapansın OK dedim ve iş bitti. Bir daha da açılmadı. Reboot, kapa-aç, İE’ı kaldır kur, ı-ıh. Açılmıyor. Bu arada, Windows Explorer da açılmıyor. Hiç bir program çalışmıyor. Ne My Comp.’a girebiliyorum, ne de hard diskimi bir şekilde görebiliyorum… Bilgisayar gayet güzel açılıyor, masa üstüm tüm güzelliği ile ekranı kaplıyor ve… o kadar. İş tabii ki şirketin BİM’ine intikal etti. Arkadaşlar o gün bu gün uğraşıyorlar. Uğraştıkları; diskteki bilgi ve dosyalarımı kurtarabilmek. Bilgisayar, ser veririm sır vermem diyor. Bir virüs olma ihtimali çok zayıf. Hem şirket serverında virüs programı var, sürekli güncellenir ve her gün tüm bilgisayarlarda virus taraması yapar, hem de kendi bilgisayarımda var ki, o da faaldir. Büyük ihtimal Windows’un bir halt yemesi. Bilgisayar hiç bir şekilde eski haline dönmüyor. Artık umudum kalmadığından, bu yazıyı yazayım dedim. Herhalde hazırladığım o güzelim yazılara bir daha ulaşamayacağım ve oturup onları tekrardan yazmayı da göze alamıyorum. Çünkü iyi bir boş zaman bulmuş ve şansın da yardımıyla çok güzel bir çalışma yapmıştım hafifçiler için. Gitti hepsi, yazık oldu.Şimdilik ödünç bilgisayarla idare ediyorum. Benimki adam olmazsa –ki herhalde olmayacak- yeni yıldan önce formatlanmış ve programları güncellenmiş gıcır gıcır bir bilgisayarım olacak ama yılların birikimi nice dosya ve belge artık olmayacak. En çok üzüldüğüm bu.Ha, bunu niye yapıyordum? Asıl meseleyi pas geçiyorduk: Eh, epey oldu hafif’e takılalı. Çok sevdiğim kullanıcılar oldu, bunu herkes bilmez. İğrenç tipler de vardı elbette. Bunlar genelde kalıcı değillerdi zaten. Bir, ikisi hariç… Hepinizin yazdıklarınızdan, ahkamlarınızdan neler, neler öğrendim. Umarım benim de birilerine verdiğim bir şeyler olmuştur. Güzel ve eğlenceli günler geçirdim. Anlaşıldığı gibi artık gidiyorum. Neden mi? Sıkıldım artık… Her şey kendini tekrar etmeye başladı. Ben yazılanların kalitesinden, içeriğinden ve bunun gibi şeylerden şikayetçi değilim. İnsanlarını seçebildiğimiz bir toplumda yaşamak diye bir lüksümüz yok. Olay, artık her şeyin tekrarlanmaya başlaması. Bu çok sıkıcı. Belki başka bir sitede, başka isimlerle yine karşılaşırız, belki de yolda, kim bilir? İşte gitmeden önce arkadaşlara, dostlara bir hediye bırakayım istedim. Biraz düşündürsün, biraz da eğlendirsin amacıyla.Kendime bir tarih koydum. 1.Ocak.2004 den itibaren browserımın adres çubuğunda www.hafif.org yazmayacak. Her şey yapış yapış bir alışkanlık haline gelmeden önce bir yerde nokta da koymak lazım değil mi?PS: Benimle birlikte george walker bush da gidiyor. Hala almak isteyen varsa bu nick satılık 🙂 Haydee, george walker bush 1(bir) $.