Cesedi kaybolduktan 75 yıl sonra bulunan George Mallory kendisine ‘neden Everest’ diye soran gazeteciye tarihe geçecek bu cevabı vermişti: ‘Çünkü orada duruyor ‘Bir papazın oğlu olan Mallory küçük yaşta kilisenin tepesine tırmanarak başlar zirve yolculuğuna, sonrasında Cambridge yılları boyunca hayatı tırmanmakla ve zirve hırsıyla geçer.

George Mallory ve Ruht
George Mallory ve Ruht

1.Dünya Savaşı’ndan üç gün önce Cambridge’de tanıştığı Ruth ile evlenir ve savaşa katılır.Orada kanla tanışan ve ölümle yanyana duran Mallory savaş dönüşü bir karar alır, artık hayatını dolu dolu yaşayacaktır.Kraliyet Coğrafya Derneği tarafından başlatılan Everest Keşfi için en başta düşünülen isim Odur ve bu tamda istediği şeydir.Ortada bir harita, bir bilgi, teknoloji yokken 1921 yılında ilk keşfine çıkar ve Everest’i yakından görür.Dört aylık arayış sonunda zirveye ulaşabilecek yolu bulur ancak yağışlardan dolayı tırmanamaz. Zaten Everest’i gördükten sonra bu dağ Mallory’de saplantı haline gelmiştir.Altı aylık aradan sonra yanında kameramanlar olduğu halde tekrar Everest’e gelen Mallory; bu kez daha önceki gelişinden daha fazla tırmanır, ancak bir çığ düşmesi sonucu yedi arkadaşını kaybeder ve tekrar geri döner, hatta Everest hayalinden vazgeçer.Bu dönüş ve vazgeçiş en çok karısı Ruth’u sevindirir ve bu arada 3 çocukları olur ancak eşinin tüm karşı çıkmalarına rağmen Mallory kendini tekrar Everest yolunda bulur. Bunun sebebi olarak tekrar keşif planlarının yapılmasını ve zirveye kendisinden başka birinin çıkmasının onu kahredeceğini gösterir. Aslında haklıdır da ,20’li yılların teknolojisiyle uzun yolculuklardan sonra dağa yaklaş, aylarca yol ara bul ,sonra bir başkası tırmansın tarihe geçsin. İnsan düşününce hak veriyor.Üçüncü Everest denemesi için 21 yaşında kimya öğrencisi Andrew Sandy Irvine’i kendisine yol arkadaşı olarak seçer. Ruth’a ise sevgisinin göstergesi olarak bir söz verir, zirveye onun fotoğrafını bırakacaktır.Yolculuklar, kamplar aylarca sürer ve Ruth ile Mallory sürekli mektuplaşırlar. Dağ yakınlarındaki manastır rahipleri Mallory’e çok kötü kehanetlerde bulunur, bu tırmanışın uğursuz olduğunu söyler, kendisinin dağ iblisleri tarafından eziyet göreceğini söylerler. Hatta keşişler bunun resmini bile çizmiştir. Tabi ki ekip bu kehanetlere kulak asmaz.Kar fırtınasından önce ömrünü adadığı Everest’e ulaşmak için 2 Mayıs 1924 yılında ana kamptan ayrılarak yola çıkan Mallory zirveye yaklaştıkça soğukla ve oksijen azlığından dolayı oluşan sağlık problemleriyle tanışır. Üçüncü kampa ulaştığında yazdığı mektupta botlarının donduğunu belirtir.(o zaman şartlarına göre üzerindeki giysiler bildiğimiz gabardin takım ve altında çiviler olan olan botlardı)Hava şartları ve İrvine’nin yakalandığı hastalık onların tekrar ana kampa dönmesine sebep olur, ancak ana kampa geldiklerinde iki arkadaşlarının cesetleriyle karşılaşırlar. Vakit kaybettikleri için kar fırtınasına çok az zaman kalmıştır. Bir kez daha tırmanırlar, yukarılara çıktıkça ishal, üşüme, iştahsızlık, öksürük gibi şikayetler de yakalarına yapışır. Ekipten bir kişi daha ölür diğerleri ise donma tehlikesi, kar körlüğü yüzünden geri dönerler, ancak Mallory ve İrvine kararlıdır.Yardımcı dağcı Noel tarafından ölüm bölgesinde son kez görüntülenen Mallory bir kaç güne zirveye tırmanacağını belirtir, sonrasında zaten bulutlar olduğu için gözden kaybolurlar. Aylardır Mallory ekibi ile çok zor şartlarda tırmanan kameraman bir süre zirve haberi veya başka bir emir bekler ancak bir daha asla Mallory ve İrvine’den haber alınamaz. Arama çalışmalarında bulunamadıkları için öldü olarak kabul edilirler ve büyük bir cenaze töreni gerçekleştirilir.Belki bu hikaye şimdi sık sık duyduğumuz tırmanış hikayeleri gibi gelebilir ancak 1920’li yılların şartlarında, henüz hiç bir yeryüzü şekli belirlenmemiş ve dünyanın en yüksek tepesi olan bir bölgeye teknolojiden ve yardımdan yoksun bir şekilde tırmanmayı hedeflemenin çılgınlığını bir düşünüyorum, aklım almıyor.Ayrıca bir de işin başka boyutu var, Mallory zirveye çıkarken mi, yoksa inerken mi öldü? Gerçekte Everest’in fatihi kim? Edmund Hillary 1953’te ilk tırmanan ünvanını almış olsa da kendisi bile Mallory’nin zirveye ulaşmış olabileceğini söylemiştir. 1999 yılında Conrad Anker ve Eric Simonson tarafından bulunan Mallory’nin cesedinin üzerinden eşi Ruth’un fotoğrafı çıkmamıştır, bu da zirveye ulaştığının kanıtı olarak görülmektedir. 75 yıl boyunca üzerinde duran evraklar hiç bozulmamıştır bile, o zaman zirveye çıkarsam bırakacağım dediği fotoğraf nerdeydi?Mallory’nin cesedi kızılderili geleneklerine göre orada bırakıldı.Kaynaklar :The Wildest Dream (belgesel)İlk Everest EkspedisyonlarıHani bunun ilk tırmananıEverest’in sırrı