Ülkemizin huzuru adına iyi niyetle atılmış bir adım, hatalı bir ifadeyle yapılan başlangıç ve sonradan düzeltilen bir tanımla başladı demokratik açılım. Muhalefetin blok halinde, içeriği ne olduğu bilinmeden açılıma karşı sert bir duruş sergilemeleri anlaşılır gibi değildi. Kamuoyu yoklamalarında halkın %75’i açılımı destekler görünüyordu. Ancak açılımın ilk adımları ile başlayan PKK terörü halkın bir kısmında kafa karışıklığına neden oldu. Bunların arasında AKP’ye oy veren insanlar da bulunuyor.Hükümetin açılımla Kürtler’i şımarttığı eleştirileri ve Kürtlere verilen haklar, “Güney Doğu’ya yapılan yatırımlar yetmiyormuş gibi başka ne gibi ayrıcalıklar verilecek” eleştirileri yükselmeye başladı. Burada hükümetin hazır bir reçete ortaya koymaması, belirsizlikler üzerinden kendisine yöneltilen eleştirilere neden olmuştur. Hazır bir reçete ortaya konsaydı, muhalefet tam anlamıyla bir Amerikan Planı diye eleştirecekti. Herşeye rağmen ana hatları belirlenmiş politikalar, kamuoyuna sunulmalıydı diye düşünüyorum. Hükümet, kamuoyunda konu tartışıldıkça, görüşmeler yapıldıkça bazı çizgilerin ortaya çıkmasını yeğlemiştir. Rahmetli Özal’da bu yola çok başvururdu. Gündem oluşturacak çıkışlar yapar, konu kamuoyunda tartışılırdı. Bu tartışmalara bakarak politikasını belirlerdi. Açılıma bu şekilde başlanılmasını ben şahsen çok riskli buluyorum. Ana hatları belirlenmiş ve kamuoyuna iyi anlatılmış olmalıydı diye düşünüyorum. Ne gibi riskler ve nasıl engellerle karşılaşılacağı da iyi hesaplanmalıydı. PKK ve DTP, Mahmur’dan gelenleri 50 bin kişiyle karşılamaları ve Öcalan’ın muhattap alınması adına yapılan terör eylemlerinin önceden düşünülmesi gerekirdi. Son günlerdeki terör olayları ve muhalefetin tutumu konusunda ilginç bir ortak çizgi oluşmuştur. DTP, hükümeti ihanetle suçlayan CHP, MHP ve PKK aynı çizgi üzerinde buluşmuşlardır. Ne hazin değil mi? Herkesin açılım konusundaki tavrını yeniden ele alması ülke yararına olacaktır diyorum.