Mağazada alışverişimi yaptıktan sonra kasaya geliyorum. Kasa görevlisi bana, bende mağazanın indirim kartı olup olmadığını soruyor. “Yok!” diyorum.İstersem hemen adıma bir kart çıkartabileceklerini söylüyor. “İstemiyorum!” diyorum.Bunun üzerine yandaki kasa görevlisi önündeki müşterisi ile ilgilenmeyi bırakıp bana dönüyor ve kart çıkartırsam satın aldığım bir üründen ikinci bir tane daha aldığım takdirde ikinci ürün fiyatı için %50 indirim kazanabileceğimi hatırlatıyor. Bu hatırlatma zaten alışveriş boyunca mağazanın duvarlarında öküz puntolarıyla gözüme gözüme sokulduğundan artık patlayacağımı düşünmeye başlıyorum. Bugün yüzüme aptal ifademi mi takınıp çıkmışım, Allah’ım?Elimdeki kredi kartını uzatırken, “Artık şu hesabı görür müsünüz?” derken, “Bir zamanlar müşteri, velinimet gibi mefhumlar vardı”, diye düşünüyorum, ikinci bir ürün almaya ihtiyacım olmadığını onlara nasıl anlatabileceğimi düşünüyorum. Mağazanın kart çıkartma dalaveresi ile kişisel bilgilerimi benden bedavaya alırken başka firmalara promosyon – dandirik nosyon çerçevesinde para karşılığında satacağını da bildiğimi nasıl ifade edebileceğimi düşünüyorum. Bu boş düşünceler, boş yere kafamı meşgul ediyorlar. Durduk yere, sinirlendiğimi hissediyorum… Oysa bu alışverişe mutlu başlamıştım! Sanırım!Ardımda, daha bu soruyu defalarca soracakları bir müşteri ordusu da sırada bekliyor. Sanki kasa görevlilerinin kasada olma sebepleri sadece bu soruyu sormak… Sırada bekleyen insanlara acıdığımı fark ediyorum. Bu insanların zaman kaybına sebep ben miyim yoksa karşılarındaki müşterinin algısının yavaş olduğunu düşünen kasa görevlileri mi? Acaba mağaza bu görevlilere kart çıkartma konusunda ikna ettikleri her müşteri için prim mi ödüyor? Müşteri kendilerine “Hayır” dese bile “Evet” dedirtene kadar ona aptal muamelesi yapmaları için, acaba yılda kaç kez seminer görüyorlar? İkinci ürün mevzusunun vahşi kapitalist dünyanın bir aldatmacası olduğunu keşfedeli sanki yüzyıl olmuş. Sikindirik kartlar dünyası ve indirim adı verilen magic mushroom’larla gazı ala ala bugünlere gelmişiz demek! Herkeslerde kafalar olmuş bir milyon! Piyasa zaten ayılarla boğalara kalmış! Bi silkinip gidin, kendinize gelin yahu. Verin alışveriş torbamı!!!bu bir pilli patisözüdür!
yorumlar
sırf kapitalizmden nefret edeceğim diye alışveriş bile yapmıyorum doğrusu… eski püskü giyinince daha bir anarşistim sanki….yazılarının kolaylığını seviyorum philli pati hep denk gelsem keşke…
Yurtdışında da tam tersi, çok ilgisizler..Saat 6 ya gelince müşteriler kapı dışarı bile edilebiliyorlar mağazalardan..Biz gözünü çıkarıyoruz herşeyin..Pilli Pati bağırsaydın keşke, yeteeeeeeeeeer die..
e bağırıyorum ya! ben gibi birini bile anarşist ettiler 🙂
Sigorta şirketleri de aynı, nasıl eğitim veriyorlarsa artık o gazla müşterileri ısırmak üzere programlanmış dolaşan açılır kapanır, diş gibiler..
az önce söylediğin genel olmamalı bence, sevgili pbk. sigorta şirketinin kalitesine, hemde bünyesinde ki acentenin çalışma prensibine göre değişir…
en kalitelileri de dahil, şikayet geliyor, sağlık sigortam var diyorsun , bir de biz gelelim görüşelim diyorlar.. Kredi kartları konusuna ise hiç girmiyorum..Bıktırmanın bir anlamı yok ki..Eğer sigortacılık mesleğin ise pelitas, mutlaka benden daha iyi biliyorsundur, belki de eksik olduğum konular vardır,..o yüzden kusura bakma..
anarsist olsun da daha ne olsun da ,,zarar i yoktur zinhar.olaya ben farkli acidan bkiyorum,nereden,satici yada isci gosu ile,magazacilik yahut kapitalist duzenin esmez sasmaz emir zinciri dahilinde tumevarimdan tumden gelim e dogru emir komùuta zincirinde isguzerlik yapan bu sistem merkezden(sirket merkezi) ne direktif gelir ise onu uygulama ile yukumlu,tipki kemerin son damlasi magaza sefi sorumlulari gibi merkezin kampanya dahilinde( ozel indirim kartlari gibi) verdikleri kota yi asmalari icin onlarinda altlarinda olduklari insanlara baski yapmalari sonucu bole capsiz olalar vuku bulmakta, + kemerin son deligi sayilan bireyler tahminim prim sistemi ile ( ne kadar ozel musteri o kadar prim, ekmek kofte ikilisi gibi) calisan insanlarin gun boyunca farkindaliligina varamadiklari bi olay vuku olmus. pis kapitalci sistemin getirisi.
ecnebi memleketlerde saat alti da magaza kapanir, saat on oldu mu marketler…Turkiye de git herhangi bir esnafa, gece on ikide…abi acil suna ihtiyacim var de, adam pijamasiyla iner gider acar dukkani satar malini sonra evine geri gelir. Elalemin memleketinde galerici saat altidan sonra araba satmiyor.
pilli pati’ cim, senin üslubuna bayılıyorum!
”Sikindirik kartlar dünyası ve indirim adı verilen magic mushroom’larla gazı ala ala bugünlere gelmişiz demek”Bu üslub iz bırakacak, pilli pati.:))
bazı mağazaların indirim zamanlarında müşterilere çok kötü davrandıklarını düşünüyorum. indirim yaptık ne haliniz varsa görün tarzında burunlar havada. sezonda 50 milyona sattıkları şeyi sezon sonunda 10 milyona indiriyorlar sonra da bizim aptallığımıza gülüyorlar.
the world of the skin the rick cards
zaman “ananı da al git” üslubunu barındıran bir zamana dönüştü. toplum kadar bireylerin ruhları da ikilikler içinde…
onlar mor inek olabimenin çabası içindeler.