Neden mi?Üstelik insan “BU GÜN 29 EKİM NEŞE DOLUYOR İNSAN” da diyemiyor. Kafiyesi tutmuyor.İnsan 28 Ekimi yarım gün tatille geçirip 29 Ekimde çalışmadığı zaman. Cumhuriyet kutlamaları ve kız arkadaşımla elele tutuşup gözlerinin içine bakmak da güzel geliyor tabii.Bir çok insan için de böyle midir bilinmez. Ama dürüst olacak olursak, “Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı” sözünün hissiyatının altında yatan anlık ve küçük bir haz alma duygusudur bu.80’inci yılında özgürlüğü ve bağımsızlığı doyasıya yaşamak dediklerinin meyvası böylesine güzel şeyler olsa gerek. Gerçekten de güzel.Kendimi İran’daki bir vatandaştan daha şanslı ve özgür sanmam. Kız arkadaşımın sımsıcak ellerinden tutarak 10’yıl marşını tekrar inadına söylemem.Bağımsızlığının tadını çıkarmak için de biraz boş vakit olsa gerek. Bu vakti yaşayıp da. KISKANANLAR ÇATLASIN DEDİRTİRCESİNE. İNADINAYAŞASIN CUMHURİYET
yorumlar
kafiye konusunda:BU GÜN 29 EKİMNEŞE DOLUYOR İNSAN NETEKİM.Son kelime tadını kaçırdıysa özür dilerim. Bir anlamı yok, sırf kafiye olsun diye…İYİ BAYRAMLAR, MUTLU BAYRAMLAR, HAK EDİLMİŞ NİCE GÜZEL BAYRAMLAR HERKESE… ATATÜRK CUMHURİYETİNİN KUTLANACAĞI NİCE 80 YILLARA…
Cumhuriyetin 10.yılı için bestelenmiş ve 80.yıl idrak edildiği halde, 70 yıldır hala söylenip duran, toplu motor gezilerinden pikniklere, bayi toplantılarından futbol maçlarına geniş ve seçkin bir yelpazeye meze olan, son dönemde tuhaf biçimde yeniden “aranje edilmiş” olan 10. yıl marşını tekrar ve inadına söylemek yerine düşünmeni tavsiye ediyorum, biz neden bu haldeyiz?
10 yılda yapılanlar kadarını sonraki 70 yılda yapamadık ki, şunu da yaptık, bunu da ettik diyelim…Yapılanların max. seviyesi ilk 10 yıl. Bu yüzden, deyip deyip onu deyoruz işte. Hor görme garibi, çaktırma.Bir de tabi, bu marş sadece şunu bunu yaptık anlamında söylenmiyor:Atatürk düşmanlarına; “sen Atatürk düşmanı bir emperyalist uşağısın” demek, demokrasi düşmanlarına; “sen padişah yalayıcı bir özgürlük düşmanısın” demek, laisizm düşmanlarına; “sen elinden Kuran satmaktan başka bir şey gelmeyen bir karanlık cahilsin” demek, vatan hainlerine; “sen ekmeğini yediğin un teknesini satan geri zekalı bir soysuzsun” demek neredeyse ayıp sayıldığından, bütün bunların yerine bu soytarıların yüzüne haykırma güdüsünü tatmin amacıyla ve çaresizce söylenmektedir ve söylenecektir…Üzgünüm…
Atatürk’ü severim, “Türkiye’yi 10 hırsız ve bir alkolik yönetiyor diyorlar, ne diyorsunuz?” diye soran Time muhabirine “Hayır bir alkolik yönetiyor” diyebilen, ayrıyetten daha önemlisi tabii, kellesini ve hayatını modernleşme gibi soylu bir ideal için ortaya koyan eski stil bir kahramanın kurduğu bir cumhuriyetin çocuğu olmaktan da mesudum, ayrıyetten.Ama Psycho kardeşim, Atatürk’ü sevmem, Atatürkçülük’ten de Atatürkçüler’den de hiç hoşlanmadığım gerçeğini değiştirmiyor. Bunun için emperyalist diyorlarmış orada burada bizim için, duyuyorum. Hemen akabinde, “kardeşim” diyorum, “neredeydiniz daaa, insanlar emperyalizme karşı trışkadan değil harbiden dikleneyim deyip b.k yoluna giderken?” O zaman işiniz vardı, tahminen kahvede okeye dönüyordunuz, olabilir; olabilir de, ayıp olmuyor mu sırtı sağlama alıp, camdan ofislerdeki masalara kurulup, sessiz sakin, işinde gücünde insanlara “Emperyalist uşağı” şeklinde hitap etmekten?Bu son bölüm sana değil Psycho, alınma, ama var böyle plaza anti emperalisti bir dizi sevgili kardeşim.Neyse, Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun tabii, o başka.
Bize emanet etmiş olduğun Cumhuriyet ve ideallerin 80. yılını doldurmuş bulunuyor. Senin de bildiğin gibi Cumhuriyetin 10. yılında yapılmış olan 10. yıl marşını halen namerdin yüzüne yüzüne savurup, kız-erkek arkadaşlarımızın elini tutuyoruz. Atam, sakın üretim sıkıntısı çektiğimizi düşünmeyesin, biz geçmişe saygı duyuyoruz. Kopamıyoruz geçmişimizden. Ancak geçmişimizin bir kısmından kopamıyoruz. Merak etmeyesin iyisini ayırıyoruz, kötüsünden kopuyoruz.Sen bizim üç imgeyle küffara karşı çıktıp vatanı kolladığımıza bakma, biz laik, emperyalist, vatan haini dışında da kelimeler biliyor, cümle içinde kullanabiliyoruz.Vatanı emanet ettiğin bu gençlik her 29 Ekim ve hatta bazen 23 Nisan’da bile bir vatanı olduğunu hatırlıyor. Geri kalan günlerde boş durmuyor, internette bir takım sitelere marş dinlerken elini tuttuğu sevgilileriyle olan ilişkilerinden anektodlar yazıyor bıkmadan.Aziz Atam;Süper bağımsızız biz. Türkçemizi mega kullanıyor, her gün gazete okuyup kültürümüzü ayakta tutuyoruz. Özellikle noktalama işaretlerine filan bir acayip dikkat ediyoruz. Amerika’ya filan hiç eyvallahımız olmadığı ve Avrupa Birliği’nin bize girmeye çalıştığı da cabası.Velhasıl Aziz Atam yukarıdaki günlükte de gördüğün gibi emanetin sağlam ellerde, yakında dış borçlarımızı 180 milyar doların altına çekip, enflasyonu 50’nin altına düşereceğimizden, batmayan, milleti dolandırmayan bir banka açabileceğimizden, işsiz insan sayısını 10 milyona düşüreceğimizden, hastahane kapılarında sosyal güvencesizlikten ölmeyeceğimizden hiç şüphen olmasın, zira senin gençliğin gece gündüz demeden onuncu yıl marşını söylüyor, emperyalistlerin, anti laiklerin ve vatan hainlerinin suratına suratına suratına.
tam da bu konuda yazmis ustad
deeemiiiraaaaalaarla ördük (demiraa ne ya?) anayuuuur dudöööörtbaştaaan!
o bahsedilen, ankara – sivas arasina yapilmis tiriskadan bi demiryoludur ve demiraglarla orduk anayurdu seklinde cok veciz! bi sekilde ifade edilmistir.saykosalak (© baby700) gibiler bunu bilmez ama okumaya devam eder bu marsi,etsinler….
Bu yazdıkların, yukarıdaki ahkamımda söz ettiklerimin hangisine duyduğun tepkinin sonucudur?Bu Cumhuriyet için yapılanların %90’ının ilk 10 yılda yapılmış olduğunu, senin gibilerin ondan sonra kılını kıpırdatmadan, yapılanlara tökez olup çamur attıklarını söylemem midir sende tepki uyandıran, yoksa tarifini verdiğim, hep varlıklarını kendilerinin inkar ettiği aşşağılıkları deşifre etmem mi?Söyle hele de ona göre cevap vereyim sana.Atatürkün en büyük düşmanı emperyalist devletlerin bilerek uşaklığını yapmak da aşşağılık bir şeydir, bilmeden yapmak da… Çünkü emperyalizm aşşağılık bir şeydir, ondan beslenen kan emici soysuzlar da öyle…Söyle, hangisinedir itirazın! Kimin nesi olduğunu bana göster ki, ona göre cevap vereyim.Bir zamanlar Çanakkale’de ölenlerin anısı ile dalga geçen soysuz bugün “Gazisine sahip çıkmayan millet değildir” dediği için kendisini bir halt mı belledin de kendisinin pislik ağzından dökülen bokları referans alıyorsun? Bu yüzden mi Atatürk’e ve Atatürk Cumhuriyeti’ne düşmanlığın? Kendine örnek alacak başka bok bulamadın mı? Tavuk tüyü müsün sen?Söyle, açıkla ki ona göre ağzının payını vereyim.
soykosalak simdi uc defa derin nefes al,git aynada kendine bi bak agzinin kenarindaki salyalari sil, sakin olmaya calis, kisaca iki dakika insan taklidi yap, basarabilirsin inan, sonra:-Ataturk ve Ataturk Cumhuriyeti’ne dusman oldugumu nereden cikarttin?-Sadece demiraglarla orduk yurdu vecizesinin! 200-300 km den ibaret bi proje oldugunu soylemem mi seni bu dusunceye itti? Dogruyu soyle(ye)meyecekmiyiz?-Sence begenmedigim sey dayatma Kemalist ideolojisi olamaz mi, herkes Kemalist/Ataturkcu olmak zorunda mi?-Birisine ait olan sozu kullanirken ona hakkinin verilemesi o kisiyi kendime ornek aldigim anlamina mi gelir?-Az once mimledigim yazida belirtildigi gibi Kemalistlerin hukmu bugune kadar dinciler ve kurtculerden baska kime, ne kadar gecmistir?-Sizin gibi dusunmeyen biriyle karsilastiginizda o kisiye Ataturk dusmani yaftasini yapistirmak adetten midir yoksa bunu senin salakligina mi verelim?bunlara bi cevap ver (adam gibi) ama oyle salya sumuk degil sonra devam ederiz…..
Atatürk ve Atatürk Cumhuriyetine düşman olduğunu, bu Cumhuriyet lehine bir söz söylemeye kalkışanı “Kemalist” olmakla suçlamandan ve Kemalizm hakkındaki “fikrinin” ne olduğunu da mimlediğin yazıdan anladım. Çünkü konunun “Kemalizm” olmadığı bir tartışmayı beynin getirip getirip ona dayandırıyor.Ne alaka? Kemalistler o mimlediğin yazıda tarif edilen tiplerse, zaten ben Kemalist değilim ve Kemalizm’i savunmuyorum. O zaman neden Atatürk ve Atatürk Cumhuriyeti ile ilgili bir tartışmayı getirip Kemalizm’e bulaştırıyorsun? Eğer “zaten Atatürkçülük değil mi Kemalizm, sen neden bahsettiğini sanıyorsun?” dersen, beni gerçekten bocalatmış olursun. Çünkü o zaman bunu saf saf, sahiden öyle zannettiğin için mi, yoksa “Atatürk” diyen her insana “Kemalist” yaftasını yapıştırmayı bir borç bilen o dar kafalı soytarılardan olduğun için mi, yoksa yoksa, her şeyi bal gibi bilip de karşısındakini “anlamaz” varsayıp konuşan sığ beyinli, cin olmadan adam çarpan demagog özentilerinden olduğun için mi bu şirinliği yaptığını ayırdedemiyeceğim için, sana ne cevap vereceğimi de bilemem. Neden “söyle, açıkla, ona göre cevap vereyim” deyip duruyorum sana?Devlet Demiryolları’nın tarihçesinde kolaylıkla görebileceğin gibi, ilk 10 yılda sadece Ankara-Sivas demiryolu yapılmış değildir. Atatürk ve Atatürk Cumhuriyeti düşmanı olduğunu işte buradan da çıkartıyorum. Yalan söylemek ve karalamak görmeye alıştığım davranış türlerinden biri artık. 1927’de Kayseri, 1930’da Sivas, 1931’de Malatya, 1933’de Niğde, demiryolu ağına bağlanmıştır. Aslında bunların hiç önemi yok. İsterse yapılan tek demiryolunun uzunluğu 10km. olsun. Sıfırdan başlamış ve selefi Osmanlı’nın borçlarını dahi ödemeyi üstlenmiş, altyapısı ve parasal gücü sıfıra yakın bir milletin gördüğü rüyanın ve hedeflediği istikbalin, Cumhuriyete inancının ifadesidir 10.yıl marşı. Sen ve senin Kemalist adını verdiğin, ayrıca kendilerine her türlü ismi verip her türlü kılığa giren o soytarı karakterli iblis haysiyetsiz şerefsizlerin; estekliye köstekliye son 70 yılda rüyalarımızda ve ideallerimizde hiç bir şey bırakmamış olması, 10.yılı kutlayan ve gerçekten büyük işler başarmış insanların coşkusunu da anlamaktan aciz mi bırakıyor seni, yoksa bu coşkuyu anlayabilen ve takdir edebilenlerin varlığı mı rahatsız ediyor?Ben, sen ve senin gibilerle Atatürk’ü ve Atatürkçülüğü çok tartıştım. Sana Atatürk düşmanı dememin nedeni sadece benim gibi düşünmüyor olman değil. Bunu sana anlatabildiğimi çok iyi biliyorum. Hala anlamamış gibi yaparsan, bu senin bileceğin iş.Gelelim diğer konuya:Birisine ait sözü kullanırken ona hakkını vermen takdir edilecek bir davranış. Yalnız senden, Cumhuriyetin değerlerine dil uzatırken de yazdığın cümlelerin arkasından © Takiyyeci Takunyacı tayfası, © İntikamcı Sömürgeci tayfası gibi anma ve hatırlatma ibareleri koymanı da beklerim. Herkesin telif hakkına eşit saygı duymalısın. Baby700 telifli lafa gelince: psycho nikimin okunuşunu alıp, bunu Türkçe bir hakaret kelimesi ile birleştirip yeni bir kelime türetip, ahahahaaa! diyip diyip kullanma işi baby700 denen kıt kafalı ceviz beyinli kopya kağıdı karakterli serseriye çok yakışıyor. İlk okula başlamadan biz de mahalledeki gıcık tiplere aynını yapardık. Hakkıdır, o da bize yapsın. Senin arayıp da bulabildiğin ve hakaret etmek için kafana yatan tek kelime bu hayal gücünden yoksun, ilkel, zeka denen değerden en ufak bir iz taşımayan zavallı uydurması “saykosalak” kelimesi mi? Ben de sana aynı beyinsizlikle, “At Kafası” mı diyeyim yani? :PSenin beynin beybi700’ünki kadar mı çalışıyor ancak? Çok ciddi söylüyorum, ondan fazla çalışıyor ama sen onunkine hayransın. Enteresan!
Kürtçü ne demek sayın küçün @emin çölaşan?
Ben araya bir ara not düşeyim siz devam edin:Objektif olarak pyscho beyin TCDD sayfasının tarihçesinden buraya şavullamış olduğu tarihlerin hiç bir şeyin antitezi olmadığını belirtmeliyim. Bilir görünmenin başka bir yolunu bulmasını kendisine öneriyorum, zira sadece Ankara-Sivas demiryolu hattı olmadığını kanıtlamak için araya Niğde ve Kayseri demiryolunu da attırmış. İlkel bir coğrafya bilgisi bile bu hattın aynı hat olduğunu görebilirdi pekala.Vesilesiyle bir de ricam olacak sizden psycho bey bu siteye tamamen salakların uğradığını filan düşünüyorsanız, uzun uzun yazmanıza gerek yok siz de baby700 gibi bize direk ve sadece salak deyin, biz zaten aşağı yukarı bu yazınızdan çıkan sonucu yine çıkarırız.
Aman diyim sayın NuMB bey, Devlet Demiryollarının tarihçesine bakmanızı zaten ben önerdim. Elbette oradan şavulladım. Hiç bir şeyi de bilir görünmek gibi bir amacım yok.Zatıaliniz de iyice ve dikkatlice okursanız, Sivas’ın 1930’da, Malatya ve Niğde’nin ise 1931 ve 1933’de ağa katıldığını görürsünüz. Demek ki neymiş? Malatya ve Niğde demiryolu bağlantıları, Ankara-Sivas demiryolundan başka bir şeymiiişş. Tamam? Bunda bir yanlışlık varsa, o da benim değil TCDD’nindir.Zaten özellikle vurguladım; bunun bir önemi yok, yapılan isterse 10km.lik demiryolu olsun dedim. Anlatmak istediğim başka şey. Kaç km. yol yapıldığının sidiğini yarıştırmak benim işim değil.Diğer konuya değinmenin bir anlamı kalmadı ama yine de söyleyeyim. Hayatta çok kişinin salaklığından bahsetmişimdir ama baby700 hariç, bunu kimsenin yüzüne karşı veya hedef belirtir şekilde yapmamışımdır. Bu konuda lütfen beni bu baby700 salağıyla karşılaştırmayınız. Benimle onun ayrıldığımız çok önemli bir nokta var.Ben, suçlanması gereken insanları, onun asla suç veya hakaret olduğunu düşünemeyeceği sıfatlarla suçlarım. Bu da, ortada kıyaslanamayacak kadar farklı iki kavram var demektir . Hani “Domates mi daha kırmızıdır, Süreyya mı daha hızlı koşar” gibi… Bana hakaret ise amacınız, herhangi bir şeye benzetin ama lütfen baby700’e değil. Bu kadarını kaldırabileceğimi sanmıyorum.
Bahis konusu ağı incelersek Osmanlı 8.619 km lik yol inşaa etmiş. Savaştan sonra4000 km si Türkiye Cumhuriyetine kalmış1950 yılına kadar 3.578 km lik yol yapmışız 50 den 80 e de yılda 30km uzatmışız. Sonrasında ise çivi çakılmamış. Bu güzide ağın yarısından çoğunu Osmanlı örmüş yani. NuMB’ın serzenişine rağmen sitelerinden aldım rakkamları. İşin komik tarafı salayko arkadaşımızın böbürlenerek bahsettiği tarihçe devlet demiryollarının resmi sitesinde bile büyük bir hayal kırıklığı olarak anlatılıyor.Hele konumuzla ilgili dönemin Hariciye Şefinin Sivas’ta ki açılışta yaptığı hırs dolu konuşma bugün bakıldığı zaman sonu hüsranla bitmiş acıklı hikayemizin özetidir. Zira Necdet bey “demiryolu Cumhuriyetin çelik koludur” cümlesini sarfetmiş. Galiba kolumuz yenimize göre olmuş.Ağğbi ben o yıllardaki coşkuyu yaşıyorum diyor bu orijinal arkadaşımız. Utanır sıkılır insan biraz bu lafı söylerken be!Göztepenin Avrupa kupalarında ikinci tura çıkmasını hala kutlamak gibi birşey bu! Kupa alınmamış sadece bir ümit tur atlanmış onun sevincinin hala yaşanması kutlanması. Şimdilerde ikinci lig takımı olmuş Göztepe’nin ateşli taraftarının “Avrupa Avrupa duy sesimizi” tezahuratına g.tüyle gülerler.
Helal sana sunta arkadaş. İnsan okuduğunu anlamakta bu kadar üstün yeteneklere sahip olabilir ancak.Eee, sonra? Osmanlının yaptığı onbin kilometre yola ne olmuş? Sümerliler neden kullanmamışlar bu yolu? Hariciye şefi ne demiş? Necdet bey neye gücenmiş? Anlat, anlat ki tartışmaya ışık vursun, karanlık noktaları aydınlansın.Göztepenin şampiyonluğunu da anlat. Aydınlat bizi, uçur bizi…Büyük Allahım, yaratıp yaratıp ortaya atıyorsun, biraz da ilgilensen?
biraz sakin ama… her eleştirene bodoslama dalıyorsun. tamam hepimiz danayız yanlış söylüyoruz diyelim ama sen de bi dön de aynaya bak bakalım nerem yamuk nerem değil, bu adamlar niye böyle diyor diye.büyük bir ihtimalle saykosalak dedikleri için böyle daldın ama hani demeyenler de var içlerinde onlara da aynı şekilde giriyorsun.
Demek ki girmemin başka bir nedeni var. Di mi?Yazarak anlatamıyorum galiba. Eğer ben anlatamıyorsam, bu benim kusurum ama eğer tersi gerçekse… Ya da üçüncü bir ihtimal varsa…Neyse, sonuç değişmedikçe tartışmanın seviyesi de değişmez. Ha ben anlatamıyorum, ha karşıdaki anlayamıyor. Ya da üçüncü ihtimal şu: (anlamayanlar için) anlamak işlerine gelmiyor.inidianropetrick, kimseye salak demek istemiyorum, kimseye dana da demek istemiyorum ama söyleneni anlamamakta ısrar edip, ondan sonra da ama sen de yamuksun demek garip değil mi?Eleştirene bodoslama dalmıyorum. Eleştirene cevap veriyorum. Kendini konuşuyo sanan insanımsılara bodoslama dalıyorum sadece. Herkese hak ettiği ya da kullandığı dilden hitap etmek herkes gibi benim de hakkım.
okuyamadın mı?o sekiz küsür bin kilometre demiryolu’nun Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan kısmı dört bin kilometre geri kalanı nerelerde sana zahmet bize hakketten eziyet aç oku psyliacho kardeşim.
şimdi anladın mı neden bodoslama giriştiğimi?
O büyük gün geldiğinde mezarlarımıza tüküreceksin ha? Boris Vian’ın kitabı gibi olmuş, “Mezarlarınıza Tüküreceğim.” O kitap gibi metaforik bi şey olduğunu tahmin ediyorum bunun, aslında senin de kimsenin mezarına tükürmek istemediğini falan. “Yok valla, tüküreceğim hakkaten” diyorsan sen bilirsin, ama iyi bi şey değil Akatürkçü olmayan her Allahın kulunun “nefret edilesi düşman kişi” olduğunu düşünmek.Bi de şöyle bi şey var, benim veletliğimde aşırılıktan hoşlanmayan ağır abilerin savunduğu derin fikriyat olan Atatürkçülük ne zaman bu şekil bir kin-kan-intikam ideolojisi haline geldi, bi bilsem. N’oluyoruz hakkaten?
Bazı türklerin en patetik özelliklerinden biri de, kendilerini aşırı ciddiye almalarıdır. ‘Emperyalizm şaka diildir, ayağınızı denk alın, mezarınıza tükürtmeyin, 10. yıl marşını hınçla haykırın, atatürkçü olmayanları bize bildirin’ halinde efelenen saykosalak ve arkadaşı mitsu da, bu protip durumun hafif’teki temsilcileri. Şişli belediyesinin gürbüz oğlanı sarıçiçek bey’în yaptırdığı ve bi kaç yüz milyara mal olan uzun bayrak altında, elele saf tutmuş bağrışıyorlar.Tıkıştırmalı bir orgazmik hezeyan içerisinde, ama s..leri diil de başka bi tarafları kalktığı için ancak tecavüz simülasyoncuları şeklinde dolaşan ikili, milletimizin aşağı yukarı 150 yıl önce bozulmaya başlayan karakter yapısından tam anlamıyla nasiplenmiş. Bayrağın altında bir cumhuriyet orjisi yaşarken, fazla heyecanlanıp bayrağın yırtılmasına sebep olan çift, şimdi de utanmadan aynı bayrakla bi taraflarını örtmeye çalışıyor.Bu 80 yılın fırlatma şovmenlerine ciddi bi şey yazmak yazıktır. Bu tipler cumhuriyet ve türkiye konusunda herhangi bi şey düşünmeye, araştırmaya, ifade etmeye muktedir diildir. Yapabildikleri tek şey pozisyon almaktır; yani misyoner pozisyonu. Ama belli ki artık müşteri çıkmamaktadır.
Mitsu’nun Normandiya çıkartması gibi döşediği anlamlı yazı karşısında titredim ve duygulandım. Bilinçli kahraman cumhuriyet torunlarına iki çift laf edemeden geçemeyeceğim.İki arkadaşımda basstıra basstıra Atatürk Cumhuriyeti lafını kullanmış. Amaç belli “Olm bu Atatürk’ün cumhuriyeti bir tarafınıza göre olsun” demek göz dağı vermek siktiri çekmek. Kibarcası inadına Atatürk‚ bile bile Atatürk demek istemişler.Olayı çözmüşler gibi bir hal var.Biz anlamıyoruz. Vatan bölünecek rejim değiştirilecek farkında değiliz.Maşa oluyoruz beyler UYANIN!Arkadaşlar mevcut durumdan memnun‚ laf kondurmuyor “gurur duyacak şey bulamıyorsan ilk 10 yılına bak mendabur” diyor. Mübarekler Kuranı Kerim erbabı sanki! “Abi konulan kurallara bir bir uygularsak Atatürk’ün yaptıklarını harfiyyyen uygularsak cennete gireriz (muhasır medeniyetler seviyesine geliriz).Siz gelmiş geçmişsiniz bile kusura bakmayın köşede indirelim sizi.Bu düşün adamlarının benzer yargısına çok uzakta değil Arabistan’da rastlıyoruz. “Kuranı Kerimi anlamaya ne hacet‚ beni aşar‚ Hz Muhammet ne yapmışsa aynısını yaparım cennete girerim‚ ötesini karıştarını da boğarım” şeklinde vücud bulan bu zihniyet yörenin boğucu havasından olsa gerek. Zira bu güzel ülküdaşlar cumhuriyet kelimesinin anlamını‚ dönemin şartlarını‚ cumhuriyetin ileri aşamalarında nerede olması gerektiği falan kavrayabilecek düzeyde değiller. Atatürk öldüğünden bu yana kalakalmış biçareler. Takma akılları ceplerinden düşmüş. Zurna işte tam bu noktada zırt diyor. Cahilliği su götürmeyen insanlar‚ örneğine -Afrika’yı balonla ziyaret eden beyaz adam- filmlerinde rastlayabileceğimiz bir tapınma vaziyeti almışlar. Padişahım çok yaşa diyen güruh Atam sen kalkta ben yatam demeye başlamış.Atatürk’ü put yapan cemaat rejime de Atatürk Cumhuriyeti etiketini koyup derin dondurucuya koymuş. Sonuç alıştığı eski yönetimlere dönüş. Monarşi.Atatürk’ün “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir.” lafından‚ manalı bakıp göz kırpabilen herkes bir paye çıkartmış.Kimin ne kadar anladığı mevcut durumumuzdan belli.Şimdi bir iki açıklama yapalım. Yukarıda linklere basması noksan bir cumhuriyet muhafızı var ondan kendim yazayım. Atatürk‚ cumhuriyeti “Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir” sözleriyle açıklamış. (Atatürkün ağzından yazıyorum ki zorluk çekmesinler). Demokrasi nedir? Halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimi. Halkın bir kısmının değil bütününün egemenliğine dayanan bir sistem. Bir kesime nispet yapmak söz konusu değil. Çoğunluk ne derse onun olduğu bir düzen.Şimdi gelelim tanımlamalardan varmak istediğimiz özete. Öncelikle ismi Atatürk Cumhuriyeti değil Türkiye Cumhuriyeti. Demokrasi sistemiyle yönetilen bir devlet.Ama muhasır medeniyetler seviyesine çıkmabilmemiz girdiğimiz yolda Avrupa birliğinin ısrarla üstünde durduğu‚ uğruna savaşıp kan döktüğünüzü söylediğiniz demokrasi maalesef gerçekleşmemiş. AB bu demokrasi değil diyor. Birşeyler eksik yani. Sonuçlanmamış bir ideal var demek ki.Uzun lafın kısası‚ olası yeni bir şeyh said ayaklanmasını bastırmaya hazır konumunuzu bozup Atatürk’ün yüce ülküsünü tamamlamaya çalışın. Cumhuriyetin 80’inci yılında halen daha tamamlanamamış demiryolu ağı‚ demokrasi‚ bağımsızlık vs. ile yüzünüzün kızarıp yerin dibine geçmeniz lazımken üstüne bayram yapıyor bize de gülüp eğlenmemizi salık veriyorsunuz.Asıl bu yaptığınıza TDK sözlüğünde hokkabazlık‚ soytarılık deniyor.
O komik anlayış kapasitenle örtüşen bir sürü laf etmiş, hep de kendini tarif etmişsin. Ondan sonra da kalkıp bana ve Atatürkçülere soytarı demişsin.Çok yaşa. Hayatımda ilk defa bir soytarı bana soytarı dedi. Ölme emi…
Neden sürekli kendini tekrarlama ihtiyacını hissediyorsun? Biz senin ne kadar maneviyatsız, ahlaksız, edepsiz, fikirsiz, inançsız ve kutsalı olmayan bir zavallı yaratık olduğunu zaten biliyoruz. Siteye yeni katılanlara da ispat etme gayreti midir seni bunca tekrara zorlayan?Vatanına ve insanlarına karşı bir garip hınç ve kin içersinde bunca kıvranma, genlerinin soysuzluklarından duyduğu rahatsızlığın dışavurumu mudur, yoksa devşirme psikolojisinin o vazgeçilmez ve derinlerde bir yerlerde hep için için yanan, tecavüze uğramış olma duygusu mu? Entel boşlukların gevelediği cümleleri ikiye üçe bölüp, sonra farklı kombinasyonlarda birleştirerek tükürük saçmak seni tatmin edemiyor, görüyoruz. Biraz farklı bir şeyler dene istersen. Belki denemişsindir de faydası olmamıştır, bilemem ama gece yarısından sonra TEM’de bacak sallamak, sonrasında gelecek bazı rahatlama imkanları sağlayabilir belki sana. Bir de menapoz ilaçlarını aksatma.
29 ekim’de tv ekranlarının köşesinde bayrak dalgalandıran veya bayrak üstündeki mustafa kemal’e kafa sallatıp, gerdan kıvırtan zihniyet; aynen yukardaki bir-iki salak gibi bütün geçimini atatürk tüccarlığından sağlar. Heykel, büst, anıt, vecize, arş-marş beyinli bu soytarılar(© contra) yüzünden, giderek daha da gülünç vaziyetlere gark oluyor türkiye. Ne kendini bilir, ne doğu’yu anlar, ne batı’yı öğrenir bu dallamalar. Gerçi bu ekibin karşısında yer alan ve kendine islamcı, liberal, b.., püsür diyen ekipler de en azından sayko gibiler kadar salaktır bizde. İmtiyazlı, sınıflı, ayrışmış bir güruh işte.Geçen sene yazdığım ciddi bi yazıyı linkleyeyim dedim ama, bulamadım arşivde. O yüzden aynen koyuyorum okumayanlar için.10 KasimBu siralar millet ve sahis olarak en ihtiyac duydugumuz sey ne? Bence gecmis vizyonu. Bi yerlere ‘since 1923’ yazmakla olmuyor. Ama demokrat budalalarin yaptigi gibi, bu topraklari Batili formatlarla parselleyerek de olmuyor. En olmayani ise biraz ondan, biraz bundan koyarak yapilan sentez corbalari. ‘Avrupa’yla Asya arasinda bir kopruyuz… Kulturlerin kavsak noktasi’ falan gibi konusup yazanlari bertaraf etmekte gec bile kalinmistir. Bu insan artiklari, bu yoldan, kopruden veya kavsaktan gecenlerden gecis parasi ve avanta alarak yasamaktadir. Her turlu camiada bu bezirganlardan bulunur. Ozellikle ulkemizde kendine ‘aydin’ denilen ekip, yillardir bu avantalarin yarattigi sermaye birikimiyle, diger katmanlar da bunun faiziyle gecinmektedir.Hepimiz, Turkler, bu cografyada yasayan herkes aslinda ayni asagilik durumun parcalariyizdir (Kurtler daha da asagilik bi noktadadir. Tabi onlar boyle diye kendini ustun gorme hali de sadece Turklere ozgu daha da asagilik bi haldir). Bu topraklarin sahibi gibi diil, isgalcisi gibi yasariz. Elde etmisizdir; ama icine etmek icin.Buranin bi kopru veya gecis noktasi olmadigini, bi merkez oldugunu coktan unutmusuzdur. Hem Bati’ya hem Dogu’ya sahip cikabilen bi vaziyet artik bize uzaktir. Yuzumuzu Bati’ya veya Dogu’ya donmemize gerek olmayan, diger yonlerde bulunanlarin bize donebilecekleri bi durumu tahayyul bile edememekteyizdir.Gecmisten kopulmustur. Yakin gecmis bile unutulmustur. Benim cocukken denize girdigim yer, kara olmustur. Yasadigimi kanitlayacak seyler elimden alinmistir; ben de bunlar olurken bi b.. yapmamisimdir. Ingiltere’deki dede, torunuyla parkta otururken ‘anneanneni su bankta opmustum’ diye ayni banki gosterebilmektedir.Bu kopukluk ve devamsizliktaki en buyuk gunah, kendine muhafazakar diyen ama hic bi seyi muhafaza etmeyen alcaklarindir. Bunlar bu buyuk gunahlarini ortbas etmek ve milleti baski altinda tutmak icin sanli ve serefli gecmisten dem vururlar; iri ve cirkin heykeller yaparak nutuk atarlar; bol tukruklu Turkluk laflari salgilarlar. Sonuncusu ve en buyugu 1915’te yasanan Ermeni katliaminin aslinda Turklerin isini bitirdigini anlayamazlar. O vakte kadar iyi kotu gelenegini-gorenegini surduren, koruyan Turklerin, bunu yapabilmek icin farkli kulturlerin varligina, onlarla kendini kiyaslamasina ihtiyaci bulundugunu dusunemezler. Daha sonra Turkun Turke baka baka karardigini, kendi kimligini de kaybettigini seyedemezler. Bi seyin kendisi yoksa, onun lafini buyuterek, propagandasini yaparak, hissiyatini zorlayarak ne kadar idare edersin?Tabii Cumhuriyet doneminde palazlanan solcu munevverler de asagiliklik konusunda diger ekipten geri kalmamistir. Yurtseverlik kisvesi altinda Osmanli’ya yuklenirken aslinda ‘kapikullugu’ yapmislar ve cumhuriyetin hizla muzlasmasina yol acmislardir. Turk milleti bu iki ayni b..un soyu ekip arasinda gelgitlenerek, o travma senin bu darbe benim carpilarak, bu hepten sizoid ve tedavisi imkansiza yakin vaziyetlere gark olmustur.Mustafa Kemal bu durumlari ongormus ve bence umitsizlik icerisinde ve kederinden olmustur.
İhtirasları kafalarından büyük olanlar çoğaldı mı, orada yaşamak ıstırap olmaya başlıyor. Kafalar kozalak kadar… Görgü sıfır… Duygu yok. Ama ihtiras okyanuslar gibi. Zebani görmüş gibi bakıyorum böylelerine. Delice bir karanlıkta oynaşan gözlerinde, sadece eşeklik okunuyor bunların. O ne korkunç aşağılık duygusu, o ne alçaktan da alçak seviye yoksulluğu ve o ne ihtiras… Kim yetiştirdi insan kılığındaki bu acayip yaratıkları kırk yıl içinde… Kim hangi usulle onları bu biçime soktu?Çok yer gezdim hayatımda… Büyük Okyanus kıyılarından Afganistan’a, İsrail’den Tunus’a, Libya’dan İsveç’e, İtalya’dan Romanya’ya… Böylesine şaşırtıcı yaratıkları hiçbir yerde görmedim.Burjuva desen değil, kapitalist hiç değil, serseri değil, anarşist değil, sosyalist değil, komünist değil, Müslüman değil, Hıristiyan değil, Mecusi değil; velhasıl sınıf değil, tabaka değil, insan değil; sadece ihtirasla kızmış kupkuru bir küçük maşa…Görünmeyen eller usturupla tutmuşlar bu maşaları, oraya buraya cız cız dokunduruyorlar.- Şiir sever misiniz?- Boş ver…- Müzik dinler misiniz?- Boş ver…- Ne düşünüyorsunuz demokrasi hakkında?- Boş ver…- Haberiniz var mı, zavallı çocuğu on dört yaşında içeri atmışlar…- Hah hah hah… Gardiyanların eline iyi parça düşmüş, acaba bir şey yapmışlar mı ha?Sonra fısıl fısıl komisyon kombinezonları, yakın akrabayı kayırma ricaları, açıktan para koparma düzenbazlıkları… Arada sırada birkaç da nutuk:- Aziz milletimizin büyük düşmanlarını Allah’ın izni ve Peygamber Efendimizin rızasıyla…Arkasından ahbap sofralarında halkla alay:- Ötekiler kem küm ederken, biz iki palavra sıktık, alkışlandık, kah, kah, kah…Ne bir mantık kontağı kurabilirsin, ne bir duygu kontağı; yaratığın böylesiyle… Köpürüp kabaran bir tiksinti kaplar yüreğini. Bir iki değil, düzinelerle var bunlardan… Kravat takıyor, şapka giyiyor, arabaya biniyor, el falan da sıkıyorlar.Hep düşündüğüm, hangi uğursuz cehennem bahçesinde yetişti bunlar kırk yıl içinde? Hangi öğretmen A’yı, B’yi, C’yi öğretti bunlara? Kimlerle top oynadılar mahallede?.. Hangi kızı sevdiler ilk defa, hangi kitabı okudular? Öyle bir yaşama sürecinden geçmiş hiçbir halleri yok… Kabağın bile tarlada bir geçmişi, bir iç macerası vardır. Bunlar geçmişsiz ve iç dünyasız çağ ve yeryüzü dışı yaratıkları… O karanlık gözler, o daracık alınlar, o homurdanan ağızlar ve o ihtiras… Ve o müthiş aşağılık duygusu… Ve hep fısıl fısıl düzenbazlık planları. Kırk yıl içinde pek bol yetişmiş bunlardan. Zorla burjuva yetiştirme çabası, yetiştire yetiştire bu yemişsiz ve çiçeksiz kozalakları yetiştirmiş.Bazen uzaklara gitmek geliyor içimden… Yorgunluk, sıkıntı ve daha yoğun yaşama arzusundan değil… Sadece tiksintiden. Gerçekten tiksiniyorum. Bir düzenin zavallılığı, yetiştirdiklerinden belli oluyor… Tıpkı bir aşçının ustalığının pişirdiklerinden belli olması gibi…Bir yerde unutmak bu kabusu, bu daracık alınları, bu hayvansı gözleri, bu beyinsiz ihtirasları…Ama nerdeeee… Bu kabusu hiç değilse yeni kuşaklar görmesin, diye uğraşmak gerekiyor. Ve bu kabus ancak halk uyandığı zaman yenilecek.ÇETİN ALTANNot: 38 yıl önce yazılmış bir yazı… “Akşam”dan…Üstat, bu beybi700 denen safi kişilik bozukluğu numunesini 38 yıl önceden mi tanırdınız, yoksa siz de hafif müdavimi misiniz?Yazdıklarından alıntılar:Geçen sene yazdığım ciddi bi yazıyı linkleyeyim dedim ama, bulamadım arşivde. O yüzden aynen koyuyorum okumayanlar için. tüm yazdıklarını ciddi niyetle yazdığını kanıtlıyor“…demokrat budalalar” demokratlar budaladır “…sentez corbalari” bu, kerameti kendinden menkul bir ulu laf “Bu insan artiklari…” bunu kimler için söylediği tartışma konusu olabilir “…kendine ‘aydin’ denilen ekip, yillardir bu avantalarin yarattigi sermaye birikimiyle, diger katmanlar da bunun faiziyle gecinmektedir” yine “aydın” kavramının bu pislik için ne ifade ettiğine bağlı olarak tartışılabilecek bir cümle “Kurtler daha da asagilik bi noktadadir” Kürtler aşağılıktır “Turklere ozgu daha da asagilik bi haldir” Türkler daha da aşağılıktır “Bu topraklarin isgalcisi gibi yasariz” bu cümlede de kendi gibileri mi yoksa Türkleri mi kastettiği tartışmaya açıktır “…icine etmek icin elde etmişizdir (bu toprakları)” bu toprakları içine etmek için elde etmişiz (kurtuluş savaşını yapmışız) ama vazgeçip işgal etmişiz “…ben de bunlar olurken bi b.. yapmamisimdir” bi bok yapmamış olduğunu söylemen ne bok yaptığının farkında olmamandandır ancak “…sanli ve serefli gecmisten dem vururlar” geçmişimiz şansız ve şerefsiz olduğundan, bu büyük bir suçtur “…cirkin heykeller yaparak nutuk atarlar” çirkin heykeller Atatürk’ün heykelleridir. Heykele tükürmek fikrini hangi ağabeyinden aldın? “Cumhuriyet doneminde palazlanan solcu munevverler de asagiliklik konusunda diger ekipten geri kalmamistir” solculardan münevver olanlar vardır fakat bunlar aynı zamanda aşağılıktırlar. Diğer ekipten kasıt, kendinin dinci ülküdaşlarıdır. “…cumhuriyetin hizla muzlasmasina yol acmislardir” bu, bir muz cumhuriyetidir “Turk milleti bu iki ayni b..un soyu ekip arasinda gelgitlenerek…” iki aynı bokun soyu ekibin biri Atatürkçüler, diğeri de kendi ile aynı ülküyü paylaşan dincilerdir “…bu hepten sizoid ve tedavisi imkansiza yakin vaziyetler…” burada, alıntı yaptığı entelin kurbanı olmuş ve çizmeyi hepten aşmıştır “Mustafa Kemal bu durumlari ongormus ve bence umitsizlik icerisinde ve kederinden olmustur” Atatürk’e Atatürk deme özürlü dangalaklara iyi bir örnek sergilemekle birlikte, Atatürk’ün ölüm nedeni hakkında bu durumları öngörmüş olduğunu tespit etmiş olmakla, hayatının tek doğru teşhisini yapmış bulunmaktadır.Ey sarı bayır utanmazı, arlanmazı. 10 Kasım’a daha vakit var. O vesileyle de salya akıtacaksın. Bir 10 gün daha bekleyemedin mi? Bu günden mi 10 Kasımı ağzına almaya başladın? Şu yukarıdaki pisliğine sadece 29 Ekim diye de başlık atabilirdin. Sen, gerçekten maneviyatsız, ahlaksız, edepsiz, fikirsiz, inançsız ve kutsalı olmayan bir zavallı yaratıksın.Hem sen, hem de senin gibi soysuz sopsuz, bu ülkenin içine fırlayıvermiş tüm haysiyet yoksunu Atatürk düşmanları bir araya gelip pislik tükürseniz, Atatürk’ü ve onun kurduğu bu Cumhuriyeti ne pisletebileceksiniz ne de sahiplerinize peşkeş çekebileceksiniz. Bunun için gerekiyorsa (ki gerekeceğe benziyor) bir kurtuluş savaşı daha verilecektir.
Kimi kendi yazar, kimi salaklar da başkasından alıntı yapar. Alıntı yaptığı kişi de, sabah akşam ‘1. cumhuriyet’in geberdiğini anlatmaya çalışan çetin altan. Güler misin, ağlar mısın, döver misin…Televizyon türkçesiyle ikinci defadır ‘kutsalı olmayan’ lafını sıçan bu hödük, benim cümlelerime yazdığı repliklerle zaten kendini yeterince snobe etmiş. Düşene vurulmaz; bu sefer dövmiyim garibi.
yediyordu elif kağnısını,kara geceden geceden.sanki elif elif uzuyordu, inceliyordu.uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar.inliyordu dağın ardı, yaslaher bir heceden heceden.mustafa kemal’in kağnısı derdi, kağnısına.mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.çabuk giderdi, çok götürürdü elifçik,nam salmıştı asker içinde.bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,doğrulmuştu yola, önceden önceden.öküzleriyle kardeş gibiydi elif.yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar.kocabaş çok ihtiyardı, çok zayıftı.mahzundu bütün bütün sarıkız, yanı sıra.gecenin ulu ağırlığına karşı,hafiftiler inceden inceden.iriydi elif, kuvvetliydi kağnı başında.elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri.kınalı ellerinde rüzgar geçerdi daim.toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.alını yeşilini kapmıştı, geçirmiştiniceden niceden.durdu birdenbire kocabaş, ova bayır durdu.nazar mı değdi göklerden, ne?dah etti, yok, dahha dedi, gitmez.ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur,nasıl dururdu mustafa kemal’in kağnısı?kahroldu elifçik düşünceden düşünceden.aman kocabaş, ayağını öpeyim kocabaşsür beni, öldür beni, koma yollarda benigeçer götürür ana, çocuk mermisini askerciğinkoma yollarda beni, kulun köpeğin olayım,bak hele üzerimden ses seda uzaklaşırdüşerim gerilere, iyceden iyceden.kocabaş yığıldı çamura,büyüdü gözleri büyüdü yürek kadar.örtüldü gözleri örtüldü hep.kalır mı mustafa kemal’in kağnısı bacım?kocabaş’ın yerine koştu kendini elifçik,yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden…- Mustafa Kemal’in Kağnısı – Fazıl Hüsnü Dağlarca.
iki ihtimal varya rejim düşmanları yukarıda ki aymazları görüp rehavete uğruyoryada onlarda zaten aynı toprağın insanı olduklarından ne olup bittiğini bile anlamıyorlar.Birinci durum bizim için en tehlikelisidir.Rehavet hali bile bir ilerleme öngördüğünden‚ ortaokul asfalt bahçesinde olduğu yerde marş etmeyi öğrenmiş ne-o? cumhuriyetçilerin elinden cumhuriyet alınır yada düzenli aralıklarla ordu çağırılıp mıntıka temizliği yapılır‚ na(h)demokratik bir cumhuriyet sistemi güvenliğe alınır. Bir başka deyişle günlük yaşanır. Sabahtan bahçeye salınıp akşama kadar gelme denen çocuklara‚ neoneocumhuriyetçilere “ilerleme idealizmi!” devredilir.İki ihtimalin de sonucu aynıdırve aslında bize yabancı olmayan bir döngüdür. Zira Osmanlı da borç alırdı‚ Osmanlı da gelişimi takip edemezdi.Günü bekleyen muasır medeniyetler bir yandan palazlanırken öte tarafta zayıflayan Osmanlı imparatorluğu üzerinde hakimeyet kurmaya çalışana kadar yüzyıllar geçti. bizde bu cumhuriyetmiz atılım yapsın güçlensin diye nafile beklerken tekrar canımızı kurtarmak için sırtımızda top taşıyacağız gibi görünüyor .Yanlız bir farkla bu sefer biz gene aynı şekilde sırtımızda top mermisi taşırken elalemin akıllı füzeleri helikopterleri ile yüzleşeceğiz.Çetin Altan’ın dediği gibi enseyi karartmamak lazım. Hatırlamıyormusunuz Irak’lı dede nasılda tek kurşunla Apache helikopteri yere indirmişti.