bir kızdan hoşlanıyorsunuz ama bir türlü ikinizi bir araya getirecek bir ortam oluşmuyor. sizi tanımasını istiyorsunuz ve tabi sizde onu tanımak.
hafiften aşıksınız(!)… baya aşıksınız.
çekiniyorsunuz da aynı zamanda yanlış birşeyler yapmaktan. yanlış anlaşılmaktan…
bu durumda çözüm ne olabilir. en akıllıca, amaca hizmet edecek çözüm ne olabilir.
yakın zamanda message in a bottle filmini izledim. bir şişeye mektup yazıp denize atmak fikri benimde hoşuma gitmişti ama burda deniz yok. göle atsam ona ulaşma ihtimali nedir ki ?
neyse uzun lafın kısası burdan tüm ahaliden o keskin zekalarını kullanarak akıllı çözümler üretmesini istiyorum.
elbette bende bir tane yazacağım. ama lütfen yok bu çok aptalca yazmayım demeyin yazın… belki sizinki bana en uygun olanıdır.
özellikle bayanlardan kendilerine nasıl yaklaşılmasını istediklerini yazmalarını istiyorum. bu onlardan bişey eksiltmeyecektir. yardım etmelerini rica ederim.
benim fikrim.
onun cep tel. numarasını öğrenmeliyim önce.
daha sonra ona bir hayran mesajı atmalıyım. “ben senin bir hayranınım ve seni tanımak istiyorum, yazışmamız süresince kullandığın kontörler için ben sana kontör yükleme bilgilerini göndereceğim…işte ne biliim, ne tür müzik dinlersin, en son hangi kitabı okudun, ya sinema.. sinemaya gitmeyi sever misin ? balık tutmak.. kiraz yemek .. yeşil elma.. ,.. a ne kadar da birbirimize benziyoruz.. :)) ”
mutlu son
hepinize şimdiden teşekkürler
ama yazın..
yorumlar
o iki uc mankenin kurdugu imaj departmanina basvur yeni bi imaj yaptir saldir sonra. yada kizi kacir. oda olmassa sen kiza kac.
yanlış anlaşılmaktan mı korkuyorsun? neyi yanlış anlasın kızcagız, niyetin apaçık belli,..
yanlış anlaşılmaktan kastım,
nası desem, beni yanlış tanıması, çünkü onun yanındayken saçmalamaktan korkuyorum…
bilmiyorum.
bu konuda.
birde senin yöntemin facia sakın deneme bence.
benimki facia olabilir ama seninki de hiç bişey içermiyorki,
daha yaratıcı kurgular lazım.
süper alınmışsın oysa ben çuvallama diye yazmıştım, neyse.
Yok sayın hocam bunun genel bi taktiği.. Çünkü kız milleti de cins cins.. Aynı ortamda yetiştiğin yada aynı yerde okuduğun iki farklı kız o kadar farklı tepkiler veriyorlarki!..
Birine ettiğin iltifat ile teşekkür alırken birine ettiğin iltifat ile çanta yiyebiliyorsun 🙂
Kapris, naz, sabırtaşı yapma sanatı gibi garip huyları kendilerine ÖZ benimsemiştir geneli bunların, bıkarsın.
Bak sana ne diyim; bence boşver!.. Valla boşver, kafan rahat olsun. Kovaladıkça kaçar, kaçtıkça kovalar bunlar. Sen otur oturduğun yerde, sosyal ilişkilerin iyi olduğu sürece bir(yada daha fazla) kovalayan bulunur 🙂
Merak ettiğim bir husus da, bir sevgilim olmadan ben bir kızla normal arkadaş olamaz mıyım yahu? Boyle sıkı bi dost?! (istisnaları tenzih ederim) Ama oyle değil arkadaş, illaki “sevgilim var” demen gerekiyor kızın işkillenmemesi için, ilk tokalaşmanda 🙂
abicim önerdiğin yöntem işe yaramaz bence,gereksiz yani;çet gibi bişi olur sonra,yaz yaz dur…
ortamın oluşmasını beklemektense bizzat oluşturmalısın.için için kendini yemektense git konuş,yanlış anlama olayı felan olmaz…vic’in dediği gibi neyi yanlış anlayabilirki!
derim,
şarkısının (Candan Erçetin) sözlerini okumalısın. “Yarın çok geç olunca, pişman olmak boşuna…”
abi bence de git konus mesela olhon un yazısında ki gibi basit sade ama etkıleyıcı bı gırıs yap zaten isteyen gelir istemeyen kasar kendini sende işine bakarsın bir tane degıl kı memlekette kız gönüller bir olsun yetmez mi kine
ve aklıma şöyle bir durum geldi. Çocuğun biri günlerce anlamsız mesajlar yolladı bana. (Bir arkadaşımdan numaramı alarak) O kadar acemi ve kendine güvensizlik hissi veren mesajlardı rahatsız oldum. Hiçbirini hiçbirşekilde tepki vermedim.
Günlerce de tepki vermedim diye bozuldu. Bu sefer sitem dolu mesajlar yolladı. Tabii ki tepkisizliğe dayanamayıp yıldı.
Galiba kendine güvensizlik hissi, yani ‘ya hayır derse’ psikolojisini karşındaki hissederse kötü oluyor.
Konuşmak, uzatmamak en güzeli. Neyse ne.
Ama ilgilendiği bir şeyi öğrenip, onunla ilgili bir öneri sunmak en güzeli bence…
cart diye kucağına yatın. hayır diyemeyecek, bir müddet sonra da annelik içgüdüleri körükleneceğinden olaylar kendiliğinden gelişecektir.
muvaffak olamazsanız da, o kızdan size zaten hayır yoktur…
böyle ucuz numaralara hiç gerek yok. kartları açık oynamak yeterli. olduğun gibi ol yani, biraz da rahat! işte bu kadar…
herşey olacağına varır, psikoloji bulgularınndan biri başarıya aşırı yoğunlaşmanın gereğinden çok temkinlilik şeklinde açığa çıkma eğilimi olduğunu söylüyordu; çok merak ettiğin birşey varsa onunla ilgili onun bir benzerine (yaşıtı, hemcinsi, hemsınıfı) birilerine sor; hisliyken tadını çıkarmaya bak kaçırma
kıza tecavüz etmeye çalışsınlar, sen onları hacamat etmek suretiyle kızı kurtar, arada yaralan, hastaneye yat, kız seni ziyarete gelecektir muhakkak. İşte o an en uygun andır konuşmak için. Olhor ilen ben cüz-i bi miktar karşılığında Coşkun ilen Nuri olabiliriz istersen.
:))))))))))))) iyimiş.
ajim telefondan mesaj yollayarak kız tavlandığına inanmazdım. sizde inanmıyosunuz ama oluyo. bizzat kendi gözlerimle gördüğüm üç olay var. ikisi başarılı biri başarısızlıkla sonuçlandı bu olayların.
1.kız oğlanı bir kez gördü oğlan yoğun mesaj maratonundan sonra kızı tavladı. (yer ısparta)
2.kız oğlanı hiç görmedi kısa süren mesaj maratonundan sonra oğlan kızı tavladı (yer ankara)
3.kız oğlanı hiç görmedi oğlan uzun süren mesaj maratonundan sonra kızla internet kafenin birinde buluştu konuştu ama oğlan kızı tavlayamadı (yer ısparta)
bu üç olayda yaptığım gözlemler sonucu , yollanan mesajın içeriğinin çok önemli olduğuna kanaat getirdim.
Evet, kıza açılma. Çünkü açılmak açık olmak demektir. Bu seni zayıf gösterir. Şimdilerde kimsenin zayıflara tahmmülü yok. İnsanlık dışı ama böyle. Uzaktan uzaktan sevmeye devam et. Sonunda nasıl olsa buna değmediğini göreceğin bir olay çıkacaktır karşına. Sonra da eğer çok iyi biriysen, açılıyım mı açılmayım mı, nasıl açılayım diye düşünmeyeceğin bir kız çıkacaktır karşına, hayat düşündüğümüz kadar kısa değil inan.
bahsettiğim metod “ucuz” değil, “cost effective”‘dir…
yani kendinizi kasmak yerine direkman bırakır ve sonuca çok daha az bedel ödeyerek ulaşırsınız ya da ulaşamazsınız.
yine de en iyi metod kişinin kendi metodudur derim ben. rahmetli Kemal Sunal’ın Ahu Tuğba ile çevirdiği filmi hatırlayın, kitabın içinden çıkan kağıtta ne yazıyordu?
bitmişimben , ben sana.