Watson ve Crick’in DNA’nın yapısını çözmesinin üzerinden tam 50 yıl geçti. Bu elli yıl içinde biyoloji hiç olmadığı kadar hızlı ilerledi, sırrı çözülen hastalıklara yenileri eklendi, eklenmeye devam ediyor. İşte insan genomunun çözülmesine kadar giden yolun başlangıcı; ikili sarmalın çözümünün kısa bir tarihçesi:İsveç’li fizyolog Friedrich Miescher, 1869 yılında, Kırım savaşındaki yaralılar üzerinde çalışırken, hücre çekirdeklerinde yoğunlaşmış moleküllere rastlar ve bunlara “nuclein” adını verir. Miescher bu moleküllerin kalıtımla ilgili olabileceğini de öne sürer, ancak bilim adamları o zamanlarda DNA’nın (Miescher DNA’yı bulmuştu) kalıtımı sağlamak için yeterli karmaşıklığı sağlayamayacağını düşünmekteydiler, o sıralarda genel kanı kalıtımın proteinlerle sağlandığı yönündeydi.DNA’nın kalıtımı sağlayan molekül olduğu 1944 yılında Oswald Avery‘nin zatüre bakterileri üzerine çalışmalarıyla gösterildi. Avery, yaptığı deneyde kalıtımın proteinlerle değil DNA ile sağlandığını radyoaktif işaretleme ile kesin olarak gösterdi.Avery’nin bu çalışması Watson ve Crick de dahil bir çok bilim adamının dikkatini DNA’nın yapısına vermesini sağladı. Aynı yıllarda Erwin Chargaff tarafından yapılan bir çalışmada pürin bazlarla pirimidin bazların miktarlarının sürekli birbirlerine eşit çıkması da yapının ikili sarmal olduğu konusundaki ilk düşünceleri ortaya çıkardı.Watson ve Crick, bütün bu bilgileri ve Rosalind Franklin ile Maurice Wilkins tarafından çekilen DNA’nın x-ışının diyagramını kullanarak modellerini ortaya koydular ve Nature dergisinde yayınladılar. Yapı adeninlerle timinlerin, guaninlerle sitozinlerin bağ yaptığı bir ikili sarmaldı. Watson ve Crick, Wilkins ile birlikte 1962 yılında bu buluşları için Nobel aldılar.DNA’nın yapısı söz konusu olduğunda akla hep Rosalind Franklin gelir. Franklin’in önemi Watson ve Crick’in üzerinde çalıştığı X-ışını diyagramını çeken kişi olmasıdır. Ancak işin ilginç yanı, Franklin’in diyagramının, patronu ve partneri olan Wilkins tarafından Crick’e Franklin’den habersiz gösterilmesidir. Crick bu diyagramı görür görmez bunun helikal bir moleküle ait olabileceğeni düşünmüş ve üzerinde çalışarak sonuçta yapıyı çözmüştür.
yorumlar
eksik olmuş, biraz daha çalışmalı üzerinde(mesela ne dimek DNA, RNA ile ilişkisi nedir? artık değiştiriyorlar mı DNA’yı? Türkiye’de DNA bulunur mu? Virüs nasıl hücreyi ele geçirir(bu kişisel istek)?, bir de nature dergisi user name ve password(pdf indirmeye gelince aşka en son linkte)… bir de türkçe link lütfen…
ama genel anlamda iyi.türkçe linkler özellikle bu gibi bilimsel ve teknik konularda çok daha iyi oluyor. gerçi ne kadar türkçe link bulunur onu bilmem ama.
virüsün hayat döngüsünü ayrı bir blogda yaparım zaman olursa.türkçe link pek olmuyor bu konularda, mecburen ingilizce sitelere veriyorum.pdf için nature’a üye olmak gerek sanırım, ille isteyen varsa email ile yollayabilirim. pdf watson crick’in 53’de yayınladığı orijinal makaledir bu arada.
konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek isteyenler mayıs ayının bilim ve ütopya dergisinde bulabilirler
Oswald Avery tranformation’ı bulmuştur, genetik materyal kesin DNA dır dememiştir. üzerinde biraz daha çalışman lazım.——————————mycobacteriumFatih UniversityDeparment of Biologyhttp://biology.fatih.edu.tr/——————————
öncelikle transformasyonu bulan Avery değil Frederick Griffith’tir. Griffith bir şeyin aktarıldığını bulmuştur ve buna transformasyon demiştir, Avery ve arkadaşları bu olay üzerine uzun süre çalışırlar ve aktarılan maddenin DNA olduğunu kesin olarak açıklarlar. Yani verdiğim bilgi doğru.Yazıyı sadece bu yılın 50. yıl olduğunu hatırlatmak üzere yazdım ve daha çok olayın tarihine değinmeye çalıştım, bu bakımdan eksik ya da üzerinde çalışılması gereken bir yazı olduğunu düşünmüyorum. DNA nedir, ne değildir, virüsler nasıl çoğalır, gen kontrol sistemleri nelerdir gibi konular ayrı ayrı inelenebilir ama hepsini bir bloga sığdırmaya çalışmak sadece zaman kaybı olur, okuyan da takip edemez.
aslında o günlerde, nobeli Franklin’in alacağına kesin gözüyle bakılıyormuş bilim çevrelerince, çünkü Franklin’in yukarıda ismi geçenler arasında en iyi biyolog olduğu düşünülüyormuş.gel gör ki, Franklin’in çektiği diyagram kendisinden çalınmış. Daha da beteri, bu diyagramla çalışma yapan Watson ve Crick, buldukları hiç bir bilgiyi Franklin’le paylaşmamış.
nedirle ilgili bir kaç şey var burada.