Bazılarının çantası vardı; içinde ruj, kalem, boya… bazılarında tilki kürklü çanta, içindekiler ne kürkü taşıyan hayvandan değerli ne de o kadından. Bazılarının içinde birşey olmazdı, önemli olan üstündeki markaydı. Bazı çantalar küstahtı, büyük ve hafif. Bazı kadınlar vardı, isyan bayrağını çekmiş; özel gününde çantada, daha özel bir çanta bulundurmaz, metabolik döngüye banane derdi. Bazı kadınlar sadece çantadan ibaretti, çantası kaybolsa ölmüş gibi günlerce dolanabilirdi. Kadının çantası küçülüyorsa eğer, ya rejime girmişti ya da özgüvenini yeni kazanıyordu.Kadınlar çantasını sevgilisinden çok değiştirebilirdi, kaç kadın sevgilisinden hediye olarak çanta aldı ki? Çanta, riskli bir hediye ya da kısa ömürlü bir nesne… kaç kadın kafasındaki ideal erkeğe ulaştı, kaç kadın kafasındaki ideal erkek için olmak istediği kadından vazgeçti? Kaç kadın, ilk aldığı çantayı değiştirmeden ölene kadar kullanabildi? Çanta o kadar mı değerli, o kadar mı karakteristik? Bir kadın çantasında hayatı boyunca ne taşıyabilir ki? Erkekler gibi köşeli ve şifreli çantalar mı doğru olan ya da küçük bir cüzdana sığdırabilen; kredi kartları, eve servis yapan aş evleri kartviziti, birkaç fotoğraf, ehliyet, kimlikler ve süpriz bir gecenin önlemi prezervatif? Bir kürklü çantaya kaç tilkinin hayatı sığar, kaç sünnet edilmiş kadın ya da kız doğduğu için doğduğu gün kuyuya atılan kaç bebek sığar? Belki prospektüsü olmayan birkaç ağrı kesici taşımak yeterli. Çantalar o kadar ağır ki…