Bu yazı, çevirisini daha önce yaptığım Kapitalizmin Sonu – Jeolojik Sınırlaradlı makalenin devamıdır. Asıl makale çok uzun olduğu için sadece bir bölümü çevrilmiştir. Çeviri ve kısaltma için yazar Alex Knight’tan izin alınmıştır.
SOSYAL SINIRLAR
Büyümenin sosyal sınırları, ekolojik sınırlarla birlikte işlev görür; ama farklı bir kaynaktan beslenir. Sosyal sınırlar derken, toplumların ve bütün olarak insanlığın, kapitalizmin genişlemesi karşısındaki yetersizliği ve isteksizliğini kast ediyoruz. Bu tanım, kapitalizme karşı gösterilen her türlü direnci kapsar.İnsanların ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalan kapitalizme karşı bir öfkenin oluştuğu açıkça görülmektedir. Ama şimdi daha derine inip soralım: Ekonomik krizde sosyal sınırların rolü nedir?Belki de en öğretici örnek Çin’deki işçi hareketidir. Sözde “komünist” bir ülke olan Çin, çok düşük (karın tokluğu) seviyedeki ücretlerle saçmalık deresinde miktarlarda mal üreterek kapitalizmin sığınağı haline gelmiştir. Çinli işçilerin sırtından elde edilen kârlar, kapitalizmi son yirmi yılda harika bir şekilde idame etmiştir. Bu sebepten, Çinli işçilerin örgütlenmesi ve isyan etmesi sadece Çin hükümetini değil, bütün olarak küresel kapitalist sistemi tehdit etmektedir.Bu açıklamayı biraz daha tarihsel bir bağlam içinde ele almak gerekebilir. Afrikalıların sömürgeci efendilerinden kurtulmasından ABD’de güneydeki ayrımcılığın son bulmasına; ABD’nin Vietnam’da yaptığı soykırıma karşı verilen mücadelen yükselen feminist, eşcinsel ve çevreci hareketlere kadar, 1960’lı yıllar ve 70’lerin başı kapitalist düzene karşı verilen protesto ve isyan dalgalarıyla geçmiştir. ABD, Avrupa ve Japonya’daki banker ve şirket yöneticilerinden meydana gelen bir hakim sınıf kuruluşu olan Üçlü Komisyon bu duruma “aşırı demokrasi” adını vermiştir. Bu “aşırı demokrasi”den (artan ekonomik durgunluk ve toplumsal hareketlerin müdahalesinin yanı sıra) kaçınmanın yollarından biri de, sınai üretimin, ücretlerin çok yüksek görüldüğü ABD gibi yerlerden ücretlerin en düşük olduğu Çin gibi yerlere kaydırılmasıydı.Bu ucuz işçilik üretimde daha fazla kâra yol açtı. Ancak aynı zamanda, tüketimde de bir soruna yol açtı. Sendikalaşmamış sınai işler ülkeyi terk ettiği için ücretler düşmeye başladı. Bu gelir farkını telafi etmek ve tüketim artışını devam ettirmek için, 1970’li yıllardan itibaren, Amerikalı işçilerin kredi kartı, mortgage sistemi ve 401k gibi finansal dolandırıcılıklar aracılığıyla muazzam bir kredi havuzuna erişmesi sağlandı. Ucuz kredilerin bolluğu, ücretler düşerken bile ABD’nin hep daha fazla çerçöp tüketmesine yol açtı. Dünyanın Salı pazarı olmaya devam etti.Bu arada Çin dünyanın fabrikası durumuna gelerek küresel pazara, özellikle de ABD’ye ucuz ürün pompalamaya başladı. Amerikalılar düşük fiyatlardan dolayı Wal-Mart’lara hücum ederken, Çin devletine de trilyonlarca dolar ABD doları aktı. Bugüne kadar, bu dolarları tekrar ABD hazine bonolarına yatırarak Amerikan ekonomisinin kendini sürdürmesini sağladılar. ABD’ye yatırım yapmamış olsalar, ticaretteki ana partnerleri ABD’nin her gün artan borçları yüzünden sakatlanmasına yol açarlardı.ABD – Çin ilişkisi küresel ekonominin temelini oluşturdu. Biri, kendi işçilerini bitap düşene kadar sömürerek deli gibi üretim yapmak, diğeri ucuz kredi denizinde yelken açıp deliler gibi tüketmek suretiyle, iki canavar birbirini besledi. Dünyanın ekolojik dengesine verilen zarar gaddarcaydı; ama 1990’larda muazzam kârlar elde edilirken piyasalar büyüdü, ve tarihin sonunun geldiği iddia edildi. Kapitalizme karşı bütün muhalefetin yok olduğu gibi bir hava vardı.Çin’de, tehlikeli ve zehirli fabrikalarda, karın tokluğuna günde 12 saatlik çalışma koşullarına son vermeye çalışan bir işçi hareketi oluşmaktadır. Komünist Parti’nin resmi sendikalarının dışında örgütlenen Çinli işçiler, ciddi grevler dizisi başlatarak fabrikaları kapattırmıştır. Hükümet, işçilerin maaş artış taleplerini kabul etmek zorunda kalmış, 1990 – 2005 yılları arasındaki ortalama maaş, yarısı 2000 – 2005 yılları arasında olmak üzere %300 artmıştı.
Çin ekonomisi büyümeye devam etse de, ücretlerin artması, Amerikalı, Japon, Avrupalı ya da nereli olursa olsun bu ülkede faaliyet gösteren şirketlerin kârının azalmasına sebep olmuştur. Ücretlerin artması aynı zamanda Çin’deki tüketimin artması, bu da daha az ucuz ihraç malı anlamına da gelir. Çinliler kendi ürettikleri araba ve elektronik eşyaları alabilecek seviyeye geldiğinde, Amerikalılar aynı düşük fiyatları talep edemeyecektir.Dünya üzerindeki hangi ülkeye bakarsak bakalım, kapitalizme ellerinden gelen her şekilde direnmeye çalışan insanları görürüz. Tarla ve fabrikalarda, okul ve gecekondu mahallelerinde, evlerde ve hapishanelerde özgür olma aruzu yok edilemez; sadece, ertelenebilir veya yönü değiştirilebilir. İnsanoğlu kendi gücünün farkına varıp, kâr için değil kendi çıkarları için mücadele etmeye başladığında sistemin pamuk ipliğine bağlı dünya hakimiyeti bocalamaya başlayacak, ufukta yeni bir dünya belirecektir.Ekonomik büyüme, bir yandan ekolojik sınırlar, diğer yandan sosyal sınırlarla giderek sıkışmaktadır. Sistem adeta artık nefes alamamaktadır. Ekolojik sınırları ve sosyal sınırları bir arada düşündüğüm zaman, kapitalizmin sonunu bir olasılık olarak değil, kaçınılmaz bir durum olarak görüyorum. Ne gezegen ne de dünya nüfusu bu sistemi daha fazla destekleyemeyecektir. Bir şeyler değişecek. Geriye baktığımızda paradigmanın değişmiş olduğunu ve artık kapitalist olmayan bir dünyada yaşadığımızı söylemek için halen on yılların geçmesi gerekiyor olabilir. Ancak, Kapitalizmin Sonu Teorisi, sınırların bu kadar yaygın ve kalıcı olduğu bir dünyada, ekonomik büyümeye dayalı bir sistemin daha ne kadar devam edebileceğini sormaya cesaret etmektedir.
yorumlar
Yaziya tamamen katiliyorum, bizlerle paylastigin icin tesekkurler Superhero.
bir şey değil suiza 🙂
Tercümede ufak tefek aksaklıklar olsa da tatminkar sayılabilir..J.zerzan’ın karşıt teorilerini de buraya aktarsaydın fena olmazdı hero.gene de fena sayılmaz.senin düşüncelerin yok mu bu konuda?
Dünyanın Salı pazarı olmaya devam etti.bu nasıl bir çeviridir. orjinal cümle bütünü nedir?what,,,,,,ABD’nin her gün artan borçları yüzünden sakatlanmasına yol açarlardı,,,,,,,,,,,what,,,,,,,,,,,,İnsanoğlu kendi gücünün farkına varıp, kâr için değil kendi çıkarları için mücadele etmeye başladığında sistemin pamuk ipliğine bağlı dünya hakimiyeti bocalamaya başlayacak, ufukta yeni bir dünya belirecektir.,,,,,,,,,,,pes,,,,,,,,,,,,,,,,kar değil kendi çıkarları için…..,,,,,,,,,,,pesin pesi,,,,,,,,,,bırakınız Amerika’yı. Türkiye’ye bakınız.Türkiye’de raf malı oyuncağın %95 i, armatürün %75’i, klimanın %50’si, halının %25’i çin malı…inşaat malzemesi, hırdavat, elektrikli cihaz,,,,, kısaca çin mallı olmayan sektör yok ülkemizde…üretim bir tercihtir. tüketim ise tercihten önce gereksinimdir.bu grafikten sonra Türkiye’nin ne yapması gerektiğini düşününüz.NE YAPILMASI GEREKİR?Türkiye, Amerika değilseyani Çin’de Amerika değilseÇiin: abi bize bir uçak lazım.abd: tonlarca hawwwwwwwwai gömlek gönder eskimişi yolluyum.ise,ne yapmalı Türkiye?ucuz üretim yapmalı değil mi?gömlek üret, uçak üret, mekik fırlat, borsayı patlat,başladığımız yere dönüyoruz.başladığı yere dönen, dönene kadar nerede başladığını unutan bir yazı. uykudan önce yazısı…
Kapitalizim hic bir zaman batmaz tam tersi su an pit noktaya tirmanista.Ha ne yapar köle cogalir ,köle tarzi yasayan insanlar cogalir (her yerde oldugu gibi)eylemlerde ise yaramaz.Cünki fazla kalabalik bir dünyada yasiyoruz…a.b.ceylem yapiyorsa yerine d.e.f gelir… bunu herkes biliyor.Kapitalizim dahada güclenecek ve silah olacak hic bir sekilde buna engel olmak mümkün degil.Her sey illegal yasaniyor yazida anlattigin yerlerdeo yüzden ….cok zor o cöküs.
Benim düşüncelerim de var elbette İvan, ama normalde kimsenin farkında bile olmayacağı bir yazıyı çevirip paylaşmayı daha uygun buldum. Kendi fikirlerimi yeri geldiğinde akyarıyorum zaten.Aerc, ne dediğini anlarsam belki bir ara cevap da yazarım. Normal cümleler kurmayı, daldan dala konmak yerine sistematik bir düşünce akışı aktarmayı falan denesen?Salı pazarıyla ilgili cümleye gelince, o cümle gayet doğru. Hiç merak etme.
Ben de senin gibi biraz daha karamsar görüyorum dünyayı harlemsaray. kapitalizm şimdiye kadar bütün büyük krizleri savaş çıkararak atlatmıştır. bu sefer de benzer bir çözüme hızla yaklaştığımızı düşünüyorum.
harika bir makale. katılmamak elde değil. eline sağlık. Anneanne usulü notebook testi
Birşeyleri kazandırmak isteyenlerin bizlerden çaktırmadan aldıkları zaman özgürlüğü gibi.. Hep daha iyisi olacak diye satın aldığımız şeylerin bizi satın almasından başka birşey değil ve sosyal varlıkların en güçlüsü olan hayvan(insan)ların kopyala-yapıştır sahip olma dürtüsü, aşkları,gösterişleri, itibarları gibidir kapitalizm. kaşıdıkça tatlılaşan kaşıntı, acı veren tatlı kaşıntı.
Yazınıza gönülden katılıyorum. Paylaştığınız için teşekkürler
Comandante el capitalista *
Kapitalizm şu an en iyi sistemlerden biri.. Çünkü sürekli üretmeye teşvik ediyor.İsteyen herkes belli bir seviyeye kadar zengin olabilir..
Bugün, kapitalizmin en geliştiği ülkelerde bile sosyal, kültürel, ekolojik ve ekonomik krizler yaşanmaktadır. Üst yapı olarak nitelendireceğimiz bu alanlarda yaşanan krizlerin sebebini, bu yapıların kendi dinamiklerinde değil, daha derine inerek kapitalizmin kendi dinamiklerinde aramak gerekir. Kapitalizm birey-toplum dengesini birey lehine bozduğu için doğal bir dengesizlik üzerine inşa edilmektedir. Kapitalist sistem, birey ve bireysellik merkezli olarak işlemekte; toplum ve toplumsallığa ait değerler ya geri planda algılanmakta ya da tamamen yok sayılmaktadır. Burjuvanın kendi sorumluluğunu başka bir yere atmasının sonucu olarak görebileceğimiz sosyal devlet, sosyal demokrasi gibi toplumsallığa hitap eden bazı yamalar ise; birey-toplum dengesizliğinden kaynaklanan sorunları ortadan kaldırmamaktadır.Tekno-merkezli kitle üretim ve internet merkezli küresel tüketim ile 19. yüzyıldan daha farklı bir kimliğe bürünen kapitalizmin, mülkiyet, üretim ve tüketim konularındaki temel prensipleri öz olarak aynıdır. Çok çeşitlilik kazanan bankacılık sektörü ve çok hızlı artan nufus ile birey-toplum yani sermaye-emek arasındaki ilişki sermayeyi güçlendiren noktaya ulaşmıştır. Sermaye üretimin tepe noktasında konumlanırken, emek ise salt bir tamamlayıcı öğe konumuna kalıcı olarak yerleşmiştir. Kapitalizmin sonunun geldiğini öne sürmek için öncelikli olarak; toplumsallığın yani emeğin, bireyselliğin yani sermayenin hegemonyasından, belirleyiciliğinden kurtulmuş olması gerekir. Çalışan ücretlerinin artması ya da azalması, sermayenin yapısına bağlı olduğu sürece, salt ekonomik beklentileri kapitalizmin ortadan kalması süreci içerisinde değerlendirmek mümkün olmayacaktır. Çin’de, Amerika’da ücretlerin artması sermayenin kaldırabileceği oranlarda olacaktır.Kısaca, kapitalizmin ortadan kalması için birelsellik-toplumsallık dengesizliğin önce algısal olarak ortadan kaldırılması gerekir. Birey, dünyanın sadece kendi için döndüğü inancından kurtulduğu zaman, kapitalizmin sutunları birer birer yıkılmaya başlayacaktır.
Kapitalizmin sonu olması için güçlü bir alternatifinin sunulması lazımdı. Yazı sadece bilindik kapitalizmin açmazlarını mırıldanmış. Bunları ebem de biliyordu, dedem de. Bize çözüm lazım.. var mı alternatifi ki dibini görebilelim. Komünizm dedi adamın biri 162 sene evvel ama denedik gördük ki bi boka yaramayan bişeymiş o alternatif. Sorun tesbiti değil, çözüm tesbiti sunsun bi zahmet laf söyleyenler…
Bir alternatif üretilememişse, demek ki kapitalizme dair sorunlar tam olarak tespit edilememiş demektir. Kapitalizmi eleştirmek, sosyalizm/komünizm propagandası yapmak değildir. Bunun böyle algılanması benim tuhafıma gidiyor.
Çözüm? bir şeye karşı çıkarken, çözüm sunamamak mı..
burada onun yapıldığını iddia etmedim zaten. ki artık bir yüzyıldır bunca komünizm rezaletinden sonra kolay kolay o eski yöntemleri savunan da çıkamıyor günümüzde. (bazı marjinal heyecanlı gençler dışında.) ama kaymağını yiyen tepedeki azınlık dışında kapitalizmi de canhıraş savunan olmadığı halde, insan doğası uygun, daha güçlü bir sistem de sunulamıyor diyorum. yoksa çoktan yerle yeksan olurdu bu sistem.
NORMAL CÜMLE KURMUŞ, DALDAN DALA KONMAMIŞ, SİSTEMATİK BİR DÜŞÜNCE AKIŞI AKTARMIŞ, NE GÜZEL ANLATMIŞ İŞTE.NET…
Benim kasdettiğim çözüm sunmamak değildir. Sorun tam olarak algılanmadan, kesin çözümler sunulmaz. Bir çok kesim tarafından kapitalizm eleştiriliyor ve bu kesimlerin tartışılabilir düzeyde getirdiği çözümler var. Bunların kimisi denenmiş, fakat bir süre sonra İnsanlığı yücelten bir sistem olmadığı yaşanan trajediler ile görülmüştür. Pratikte yaşanan bu kaoslar, ne yazıkki kapitalizme mutlak alternatifslizk yüklüyor. Bunun bir sebebi de, meseleye sadece A ve B varmış gibi bakmak, algılamak. İnsanlar bugün sermayenin yani paranın totalitarizmi altında yaşıyorlar. Mutlular mı, bence değiller. Bunun karşısına sadece; emeğin, bedenin totalitarizmi getirildiği zaman, insanlar mevcut düzeni daha yaşanılır buluyorlar.Bugün kişi, salt bireysel bir meta olarak algılanıyor. Eğitim sisteminden siyasal, sosyal, ekonomik sisteme kadar herşey bireyin metasal değerinin yükseltilmesi üzerine kurulmuştur. Efendi-köle ilişkilerinin daha meşru formları yaşanıyor. Peki kişiler neden metalaşmayı bu kadar özümsüyorlar? ‘İnsan’ olarak algılanmak varken neden ‘birey’ olarak algılanmak kişiler tarafından kabul görüyor? Belki sorunu ve çözümü burada aramak gerekiyor.
Bence de alternatifleri var. Var olmalıdır da. Herşeyden önce, kapitalizmin mümkün olduğunca insanileştirilmesi gibi. Ve emeğin ve hayal gücünün yüceltilmesi gibi. Son yüzyıl ve dijital çağ da bence buna imkan sunacak. (kapitalizmin tepe noktası bill gates bile bu konuda kafa yoruyorsa…) komünizm sonrası kapitalizmin tek kutuplu, karşıtsızlığına yol açan durum da sona erecek, o boşluk doldurulacak. bunun iktisadi ve sosyolojik altyapısı da oluşturuluyor. üçüncü yol ne olabilir diye. Ancak bu yolların Tony Blair’lerin hocalarından da çıkamayacağı, anca adamı Bush’a maskara yapacakları ortaya çıktı.Fazla iyimser ve hamasi olduğumdan değil ama bence kesinlikle bu alternatif önümüzdeki on yıllarda Türkiye’den çıkacak. Dünya, yeni dünya düzenini Türkiye üzerinden oluşturacak.
Antony Giddens gibi Üçüncü Yol’cuların ve sosyal demokratların, sosyalizm ve kapitalizmi uzlaştırma çabaları bir çözüm üretebilir belki. Fakat bu kapitalist değer sistemine bağlı kaldığı sürece tam bir alternatif olur mu, orasını tam bilmiyorum. Benim için alternatif; ne birey-merkezli ne de toplum-merkezli bir sistemdir. Kişideki insani özü yok sayan hiçbir sistem, müreffeh bir yaşayış tarzı oluşturmayacaktır.Türkiye? 🙂 Türkiye özgün bir model oluşturabilecek bir entellektüel yapıya sahip mi? 24 Ocak 1980’den başlayan süreç ile beraber, katipalist sistemi tam olarak oturtmadan gerçekleştirilen liberal politikaların, olumsuz sonuçlarını 1994 ve 2001 krizlerinde acı şekilde yaşadık. 2002 sonrasında ise, Körfez Savaşı sonucu yarım kalan liberal politikalar son hız davam sürecine girmiştir. Bugün Türkiye’nin kapitalist dönemden kalan sorunları vardır. Sermaye ve emek olguları tam manasıyla tanımlanmamıştır. Türkiye’de 2002’den sonra hız kazanan global süreç bu sorunlarla beraber yürümektedir. Emeğe biçilen değer geçim sınırının neredeyse yarısı olduğu bir ekonomik sistemin küresel ölçekte nasıl belirleyici olması beklenebilir?Kısaca, 80’lerin liberalleşme akımı içerisinde alelacele uyguladığımız politikaların sağlam olduğunu düşünmüyorum. Bugün ise küresel entegrasyon trendi içerisinde gerçekleştirilen politikaların, özgün ve bizim farklılığımızı yansıtacak bir sistem üretmesini beklemiyorum.
ne güzel cevap vermiş işte.
Kapitalizm iyi derler bi de 🙂
tuttum bu yazıyı…
Tayyip , Egemen e sorar : – Egemen , biliyorsun Turgut ÖZAL ın büyük hizmetleri var ülkeye , sence o mu daha byük ben mi ? – Efendim , tabiki siz büyüksünüz , zira rahmetli Demirel den çok korkardı , siz takmazsınız bile… – Demirel dedin de Egemen , Demirel in de büyük hizmetleri var , sence ben mi büyüğüm Demirel mi ? – Efendim , tabiki siz büyüksünüz , Demirel askerden çok korkardı , siz askerin anasını ağlattınız… – Peki Egemen sence Atatürk mü büyük ben mi ? – Efendim , elbette siz büyüksünüz , Atatürk , İnönü den tırsardı , Sizse her yerde İnönü ye ana avrat sövebiliyorsunuz… Egemen in coştuğunu gören Tayyip hızını alamamış : – Peki Egemen , Hz.Ömer mi büyük ben mi ? – Efendim , tabiki siz büyüksünüz , Hz. Ömer Allah tan korkardı , siz Allah tan da korkmazsınız…
Yorumları okuyunca çorba oldum,şimdi başa döneceğim tekrar..
önceki yazı gibi bunun çeviriside çok iyi. tebrikler.
güzel makale tşklerpara kazanmanın yolları
bir şey değil.
10 numara makale..herşeyiyle doğru
güzel ceviri elinize saglık.
teşekkürler.
Yazıyı çeviren arkadaş üstüne alınmasın ama makale ne yazık ki benzerleri gibi kıt ve sığ düşüncelerle hazırlanmış. Ufak bir Google araştırması ile buna benzer ABD – Çin ticari ilişkileri lise mantığıyla açıklanmaya çalışılmış. Ama maalesef “kazın ayağı öyle değil”. Özellikle yazının sondan bir önceki paragrafında klişe kavramlar üzerinden (insanların içindeki mücadele gücünü anlaması, kapitalizmin pamuk ipliğine bağlı olması ..) verilen mesajlarla yeni dünya düzeninin geldiği nasıl anlaşılıyor? Dünyada yaşanan büyük-küçük ekonomik krizler kapitalizmin dibe vurması değil, “kapitalizmin ince ayarı”dır.Ayrıca Yeni Dünya Düzeni’nin Türkiye üzerinden yükselebilmesi günümüz Türkiye’si için pek mümkün görünmüyor. Ülkede uygulanan ilkel kapitalist ekonomiye alternatif özgürlükçü bir sosyalist ekonomi politikasını geliştirecek aday henüz görünmüyor.
yok, alınmadım. hatta, karşıt görüşlerini daha ayrıntılı bir şekilde anlatsan da burada güzel bir fikir alış verişi başlasa çok memnun olurum.
Yeni dünya düzeninde belirleyici olmak için alternatif bir sosyalist politikaya gerek var mı? Türkiye’nin mevcut politikalar ile yeni dünya düzeninde merkez olamayacağı malumdur lakin bu, alternatif bir sosyalist paradigmanın yokluğundan kaynaklanan bir durum değil bence.1980 sonrasında, ne yapacağını bilmez halde liberal politikalara sarılan iktidarlar; 1994 ve 2001 krizlerini göremediler. Nitekim emek ve sermaye olgularını tam anlamıyla tanımlamadan yani kapitalist süreci olgunlaştırmadan liberal politikalara meylettiler ki bu tam bir felaket oldu. Sermaye olarak üç-beş burjuvaya mahkum, emek olarak da ulus ötesi işletmelerin sömürü merkezi haline dönüşmekten başka bir durum ortaya çıkmadı. Her sene ortaya çıkan cari işlemler açığı da bunun bir göstergesidir. Cari açık demek dolaylı olarak dışarıya borçlanmak demektir. Kendine ait birşeyler üretmiyorsun ve devamlı ithalata bağlı bir tüketim alışkanlığı taşıyorsun. Şimdi 2023 de 500 milyar dolarlık ihracat safsatası ile cari işlemler açığını kapatmanın yolunu arıyorsun. Ama nasıl yapacaksın bunu,.. Liberal kapitalizm bataklığında battıkça batıyoruz anlayacağın…
evden eve nakliyat tekstil taşımacılığı boya taşımacılığı gebze evden eve nakliyat kartal evden eve nakliyat maltepe evden eve nakliyat kadıköy evden eve nakliyat ümraniye evden eve nakliyat tuzla evden eve nakliyat pendik evden eve nakliyat üsküdar evden eve nakliyat beylikdüzü evden eve nakliyat avcılar evden eve nakliyat başakşehir evden eve nakliyat florya evden eve nakliyat gaziosmanpaşa evden eve nakliyat bayrampaşa evden eve nakliyat kağıthane evden eve nakliyat edirnekapı evden eve nakliyat beşiktaş evden eve nakliyat mecidiyeköy evden eve nakliyat silivri evden eve nakliyat çorlu evden eve nakliyat
cam balkon cam balkon cam balkon ankara tadilat çankırı av tüfekleri web tasarım köfte makinası alüminyum profil gelinlik modelleri istanbul düğün salonları düğün mekanları sünnet salonları düğün salonları fiyatları maltepe nikah salonu kartal nikah salonu kadıköy nikah salonu
Evden eve nakliyat evden eve nakliyat fiyatlarıevden eve
http://www.zorluevdeneve.com/evden-eve-nakliyat.html http://www.zorlunakliyat.com/evden-eve-nakliyat.asp http://www.zorlunakliyat.com/sisli-nakliyat.html http://www.zorlunakliyat.com/bursa-evden-eve-nakliyat.html http://www.zorlunakliyat.com/istanbul-evden-eve-nakliyat.htm
http://www.zorlunakliyat.com/izmir-evden-eve-nakliyat.html http://www.zorlunakliyat.com/kadikoy-nakliyat.html http://www.zorlunakliyat.com/uskudar-nakliyat.html http://www.zorlunakliyat.com/bakirkoy-nakliyat.html
evden eve taşıma Nakliyat
nakliyatbakırköy evden eve nakliyatbağcılar evden eve nakliyatavcılar evden eve nakliyatbahçelievler evden eve nakliyatbakkalköy evden eve nakliyatataköy evden eve nakliyatnakliyat şirketlerievden eve nakliyat şirketlerişehirlerarası nakliyat
evden eve nakliyattuzla evden eve nakliyatkartal evden eve nakliyatkadıköy evden eve nakliyatpendik evden eve nakliyatkurtköy evden eve nakliyatsultanbeyli evden eve nakliyatmaltepe evden eve nakliyatüsküdar evden eve nakliyatümraniye evden eve nakliyatgöztepe evden eve nakliyat
Çok beğendim, eline sağlık güzel paylaşım
Paylaşım İçin Sonsuz Teşekkürleroto kiralama ankaralüks araç kiralama ankaralüks araba kiralama ankaralüks oto kiralama ankara
Paylaşım İçin Sonsuz Teşekkürleroto kiralama ankaraankara oto kiralamarent a car ankaraaraç kiralama ankaraankara otelleri ankara butik otelbmw x6 kiralama ankara bmw kiralama ankaraankara bmw kiralama
остекление балконовостекление фасадовбезрамное остеклениестеклянный балконosteklenie balkonovosteklenie fasadovbezramnoe ostekleniesteklyanniy balkon
Bilgi için teşekkürlerminoxidil satışminoxidil şampuanzayıflama onlinediyet ve diyetkanser