GERZEKLİK SONRADAN EDİNİLEBİLİR
“GERZEKLİK” SONRADAN EDİNİLEBİLİR.

Türkiye’de kaynağını bilmediğim çok ciddî bir ”gerzekleştirme ve çaresizleştirme” hareketi var. Portakalın, tahılların ve baklagillerin nerelerde yetiştiğini öğretmeye çalıştığımız gençlere daha önemli ilkeleri öğretmiyoruz. Bu yüzden hayat içinde yalpalayıp duruyorlar. Son zamanlarda gerek gençlerle gerek yetişkinlerle yaptığım sohbetlerde, ülkemizde bazı şeylerin ciddî anlamda öğretilmesi gerektiğine karar verdim. Aşağıda vereceğim ilkelerin doğuş yerleri farklı bilimsel veya sosyal alanlar olabilir. Fakat bu ilkeleri herhangi bir alanda çalışan herkesin öğrenmesine ve uygulaması gerektiğine bir eğitimci ve vatandaş olarak inanıyorum.İşte her okulda öğretilmesi gereken ilkeler:
1. Herkesin hayatta kişisel bir misyonu olmalıdır: Her insanın iyi bir yanı, kendisine, ailesine ve içinde bulunduğu topluma yararlı olabileceği bir yandan da maddî ve manevî anlamda tatmine ulaşabileceği bir yeteneği-becerisi vardır. Bunu bulmalı ve kuvvetlendirmelidir. Bu da “kişisel misyon” anlamına gelir. Herkesin fakında olsunalr veya olmasınlar kişisel bir misyonu vardır, fakat sorun bunu farkında olmamaktır. Misyonunu bilmeyen birisi, rüzgârın önündeki yaprak gibi savrulacaktır.2. Fırsat maliyeti teorisi öğretilmelidir: Bir şeyi seçtiğiniz zaman başka şeyleri reddetmiş olursunuz. Diğer seçenekleri reddetmenizden doğan kayıplar da seçtiğiniz şeyin maliyetine eklenir. Sözgelimi 2,5 YTL aldığınız ve günlük olarak tükettiğiniz sigaranın aylık maliyeti 75 YTL değildir. Çok ama çok daha fazladır. Yabancı bir dil öğrenmek veya bir beceri geliştirmek yerine akşamları televizyon seyretmeyi veya internette amaçsızca sörf yapmayı seçiyorsanız, bundan beş yıl sonra da hayatınız çok farklı olmayacak, şaşırmayın.3. Satış sanatını herkes bilmek zorundadır:Herkes satış yapar. Satış yapmadığını ve satış yapmayı sevmediğini söyleyenler bile, günde 12 saatini işverene daha iyi fiyatla satmaya çalışırlar. “Elinizdeki değerle, karşınızdaki insanın ihtiyaçlarını birleştirmek” olarak tanımladığım satışı herkes bilmek zorundadır. İstediğiniz kadar başarılı ve becerikli olun, “satış yapmayı” bilmiyorsanız, işiniz zor. “Satış yapmak” çok önemli ve gerekli bir beceridir. “Ben satış yapamam” diye hava atan çalışan kişilerin bankaya girdiklerini ve kendilerini sokakta kredi kartı satarken bulduklarını hatırlarsınız.4. Tüketicilik öğrenilmesi gereken bir alandır:Siz haftada 3-4 saatinizi alışveriş geçirirseniz ve konuya çok kafa yormazsınız. Ama şirketler 24 saat buna kafa yorarlar. Bir sürü duygusal ve yasal tuzaklar kurulur. Gücünüzü ve sistemi farkında olun. Size sadece indirim değil, ekstra kazançlar veren şirketleri tercih edin; Alışverişinizde kalite ve maliyet dengesi esas olmalıdır. Dikkat: Fiyatı düşük ürünler, masraflı olabilir.5. Fiyat başka maliyet başkadır: Sadece fiyatı düşük diye bir hizmeti veya ürünü almayın. Size çıkaracağı maliyete bakın. Fiyatı yüksek bir ürünün maliyeti düşük, fiyatı yüksek olan bir ürünün maliyeti düşük olabilir. Size ilk bakışta ucuz gelen şeylere kuşkuyla bakın.6. Her şeyin bedeli vardır, hiçbir şey bedava değildir:Birisinin gençlere bunu söylemesi gerekiyor. Havalı, arabalar, güzel elbiseler, kredi kartınızın verdiği bonuslar, cep telefonları ve evlenmeyi planladığınız eş; hepsinin maddî veya manevî bir değeri vardır. Etrafınıza toplanan insanlar, size duyulmasını istediğiniz saygı ve güven, bunların hepsi de bedel ister. Kazara hazır bulsanız da, sonradan ödeme yapılır, ödeme yapamazsanız, icra gelir. Bunlara sahip olmak kötü değildir; ödemeyi dürüstçe çalışarak da yapabilirsiniz. Fakat çoğu kişi, bedel ödemesi gerektiğini farkında değilmiş gibi davranmakta.7. Para, sihirli değnek değildir, kullanmayı bilmek gerekir: Para, yönetim bilgisi gerektiren bir kavramdır. Kazanması kadar yönetilmesi de bilgi gerektirir. Birden gelen para, kullanım kavuzuyla gelmez. Ağır gelen paranın kullanım kılavuzu vardır. Bugün 100 YTL’yi en verimli şekilde nasıl kullanacağınızı bilmiyorsanız, yüz milyarı da nasıl kullanacağınızı bilmezsiniz.8. Girişimcilik, sermayeyle ilgili değildir, tavırla ilgilidir: Pek çok kişi, “şu kadar param olsa, iş kurarım” vs gibi sözler ederler. Girişimciliğin parayla değil tavırla ilgili olduğunu bilmekte yarar var. Sözgelimi, simitçi bir girişimcidir, “girişmek” için para bekleyen kişi girişimci değildir.9. Dürüst insanlar için para, “olmazsa olmaz” bir değerdir: “Para önemli değil, mühim olan insan olmaktır” sözü doğru olmakla birlikte yanlış bir bağlamda ele alır. Para, en çok dürüst insanlar için gereklidir. Para sorunu çözülmedikçe, her zaman ayak bağıdır. Bu gerçekten kaçmak yerine, kendi işiniz yanında farklı bir sektörde yan gelirler elde edebilirsiniz. “Konu-komşu ne der?” sözü dürüstçe kazanılan para için anlamsızdır. Bu düşünce tarzı, konu-komşunuzla aynı kaderi paylaşmaktan başka bir işe yaramaz.10. Yoksulluk ve parasızlık, çok masraflıdır:Parasızlık, eğitimle, sosyal hayatla ilgili bir çok fırsatı kaçırmanıza sebep olur. Kendinizle ve ailenizle ilgili bir çok fırsatı yeterince paranız olmadığı için gözünüzün önünden geçip gider. Taksitler, hayatınızı kaplar. “Geçinmeyi hedefleyen geçim zorluğu çeker” ilkesi çok önemlidir. Hayatta da böyledir, çünkü her zaman hedeflediğinizden daha azını elde edersiniz.11. Bir şeyi hedeflemek başkadır, hayal etmek başkadır:Gençler, hayal etmekle hedef koymayı karıştırırlar. Hayal kurmak da güzeldir. Ama bir şey hayal ettiğiniz için değil, hedeflediğiniz zaman gerçekleşir. Çünkü hayal kuranlara yardım etmeyiz, hedefi olanlara yardım ederiz. Ben de bir eğitimci olarak sözgelimi “İngilizce öğrenmeyi hayal edenlere yardımcı olamıyorum. Ama hedefliyorsa yardımcı olabiliyorum. Çünkü hedef koyan kişi, harekete geçmek zorunda kalır ve harekete geçenlere sıra dışı destek ve yardım gelir.12. Yarınınızı bugün yaptıklarınız kurar:Bir çok genç ve yetişkin bunu farkında değillerdir. Büyük hayalleri vardır, ama bugünü bu hayale göre yaşamazlar. Sözgelimi, bundan iki yıl sonra İngilizceyi öğrenmiş olmak için bugün konuyla ilgilenmeniz gerekir.13. İletişim, müstakil bir beceri haline gelmiştir:İletişim, herkesin ilgilenmesi gereken bir alandır ve zaten ister-istemez içinde olduğunuz bir alandır. Bu konuda ustalaşmanız gerekir.14. İletişim yapmak başka, anons yapmak başkadır: İletişim sonuç almaktır. Anons yapmak ve sonuç almak başka şeylerdir. Ne acıdır ki işlerimiz hem çoğalmış hem de daha çok ayrıntı kazanmıştır. “Az zamanda çok ey yapalım” derken bir çok şey eksik kalmaktadır.15. Girişimciler, hata yaparlar: İş adamları ve iş kadınları, sanatçılar, kısaca girişimci olan herkes, hata yaparlar, iflas ederler. Bugün başarılı olan bir çok kişi hata yapmış, iflas etmiş veya darbe yemiştir. Fakat Türkiye’de dar gelirli olan ve dar gelirli olmaya da karar vermiş olan kesim, hata yapmak yerine aynı yaşamı sürdürmeyi kutsarlar. Hatasız hayat, donuk, sönük ve bereketsizdir.16. İnternet, sihirli değnek değildir:Bilgiyi değil, interneti önemsiyorsanız, mektubu değil zarfı önemsemiş olursunuz. Hedefsiz bir kişiye internet dâhil hiçbir şeyin yararı yoktur. Batıda internetten daha çok kitap önemsenir. İnternetten önce de bilgi vardı. Kişinin bilgisayar ve internet düşkünlüğü bilgiye olan düşkünlüğünü göstermez. En iy internet kullanıcıları bilgiyle önce kitaplarda tanışanlardır.——————————————————-www.radyocu.com