Menekşe, lale, hanımeliÜçünü de severim bu çiçeklerin ama gönlümde yeri başkadır hanımelinin. Mis gibi kokusuyla sarhoş eder, sarıldığı çitin ya da bahçe duvarının üstünden nazlı nazlı gülümseyerek bakar gibi gelir bana hep. Gülümsediğini düşündüğüm tek çiçektir hanımeli.Yazlık evlerin ve balkonların zarif sarmaşığıdır o. Gerçekten adı gibi zarif, narin bir kadın elini anımsatır çiçekleri.

Biz çoğunlukla sarı-beyaz tonlarıyla karşılaşsak da 200 e yakın çeşidi ve pek çok farklı rengi var hanımelinin. Pembe, beyaz, eflatun… Oysa göründüğü kadar nazlı bir çiçek değildir ne verirsen yetinir, uzamak büyümek için nazlanmaz. Güzelliğini ve kokusunu cömertçe bağışlar duyularımıza. Güneşi sever ama gölge düşerse üstüne kırılıp incinmez bununla da yetinmesini bilir. Ama suyu çok sevdiği için suyunu esirgememek gerekir bu kanaatkâr çiçeğimizin.

Bahçeli evlerin masal dünyası kadar çoğumuza uzak kaldığı bir devirde balkonda da yetiştirmek isterseniz itirazı olmaz. Sımsıkı sarılır balkon demirlerine. Mis kokusunu rüzgâra bağışlayarak şenlendirir mekânları.Ama sonbaharda biraz budamak gerekir dallarını, bahara gücünü toplasın diye.Mis kokan bir sokakta yürürken komşu çitin duvarından çocukça bir yaramazlıkla koparacağınız birkaç taze sürgünü kum, perlit ya da suya bırakırsanız köklenecektir. Sonra saksıya aktarıp 15 gün ile bir ay kadar bir zaman serin yerde bekleterek çoğaltabilirsiniz.( hatta şimdi tam zamanı)

Güzelliği ve büyüleyici kokusunun yanı sıra alternatif tıpta da derde derman oluyor hanımeli:-idrar söktürür-spazmlarda faydalıdır-nefes darlığı, bronşit ve öksürüğe iyi gelir-mide ve böbrek rahatsızlıklarında kullanılabilir.

Ve hanımeli demişkenbüyük usta Nazım Hikmet’i anmadan gitmek olmaz: