patavatsız hislerim, durmuyor yerindesoğudu, ürpertiyor bedenimi,gitmek ister gibi yüreğimi sallandıran rüzgarlatoz tanesi olup gözlerine batmak,acıtmakya da yerleşmek vücuduna,gözlerinle bütünleşmek…tanımlayamıyorum yaklaşmakta olanıuzaklaşmakta olanınsa farkındayımfarkındalığım yoğunlaştırıyor hayal kuraklıklarımı,açık denizlere demir atmış bir gemi gibiyimgüvertem rüzgar harici miras almamış geçmişimden…rotam yanlış olduğundayakalandığım girdaplarla öğrenmişimsabitlemeyi kendimiya dagideceğim yeri bilmeyiakşam sefası kokusu geliyoriyot kokusu ardındanbir avuç yıldız düşüyor aksimin üstünebir avuç külüm serpiliyorgeç de olsa yanmaya başlayan bileşenlerine,durulmayacak gibi duran suların”bitişim yeni bir liman bulamayışımdan.”diye düşünüyor kaptanve terk etmiyor beni.beklemekteyken seniboyluyoruz en dibini dünyanınöyle içerlerde bir yer ki burası;olmuş olduğun gibi.yorgunum,yaprak olamadığım içinkirişlerim çürüdüğü için dipte.kaldırım taşlarının arasındaöylesine güçlü, çiçek açamadığım için.kaptan gitmiş, diyor balıklarinanmıyorum.bir ışık yaklaşıyorgözlerim kamaşıyor birdensonra palet seslerisonra…
yorumlar
xmetisx,nerelere gittim bir bilsen! sağol bu yolculuk için:)ayrıca akşam sefasının kokusunu burnumun ucundan geçtiğini hissettim, mersi…
ben teşekkür ederim en azından okuma tenezzülünde bulunup görüşlerini bildirdiğin için @makaleci. o koku burnumun dibindeydi benim biliyomusun hatta akşam sefasından türettim şiiri … morumsu pembe çiçekleriyle insana gülümseyen ufacık bir saksı dolusu çiçek sebebim oldu yani hoşuna gittiyse ne mutlu bana
sonra… diye devam etmek istiyorum seninle sessizliğinle, göremediğimin mahcubiyetinde.sonra…resim yırtılır en güzel yerini saklayaraken iyiyi söyleyecekken nefes tükenir, her şeyi zorlayrak,biraz sağa yatık ama sola yakın mesafesiz kalır bu günün şimdiki hali yankılanarak,acının antropolojisi sorar suya çekinerek;en dibe dokundum daha derin yok diyerek?su cevaplar sessizleşerek,seni bu kadar beyaz görmemiştim, ne zaman aydınlandın.hayır ben hep seninle ağaç dalında bir elmaydım?topraklar senin kök salmanı bekliyor neden dallarını kucakladın.hayır ben hep menekşelerin intikamıyla güllere tövbelendim?deniz diyorum, okyanus diyorum, sen diyorum, geminin benzi solgun diyorum, sense susalım artık diyorsun. yolculuk ne zaman hadi diyorum…baş öne eğik masum çocuk gülümsemesi kendine yenik. tamam anlıyorum artık bende sana sus diyorum.oldukça cici bir yazı olmuş demekten kendimi alamıyorum. açıkcası kelimeler nerde iyi durmuş nerde kendini tüketmiş hiç dikkat etmedim, etmekte istemiyorum. yazının kendi halindeliğini koruması için yeterince her şey yerli yerinde. nacizane değerlendirmem ile.kalemine sağlık xmetisx nice yazılarına.