Ünlü koyun Dolly‘nin hikayesini duymuşsunuzdur. ingiliz bilim insanlarının kopyalama yöntemiyle meydana getirdikleri, insanlık tarihindeki ilk kopya canlı koyun dolly, belli bir yaşa (6) geldikten sonra çözümü bilinmeyen sağlık nedenlerinden dolayı ölmüştü. hiçbiri onun kadar olmasa da, dolly’den sonra başka hayvanlar da kopyalanarak üretildi; ancak onların da sonu dolly’ninkinden farklı değildi (şimdilik). Bilim insanları teorik olarak bir canlıyı kopyalamayı rahatlıkla yapabiliyor ama bir yerde ya çok basit ya da çok ölmücül bir hata yapıyor olmalılar ki; klonlanmış kopya canlılar çözümsüz sağlık problemleriyle ya da anomalilerle doğuyordu.

gerçek klonlama işlemi, bilimkurgu filmleri (örnek: Star wars serisinin ikinci filmi klon savaşları, matrix serisi ve yapay zeka) ve kitaplarındaki klonlamadan biraz farklı çalışıyor. bir canlıyı klonlamak için, aslında yine iki kişi gerekli ancak canlıların doğal üreme sürecinin aksine, bu kez tek bir üreme hücresi bile yetiyor.

bir dişiden alınan yumurta hücresinin içinden, orijinal dna çıkartılıyor. ardından kopyalanmak istenen kişinin/hayvanın herhangi bir hücresi elektrik akımı yardımıyla bu boş yumurta ile birleştiriliyor ve ortaya tek bir hücre çıkıyor. bu yeni hücre, dna’sı çıkarılmış ancak yabancı birinin hücresiyle birleştirilmiş üreme hücresi ( döllenmiş yumurta haline geliyor) ve yumurta, taşıyıcı bir dişinin rahmine yerleştiriliyor. böylece dişinin rahminde doğal bir hamilelikten farkı olmayan bir süreç başlıyor. ardından da kopyalanan canlının “bebek” hali doğuyor ve yine teorik olarak bir canlıdan farkı olmuyor. büyümek, yetişkinliğe ulaşmak için yine ait olduğu canlı türünün geçirdiği süreçleri tamamlıyor. yani filmlerde olduğu gibi, bir insandan alınan hücrenin bir makineye konulması ve birkaç saat sonra kişinin aynısından yeni bir tane elde etmek mümkün değil. (yine şimdilik)pek çok devlet insan klonlamasını yasaklamış durumda fakat buna rağmen diğer canlıları kopyalamak yasak değil ve dünyanın değişik yerlerinde tıpkı dolly gibi klonlamış hayvanlar yaşıyor. (Istanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi‘nde yapılan bir kopyalama çalışmasının sonucu dünyaya gelmiş türkiye’nin ilk kopya koyunu oyalı)

Türkiye’nin ilk kopya koyunu “Oyalı”
Türkiye’nin ilk kopya koyunu “Oyalı”

Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, klonlama işleminin henüz tam olarak mükemmele yaklaşmaktan çok uzak olduğunu gösteriyor. ya sakat doğuyorlar ya da bir müddet sonra yine çözümü bilinmeyen nedenlerden dolayı ölüyorlar. bu istatiksel gerçek, önünde toplumların dini ve ahlaki toplumsal çekinceler bulunan insan klonlama işlemine bir sakınca daha ekliyor. bu yüksek riskler, acı içinde yaşayarak kısa sürede ölmesi kesin olan çocuklar hayata getirmenin, bilim adına da olsa, insan köleler yaratmaktan farkı olmadığı savunuluyor. çünkü düzenli bir aile hayatı içinde yaşasalar bile eninde sonunda birer denek olacak bu çocukların ruhsuz, duygusuz, acıyı hissetmeyen, hakları olmayan kuklalar gibi değil de, herkes gibi insan olacaklarını akıldan çıkarmamak gerekiyor.Devlet Planlama Teşkilatı ve TÜBİTAK destekli projeler kapsamında yer alan “Kopya Koyun Projesi”nin sorumlusu Prof. Dr. Sema Birler‘e göre:

KLONLAMANIN AMACI
Klonlamanın amaçlarından bir tanesinin hayvancılık ve insan sağlığını ilgilendiren konularda gen transferi yapılmış hayvanların “biyofabrikalar” olarak kullanılması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Birler, hemofili, diyabet gibi hastalıklarda kullanılmak üzere sütünden bazı proteinleri üretebilen koyun oluşturmak ve bu şekilde bu sütün ilaç endüstrisinden kullanılmasını sağlamak olduğunu belirtti.

İNSANIN KOPYALANMASI
Prof. Dr. Birler, insanın kopyalanması konusundaki bir soru üzerine de 2 tür klonlama olduğunu, yavru oluşturacak klonlamanın hayvanlar üzerinde uygulandığını, insanlar için böyle bir yöntemin dünyada yasaklanmış durumda olduğunu anlattı.Terapötik uygulamada ise embriyonun hücrelerinden embriyonik kök hücreler elde edilmesinin amaçlandığını ifade eden Prof. Dr. Birler, bunun insanlar üzerinde uygulanmaya başlanmadığını, üzerinde yoğun şekilde çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti.

Haber linki

öte yandan insan klonlamanın, yasalarca da kabul edilen bazı yararları var: en başta, insan hayatını kurtarmak. çözümü olmayan hastalıklar için, insan yedek parçası üretmenin (şimdilik) tek yolu insan klonlamak. (kök hücre olayını ayrı bir yere koyuyorum, ona başka bir yazıda ayrıca değineceğiz) Deneyler, labaratuvarda bir kalp, kol veya beyin hücrelerini üretmenin mümkün olduğunu gösterdi. yaşamak için yeni bir kalbe ihtiyacı olan birinin derisinden alınacak bir hücreyle yeni bir kalp üretmek veya onlarca yıldır çözümü hatta nedeni bile tam olarak belirlenemeyen Alzheimer hastalığının önüne geçebilecek şekilde, yok olan beyin hücrelerinin yerine yenilerini yerleştirmek için insan hücrelerini veya organlarını klonlamaya herkes olumlu görüş bildirebilir diye düşünüyorum. tek sorun, bu organların, ruhu olan canlı bir insan yaratmadan nasıl üretilebileceği.

Bu durumlarla birlikte fanatik, sapkın ve marjinal hareketler de yok değil ve kamuoyunun fazlasıyla ilgisini çekiyor. Raelians tarikatı, kendini insan klonlamaya adadığını ve bu amaçla beş bebek doğurduklarını açıklamıştı. ama bu doğan çocuklar hakkında yapılan basit açıklamalardan başka elde veri olmadığı için ilk klon insanın doğup doğmadığı hala meçhul.Aynı durumda olan iki bilim insanı İtalyan Dr. Severino Antinori ve Amerikalı Dr. Panos Zavos resmen insan klonlamak için çalışmalarına hız verdiklerini, hatta ilk yumurtaları ana rahmine yerleştirdiklerini açıklamışlardı. bilim çevreleri, zengin arap işadamlarının finanse ettiği, hiçbir ulusun yasalarının geçerli olmadığı uluslararası sulardaki bir labaratuvar gemisinde deneylerini sürdüren İtalyan Dr. Severino Antinori’nin amacına ulaşmış olmasının yüksek bir ihtimal olduğunu kabul ederken, resmen dile getirilmeyen bir diğer görüş ise süper güç olma yolundaki gelişmiş ülkelerin yasaların şerh koymalarına rağmen gizli askeri üslerinde insan klonlama deneylerinin çoktan meyvesini verdiği yönünde. dünyanın bir yerlerinde, birilerinin, gözden ırak bir şekilde, kimsenin açmaya cesaret edemediği veya çekindiği bu kapıyı açmak ve yeni bir çağ başlatmak için var gücüyle çalıştığı kesin. İnsanlığın önündeki tek soru şu: İlk kopya insan ne zaman ortaya çıkacak?www.humancloning.orgwww.clonedbabies.com