……..Mevsimin değişmeye, kırların yeşermeye başladığı bir zaman mıydı hayatıma aniden girişin ?Tüm kapıları sıkı sıkı kapattığım, kimse açamasın diye sırtımı kapıya yasladığım çocukça masumiyetin senin önünde boynu bükük kalışıydı belki o günler…Çocuk muyduk daha? Büyümeye aceleci koşturmalarımız vardı… Her gün yeni bir dal, yeni bir tomurcuk hevesinde sarıldıkça toprağa bilmiyorduk henüz ne kadar çabuk büyürsek o kadar erken solacağımızı…Sırtımı yaslayacak kadar güvenmek yerine her rüzgarda bir yaprağını kaybedeceğini bilerek, gölgenin karıncaya bile hayrı olmayacağından bu kadar eminken sevdim seni…Parmak izlerin dallarındaydı gelinciğin… Oysa gelincik koparılmaya, dokunulmaya, koklanmaya gelmeyen, hassas bir insan kalbinin topraktaki tezahürüydü…Gelincik mevsimi bittiğinde tüm kırılgan yanlarını da alıp gittin toprağımdan. Bense hala parmak izlerini arıyordum kokladığım her çiçekte….Umut kesilmiyorsa dallarındanŞurada bahara ne kaldı?