BİYOMETRİK TANIMLAMA SİSTEMLERİBir gece, bilgisayarlanma arzusuyla, arkadaşınızın dizüstü bilgisayarını aldınız. Belki vergi iade fişlerini girecek, oyun oynayacak, belki de bir evrak yazacaksınız. Açtınız bilgisayarı, klavyenizin ya da tuştakımı mı demeliydim? Neyse, tuşlarına bastınız… Ne o, bilgisayar sizi tanımadığını söylüyor ve hiç bir işlem yapmanıza izin vermiyor. Ama nasıl olur? Gün boyu arkadaşınız tıkır tıkır kullanmıştı.Bir sonraki gece yine bilgisayarlanma arzusuyla, diğer bir arkadaşınızın dizüstü bilgisayarını aldınız. Belki bir film seyredecek, çizim yapacak, belki de internete bağlanacaksınız. Kapat–Aç düğmesine bastınız… Bekliyorsunuz ama ekranda hiç bir hareket yok… Ama nasıl olur, bilgisayar açılmıyor? Arkadaşınızda tüm gün çalışmıştı oysa, tam da sizde bozulacağı tuttu.Daha bir sonraki gece, yine bilgisayarlanma arzusuyla, başka bir diğer arkadaşınızın dizüstü bilgisayarını aldınız. Belki bir beste yapacak, fotoğraf albümünüzü oluşturacak, belki de çizimlerinizi aktaracaksınız. Bilgisayar bu kez normal bir şekilde açılıyor galiba, ama o da ne? Bilgisayar sizden adınızı ve soyadınızı seslice söylemenizi istiyor. Sesiniz odanın içinde yankılanıyor ama nafile, masaüstü bir türlü ekrana gelmiyor. Üstüne üstlük, ekranın sağ üst köşesindeki optik bir alıcıya sağ gözünüzü yaklaştırmanızı ve bir kaç saniye göz kapaklarınızı açık tutmanızı istiyor…Sakin olun, arkadaşlarınız söylemediği sürece siz nereden bileceksiniz ki, ödünç bilgisayarınız bir takım biyometrik tekniklerle koruma altına alınmış, sahibinden başkasını tanımıyor…Belki arkadaşınıza ait olmasa, çoktan duvara çarpıp, parçalamıştınız… Ama, artık otomatik tanıma ve tanımlama sistemlerine giriş yaptığımıza göre biraz sabredin, belki parçalamaktan vaz geçersiniz… Yukarıdaki paragraflarda geçen senaryolara belki onlarcasını eklemek mümkün. Ama şimdilik bana dur deyin de daha fazla sıkmayayım.Otomatik tanımlama ve biyometrik sistemlerin tasarlanma amacı, tamamen güvenlik kaygılarıyladır. İzlediyseniz, bilirsiniz; herhangi bir bond filminde, James Bond gizli servis odasına girecektir, gözlerini kapının yanındaki bir optik tarayıcı-algılayıcıya doğrultur, tarayıcı Bond’un gözlerini tarar ve kapıyı açar. Başka bir sahnede, Bond kapıyı açmak için, içeriye girmeye yetkili olan bir düşmanının parmağını keser ve optik algılayıcıya bastırır. Bond’un hemen her filminde, sözle veya hareket algılayıcı bir kontrol cihazıyla kullanılan arabalara da rastlarsınız.Biyometri adı verilen yeni bir mühendislik alanı, insan vücudundaki parçaların ölçümlendirilmesi ve uygulanması temeline dayalı bir bilim dalı haline gelmiştir. Otomatik tanımlama sistemlerinin en ilginç konusunu biyometri oluşturur.Biyometrik cihazlar ya da diğer söylemle sistemler, Newton’un Telekom Sözlüğünde; “bir sisteme (yeterli-gerektiği kadar) yetkiyle erişmek için kullanılan bir cihazdır” şeklinde tanımlanmıştır. Bu cihazlar, fiziksel özelliklerin ölçeklendirildiği ve dijital ortama aktarıldığı sistemlerdir ki; parmak izi veya retina taraması örnek olarak verilebilir. Aynı sözlükte, biyometrik sistemlerin Görevimiz Tehlike (Mission Imposible, 1996) filminde oldukça fazla kullanıldığından bahsediliyor. (bkz. Newton’s Telecom Dictionary, ISBN 0-936648-87-2)Amaç burada bellidir, bilgisayarınız çalışacak, fakat siz gerçekten onun tanıdığı siz misiniz, buna emin olacak… Evet öyleyse, siz doğru kişisiniz, o halde parmağınızı tuşa değdirin ve sizden şüphelenmemesini sağlayın. Artık şuna inanabilirsiniz; günümüzde geçerli olan ve yeni teknoloji olarak yutturulan pin kodları, onlarca basamaktan oluşan karışık sayılar ve harfli sistemler bizi tanıtmaya yetmiyor.Biyometrik bir bilgisayar (ya da herhangi bir cihaz) daha güvenli çalışmak için, bizzat sizinle fiziksel temas kurmak ister. Fiziksel özelliklerimizin tanımlanmasında kullanılan biyometri tekniği, bize özgü fiziksel biçimlerimizi (parmak izi, iris-retina vb.) sayısallaştırarak bilgisayarın tanıyacağı hale getirir. Biyometride kulanılan çeşitli yöntemler arasında, yüz şekli tanıma, parmak izi, el yazısı tanıma, iris ve retina tanıma, kılcal damar tarama, ses tanıma gibi yöntemler ağırlıklı olarak kullanılır. Her yöntemin kendine has özellikleri vardır ve uygulandıkları alanlar güvenlik seviyelerine göre değişir.Biyometrideki standartları INCITS (International Committee for Information Technology Standards-Uluslararası Bilgi Teknolojileri Standartları Komitesi) belirler. Elbette bu kuruluşun amacı sadece bilgisayarlara erişimleri denetleyecek temel standartları belirlemek değildir; bilgi güvenliği alanında daha büyük oluşumları destekleyerek, dünyanın heryerinde aynı standartları yerleştirmektir. Yani, siz dünyanın herhangi bir yerinden, herhangi bir ATM banka şubesinden para çekeceğiniz zaman, iris tanımlama tekniği ile banka kartınızı dahi göstermeden para çekebileceksiniz. Kim bilir belki, pazardan kayısı alırken bile gözlerinizi kullanacak hale gelebilirsiniz…O halde gözlerinize dikkat, o sizin kimlik kartınız.Biyometrik teknolojide devrim sayılabilecek buluşlardan bir tanesi yüz tanıma ve tanımlama sistemleridir. Gelişen bir çok teknolojide olduğu gibi, burada da uygulama sahası olarak ilk kez askeriyede yer bulmuştur. Yüz tanıma sistemi, yüksek teknoloji silahlarının yönetimi için, özellikle ABD’de sıkça kullanılır. Bunun dışında, caddelere yerleştirilen güvenlik kameraları ile caddelerin izlenmesi ve aranmakta olan bir suçlunun bu şekilde yakalanması gibi örnekleri de vardır. Bir kamera aracılığı ile taranan yüz kesitinin bilgisayarda kodlanması ve bu kodların daha önceden kaydı tutulan suçluların tespiti için kullanılması belki etik olarak tartışılabilir ama, yine de etkili bir suçlu tanıma yöntemi olduğu söylenebilir.Günümüzde en çok kullanılan ve uygulanması en rahat olan biyometri tekniği, parmak izi tanıma tekniğidir. Yıllarca polis laboratuvarlarında kullanılan bu teknoloji, artık günlük hayata da girmeye başlamıştır. Cep telefonunuzun, dizüstü veya el bilgisayarınızın, hatta evinizin kapısının bile tanımlı olmayan parmak izlerine karşı kendini kapatması bu yönteme verilecek ilk akla gelen örneklerdir. Bu teknolojide uygulama alanları sınırsız gibidir. Parmak izi teknolojisi ile belki de cebimizde bir çok kartı taşımaktan kurtulabileceğiz. Elbette, bu tekniğin bir takım sıkıntıları da yok değil; en başta parmağımıza sahip çıkmamız lazım. Çıkamıyorsak da, bir şekilde kötü niyetli kişilerin eline geçmemesini sağlamalıyız. Abarttım mı? Hele bu teknoloji tamamen yerleşsin, bakın görün…Açıkçası beni en çok ürküten teknik, iris ve retina tanımlama tekniğidir. Hadi parmak neyse de, ya biraz önce bahsettiğim kötü niyetli kişiler, gözümüze gözünü dikerse? Gözbebeğinin ön tarafında bulunan iris tabakasıyla, göz merceğinin altında yer alan retina tabakasının bir haritasını çıkarılarak, bu haritaya göre kullanıcı kimliğini tespit eden sistemler, yüksek güvenlik unsurları barındıran bazı kurumlarda kullanılmaktadır. Sistem, öncellikle kapı açma-kapamalarında sıklıkla kullanılır. Bazı şirketler tek kapı için iki kişiyi tanımlar ve o iki kişinin iris-retina haritası doğrulanmadan kapı asla açılmaz; büyük banka kasaları, bazı biyoloji laboratuvarları gibi…Sayısal (Digital) teknoloji geliştikçe, sayısal imza (digital signature) kavramı da güncellik kazanmaya başlamıştır. Sayısal imza tekniği aynı zamanda el yazısı tanıma tekniği ile birlikte anılsa da birbirine karıştırılmamalıdır. İlgili kurum tarafından daha önceden bilgisayar ortamına aktarılan imzamız, daha sonraki ziyaretlerimizde attığımız imza ile karşılaştırılır. Buradaki amaç imzamızın taklit edilmesini engellemektir. Türkiye dahil bir çok ülkede, bilgisayar ortamına geçirilen imzaların resmi imza haline gelmesi ve güvenliğinin sağlanması için çalışmalar yapılmaktadır. Sayısal imza el yazısı tanıma tekniğine göre daha başarılıdır. El yazısı tanıma tekniği gibi daha karışık yapılarda henüz yolun başında olduğumuz söylenebilir… Bilgisayarın deterministik yapısı gereği, özel kalemimizle karalarcasına yazdığımız bir yazıyı bilgisayarın anında sayısal karakterlere –doğru olarak- çevirmesi, bir çok algoritmanın yine doğru olarak çalışması ile kısmen mümkündür. Çünkü; bilgisayarın elle yazılan bir çok karakteri tanımayacağı veya uyduracağı kesindir. Özellikle el yazınız ne kadar bozuksa bilgisayarınızın kafası da o kadar karışacaktır. OCR (Optical Character Recognition) uygulamalarında, tarayıcıdan bilgisayar aktarılan bir el yazısında bir çok harfin değiştiğini, yerine tanınmadık garip karakterler yerleştirildiğini veya yazdığımız harflere en benzer harflerin geldiğini görmüşsünüzdür.En çok ilgi çeken biyometri teknolojilerinden bir tanesi de ses tanıma teknolojisidir. Daha çok geleceğin bilgisayar teknolojilerinde bahsedilir. Günümüzde bazı örnekler dışında çok fazla kullanımı olmasa da, özellikle çokluortam özellikleri geliştirilmiş ev bilgisayarlarında, bir program aracılığı ile kullanılmaktadır. Ancak, kurumsal olarak en çok kullanıma sahip olduğu alan, “Call Center” adı verilen yardım-destek merkezlerinin telefonla haberleşme sistemleridir. Yine de bütün lehçeleri tanıyabilir mi?. Bilmiyorum… Bir yazı editörü yardımıyla, konuşmalarımızı doğrudan bilgisayar ortamına geçireceğimiz günleri beklemiyor değilim…Parmak izinin biraz daha ileri seviyesinde, el geometrisi tanıma sistemi yer alır. Bu teknik genelde iş yerleri giriş çıkışlarında, ayrıca bir çok sınır kapısında kullanılmaktadır. İşaret ve orta parmağımızın üç boyutlu resminin sayısal ortama aktarıldığı bu sistem, parmak izine göre daha pahalıdır ve cihazların biraz daha hantal yapıda olması nedeniyle çok da fazla yaygınlaşamamıştır.Avuç içindeki kılcal damarların kızılötesi ışınlarla taranması tekniği, biyometrinin en çok kullanılan tekniklerinden biri olmaya adaydır. Avuç içiyle bir düğmeye basar gibi kullanılması nedeniyle, genelde parmak izi ve iris-retina taraması gibi sistemlerde görülen suçlu psikolojisi rahatsızlığını uzak tutar. Böylece, kullanıcıya ruhsal olarak biraz daha rahatlık sağladığından, bir çok yerde uygulanmaktadır.Otomatik tanımlama sistemleri ve biyometrik teknolojilerin, yakın gelecekte günlük hayatımızın ayrılmaz parçaları haline geleceği aşikardır… Ancak, şimdiden bazı organlarınıza sahip çıkmaya bakın. Kimbilir, belki hırsızlığın yeni ve daha vahşi türleri oluşabilir. Ciddiyim…