olacak belki ama, bence insanlar yaşadıkça sınıflar da hep olacak. Global bir dünyayı yada sınıfsız bir dünyayı, bizler değil, çocuklarımızda değil ama umarım torunlarımız görebilir.
Yazımı yazarken birden şu geldi aklıma (ne kadar ilgili bilmem); şu Pandora, kutusunu açmasaydı da keşke insanların yüreklerine kötülük tohumları saçılmasaydı.
her turlu teorinin gerceklesmesi mumkundur, kaldi ki sinifsiz toplum bugune dek bilimseligini koruyabilmis, suna ki duzene alternatif tek teoridir. Hic bir teorinin uygulanis farkliliklari yada uygulamadaki basarisiliklari onun bilimselligini yitirdigi anlamina gelmez.
Utopya konusunda ise sunu soylemek gereklirir dogru ikitisadi, bilimsel temellere dayandirilan hic bir teori utopik olamaz, zati utopik dusunce anlayisida yaraticiligin oncusudur.
Sasirtici olan su ki bilimselligi onemsemeyen ve azcik bilgisi ile teoriye sempati duyabilmis ve ideal olarak gormus insanlarin yine o azicik bigisi ile bu bir utopyadir diyebilme curetini gostermesidir.
Saygı duymak bile sınıflandırmaktır. Hakların olduğu yerde sınıflandırma vardır. İnsanoğlunun doğasına eşitlik aykırı herşeyden önce. “Güç haklıdır” diye bir desturun kabul edildiği bir toplulukta, eşitlik söylemleri hayalden öteye gidemez. Belki hakların suistimali olmaz, herkes birbirine daha anlayışlı davranır ama “topyekün eşitiz, senin benden, benim senden farkın/mız yok” demek olası değildir. Ekonomiden ve politikadan özerk düşünsek dahi, en ilkel toplumlarda bile liderlere ve yöneticilere ihtiyaç vardır. Bu da onların bu işi senden daha iyi yaptığını gösterir. İş bölümü denen şey de zaten, “al gülüm, sen benden daha iyisin bu konuda, buyur sen yap” demektir. Bunu anlamak için de fetva indirmeye gerek yoktur. Genetik var, eğitim şartları var, nasıl bi eşitlikten bahsediyoruz allah aşkına? Sınıflar hep olacak ve bizler de kütüphanelerdeki kitaplar gibi etiketleneceğiz. Ama bu etiketlenen kitaplara aynı kalitede rafa koyup, her gün tozları alınarak mı bakılır onu bilemem. Benim bazı kitaplarım var, ne yalan söyleyeyim, yatağımın altında duruyorlar, bazen onların ikisini üçünü birleştirip sahafa satıp, daha iyi olduğunu düşündüğüm bir taneyi alıyorum. “Animal Farm”a döner işin özü sonunda herşey.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
300 küsür kb. yüklenmesi gerekiyor.
olacak belki ama, bence insanlar yaşadıkça sınıflar da hep olacak. Global bir dünyayı yada sınıfsız bir dünyayı, bizler değil, çocuklarımızda değil ama umarım torunlarımız görebilir.
Yazımı yazarken birden şu geldi aklıma (ne kadar ilgili bilmem); şu Pandora, kutusunu açmasaydı da keşke insanların yüreklerine kötülük tohumları saçılmasaydı.
Bir ütopyadır. Önemli olan sınıflar arasında uçurumlar yaratmayacak insanların erdem sahibi olmalarını hedefleyecek adaletli bir sistem.
Çok zor. Tanrı Devleti aklıma geldi, ancak orada olur bu toplum.
Bu arada Kızılırmak’ın hangi albümündeydi o şarkı?
albümünde bu parça. yanılmıyorsam 🙂
Kaldıralım o bayrağı…… ki gizli bir şey kalmasın 🙂
Şaka bir yana, komünizm teoride ideal bir rejimdir. Tanrı devleti de diyebilirsiniz. Ne Rusya ne de Çin beceremediler bu işi. İş teoride kaldı, gitti…
Bu arada ben komünist değilim.
her turlu teorinin gerceklesmesi mumkundur, kaldi ki sinifsiz toplum bugune dek bilimseligini koruyabilmis, suna ki duzene alternatif tek teoridir. Hic bir teorinin uygulanis farkliliklari yada uygulamadaki basarisiliklari onun bilimselligini yitirdigi anlamina gelmez.
Utopya konusunda ise sunu soylemek gereklirir dogru ikitisadi, bilimsel temellere dayandirilan hic bir teori utopik olamaz, zati utopik dusunce anlayisida yaraticiligin oncusudur.
Sasirtici olan su ki bilimselligi onemsemeyen ve azcik bilgisi ile teoriye sempati duyabilmis ve ideal olarak gormus insanlarin yine o azicik bigisi ile bu bir utopyadir diyebilme curetini gostermesidir.
komunist devlet olmaz bence, komunist koy olur. olur ama o komunist bu komunist mi olur bilemem. komunist koyde yasarim da, komunist ulkede yasayamam.
Allah’ ın taksimine rıza göstermek gerekir, alan da veren de o dur..
Saygı duymak bile sınıflandırmaktır. Hakların olduğu yerde sınıflandırma vardır. İnsanoğlunun doğasına eşitlik aykırı herşeyden önce. “Güç haklıdır” diye bir desturun kabul edildiği bir toplulukta, eşitlik söylemleri hayalden öteye gidemez. Belki hakların suistimali olmaz, herkes birbirine daha anlayışlı davranır ama “topyekün eşitiz, senin benden, benim senden farkın/mız yok” demek olası değildir. Ekonomiden ve politikadan özerk düşünsek dahi, en ilkel toplumlarda bile liderlere ve yöneticilere ihtiyaç vardır. Bu da onların bu işi senden daha iyi yaptığını gösterir. İş bölümü denen şey de zaten, “al gülüm, sen benden daha iyisin bu konuda, buyur sen yap” demektir. Bunu anlamak için de fetva indirmeye gerek yoktur. Genetik var, eğitim şartları var, nasıl bi eşitlikten bahsediyoruz allah aşkına? Sınıflar hep olacak ve bizler de kütüphanelerdeki kitaplar gibi etiketleneceğiz. Ama bu etiketlenen kitaplara aynı kalitede rafa koyup, her gün tozları alınarak mı bakılır onu bilemem. Benim bazı kitaplarım var, ne yalan söyleyeyim, yatağımın altında duruyorlar, bazen onların ikisini üçünü birleştirip sahafa satıp, daha iyi olduğunu düşündüğüm bir taneyi alıyorum. “Animal Farm”a döner işin özü sonunda herşey.