Hafif okurlarına bilgilendirmek adına kendime düşeni yaptığıma inanıyorum. Bir zamanlar yattığım araştırmacı gazeteci abimiz gibi mükemmel bir iş çıkardım. Nedir diyeceksiniz?

Bayramda boş durmadım ve şu ara gay ve lezbiyenler hangi şarkıları dinliyor? Ne tarz müzikler bu alemde revaçta, bunun üzerine bir inceleme yazısı hazırladım.

Gerçekten de fedakar ve bir o kadar da gözüpek bir araştırmacı olarak Beyoğlu, Sıraselviler, Harbiyecivarında bulunan bütün gay, lezbiyen, underground gece klüplerini bayram boyunca gezdim. Bu nahoş ortamlara ayak uydurmam ve araştırmacı-muhabir kimliğimi gizlemem elbette zor oldu. Gene de bu insanların arasına sızmayı başardım.

Türkiyedeki müzik gündemini deşmeden önce genel anlamda ne tür veriler var elimizde şöyle bir bakalım istiyorum. Özellikle 1980lerin sonunda San Francisco’da doğan, Hollanda ile Almanya başta olmak üzere tüm dünya ülkelerine yayılan house müzikten bahsetmek gerekiyor. Şimdi diyeceksiniz ki house müziği gayler mi dinler? Elbette böyle bir genelleme yapamayız, isteyen istediği müziği dinlemekte serbesttir. Gelin görünki farklı cinsel tercihlerin Amerikadaki kalbi olan San Francisco’da doğan bu müzik türünün başlangıcından günümüze dek uzanan evriminin her noktası gay kokmaktadır. Gloria Gaynor, Barry White, James Brown gibi kült şarkıcıların önemli hitlerinin dönüp durduğu gece klüplerinde müşteriler tarafından bir tür tatminsizlik durumu yaşanır. Yeni bir arayış sonucunda Disco,Groove, Funk ve R&B’nin zaman içerisinde harmanlanmasıyla ortaya house müzik çıkar. Fıkır fıkır ritmlerle insanı oynattıran, güçlü vokallerle süslenmiş bu müzik türü ciddi anlamda beğenilir ve yaygınlaşır. San Francisco gayleri zaten kapı gıcırtısıyla bile dans etmeye meyilli olan bir kitleyi oluşturduğundan beğenilmesini gayet normal karşılamak lazım.

Dans müziği gay comminity için oldukça önemli olduğundan farklı olan herşey kısa sürede dünyanın öbür ucuna ulaşır. Amsterdam, Munih gibi şehirler ise gece klüpleri ve tekno festivalleriyle moda olana uymakta zorluk çekmez. Hatta İspanyaya bağlı küçük bir ada olan İbiza barındırdığı pek çok eğlence mekanıyla önemli bir gay merkezi konumunu alır. Üstüne üstlük İbiza adında neşeli tekno diye adlandırabileceğimiz bir müzik türününde ortaya çıkmasına neden olur.

Peki tek tek isimler üzerinde durursak karşımıza hangi isimler çıkıyor bir bakalım. Öncelikle gayler gayleri sever sırf bu yüzden Elton John, Boy George,Freddie Mercury, George Michael, Dana International (gay değil travesti olarak farklı bir cinsel tercihi temsil ediyor) gibi isimlerin ön plana çıktığını söyleyebiliriz.

Bunun dışında gaylerin ‘’gay’’ temasını işleyen sanatçıları sevdiği de doğrudur. Justify My Love klibinde bir kadınla sevişen, Vogue’da ise pek çok eşcinsel dansçıyla sahne alan Madonna gaylerin gözbebeğidir. Elbette Next Best Thing filminde bir eşcinselin çocuğunu taşıyan kız arkadaş rolünü saymıyorum bile.


Diva olarak adlandırılan bayanlarda sevilir bu alemde. Dünyada Cher, Türkiyede ise Ajda Pekkan’ın ciddi bir kitlesi olduğu gözümüzden kaçabilecek bir ayrıntı değil doğrusu.

Bütün bunlar gaylerin müzikal tercihlerine genel bir bakış açısı yakalamamızı sağlıyor. Günümüz Türkiyesinde, gece hayatının şekilendirdiği playlistde ise karşımıza sürpriz isimler pek çıkmıyor.

Biri yabancı biri yerli olmak üzere iki adet parçanın hemen hemen her mekanda karşımıza çıktığını farkediyoruz. Bunlardan biri Sezen AksuŞarkı Söylemek Lazım, ikincisi ise bir fransız tekno-dans grubuna ait olan Lamur– Tu Es Forti. İkinci parçayı özellikle dinlemenizi tavsiye edebilirim. Korkmayın parça gay klüplerde çalıyor diye dinlemek için gay olmanıza gerek yok!

Madonna’nın gaylerin gözbebeği olduğunu henüz belirtmişken karşımıza Madonna parçaları coverlayan Mad Houseçıkıyor. En popüler olanıda hiç kuşkusuz ‘’Like a Prayer’’.

‘’Sakın Ha’’yı pek duyamıyoruz ama kolaj bir çalışma örneği olan ‘’Turkish Delight’’, Nez’in sesinden her bir mekanı sarıyor. İşin ustası değilim ama dans etmek için pek uygun bir parça olduğunu düşünmüyorum.

Benim favorim olanı ise Tim Deluxe ve Sam Obernik’in ortaklaşa gerçekleştirdikleri It Wont Do 45liği…

Başka Türkçe parçalarda çalıyor elbette. Mesela elektrik süpürgelerinin vakum gücüne taş çıkartacak burun çekişiyle tanıdığımız YıldızTilbe’nin cep telefonu melodisiyle başlayan pek bi anlamsız parçası ….. kulaklarımızdaki yerini sağlamlaştırıyor. Ne yazık ki şarkının adını bilmiyorum, öğrenemedim de… Dı dı dıtt dıtt diye başladığı için ben dı dı dıtt dıtt diyorum. (kısaca)

Kimi parçaların da çok sık tekrarlandığına şahit oluyoruz. Ama bunlar zaten piyasa parçalar hemen hemen bütün mekanlarda çalınabiliyor. Ne gibi? Dejavu – I Cant Stop, B21 – Darshan, Kylie – Its in your Eyes…

Bütün bunlardan sonra cinsel tercihini farklı yönde kullanan insanların dinlediği müziği kısaca betimleyebiliyoruz: Görkemli, iyi paketlenmiş, hoş ama boş…