İlişki uygunsuzluğu (bir ilişkiye yapı olarak uyumlu olmamak) testi düzenlense, başarılı olurum. Belki ilk sıralardan hem de. ‘Muhteşem’ ben, ne aşk ne ilişki insanıyım. İtiraf.comHer şeyden sıkılan, yalnız olmayı gayet seven, ilk önce kendini düşünen ben; işime gelince yalnız kalmak işime gelince bir arada olmak taraftarıyım.Bu değişir mi ya da nasıl değişir bilmiyorum. Bir de dürüstüm ki, ilişki için iyi midir bilemem. Baktım gayet politik olmak iş yapan gerçek. Ben ki, doğrucu Davut. Arıza yapım var vesselam.Lakin şikayetçi miyim, tüm bu halimden. Yok, memnunum. İlla ki mesafeli halim, beni ben yapan birincil unsur. Başkasının başka özelliği gibi bu da benim özelliğim.Düşünüyorum da telefonla konuşmayı sevmeyen, hatta yüz yüze iletişim dışında hiçbir iletişim şeklini sevmeyen ben; pek de kolay çekilir biri değilim, söz konusu ilişki olunca…Aslında kendimi yersiz eleştiriyorum. Düşündüm de, belki de herkes farklı. Herkesin farklı tutumları var. Benim mesafeli olma halim karşı tarafa dokunabilir, onun başka bir halini ben anlayamam, irdelerim kendimce acaba niye böyle diye.Bir de oldukça inandığım bir konu daha var: İnsan kendini yeterince sevmezse ve kendine yeterince değer vermezse başkasına da değer veremez ve ne yaparsa yapsın sağlıklı bir sevgi olmaz.
Patlar bir yerde. Yerde olur her şey an gelir ki. O an ki ne kotarılacak bir çuval incir vardır, ne bir dal kadar tutunacak yer.Biliyorum ben aşk insanı değilim ama kendini aşk insanı sananlar da belki değil. Sağlıklı ilişki kurmanın tanımına bakmak lazım, sağlıklı ilişki kurmak nedir bunu bilmek ve bu konuda tartılmak ve bu konuda tartışmak için.
Kriterler ne sağlıklı denen ilişkide? Kim koymuş bu normları? Çoğunluk her zaman doğru mudur?Avangardlar ne olacak, çağı en az 50 yıl önden takip edenler? Bunların 50 yıl öncesinden anlaşılması mümkün olsaydı ne avangard olurdu, ne de sürü psikolojisi.Ben mükemmel değilim ama başkaları da mükemmel değil. Mükemmel olmadığım taraflar belki başkalarının çok daha çabuk kabullendikleri, hatta sorgulamadıkları konular olabilir. Memnun muyum, evet. Sorun yok.Kendimle ilişkim neyse ki, iyi; yerinde. Başkası bu ruh haliyle sorun yaşayabilir, o ayrı. Bu noktada, bu bencil bir yaklaşım mı, olabilir.İstediğim şeyler çoğu zaman yapısal. Kendimce esniyorum da. Yani, post yapısal davranmaya yatkınlaştığım epey alan oldu. Başardım da. Ama hiç oralı olmadığım, hala yapısalcı davranmaktan gayet memnun olduğum tonla durum var.

filozof.net
filozof.net

Bir insanın sana yakın olmasına izin vermek bazen çok zor bir konu. İş yaşamı böyle değil, arkadaşlar belli seviyede yakın olabilir, ailenin dahi sınırları var.İlişki denilince sınırlar softlaşıyor ya, benim belki arızaya bağladığım nokta (rahatsızlık duyduğum nokta) yakınlaşıyor. Mesafeler kalktıkça nerede kaldı benim kişisel haklarım, alanım, kendime ayırdığım zaman, benim alanım, benim, benim?Biz mi diyorlar bunun adına? Biz denilen kavram, ben, denilenin biz de erimesi mi?
Ben bunu kabul etmiyorum. İki benden biz olabilir ama kendini iki yarımı biz sanan kişilikten bir biz etmez. Bu işin matematikten farkı bu.Benim alanıma girildiğinde sinirli, tavizsiz, soğuk ve kesin tavırlı bir kişilik oluyorum. Benim alanıma giremezsin diyen bir ruh var içimde. Buna izin vermek istemiyor. Hım, bu noktada böyle davrandığımdan ilişkiye yatkın bir kişilik olmuyormuşum galiba.Peki, olmayalım. Bence ben sağlıklı kişiliğim. Benim alanım benimdir, onun alanı onun. Kimsenin alanına girmem, kimsenin de benim alanıma müdahale etmeye bu hakkı yok, ilişki ve aşk adı altında.Bu da başka bir düzen, aşk adı altında; hatta biz adı altında; alan bırakma ya da bırakmamaya çalış.Bu sistemin savunduğu ilişki şekli. Kabuletmiyorum. Bireyim. Değerliyim. Alanım önemli. Ben tam ve tamamlanmış bir varlık olmazsam biz değil öncelikle ben dahi olamam.Brain Fay‘ de kimlik kavramını tanımlarken birey olmanın nasıl kurulduğunu ve kimlik denilenin nasıl birşey olduğunu oldukça açıklayıcı ve sade anlatıyor.Neyse ki tamamiyle yalnız değilim. Birey olmak ve alanın korunması anlamında Émile Durkheim,Adorno, Ayn Rand ve Cioran ile aynı fikirdeyiz.Karşıdakinin alanına saygı duymak kendine duyduğun saygıdır.