bildirgec.org

Ben de katılıyorum bu halkın koyun gibi güdüldüğüne. ahmak olduğuna. hatta seçim günü bunu birkez daha gördüm. benim oy kullandığım okula bir grup geliyordu. tek sıra halinde yürüyorlar ve başlarında da elinde asası ile bi adam vardı. seçim kuyruğunda dakikalarca bişiler anlattı bu kadınlara ve adamlara, elindeki kağıtta hangi piktograma evet mührünü basacaklarını belletiyordu. korkarak hepsi de tamam, anladık diyorlardı. sonra sırayla seçim şeysine girdiler. çıkıştı da sınıfın kapısında bekleyen o abiye oy pusulasında nereye bastıklarının ceptelefonu resmini gösteriyorlardı. çoğusunu onaylayıp salıveriyordu. bir ikisi asi koyundu sanırım, onları “şöle kenarda bekleyin diye kızgın bakış atarak koridorun köşesine yolladı.hatta bir ara cep telefonuyla çektikleri resime baktım da, 6 ok resmini görünce “hımm, taam.. normaldir” dedim. İşte bu sayede yaşadığım ilçede CHP %60’a yakın (58.4’tü sanırım) oy aldı. Bu ülke halkı bu şekilde oy kullanıryormuş demek ki. Bu kez ben de gözlerimle görerek inandım buna.

sen teşkilatta görevli değil misin? chp teşkilatı soruyo burda bize. %60’la geldi adamlar. chp’ye oy verdiğimi ıspat etmeyince sokakta yürüyemiyoruz. belki sen de uzaklaştırmaya kalkarsın burdan dedim. chp’li teşkilatlı olarak. ara sıra biraz yaramaz laflar ediyorum ama bakma sen, ben de sizin patırtıya oy verdim. onun için diyorum.

senin mantığın da bana ithaf ettiğin kehaneti senin nasıl gerçekleştirebildiğin şeklinde sana döneceğini tahmin etsin di mi? mantık sadece birimizde kullanıldığında işe yaramıyor. sorduğun soruyu benim de sana soracağımı düşünerek sor en iyisi.

Saol Manson. biz seçim öncesinde bir de “chp kazansın diye her türlü puştluğu yapacağımıza andolsun” diye yemin ettik. Sizin Adana’yı da akşama kadar CHP olarak katakulli ile halledeceğiz. Hiç merakta kalma Adana için. Adana’da bizim.

Yannız sevmediğim CHP seçmenleri üstüne alınmasın yukarda yazdıklarımı 🙂 Ben sevmediğim DTP ve CHP de dahil, özgür iradesi ile oyunu verenlere b.k atma heveslisi değilimdir. Türkiye çok güzel bir seçim yaptı. İktidar partisini de bir güzel hafiften uyardı. Yolsuzluklara karşı artık dikkatli davranmazsa bu kez halkın sopayı da göstereceğini ifade etti.Ama karşıt partiye oy veren kitleye, partiye sataşıyorum gibisinden yazıp giydirip bok atanlara da, “seçmene bok atmak böyle olur” nevinden yazdım. Yoksa ilçemin yeni CHP’li belediye başkanı da, belediyeyi yamyamlara peşkeş çekmesin de, yaşadığım belde kime oy veriyorsa versin. Biz demokrasi kültürüne sahip bir bireyiz en nihayetinde. Böyle ciddi hazımsızlıkları ciddi ciddi yaşamayız bazıları gibi. Yukarıda oluşturduğum mizansen, bazı CHP’lilerin zaman zaman uydurdukları nev’iden bir hikayedir sadece.

Ben öğlen de “Antalya büyük hata yaptı” diyen birine yorum yazmıştım bir yerde. Orda da harbi CHP yandaşı olduğumdan dolayı değil. O halk geçen seçim AK Partiye oy verince akıllı, bu seçimde oyunu CHP’ye verince ise ahmak gibi bakış açısı ile bakan o kişiye de yorumumu yaptım. Senin değerlendirmene göre de akşamüstü AKP’ci, öğlenleri CHP’ci takılıyorum. Bu sonuca mı ulaşmalıyım?Bu kafa bidon kafacı ve bidon kafalı bakıştır. Kimi aşağıladığının önemi yok. Demokratik seçimlere bok atanlar asıl bidon kafalıdır. özetle demek istediğim bu.

Cimri misin nesin? Neyi anlatmaya çalışıyorsun? “Ben CHP’ye oy verdim ve dolayısıyla eğitimli bireyim”i mi ıspat etmeye çalışmışsın. Herşeyden önce İstatistik ve sosyal araştırma konusunda cahilce baktığını göstermişsin. İkincisi bir yığının içinden olup da, bir birey olarak kendini ıspat edip, birikimli olduğunu gösteremeyip de kendini tatmin ettiğini mi sanıyosun bu cümlelerle. Birazdan ne kadar salakça bir mantık yürüttüğünü ıspat edicem ama dediğin mantık doğru olsa bile bunun san ne faydası var? Sen salak ve cahilce konuştuğun sürece seçmeni olduğun partinin ortalaması seni nasıl tatmin ediyor 🙂 Komik olma..Neden cahil olduğunu anlaman için de şöyle bişey anlatacağım. Evvela bu saha çalışmalarının ne kadar tutarlı olduğu anket sonuçlarının isabetsizlik oranı ile belli oluyor. O anketlere yukarıdaki arkadaş gibi sallama bilgi verme özelliği son yıllarda moda olduğu için sonuçlarının doğruluğu da şaibelidir. Ama onun dışında şu noktayı da algılaman gerekli idi. Cidden kafası çalışan ve o sebeple chp’ye oy veren bir kişi olsa idin. Herşeyden önce Türkiye’de üniversite mezun oranı %11’dir. Bir partinin tüm seçmenleri üniversite mezunu olsa bile o ancak marjinal bir parti olur. %11’i geçemezdi. Türkiye insanının en az senin kadar düşük eğitim ortalamasına sahip olduğunu bilmiyorsun en başta. Kendini %50’si üniversite mezunu işsizlerden oluşan eski doğu bloku ülkelerinde mi sanıyorsun?Öte yandan anketlerde genelde CHP adlı despotizm ve faşizmin Türkiye şubesi olan partiye oy verdiğini söyleyenlerin yaklaşık %14-16’sı üniversite mezunu olduğunu söylerken AKP’ye oy verenlerden üniversite mezunu olanların oranı ise %9-11 civarında dolanır. Bu da gayet doğal bir sonuçtur. Çünkü senin partinin oy oranı da %50’leri görebilecek olsaydı, senin partinin de üniversite mezunu seçmen oranı daha da azalacaktı. Bugün ben de bir parti kurarım ve doktora üzeri insanlardan oy alırım. Ama dünyanın hiçbir yerinde ne bir siyasi parti, ne de toplumu dizayn etmek isteyen kuruluşlar böyle bir amaca sahip olmazlar. DÜnya üniversite mezunları ile dolu olsa idi pek de değişen birşey olmazdı.Ayrıca sadece cahil bir insan iki partideki bu cüzi kitleyi dikkate alıp da seçimde oy verdiği partiden hareketle kendinin eğitimli olduğunu sanar. %10 ile %15 arasında ne fark var ve de %15 değil, %50 olsaydı ne olacak. Üniversite mezunları da rüşvet almıyor mu, vermiyor mu? (alasını yapıyor hem de) karısını dövmüyor mu bu toplumda? kırmızı ışıkta geçmiyor mu, trafiği riske sokan makaslar atıp emniyet şeridini ihlal etmiyor mu? 21. yüzyılda prof ünvanlı cahil insanlar “ordu göreve!” diye pankart açabilme bedevi davranışını göstermiyor mu? sen cahil halinle de maganda olduktan sonra magandasındır, okusan da magandasın. Ama ayaktakımı, paçoz insanların kendini bilmez bir şekilde kendilerini asilzade sanmaları ise beni hep çok güldürür. hep, sen gibi zır cahiller koyun sürüsü gibi bir kalabalığın parçası olarak o kitle ile kendini yüceltebileceğini sanar. Çünkü kişisel donanınım olmadığı aşikar, oy verdiğin partiden belki adam muamelesi görürüm ve eğitimsizliğimi saklayabilirim der, senin gibi kendi ayağı üstünde duramayan kalabalıkların parçaları.

Bir önceki yorumumun muhatabı Cimriyim değilmiş. Pardon. Cimriyim kişisi bizim Ayı vatandaşın yazısını alıntılamış meğer. Dolayısıyla yorumumun muhatabı Ayı oluyor bu durumda. Zaten bu gibi cahil cahil yorumları genelde o yapar..

Sövmek değil Cimriyim, bu Ayı’nın her zamanki kendini bilmez haline verilmesi gereken cevap ve izahattı sadece. Ve de onun gibi kendini elit sanan paçoz takımının.%20 bandını mesken edinmiş kitlenin kendini kandırmak için uydurduğu efsanelere cevap verdim yalnızca.

ozgursfk, ben bu konuda ahbabım da olsa hiç acımam, direkt ihbar ederim. Haramın 3 kuruşuna dahi tenezzül eden adamdan hayır gelmez. Ve de siyasetçi kendi çapı nisbetinde yiyorsa bu vatandaşın da kendi eti budu sayesinde yemesinden oluyor. Parayla iş yapıyorsa, siyasetçi de parayla her bi haltı satın alıyor.Cimriyim, ben CHP’ye oy verenlere de herhangi bir sataşma yapmadım zaten. Müsterih ol. Oy veren kitle ile değil derdim. Ben o partiye eleştiri yapıyorum. Hiçbir seçmen bir partinin tapulu malı değil ki partilerin pisliğinden sorumlu olsun. Benim eleştirim seçmene değil, o partiye ve o partinin militanlarına. Mesela şu lavuğa:Ve AYI, gerizekalı yorumlar yaptığını hep gösteriyorum, gözüne sokuyorum. Angut yorumcuların lafına atladığın için de sen de bu salak mantığı ciddiye alıp kopyaladın buraya. İnsanlara ve seçmenlere cahil muamelesi yapma saldırganlığını göster. Sonra senin kadar cahil ve aptal kimse olmadığını ıspat ettiğimde ise fevri ve saldırgan de. Sen önce saf saf, başkalarının lafına atlayıp partine oy verenleri cahillikle suçlayıp saldırma ki lafını da yeme. Biz de böyledir gulüm. Adamına göre muamele.Efendi ol, düzgün cevap gör.Ayılık et, zopayı ye..

Ayrıca şunu da vurguluyum. Bugün buradaki onlarca insanın eline 10 milyon dolar versem, sonra 5 yıl beklesem, bu 10 milyon dolar değil 100 milyon dolara dönüşsün, 11 milyon bile olmayacaktır. Çoğu o parayı doğru kullanamayıp 1 milyon doların altına indirecektir.Sermaye ve zengin düşmanlığı yapmak çok popülist ve kolay iştir. Zengin olana -ama helal yoldan, cidden ticaretin kurallarına uyup kazanana- sataşmak, saldırmak adettendir. Ama toplumun %90’ı o yeteneği gösteremez. Dediğim gibi 10 kuruş sermayesini 11 kuruşa çeviremez. O sebeple birileri sermaye sahibi olur, işveren, birieri ise onların yanında çalışmak zorundadır. Sermaye yanlış ellerde kalırsa akamete uğrar, verimsiz olur.İşte Türkiye’nin de 80’li yıllara kadar aynı GSMH’ya sahip olduğumuz ülkelerle yola başladığımız yarışta çok çok gerilerde kalmasının sebebi de buydu. Çünkü bu insanlar üreterek, alnının teri ile kazanabilen kapasiteli işadamları değildi. Sermayenin eline peşkeş çekildiği zenginleştirilmişlerdi. Bugün ise başka bir kesim zengin oluyor. 80’li yıllardan itibaren. Ama bu kez Türkiyenin ilk 50 yılda dünya sıralamasında yaşadığı gerilemeye inat, sıkı bir şekilde dünya sıralamasının ilk 10’una doğru çıkıyor Türkiye ekonomisi ve sermayesi. Eğer savunduğunuz zenginleriniz bi bok olsa idi, onlar lüks içinde yaşarken bu ülke halkı da kısmen de olsa az refah yaşardı 80’li yıllar öncesi.Türkiye asla 80 öncesi sosyo-ekonomik yapıya dönmeyecek. Artık bunu hazmedin.

Bunun en bariz örneği piyango şanslılarının sonraki 10 yılları oluyor mesela Belesh.Çoğusu 10 yıl sonra eski hayatlarına geri dönüyor.Amiyane ifade ile “alışmadık dötte don durmuyor.”

Ulan şebek. Altında ezildiğin onca hüküm cümlesi arasından ezikliğini telafi edebilme maksadıyla birini seçip salakça bir yorumlama ile kendini tatmin yolundan ne zaman vazgeçeceksin. Ya sus ya da saçma sapan laf ebeliği ederek ezikliğini giderebileceğin ahmaklığından kurtul. Topa girme cesaretin varsa şunun cevabını ver madem. Senin k.çını yaladığın ve yaranmaya çalıştığın, o gayrı müslüm halkın elinden devletin zorla, varlık vergisi ile aldığı sermaye ile zenginleştirilip milletin tepesine çöken parababaları 80’lere kadar neden bu ülkeyi diğer ülkeler karşısında bir 3. dünya ülkesi olarak kalmasına neden oldu. 1923’te bizim dengimiz olan, hatta 1930’larda, 40’larda 50’lerde bizim gerimizde olan yeni kurulmuş ve sömürgelikten yeni kurtulmuş ülkeler Türkiyeyi sanayileşmede geçerken, bizim ülkedeki sermayeyi elinde bulunduran para babaları ne bok yedi. Güney Kore İspanya 50 yılda bu hale gelirken bizim sanayimiz neden anca 80 sonrası sıçrama yaptı. Takoz Ayı, öyle laf cambazlığı yapma da maçan sıkıyosa bunun cevabını ver. Senin hasetinden, kıskançlığından jeep’ini mercedes’ini kıskandığın kayserili, denizlili, antepli sanayici sayesinde bu ülke biraz doğrulabildi. senin yalakalık ettiğin koçlar, eczacıbaşılar bu millete ne kattı, kendi lüks yaşamları dışında?Sermayeni al git! başka kapıya. hasedinden de çatla, trafikte jeep’inde mercedes’inde gezinen başörtülü güzel hatunlara bakarken. yapabileceğin anca budur. hasetle onların malına bakıp çeneni yor.

Her zamanki gibi Ayı’mı sıranın başına sokmam lazım. Ona daima özel uygulamalarım vardır. Beni en eğlendiren, hamamda bayılma rolleri kesen de o’dur hep.

burada da sanırsam senin burjuvan benim burjuvam kavgası veriyoruz 🙂

Sen köktenci üslubunla bu konuda da onun kavgasını veriyorsun. Bu doğru. Senin burjuvanın dışında benim olan olmayan tüm burjuvanın söz sahibi olması gerektiğini ve artık olduğunu sana belletmeye çalışıyorum. Hoşuna gitmez tek kutuplu olmayan, dengeli yapılar ama herşey istediğiniz gibi cereyan etmiyor. Artık sizin laikçi CHP’li burjuvanıza rakip benim, onun, bunun ve şunun da burjuvası var piyasada. Hoşunuza gitmeyecek tabi bu durum.

yanlız biliyormusun sanayi diye birşey kalmadı 🙂 bu durumda bu sanayici arkadaşlar nasıl ülkenin belini doğrultuyor ki?

Ayağı yere basmayan laflar yine.. Somut konuş yavrum. sanayi diye bişey kalmadı dediğin nedir. Demirel Baba’nın iktidar ve hakim olduğu 90’lı yıllardan kötü durumdayız iddiasında mısın yoksa? Ekonomik kriz çıkarmak için çabaladığınız bu dönem dahi sizin postalını yaladığınız askerlerin 28 şubat döneminin kat-be-kat üzerinde ulan. Öye hamasi laflarla, ayağı yere basmayan cümlelerle kendinizi eğleyin %20’den %22’ye çoğalabilmeyi başaran marjinal mahlukat güruhu sizi.Ve de son olarak Yeşil Sermaye muhabbetine gelirsek -ki bu aynı zamanda Thing’e de cevap olsun- Anadolu sermayesi dediğimiz şeyi hala yeşil sermaye, kırmızı sermaye diye nitelediğiniz için yeni anadolu sermeyesi aldı atı, Üsküdar’ı geçti. Bu yeni sermaye dediğimiz güruhun özelliği dini değil, kime finans sağladığıdır. Saftoloz ayı, sanıyor musun ki bu insanların hepsi mütedeyyin insanlardır? Benim laikçi ve CHP’li diye ayırdığım o yapay döllenme ile ortaya çıkan sermayenin diğerlerinden ayrılan en temel özelliği, çetelere, ETÖ ve diğer terör örgütlerine paravan arkasından destek vermeleri, darbecileri desteklemeleridir. Onun dışında kalan bu bahsettiğim sermaye sadece Anadoluya sadık olma konusunda müttefiktir. Onun dışında yeşilinden, kızılbaşına, yahudi’sinden urum’una, her renk ve inançtan bir sermayeden bahsediyoruz. 28 şubatta postalını yaladıklarınızın bellettiği bir yeşil sermaye lafını bellemişsiniz ki, demokrat, uygar, küreselleşmeye adapte olabilen her modern işadamına da aynı lafı kullanagelirsiniz. Hoş bu ebedi mağluplar ekolünün bu yaftaları kullanması kimin umrunda! Onlar batan gemilerini kurtarma derdine düşsünler önce. Yeni yükselen sınıflar almış başını gidiyor zaten.

İki gündür bu mimi arıyorum. gene otomatik yorumcular son ahkam bloglarını aşaalara kaydırmış.Öncelikle şunu belirtmem gerek Haritametoddefteri. “Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz” derler ya. Ben de bu takdis ettiğim işadamlarının yüzde yüz helal kazandıklarını iddia etmiyorum. Sadece nisbi bir mukayese yapıyorum ama. Yeniler ihaleleri helal yoldan almıyorlar olsun ama eskiler helalinden mi alırlardı. Neden ihale öncesi CHP il başkanlıklarını ziyaret ederdi bu adamlar. Hadi etsinler de, ne kadar verimli yatırım yaparlardı diyorum. ANAP il başkanlığını ziyaret edenlerin ülke ekonomisine katkısı ile eskileri karşılaştırıyorum. Eskilerin rekabet ettiği bir sermaye türü dahi yoktu. Hepsi tek kutuplu ve devlet destekli iken sermayenin rengi gelince rekabet ve dinamizm de gelmek durumunda kaldı piyasaya. Dediğim gibi, 50 öncesi dönemi, 80 öncesi dönemi, 2000 öncesi dönemleri, onların 10 yıl öncesi ile mukayese ettiğin zaman hangi sermayenin kendi banka hesaplarını büyütürken, hangi sermayenin ülke ekonomisini büyüttüğü aşikardır. Ve bu dönemlerin nimetlerinden en çok yararlananlar da Menderes’e, Özal’a ve Erdoğan’a küfrederler. Son Aydın Doğan gibi ülke ekonomisinden 4-5 kat daha fazlası büyüdüğü halde ekonominin kötü gittiğinden dem vururlar. Hele ki, durumu kötü ekonomiler kendi ulusal piyasalarının iyi olduğu izlenimi vererek yabancı sermayenin kaçmasına engel olmaya çalıştıkları halde bizimkiler nisbeten daha güvenli olan bizim ülkedeki yabancı sermayeyi kaçırmak için tamtam çalmaktan sıkılmazlar. (gerçi Doğan gibiler bu hükümete şantaj yaparak daha da fazlasını da elde etmeye hırs edince, hükümetin sus payı olarak ağzına tıktıkları o ilk hükümet dönemi kazancı olan milyar dolarları bu kez burnundan fitil fitil döktürerek geri aldılar)