Koltukta öylece yatıyor. Saat altıdan beri orada öylece yatıyor. Yediyle sekiz arasında onu defalarca öpüyorum. Ama hiç tepki vermiyor. Ona ne oldu bilmiyorum. Şu anda koltukta öylece yatıyor ve Galatasaray/Real Sociedad maçını izliyor. O koltukta bi şeye yakalanmış sanki. Kalkamıyor. Arkam ona dönük bilgisayara bakarak oturuyorum.Tüm arkadaşları intihar etmiş. Benim zavallı yavrucum. Hayatı boyunca ölümden korkmuş, biliyorum. Şimdi başı dönüyor. Durmadan dalgalanıyorum diyor; sabrım tükenmek üzere diyor. Gözleri ela onun. Benim arkadaşlarım intihar etmediler. Hepsi tikiydi. Hepsi hepsi bir yerlerde şimdi. Benden uzakta. Olmaları ii. Çok çok uzak olsunlar benden. Delik deşikKalkmıyacak biliyorum. O koltuğa yapıştı kaldı. Karaya vuran dalgaların sesini dinlettim biraz evvel maç arasında; hoşuna gitti. Bu yaz belki Olympos’a gideriz. Belki… Hala beraber olursak. Çünkü ben daha fazla dayanamıycam. İki yıl, yedi ay, ondört gün. Tüm bu zamandan nefret ediyorum. Bu kadar farklı olmamızdan nefret ediyorum. Onun bir orta parmak olmasından nefret ediyorum; Ben devamlı işaret parmağı olurken ve arkadaşlarımın çoğu yüzük parmağı olmaya çalışırken. Galatasaray gol attığında bile sadece kolasından bir yudum alıyor. Uyuz! Ben Nihatçıyım zaten. Renk körü oldum maç boyunca.Yalan Rüzgarında oynayan alkolik karılar gibi gizlice vişne suyuma votka katıyorum. Votka şişesi yarıya indi ama hiç bi şey olmuyo. Ona söyleyemiyorum. Öylece içimde kalakaldı. Söylersem ne değişir? Koltuktan kalkar mı?Anlamazsa polis çağırcam. O kadar da yakışıklı değilsin diye bağırıcam. Varolmasaydın çok çok daha mutlu olurdum Barış!!! diye…..Gol atmak için komik bir zaman. Ama umurumda diil. Ben bir Beverley Hills 90210 bölümü seyrederim mutlu olurum. Gerçekten komik bi şey olunca da oturur ağlarım. Umurumda diil.(Real gol atmış ama ben kaçırmışım. Sesi bile çıkmıo minnoşumun. Sessiz Fruitcake’im)
yorumlar
Biraz da utanarak.Ne bileyim,tanımadığım birinin tanıdık sorunları.Bunun ilacı yok ne yazık ki.Ya katlanacaksın ya da yorganı yakacaksın.Ama pire değil mübarek piton yılanı gibi birşey.Her zaman söylerim : Ben doğarken ölmüşüm kısacası…Geçmiş olsun…
…
Keşke’lei yaşamayacağın bir hayatı seçmelisin. Ömür kısa bunu nedenlerle,acabalarla, bilimum gereksiz sıkıntılarla heba etmemeliyiz…Açıkçası sabır dilemek lazım….Ve güzel kararlar…
sen tam pembe dizilik, soap operalik bir hatunsun bana kalirsa. acidim cocuga!
Yalan Rüzgarında ki Cricket’ın soğuk ve Germen ırkına özgü gizemi;Hayat Ağacı’nda ki baskı altında yetişmiş sarışın Sam’in kuzeniyle ilgili olan ciddi sorunları;Cesur ve Güzel’in ilk bölümlerinde ki Brooke’un kötü oyunculuğu;Ve en önemlisi bir dönem cnbce’de gösterilen Paasions’da odasında cehenneme açılan bir dolap bulunan öksüz kız Harmony’nin güçlü kişiliği …if memory serves
bahsettiginiz hakkinda cok az fikrim var. yalan ruzgari salak bir soap operanin adiydi ve “Young and Restless”, “Yalan Ruzgari” olarak turkcelestirilmis ve bu yaraticilik ve zeka kivrakligi hayatimin en buyuk dumurlarimdan birini yasamama neden olmustu! cricket da, sam de kaltagin tekiydi! harmony ve diger hatunlari tanimiyorum, gunahlarini almayayim simdi. 🙂 tv setinden gozlerinizi ayirip yorumlarima zaman ayirdiginiz icin tesekkur ederim ringa hanim. “ki”ler ayri yazilmayacak ama, degil mi? if memory serves…