Sıkıntı; sabahın köründe kendini zorlayarak kalktıktan sonra, odada defteri bulamayaraktan gelinen derste, umulan şey. Not alamamanın, hocanın “It” ile başlayan cümleleriyle uyuşarak, konuyu takip etmenin zorlaşması. Gecenin bir vaktinde seyredilen 8 Mile ve uykunun verdiği sersemlikten dolayı, rap cümleleri söyleme çabası. Beyinde bir ritm.

Sabah defteri bulamadım,

Ulan şunu nereye koydum,

Geçen hafta cuma günü,

Kimi gördüm de eline tutuşdurdum.

Yeter ulan bu düzensizlik,

Bıktım istediğim şeyi aramaktan,

Şu lanet olası miskinlik,

Bir an önce çıkmalı aradan.

İğrenç!!!

Ders içi 10 dakika uyku, arkasından teneffüste bir kahve, bir sigara. Uyku sersemliğinden bir an olsun kurtulma. Etrafı bir kesiş. ???. Bölümdeki tüm kızlarda burdaymış.

Daha neler neler!!! Önce biri hapşurdu, ince tiz sesiyle sessizlikte. Gene bu sessizlikte ön sıradan ilginç bir ses. Hoca “Hayırdır! Sırada sanırım sınıfın şu kısmı var” lafı. Daha 5 dakika geçmeden bir hıçkırık ve gülüşmeler. Beynimde dolaşan onca şeye rağmen, dışardaki güneşten, yerdeki kardan, öğleden sonraki labdan,…, aklımın bu olaya takılmasından dolayı kesik kesik, aptal aptal, içten gülme hissi.

Öndeki kız arkadaş ne hoş giyinmiş, yakışmış. Arasıra arka kapı açılıyor, millet kafayı uzatıp, anlamsız bakışlarla sınıfa bakıp, kellesini geri alıyor. Hepsi tanıdık. İçimde gene gülme hisi, aptal bakışlı suratlar yüzünden. Yanımda bölümden bir inek (:P) “w/l olması gerekmez mi” diye soruyor. Tahtaya bakıyorum w.l var. Sonra “Ha! Tamam şurda öyleymiş” diye defterinden bir yer gösteriyor. Konsantrasyonum bozuldu. Madem cevabı biliyon, daha ne soruyon? Ha!!! Bana dersin bittiğini söylemek istemiş. Ders bitti.