Akşam oluyordu.Obaya dönemezlerdi.Mete çevreden odun topladı ve mağarada ateş yaktı.Yanlarında getirmiş olduğu yiyecekleri İbrahim dedeyle birlikte yediler ve çok geçmedende günün vermiş olduğu yorgunlukla hemen uyudular.O gece mete çok değişik rüyalar gördü.Rüyasında, içinde yatmiş oldukları mağarada, toplu halde intihar etmiş olan halkı gördü.Onlardan biriymiş gibi aralarında gezindi.Onlarla konuştu.Hepsi ümitsizlik içersindeydiler.Halkın içersinde bulunan şaman ile göz göze geldi ve uykusundan sıçrıyarak uyandı.Rüyasını ibrahim dedeye anlattı.O bölgede yaşayan, eski ilmleri bilen bir adam vardı.İbrahim dede meteyi, onun yanına götürdü.Rüyayı ona da anlattılar.Yaşlı adam rüyayı büyük bir dikkat ile dinledi.Yaşayan bir şaman’ ın meteye büyü yapmış olabileceğini söyledi.En büyük delili ise metenin şaman ile gözgöze gelmesiydi.O şaman’ı bulmalarını tavsiye etti.O nu bulmak ve meteden ne istediğini anlamaları için ise tekrardan mağarada bir gece geçirmelerini tavsiye etti.Mete’ nın kendini koruyabilmesi için Ayetel kürsiyi yedi defa okumasını istedi.Ellerine okunmuş su verdi.Bunu daire şeklinde yere dökmelerini ve içersinde uyumaları gerektiğini anlattı.Mete alime pek inanmamıştı.Ama ibrahim dede yaşlı alimin her dediğini büyük bir itinayla yaptı.Mete de ayetel kürsiyi yedi defa okudu.İkisi birden dairenin içersinde yattılar.

O gece de mete rüya gördü.Rüyasında, içinde bulundukları mağaradaydı.Etrafına bakındı.İnsanlar vardı.Elbiseleri yıpranmış,üstlerı toz toprak içersindeydi.Bu insanların eski türkler olduklarını anladı.Onlarla konuştu.Ve konuştuğuna cevap aldı.Demek ki bu insanlar da onu görüyorlardı.Konuştuğunu duyuyorlardı.Fakat bu konuştuğu dil çok farklıydı.O da onlar gibi eski türkçe konuşuyordu.Şaman ın yanına gitti ve ona sordu.-Sen kimsin?-Benim adım GÜÇHAN.Son şamanım.-Benim ile neden rüyamda konuşuyorsun?-Sana ulaşmamın ve dikkatini çekmemin tek yolu buydu.-Benden ne istiyorsun?-Atanın yarım bıraktığı işi tamamlamanı istiyorum.Senin atan metenin bana vermiş olduğu bir söz var.Onu senden istiyorum.-Neymiş bu söz?-Atan metenin soyundan gelecek olan ve duru görüye sahip bir taşıyıcı.Bu taşıyıcı atan metenin çocuğu olacaktı.Ama savaş sırasında öldürüldü.O da halkının kurtarılması karşılığında, soyundan gelecek kişiyi bana verdi.-Senin dediğin şey binlerce yıl önce olmuş bir olay.Benden bunu kabul etmemi bekleyemezsin.-Kabul etmezsen ölürsün. dedi güçhan ve metenin boğazına saldırdı.Mete ayetel kürsiyi canhavliyle okumaya başladı.Uyandığında ter içerisindeydi.Okumakta olduğu duayı tamamladı.Yerinden doğruldu ve oturdu.Dedesi yanıbaşındaydı.Merakla torununa sordu…-Ne oldu?Şaman ı gördünmü?Mete dedesine baktı.Yerinden kalkıp mağaranın ağzına doğru yürüdü.Tan yeri yeni ağarıyordu.Sabahın o temiz ve serin havasını içine çekti.Biraz kendine gelebilmişti.Dedesi yanına geldi.Mete dedesine baktı.-Onu gördüm dede.Hemde konuştum. dedi.-Senden ne istiyormuş öğrenebildinmi?-Evet.Benim şaman olmamı istiyor.İbrahim dedenin adeta kanı donmuştu.Duyduklarına inanamadı.Böyle birşey nasıl olabilirdi.Torunu ya şaman olucaktı ya da ölecekti.Buna izin veremezdi.Meteyle birlikte yaşlı alimin yanına gittiler.Olanları anlattılar.Alim olanları şaşkınlıkla dinledi.Meteye hemen bu bölgeden gitmesini ve birdaha da gelmemesi gerektiğini söyledi.O ibrahim dedeyle konuşurken, mete oturduğu yerden kalktı.Mağaranın olduğu dağa doğru yürümeye başladı.Kendinde değildi.Yaşlı alim Ali çavuş, ibrahim dedeyi uyardı.Meteyi şu anda içinde bulunduğu durumdan uyandırmak çok tehlikeliydi.Onu takip etmeye başladılar.Akşam olmuştu.Mete mağaranın ağzına gelince durdu.Kendine gelmişti.Dedesini ve ali çavuşu yanında kendisine bakarken gördü.-Ne oldu? diye sordu.-Transa geçtin ve doğruca buraya geldin.Biz de seni takip ettik. dedi ali çavuş.-Hiç bir şey hatırlamıyorum. dedi mete.-Doğrudur…Bu akşam buradayız.Gece vakti dağdan inilmez.Çok tehlikalidir.Geceye hazırlık olarak etraftan odun parçası topluyalım.Hep birlikte etraftan çalı çırpı toplayıp ateş yaktılar.Ateşin etrafına toplanıp ısınmaya çalışıyorlardı.Ateş çıtırdamaya, tilkiler de havlamaya başladılar.Ali çavuş tedirgin olmuştu.-Eski ruhlardan biri yanımıza geldi. dedi .Yüksek sesle ayetel kürsüyü okumaya başladı.Tilkiler susar ve ataş te çıtırdamasını keser.Ali çavuç duasını bitirmiştir.Tilkiler tekrardan daha yüksek bir ses ile havlamaya başlamıştır.Ateş ise tekrardan çıtırdamaya başlar.Mete yerinden kalkar.İçeri doğru yürür.Mağaranın kenarında duran büyük çe bir taşın yanında durur.Hepbirlikte o taşı iterler.Altında bir çukur vardır.İçinde de üzerinde şamam kıyafetleri olan bir iskelet yatmaktadır.Etraftan” Beni buldunuz.” diye bir ses duyarlar.Sesin hemen arkasından davullar çalmaya başlar.İbrahim dede ve mete çok korkmuşlardı.Her ikisinin de nefesleri adeta çıkmamaktadır.Fakat Ali çavuş kendindedir.Etrafa seslenir.-Sen kimsin?Davullar daha hızlı çalmaya başlar.Ali çavuş sorusunu tekrarlar.-Sen kimsin?-Ben şaman ım. diye ses duyulur.Ali çavuş daha güçlü bir ses ile karşılık verir.-Burada yatan şaman senmisin?-Evet.-Yalan söylüyorsun.O bir insandı.Yaşadı ve öldü.Gittiği yerden geri gelemez.Ali çavuş şiddetli bir şekilde itilir.Yere yuvarlanır.Meçhul ses gür bir şekilde bağımaya başlar.-Sen ne cüretle bana hakaret ediyorsun.Ben şaman ım.Tüm zaman ve mekan benim için bir hiçtir.Ben istediğim zamanda istediğim yerde olurum.Ben kokuşmuş insan bedenine bağımlı değilim.Ben en büyüğüm.Ali çavuş yerden kalkmadan cevap verir.-Sen hiçbirşey değilsin.İnsan bile değilsin.Sen yıllarca zavallı insanları kandırmış olan bir ifritsin sadece.-Ne cüretle…Ali çavuş bulunduğu yerden başka bir tarafa fırlatılmıştı.Mete onun yanına gitmek istedi fakat o da başka bir köşeye fırlatılmıştı.Karşılarındaki şey çok güçlüydü.Ona dokunamıyorlardı bile.Etraf sakinleşmişti.Hava kekik, ada çayı ve ardıç kokuyordu.Tanımlıyamadıkları başka kokular da mağaranın havası iyice ağırlaşmıştı.Mete ali çavuşun yanına gitti.Ali çavuş aldığı darbenin etkisiyle bayılmıştı.İbrahim dedeyle birlikte onu daha rahat edebileceği bir yere çektiler.Sırtını duvara dayadılar.Mete dedesine baktı.-Ne yapacağız?İbrahim dede şaşkınlık içersindeydi.-Bilmiyorum.Ali çavuşu burada bırakamayız.Biz gitsek bile bu şey peşimizi bırakmaz.Her ikisinin de tüyleri diken diken olmuştu.Çünki tekrar davul sesleri çalmaya başlamıştı. Birbirlerine baktılar.İbrahim dede, meteye sorar.-Bu şey ne yapmaya çalışıyor?-Galiba ben biliyorum.Buhur yakarak rüzgar tayını yükseltmeye çalışıyor.Ardıç ağacı kokusunu duyuyormusun? Bu şamanların transa geçmek için kullandıkları halisinojendir.Böyle devam ederse çok yakında biz de halisinasyon görücez galiba.Davul sesleri daha ritmik çalmaya başlamıştır.Her ikisinin de önlerinde bir hayal belirmeye başlar.Bu kuyuda yatan şaman ın şeklidir.Elindeki davula vurarak dans etmektedir.Kendi güç şarkısını söylemektedir.Ritim yükseldikçe, dans eden şaman ın etrafında ona eşlik eden ve çalgılar çalan hayaller de belirmeye başlar. Şaman dansını durdurur ama ritim devam etmektedir.Meteye doğru bakar.Ona elini uzatır.Mete şaman ile göz göze gelmiştir.Dudaklarından sadece “hayır” diyen sesi belli belirsiz çıkar.Şaman ın yanına doğru ilerlemektedir.Kendi gitmek istemesede, sanki gizli bir güç onu çekmektedir.Tüm iradesi şu anda karşısında duran şeyin eline geçmiştir.-Senin atan mete han seni bana verdi.Sen artık benimsin.Benim iradem ve kontrolüm altındasın.Mete belli belirsiz bir şekilde adeta fısıldıyarak konuşabildi.-Kabul etmiyorum.-Seçme hakkın yok.Ya benim öğrencim olup şamanlığı kabul edeceksin ya da şu anda öleceksin.-Allahım yardım et bana.-Duan seni kurtarmaz.Sözler yıllar öncesinden verildi.Anlaşma yapıldı.Yaşlı adamın söylediği doğruydu.Ben şaman değilim.Onun ruh gücüyüm.Pek çok şaman beni elde etmek için uğraştı ama başarılı olamadılar.Ben hep seni bekledim.Şimdi sana şamanlığı öğreticem ve birlikte üst ve alt alemlere yolculuk edicez.Toro ağacına tırmanarak Ülgen han a gideceğiz.Semayı dolaşıcaz.Sana asla ulaşamayacağın bir hız ile dünyayı gezdiriceğim.Alt aleme giden geçitlerden geçip erk nehrinde yüzeceğiz.Seni Erleg han ile tanıştırıcam.Onu seviceksin.Mete gittikçe ifrit in himayesi altına girmeye başlamıştı.Artık iradesini kullanamıyordu.İbrahim dede, Ali çavuşu uyandırmayı başarmıştı.Ali çavuş artık kendisini daha iyi hissediyordu.Fakat karşısında olup biten şeyleri görünce adeta kanı çekilmişti.Mete tamamen trans haline girmişti.İfrit in onu tamamen etkisi altına aldığını anlamıştı.Mete davulun ritmine uyarak dans ediyordu.Sonra güç şarkısını söylemeye başladı.Ritim gittikçe hizlanıyordu.Mete sanki birşeye tırmanıyormuş gibi hareketler yapmaya başladı.Ali çavuş onun toro ağacına çıktığını anladı.Hemen birşeyler yapmalıydı.Aksi halde çok geç olacaktı.Ali çavuş ayetel kürsiyi yüksek ses ile okumaya başlamıştı.İbrahim dede de onu takip ediyordu.Hızlı bir şekilde okuyorlardı.Ali çavuş kuran ı kerimden başka sureler de okumaya başlamıştı.Mete tırmandığı şeyden düştü.Başını iki yana birden hızlı bir şekilde salladı.Artık kendine gelmişti.O da dua etmeye başlamıştı.Tüm kalbiyle dua ediyordu ve Allahtan yardım istiyordu.İfrit meteye yaklaşmak istiyordu ama başaramıyordu.-Seni bırakmam… Seni bırakmam…Sen benimsin.Hayır.İfrit Meteye ulaşmak için öyle gayret gösteriyordu ki yandığının farkında bile değildi.Yanındakilerinin hepsi kaçmıştı fakat o meteyi bırakmak istemiyordu.Son bir hamle ile mete nin üstüne atlamayı denedi.Mete ayetel kürsinin son ayetini okuyordu.Bu ayet ifrit i yakıp yok etmişti.İbrahim dede ve Ali çavuş metenin yanına geldiler.Mete öyle korkmuştu ki, gözleri kapalı bir halde dua okumayı sürdürüyordu.Ali çavuş meteyi omuzlarından tuttu.-Evlat.Artık bitti. dedi.Mete gözlerini açtı.Karşısında İbrahim ve Ali dedelerini görünce gülümsedi.-Bittimi?-Bitti.İfrit seni bırakmak istemedi.Sonunun ölüm olacağını bildigi halde burayı terk etmedi ve öldü.Çok şükür rabbimize ki bizi böyle bir beladan kurtardı.