BEYİN, ÜÇ BOYUTLU RESİMLER, NASIL GÖREBİLİRİZ

..

..

..

..

..

Beyin, sağ ve sol olmak üzere iki lobdan oluşmakta olup; bu iki lob birbirine “korpus kallosum” adı verilen ve yoğun sinir liflerinden oluşan bir ağ demeti ile bağlı..Korpus Kallosum ağ demeti, beynin sağ ve sol lobu arasında sürekli bilgi alışverişinin yapılmasını sağlayan bir köprü vazifesi görmekte..Ve her iki lobun farklı görevlerinin olduğu da bilinen bir gerçek..Beynin sol lobunun; konuşma, matematiksel işlemler, diziler, sayılar ve analiz gibi konularda üstün olduğu, mantıklı ve lineer çalıştığı, sağ lobun ise; ritm, hayal kurma, renkler, boyut, hacim, müzik gibi konularda yetenekli olduğu ise bilimsel deneylerle kanıtlanmış durumda..Yani; beynin sol tarafı bilgiyi mantıklı ve lineer olarak işlemekte, sağ lob ise artistik tarafı oluşturmakta, detaydan çok resmin bütünüyle ilgilenmekte ve bilgiyi şekil ve hayal gücüyle işlemektedir..Bir bütün olan beynin yarısını yoğun olarak kullanıp diğer yarısını ihmal eden insanların performanslarında düşüş görülmesine karşın, beynin her iki lobunun birlikte ve dengeli olarak kullanılması ile gerçek öğrenme sağlanabilmekte, üretkenlik potansiyeli kat kat artmaktadır. Tarih boyunca, büyük sıçramalar yapan insanlar da, bilerek ya da bilmeyerek, beynin her iki lobunu birlikte kullanan insanlardır. Genellikle daha fazla kullanılan sol lobun yanında sağ lobun da devreye sokulması, duyusal keskinlik kazandırmakta, hedefini sürekli ve her şeyiyle canlı tutan kişiye müthiş bir motivasyon katmaktadır.Beynin her iki lobunu dengeli olarak kullanmak için pek çok teknik var..Bunlardan biri de resimleri üç boyutlu olarak görebilme çalışması..Aslında hepimizin nesneleri ve resimleri üç boyutlu olarak görebilme yeteneğimiz var, ancak bunu bazılarımız kolayca yapabilirken bazılarımız ise böyle bir yeteneğimizin olmadığını düşünür..Üç boyutlu resimlerle ilgili teknik bilgiye buradan ulaşabilirsiniz..Ben ise size, benim üç boyutlu resimleri görmede uyguladığım tekniği kısaca anlatacağım:a. Öncelikle bilgisayarınızın masaüstüne yukarıda örneklerini gönderdiğim üç boyutlu resimlerden birisini duvar resmi olarak döşeyin.b. Bilgisayarınızın çerçevesinin üst ortasına renkli bir kalemle büyükçe bir nokta çizin.c. Şimdi de gözlerinizi çizdiğiniz noktaya odaklayın ve gözlerinizi kırpmadan noktaya bakmaya devam edin.d. Siz noktaya bakmaya devam ederken, aşağıdaki karman çorman resmin önce daha da dumanlandığını göreceksiniz. Ama bir süre sonra sis aydınlanacak ve önünüze pırıl pırıl üç boyutlu görüntü çıkacak..Anlatması kolay..ama ben birkaç gün boyunca uğraşmak zorunda kalmıştım..Çünkü bakma sürecinde bir süre sonra gözlerinizi kırpabiliyorsunuz, gözünüzün odağını noktadan ana resme kaydırabiliyorsunuz ya da gözleriniz sulanıp acıyabiliyor..Sözüm zaten çabasız olarak üç boyutlu resimleri görebilenlere değil..Sözüm, “üç boyutlu resimleri hiçbir zaman göremeyeceğim” diyenlere.. Hepimizin beyni, aynı sonsuz potansiyele ve gelişim yeteneğine sahip..Yeter ki gelişmeye açık olabilelim..İnanın birkaç saatlik ya da birkaç günlük bir çabayla siz de üç boyutlu resimleri görebileceksiniz..Ve kendinizi çok iyi hissedeceksiniz..Üç boyutlu resimleri gördükten sonraki aşama ise evreni üç boyutlu olarak algılama aşaması ki; evrendeki tüm varlıkları ve evreni üç boyutlu olarak algıladığınızda ise evrenle “BİR” olmaya başlamışsınız demektir..İlgilenenlere kolay gelsin..