İlkokul yıllarımda çarpım tablosunu ezberlemeyi reddedenlerdendim. Bunun acısını hayatın benden şimdi çıkaracağını bilseydim, kurnazlık yapıp sıradan sayarak bana denk gelme ihtimali olanları ezberleme huyumdan vazgeçerdim -şimdi düşündüm de, öğretmenimiz sağ ilk sıradan başlarsa şu, ilk soldan başlarsa bu, ortadan başlarsa o, arka sağdan soldan ortadan oradan buradan şuradan başlarsa o bu şu diye hesap yapacağıma üşenmeyip ezberleseymişim, işim daha kolay olacakmış meğer-. Neyse, gelelim asıl konumuza. Ey hafif ahalisi! Duyduk duymadık demeyin! Matematik artık yuva kurmak isteyenlerin de yardımına koşuyormuş. İdeal eşi bulmak için çiftlerin kimyasının uyması filan palavraymış meğer. Bilim insanları işin ucunu yine matematiğe bağlamışlar. Bir matematikçi ve bir psikolog, çiftler arasında geçen yalnız 15 dakikalık bir konuşmayı dinleyerek, bir evliliğin yürüyüp yürümeyeceğini tahmin edebileceklerini iddia etmiş. 13 Şubat’ta, Seattle’da düzenlenen American Association for the Advancement of Science (AAAS)‘ın (Bilimin İlerlemesi için Amerikan Birliği) yıllık toplantısının açılısında konuyu tartışan araştırmacıların iddiaları bakın nelermiş:Oxford ve Washington Üniversitelerinin fahri matematik profesörü Dr James Murray, son 25 yıldır matematiği, biyomedikal bilime uygulayarak yaraların nasıl iyileştiğini, tümörlerin nasıl büyüdüğünü ve kuduzun nasıl yayıldığını tanımlayan modeller yapmaktaymış. Aynı süreç içerisinde, Washington Üniversitesi fahri psikoloji profesörü Dr John Gottman, Seattle’daki the Relationship Research Institute‘deki (İlişki Araştırma Enstitüsü) sevgi laboratuarında insanların birbirleriyle etkileşimlerini kaydetmekteymiş. Bu iki kafadar, yaklaşık on yıl önce, evliliğin psikomatematiği üzerinde birlikte çalışmaya başlamışlar.Dr Gottman’ın laboratuarına gelen yeni evli ya da evlenmek üzere olan çiftlerin; seks, kayınvalide/kayınbabaları, ev ve para gibi konular üzerine yaptıkları on beşer dakikalık konuşmaları, araştırmacılar tarafından videoya kaydedilmiş. Araştırmacılar, eşler arasında yapılan bu sohbetleri, kabul görmüş olan psikolojik bir sisteme dayanarak, -4 ila +4 arasında puanlamışlar. Kızgın ya da küçümseyen (gözleri yuvarlama gibi) tavırlar puan kaybettirirken, mutluluk ve mizah puan kazandırmış. AAAS toplantısında Gottman, hor görmenin aşk için sülfürik asit olduğunu dile getirmiş. Artı puanların toplamından eksi toplamının çıkarılması ile elde edilen sayılar ve zaman, kümülâtif bir grafik oluşturacak şekilde düzenlenmiş. Murray, ABC Science Online‘a, artıların eksilerle olan etkileşiminin çok önemli olduğunu söylemiş ve “Eğer evlilik iyi ve istikrarlı ise, artıların eksilere olan etkileşim oranı beşe bir ya da daha güçlü oluyor. Bu, her bir eksiye karşılık, beş kat fazla artının olması demektir. Oran bundan az ise, evlilik sallantıdadır. Eğer durum bire bire kadar düşerse, bu evlilikte ciddi problemler var demektir.” diye eklemiş.Bu verileri kullanmanın bir başka yolu ise, eşlerin birbirleri üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmak için, kocanın skorlarının karınınkilerle karşılaştırılmasıymış. Bir kimsenin, eşinin halet-i ruhiyesini etkileyebilme yetisi, ‘onarma’ ve ‘terk etme’ etkenlerini de içermekteymiş. Bunlar, sohbetin olumlu ya da olumsuz yönde ilerlemesi için yapılan bilinçli girişimleri temsil etmekteymiş. Murray modelin, denklemde sadece üç öğe ile etkileşimini taklit edebildiğini söylemiş. “İstatistikleri kıyasladığımızda, boşanma ihtimali olan çift tahminlerinde %90dan da yüksek bir doğruluk oranı olduğunu görünce şaşakaldım.” demiş.Araştırmacılar, araştırmaya katılan 700’den fazla çifti, modelin tahminleri ile kıyaslamak için, düzenli olarak anketlerle takip etmiş. Boşanma ile sonuçlanacağı tahmin edilen birliktelikler, ancak 6 ila 14 yıl sürebilmiş. Murray, “Modelin görücü usulü evlilikleri ve boşanmanın mümkün olmadığı, eşlerin mutsuz olsalar da ilişkilerini sürdürdükleri ilişkileri kapsayacağını sanmıyorum.” demiş. -E bravo! Süper tahmin(!)-Bunun yanı sıra model, evlilik danışmanlığı arayışındaki eşlere de belirli terapiler önerebilirmiş. Murray, “Farklı senaryoları araştırmaya yarayan oyunlar oynanabilir. Kocaya, bazı konularda sert olmaması şartıyla sohbetin yenilenmesi ile ilişkide neler olabileceği gösterilebilir.” demiş.Gottman, matematiksel modellemenin gücünden etkilendiğini söylemiş ve eklemiş: “Matematik, daha önce bilmediğimiz bir şeyi ortaya çıkardı: insanların birbirlerini etkileme şekillerindeki farklılıklar nedeniyle insanlar yanlış eşleşebilirler.”Şimdi herkes sevgilisini karşısına alsın ve aşk, meşk, ev, para, kaynana, kaynatan baba, hoplatan araba hakkında 15 dakikalık bir sohbete dalsın ve bu sohbeti kayda alsın. Sonra göz yuvarlama, kızma, eğlenme, oynaşma, kikirdeme gibi tavırlara artılı eksili puanlar versin. Sonra çarpsın, bölsün, toplasın. Bunlarla da yetinmesin, zaman ile karşılaştırarak kümülâtif bir grafik oluştursun. Baksın bakalım evliliklerinin ömrü kaçmış. Kaçmamış mı? O zaman bu bilim insanları aklını kaçırmış.Ay! Fenalık geldi. Evleniyor muyuz, sayısal testine mi giriyoruz belli değil. Ben şimdiden vazgeçtim, evlenmeyeceğim! Sizlere tavsiyem ise, evlenmeden önce çarpım tablosunu ezberlemeniz, ya da hesap makinesini sohbetlerinizde yanınızdan eksik etmemeniz.KAYNAK: ABC Science News