Geçenlerde Wired‘da gezerken şöyle bir şeye rastladım. “Nedir?” Derseniz, güzel bir kardeşimiz oturmuş ve korsan materyallerin (gıcığım bu sözcüğe) internette nasıl bu kadar hızlı yayıldığını araştırıp yazmış. Yazının genelinde “P2P‘lere kalsa bir filmin dünyaya yayılması yüzyıl sürerdi” gibi bir tavır var.Okuyunca haklı olduğunu da görebiliyorsunuz. “Ben dört sayfa okumaya üşenirim veya ingilizceyle anlaşamıyorum” diyenler için kısa bir özet geçiyorum hemen, özet istemeyenler yazıya baksın:Proje adı: Bir filmi gösterim tarihinden daha önce internette yaymak.

Adım Adım Korsancılık:

1. Film bir projeksyoncu tarafından veya promosyon dvd’leri basan şirkette çalışan ve gönlü korsanlıkta olan bir “insider” sayesinde çalınır.

2. Eldeki filmin boyutu çok büyük olduğundan bu işlerden anlayan bir elemana verilir ve tonla codec kullanılarak en düşük boyutla en yüksek kalite yakalanmaya çalışılır.

3. Film bir “topsite”a yüklenir. “Topsite” ip’sini pek az insanın bildiği, daha da azının girebildiği , süper güvenli olduğu söylenen bir server’dır (başta FBI olmak üzere herkes bu grupların peşinde olduğundan, güvenli olması daha mantıklıdır).

4. Film, söz konusu topsite’a girebilen kullanıcılar tarafından indirilip daha düşük rütbeli serverlara yüklenir.

5. Bu serverlar topsite’lardan daha fazla kullanıcıya sahiptir ve bu noktada işe kuryeler girer.

6. Kurye denilen kitle genellikle internet bağlantısı olan ve yarışmayı seven çoluk çocuk takımıdır. Dosya, giriş yapabildikleri serverlardan birine düştüğü an upload yarışı başlar.Amaç bir gün içinde dosyayı yayabildiğin kadar yaymaktır. Yarışma kredi için yapılır. En çok upload’ı yapanlar yüksek kredi alır. Alınan krediler topsitelardan olmasa bile bir çok hızlı serverdan download hakkı anlamına gelir.

7. Kuryelerin yoğun çabasından sonra dosya P2P’lerde görünmeye başlar. Grupların amacı dosya “P2P‘lere düşene kadar binlerce kopyasını çıkarmak, böylece filmin hızlı yayılmasını sağlamaktır.

Şimdi, bütün bu sistem Commodore yıllarında, oldukça yavaş bir ağdan oyun paylaşan insanların koyduğu bir kurala göre işliyor, kural da şu: İndirilen her 3 dosya için en az 1 upload.Krediler de bu esasa göre dağıtılıyor.Korsan grupları (Johnny Depp gibi sallanabiliyorlarsa süper)topsitelardan download hakkı isteyen insanlar tarafından besleniyorlar (kameralar, bilgisayarlar ve diğerleri), insiderlar da aynı hak için olaya giriyorlar.

Gerçi kolluk kuvvetlerinin (bu cümleye hastayım) sürekli bu grupların peşinde olduğu düşünülürse, meseleye bir gönül işi olarak bakmak mümkün. Alınan risk sonuca göre kat kat fazla olabiliyor.

Bu tür grupların bazıları da bizim “Yazıcıoğlu’nun önündeki garip insan kitlesi” olarak bildiğimiz türden bireylerle iş yapıyor ama camia onlardan pek haz etmiyor.

U2’nun yeni albümünün piyasaya çıkmadan aylar önce çalınması veya Half Life 2’nin tahmini piyasaya çıkma tarihinden çok önce internette bulunabilmesi, bu tür çabaların ürünü.

Sanki içindeymişim gibi yazmışım ve fakat alakası yok, kendisi doğrudan özettir. Zaten bu gruplar da film ve müzik endüstrisinin etkin olduğu yerlerden çıkıyor. Adamlara “kenan doğulunun yeni albümünü çaldım, nete koyalım” veya “basmalı konak’ın ikinci bölümü herkesten önce elime geçti” diye mail atsam, afedersiniz “göt”leriyle gülerler diye tahmin ediyorum.