Annelerin, ninelerin ördüğü ve herkesin bir şekilde severek yada sevmeyerek giydiği kazaklar, ellerde harıl harıl işlenen çeyizlik danteller, gerekli gereksiz bir çok örtü hepimizin hayatında yer etmiştir bir şekilde. Belki de sırf bu yer etmenin etkisiyle Türkiye’de kendini genel geçer olan “kadın” imajından sıyırmak isteyen her kadın kendi varoluşunu tüm bu el işlerine toptan bir kırmızı çizgi geçerek konumlandırmıştır.Çocukluk çağlarında örgü ve dantel ören aile kadınlarının görüntüsünü ve bu görüntüye eşlik eden edilgen imajı reddetmek adına bu kırmızı çizgiyi bende çizmiş, çizmek ne kelime o sayfaları yırtıp atmıştım bile. Ta ki birgün craftster.org‘la tesadüfen tanışana dek. O günden sonra sıkı bir takipçisi olduğum altmış bini aşkın üyesi olan bu site sayesinde, el işinin aslında yerine göre bir başkaldırı, yerine göre kişiliğinizi ifade aracı olduğu gerçeğiyle yüzleştim ve sevdiğim halde sırf anti-feminist bulduğum için burun kıvırdığım el işi dünyasının tüketim kültürüne, kapitalist topluma, seri üretime toptan karşı olan ve salt kadınları değil erkekleri de kucaklayan (sitede her yaş grubundan erkek kullanıcıya rastlamak mümkün) yönünü keşfettim.Sitede geleneksel el işleri kullanılarak yapılan pek çok ilginç örnek var. Nintendo DS’ler için hazırlanmış kılıflar, tığ işinden yapılmış Yoda‘lar, 8-track’lerden yapılmış abajurlar, modifiye edilen ayakkabılar bunlardan sadece bir kaçı.Tüm dünyada çok popüler olan site gün geçtikçe büyümeye devam ederken, geleneksel el işi kavramının kalıpları kırılarak yeni özgün bir boyuta taşınıyor. ne diyelim darısı özgünlüğün bir türlü yerleşemediği Türkiye’nin başına..