Filmin afişi
Çekildiği günden bugüne kadar gençleri etkileyen; giyimlerini, tavırlarını, hayata bakışlarını, duruşlarını, yürüyüşlerini, konuşmalarını ve hatta beğenilerini alt üst eden tam manasıyla Kült bir film.Easy Rider ın Türkçe karşılığı “geniş insan” dır. Çalışmayan, para kazanma derdi olmayan, güncel sorunları kafasına takmayan insan tipidir. Zaten film de Amerika’yı motorlarıyla gezen iki hippinin,Wyatt (Peter Fonda) ve Billy’nin (Dennis Hopper), öyküsü anlatılmaktadır. Ardından bu öyküye Jack Nicholson da katılıyor ve film tadından yenmez bir hale geliyor.Bağımsız sinemanın en önemli filmlerinden biridir. Hiç bir zaman değerini kaybetmemiş, aksine her geçen gün değerine değer katmış bir yol filmidir.Ayrıca o günler de stüdyo dışında da sinema çekilebileceğini ispatlaması açısından ve düşük bütçesiyle Hollywood’a kafa tutan bir yapıdadır.Kendi dönemine ait; Dustin Hoffman ile Jon Voight döktürdüğü Midnight Cowboy ve Alice’s Restaurant la birlikte sinema tarihini kökünden sarsan özelliğe sahiptirler. Bu yüzden de muhafazakar kesimler tarafından pek sevilmeme gibi bir durumları da söz konusudur.Filmde; “Özgürlükler ülkesi” olarak tüm dünyaya lanse edilen Amerikanın aslında o kadar da özgür olmadığını,kendi içinde ne kadar çok farklılık barındırdığını, bireysel özgürlüklere karşı nasıl tavır takındığını,ne kadar hoşgörüsüz olduğunu gözlerimizin önüne seriyor. Tüm bunların yanında Steppenwolf‘un “Born To Be Wild” şarkısını bünyesinde barındırarak Heavy Metal kavramının yayılmasında ön ayak olmuştur.Bildiğiniz üzre ilk olarak Heavy Metal kavramı bu şarkıda kullanılmıştır.Heavy Metalcilerin saç uzatması,deri giymeleri,motorlara ilgi duymaları,bağımsızlıklarına düşkün bireyler olmaları ..vs. tüm bunların yayılmasında ve gençleri bu şekilde etkilemesinde çok büyük bir paya sahiptir. Tüm bunların yanında filmin yönetmenliğini de Dennis Hopper ‘un yaptığını söylemekte fayda var.
