Bugün zengin bir müşterim iftara davet etti. Tabi aynı zamanda iş konuşulacaktı. Neyse iftar vakti geldi sofraya oturuldu. Dikkatimi çeken ilk şey müşterim : ‘suyu bol iç, bugün baya susamıştın’ demesiydi. Çorbalar geldi üç bilemedin dört kaşıklı çorba vardı içinde. Ana yemeğe geçildi arasıcak gibi bir beklentim kalmamıştı zaten. Tabakta da sayılı yemek vardı. Buna da şükür diyip yemeye başladım yarıya geldiğim de müşterim hadi çok yedik birazda iş konuşalım dedi. Bu cümleyi duyana kadar olayları benim abarttığımı düşünüyordum ama durum hiçde öyle değilmiş. Aklıma geçen hafta personelimin annesi iftara davet etmişti o sofra aklıma geldi.Gariban olarak nitelendireceğim sofrada ezan okunmaya başladığında suyumu içerken annesi : ‘Oğlum çok su içme karnın şişer yemek yiyemezsin’ demişti. Gelen çorba çok fazlaydı soframızda çorba dışında bulgur pilavı ve salata vardı ama bana sunulan yemekle bir kişi daha doyardı. Ben tabağımı bitirmeden kalkmak istediğimde anne başını kaldırmadan : ‘ Oğlum yemeğimizi beğenmedin mi diyebilmişti.’ Bende olur mu anam öyle şey ellerine sağlık çok güzeldi ama şiştim yiyemiyorum demişti. O cümleden sonra yüzü gülmüştü.İki sofrayı karşılaştırdıktan sonra müşterimle işi görüşmeye devam ettim ve kendisiyle iş yapamıyacağımızı belirtip evime döndüm.