En son ne zaman ağladık ki biz? Yada hiç kafamızı kendimize kızdığımız için vurduk mu duvara, yada ağzımızı yastığımıza dayayıp bağırdık mı duyanlar deli sanmasın diye, yada yedi kafayı işte sonunda demesinler diye, insanın içine ağlaması nasıl olur? Gözyaşlarımı içime akıttım, bu öyle saçma ki, hem de nasıl kendine kötülük. Akıtma kardeşim içine, bırak ıslansın yastığın, öbür tarafını çevirirsin, bırak deli de desinler, bana parmağınla bir akıllı göstersene! Farzedelim gösterdin, o hangi kriterlere göre akıllı ki! Kim koymuş akıllı olmak sınırlarını, aklı başında, ciddi bir insan o, Allah Allah, bence kendine hakim olmak için akıllı uslu kisvesine bürünmüş bir deli o. Ya deli görünen sen, o? İnsan çoğu zaman deli görünmek ister, aklı başında, sorumluluk sahibi, duyarlı olunca üstüne binen görevlerden kaçmak için deli kisvesine bürünmediğini nasıl ispat edeceksin? Kendindelik. Hayır, deli olmak lazım, saçma sapan şeyler yapmak, kafana göre saçıp savurmak, dilediğini yaşamak. Nasılsa birgün, işte o son gün, keşkelerin çokluğu nasılda boğacak seni, belki birgün o boğazımızı sıkan şey bu keşkelerin çokluğu olacak, hayatımızda onlara ayırdığımız özel yerler. Sanki bilerek mi yapıyoruz ne? Bilerek acı çekmek, sonunu bildiğin halde, savrulmak,nereye kadar, hangi zamana kadar, kaç yaşına kadar? Kendimi tutuyorum, neden tutuyorsun? Ne için, neden, hangi sebepten ve kimden kaçıyorsun, bıraksan birşey yapacaksın sanki, sanki kendin kendini bıraksa birşey yapabileceksin, peh. Yapta görelim. Olmaz yapamam, sen biliyormusun benim yaşadıklarımı sanki, sanki herşeye şahitsin, sanki senmişim gibi konuşmamı isteme benden, belki yaparsın, ama güvenirsin kendine de yaparsın, sonrasında sahip olacağın pişmanlıkları düşünürmüsün ki? Üst üste binerler pişmanlıklar, kafanın tepesine, ezilirsin altında, sen duyarlısın. A, ha, hah, duyarlıymışım, olmak istemiyorum, hatta hiçbirşey olmasamda olur, okyanusun azgın dalgalarının yüzyıllarca dövdüğü büyük bir kaya parçası olayım da üstüme türlü şekiller ve delikler oluşsun buna razıyım, birşeyler olmaktansa. Birşeyler olmak insana birşeyler katar, istemediğim birşeylere sahip olmak bana ne katacak ki? İstemediğim şeylere sahip olmak sıkıntısı katacak. Peki istediğin şeyleri ne kadar arzuladığını nereden biliyorsun, pişmanlık senin için, senin varlığın zaten bir pişmanlık içerisinde doğdu. Bundan sonra yaşayacağın hayata damgasını vuracak olan da bu işte. Kaya parçasıymış, güleyim, insansın, öyle kalacaksın, yaşayıp duracaksın izin verildiği ve kendine izin verdiğin sürece. Şu an artık sonsuza kadar bir daha nefes almamayı istesem artık kendime izin vermemiş mi olacağım? Kader.İzin ver. Baştan başla, gücün mü yok, kaldığın yerden devam et o zaman, ona da mı gücün yok? O zaman sürünmeye devam et fiziksel ve zihinsel, tanırım seni ben, nasılsa sıkılıp ayağa kalkacaksın bir gün. Hak etmek ve etmemek, bunun farkındayım ben.Mutluyum ben hem de çoook.