Halıcıoğlu’nda yaşayan 6 kişilik Kuşkan ailesinin 7. üyesi olarak 22 Nisan 1965 yılında dünyaya gelen Mehmet Fikret Kuşkan, 1 yaşına geldiğinde dört ablasıyla birlikte İstinye’ye taşındı.Fikret 4 yaşına geldiğinde, babası felç geçirdi ve artık hayatına ‘yatakta’ devam etmek zorunda kaldı.‘Evin tek erkeği’ olan Fikret, ortaokul yıllarında bunu babasının ölümüyle fark eder ve okulu bırakıp çalışmaya başlar. 13 yaşında marangozculuk yaparak iş hayatına atılan Fikret, ‘diğer babası’ olarak gördüğü tarih öğretmeninin daveti üzerine Tokat’a gitmeye karar verdi. Henüz 13 yaşındayken kendi hayatıyla birlikte ailesinin de sorumluluğunu almaya çalışan Fikret, okumak için gittiği Tokat’ta ‘şehirli’ muamelesi gördü. İstanbul’dan sonra Tokat – Almus’a ayak uydurmak Fikret’i zorladı; nihayet başaran Fikret, 3 yılın sonunda tekrar İstanbul’a, ailesinin yanına döndü.
Kuşkan ailesi, maddi durumları gereği İstinye’den tekrar Halıcıoğlu’na taşınmak zorunda kalır. Dört ablası ve annesiyle yaşayan Fikret, Hasköy Lisesi’ne yazılır. Okulun yanı sıra ailesine destek amaçlı çeşitli işlerde çalışan Fikret, sokak kültürüyle büyüdü. Sokak insanları, sokak kedileri ve yılarca hayatın içinden manzaraları izlemek yerine bizzat yaşayan Fikret, bunun olumlu ve olumsuz getirilerini yıllar sonra tek başına yaşadığı çatı katında görecekti.
Fikret, 16 yaşındaydı hayatında bir kez bile tiyatroya gitmemişti. Lise edebiyat öğretmeni bir gün Fikret’i tiyatroya davet etti ve Fikret’in ‘oyunculuk aşkı’ gittiği tiyatro sayesinde başlamış oldu.Liseyi bitiren Fikret, okul arkadaşlarıyla birlikte Sirkeci’de bir fotoğraf stüdyosu açmaya karar verir.
Fikret liseyi bitirmiştir ama aslında başarılı bir öğrenci değildi. Okul ve dersler ona hep uzak gelmişti.Birkaç kez daha tiyatroya giden Fikret, 21 yaşına geldiğinde soluğu, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin düzenlediği tiyatroculuk bölümü için yapılan özel yetenek sınavlarında alır. Sınavlarda başarısız olan Fikret, bir arkadaşının tavsiyesi üzerinde hayatında sadece 1 kez gittiği Anadolu Yakası’ndaki İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın özel yetenek sınavlarına başvurur. Sınav için son başvuru tarihinde ‘son başvuran kişi’ olan Fikret, sınavları başarıyla verir ve 1986 yılında İstanbul Üniversitesi’nde okumaya başlar. Heybeliada’da tek başına zar zor bir çatı katı kiralar ve burada yaşamaya başlar.Hep bir “bilim adamı” olarak hayal ettiği Fikret’in konservatuvara girmesi annesini pek memnun etmese de Fikret, 2. sınıfa geçer. Fakat konservatuvar da bir ‘okul’dur ve Fikret, 2. sınıftan itibaren her sene okulu bırakır; ama sonunda konservatuvardan başarıyla mezun olur.

1988 yılında Fikret, ilk sinema deneyimini Zülfü Livaneli’nin yazıp yönettiği “Sis” adlı politika içerikli dram filmiyle kazanır. Menderes Samancılar, Sevtap Parman, Rutkay Aziz gibi başarılı isimlerin yer aldığı filmde Fikret, “Murat” karakterini canlandırdı.1989 yılında ilk TV dizisi “Gençler” için kamera karşısına geçti. “Yaprak Dökümü”nden Bennu Yıldırımlar, Erkan Can, Oktay Kaynarca gibi isimlerle birlikte rol aldığı dizide “Sinan”ı canlandırdı.“Gençler” dizisi Fikret’i ‘şöhret’le tanıştırdı ama şöhret ona göre değildi ve artık fırsat buldukça İstanbul’dan uzağa kaçıyordu.1990 yılında Zuhal Olcay’la birlikte “Gizli Yüz” adlı filmde başrolde yer aldı. Fikret, filmde hiç yabancısı olmadığı bir karakteri; bir fotoğrafçıyı canlandırdı.Aynı yıl Cüneyt Arkın’la rol aldığı “İki Başlı Dev” filminde “Hakan”ı canlandırdı.TV dizilerinde rol almayı hiç sevmediğini itiraf eden Fikret, 1991 yılında yine bir TV dizisi “Issızlığın Ortası”nda rol aldı.
1992 yılında bir ‘Beyoğlu filmi’ olan “Dönersen Islık Çal”da Menderes Samancılar ile birlikte rol aldı.
1993 yılında “Çakalların İzinde” adlı TV dizisinde Açelya Akkoyun’la birlikte başrolde yer alır. Yine aynı yıl içinde Zeki Demirkubuz’un yazıp yönettiği “C-Blok” adlı filmde “Haled”i oynadı.1994 yılında Ayla Algan ve Leman Sam ile birlikte “Yaz Yağmuru” adlı filmde rol alır.1995 yılında Tülay Eratalay’ın yönettiği “Özlem, Düne… Bugüne… Yarına” adlı filmde Halil Ergün’le birlikte başrolde yer alır. Aynı yıl Zuhal Olcay ve Hale Soygazi ile “Aşk Üzerine Söylenmemiş Her şey” ve Meltem Cumbul, Çolpan İlhan ve Ece Uslu ile “Sahte Dünyalar” adlı TV dizisinde yer alır.1996 yılında Sunar Kural Aytuna’nın yönettiği “Deniz Bekliyordu” adlı filmde Nilüfer Açıkalın ve Ayşegül Aldinç ile birlikte rol alır. Aynı yıl, “Kurtuluş Savaşı”nı anlatan “Kurtuluş” adlı filmde Altan Erkekli, Rutkay Aziz, Kenan Bal gibi başarılı isimlerle birlikte rol alır.1997 yılında Erden Kıral’ın yönettiği “Avcı” adlı fantastik filmde ‘avcı’yı oynar.1998 yılında hiçbir projede yer almayan Fikret, bir ‘dinlenme’ sürecine girdi.1999 yılında bir belgesel filmde yine Zuhal Olcay ile birlikte rol aldı; “Issızlığın Ortasında Sinema”.
2000 yılında “Muhallebicinin Oğlu” adlı filmde “Suat”ı canlandırdı. Aynı yıl içinde her ne kadar TV dizilerinde rol almayı sevmediğini söylese de, “Şaşı Felek Çıkmazı”nda kendi gençliğine benzettiği “Cesur”u canlandırdı. Aynı yıl bir başka TV dizisi “Artık Çok Geç”te Canan Mutluer ile birlikte rol aldı. Yine 2000 yılında ünlü gazeteci Savaş Ay’ın yönetmenliğini yaptığı “Dansöz” adlı sinema filminde “İsa” karakterini oynadı.2001 yılına gelindiğinde Hülya Koçyiğit, Ezel Akay ve Nurgül Yeşilçay‘ ın de rol aldığı “Şellale” adlı komedi drama filmi vizyona girdi.2002 yılında Nahid Sırrı Örik’in “Sultan Hamid Düşerken” adlı romanından sinemaya uyarlanan “Abdülhamit Düşerken” adlı filmde “Enver Paşa”yı oynadı.Türkiye ve dünyada oldukça ses getiren “Abdülhamit Düşerken” filminden sonra Haluk Bilginer ve Sanem Çelik ile birlikte “Hititler” adlı sinema filminde rol aldı.Yine 2002 yılı içinde “Emanet” adlı TV dizisi ve “9 (Dokuz)” adlı sinema filminde rol aldı. “9”da Serra Yılmaz ve Ali Poyrazoğlu gibi ünlü isimlerle birlikte rol aldı.2003 yılına gelindiğinde Fikret, kariyerinin ‘dönüm noktası’ niteliğinde olan “Mustafa Hakkında Her Şey” adlı filmde “Mustafa”yı oynadı. Drama altyapılı filmde Başak Köklükaya ve Nejat İşler de rol aldı.

Aynı yıl “Şapkadan Babam Çıktı”, “Kasabanın İncisi”, “Esir Şehrin İnsanları” ve “Gelin” adlı TV dizilerinde rol aldı.
2004 yılında Fikret’in “Beni anlayan tek yönetmen” diye tanımladığı Çağan Irmak, “Çemberimde Gül Oya” adlı TV dizisinin yönetmenliğini yaptı. Fikret, dizinin bir bölümünde ‘konuk oyuncu’ olarak yer aldı.Aynı yıl Fikret, İstanbul’u 5 farklı masaldan anlatan başarılı film “Anlat İstanbul”da “Rafet”i canlandırdı. Ardından “Adı Aşk Olsun” adlı TV dizisinde “Çınar”ı oynadı.

2005 yılında kariyerindeki bir diğer dönüm noktası “Babam ve Oğlum”da rol aldı. Hümeyra, Çetin Tekindor, Yetkin Dikiciler, Şerif Sezer ve Özge Özberk gibi isimlerin rol aldığı gişe rekortmeni filmin yönetmeni Çağan Irmak’tı.Aynı yıl Zeynep Günay’ın yönettiği “Güz Yangını” adlı filmde Işıl Yücesoy ve Kenan Bal ile birlikte yer aldı. Ve yine 2005 yılında “Sen Ne Dilersen” ve “Yolculuk” adlı filmlerde rol aldı. “Yolculuk” adlı filmde rol alan bir diğer isim de Kuşkan’ın eşi Bahar Kerimoğlu idi.2006 yılında yine Çağan Irmak’ın yönettiği “Kabuslar Evi: Takip” ve Şahin Gök’ün yönettiği “Hacı” adlı TV dizilerinde rol aldı.

2007 yılına geldiğimizde Kanal D’de yayınlanan ve geçtiğimiz haftalarda sona eren “Bıçak Sırtı” adlı dizide “Orhan”ı canlandıran Kuşkan, “14. Ankara Film Festivali”, “25. İstanbul Film Festivali” ve “23. Antalya Film Festivali” başta olmak üzere bir çok ödülün sahibi oldu.