Hepimizin hayatta idealleri vardır. Ancak paradan, kariyerden ve ya olmak istediklerimizden bahsetmiyorum. Aslında hiç düşünmediğimizi sandığımız, tamamen içgüdüsel ideallerden bahsediyorum. Güzellikten…Çağlar boyu bir türlü anlayamadığımız, karar veremediğimiz yegâne konulardan biridir güzellik. Tamamen erkeksi içgüdülerle yönlenen bir yanı da olsa psikolojik, düşünsel bir yanı da vardır.İlk olarak daha somut taraftan aklaşmak isterim. Dediğim gibi bir takım ilkel içgüdüler ile üzerinde uzlaştığımız bir konudur aslında. Güzellik tamamen doğanın insanlığa bir oyunudur. Doğadaki denge çiftleşme üzerine kurulmuştur. Bu açıdan bakarsanız bunu sadece bir erkek düşüncesi olarak görmezsiniz. Örneğin erkekler en iyi görme duyularıyla uyarılırlar. Bu kesinlikle ispatlanmış bir durum. Bu yüzden kadın için ilgi çekici bir anlamda güzel görünmek hayatta kalmak için gerekli olan şeylerdendir. Bir yandan korunma hissi ile bir yandan da devamlılık amacı ile kadınlar aslında haberleri olmadan bir yarışa girerler. Günümüzde ve tarihte olduğu gibi “çirkin” olarak görülen kadınlar her zaman kendilerini çaresiz ve yenik hissetmişlerdir. Ve bu his onları çoğu zaman intihar çoğu zamansa radikal zihniyette birçok uç akıma sürüklemiştir. Gerçek feminizm akımının temelinde de bu yatar. Bugün birçok tür var elbette, feminizm kendi içinde ayrılmış durumda. Ancak temeldeki radikal feminizm tamamen kadın üstünlüğüne dayanır. Bunun sebebi de doğuştan gelen bu seçilememe ile birlikte oluşan korku duygusudur. Bu yüzden çeşitli kurumlar, akımlar bir anlamda kabileler altında toplanan kadınlara tarih boyunca rastlanmıştır. Güzellik günden güne değişmiştir. Vücut orantılarında da hala günümüzde değişimleri görmekteyiz. Ancak temelde olan bir şey var ki güzellik esas gücünü anaç taraftan yani doğurganlıktan almaktadır. Öte taraftan güzellik bereketi simgelemektedir.Diğer bir koldan ele alırsak insanın evrimleşmesi sonucu bu olayın bir de psikolojik yönü ortaya çıkmıştır. Herkesin güzellik hakkındaki tek ortak kararı kesin, kalıplaşmış bir şekli bir tanımı olmayışıdır. Kişiden kişiye değişmekte belli hatlar çerçevesinde ilerlese de bireysel dokunuşlarla farklar göstermektedir. Bunun tek sebebi ise kişilerin farklı özellikleri ve karakterleridir. Güzelliğin eş ararken temel kıstas olduğunu biliyoruz aslında. Eş aramanın psikolojik sebebi ise kendinde olan eksikleri gidermektir. Tüm dinlerde ve felsefelerde temelde yatan şey herkesin bir eşinin olduğuna inanılmasıdır. Bunun yaratılıştan bilinen bir şey olduğu söylenir. İşte herkesin farklı yönlerden eksikleri olduğu için, her birey için güzellik farklı boyuttadır. Fiziksel güzellik dışında bu yönden de bir güzelliğin önemli olduğu su götürmez bir gerçektir. Yani aslında biz güzeli ararken öteki yandan da kendi eksiklerimizi zaaflarımızı kapatmanın bir yolunu arıyoruz.Demem o ki bu iki kavram; kadın ve güzellik, ayrılmayan bir bütündür. Güzelliğin iki yönünü de tek bir kişide bulmak bazen zor olsa da hayatın hepimize bonkör davranmasını dilerim.