Aklın esir aldığı bir köle de benim.Göztepe’de yıllardır ikamet ettiğim halde sizin çok iyi farkına varıp da benim varamadığım portakal ağaçları orada duruyormuş meğersem.Hem de en sevdiğim renk olan turuncu turuncu!Hep siyahları görmüşüm;masumlukları,temizlikleri,mutluluğu,aşkı,sevgiyi,tüm güzellikleri demirden bir duvar gibi arkasında aç susuz bırakan siyahı görmüşüm.Unutmuşum beyazı,maviyi,turuncuyu,sarıyı.Ancak kış aylarında,televizyonların on saniye yer verdiği kar manzaralarında görür olmuşum beyazı.Sonra yine haber sunan o güzel insanın yüzündeki acımsı ifade,bir kötü haber daha…SİYAH Ardında gülen bir yüz,belli ki iki medyatik insan aşklarını itiraf etmişler yine;onların beyazları işte,tekrar acımsı bir ifade,5 ölü 10 yaralı!!!Bir gülüyor bir ağlıyor spiker,yani siması öle söylüyor.Kendi de farkında değilne yaptığının,içindekileri bilmiyor,ağlamalı mı gülmeli mi,ya da sadece rolünü mü yapmalıen güzel ve en mağdur şekilde?Ona da öğretilmişti.Bir robot gibi,bunu okuyunca tebessümü yerleştir yüzüne,bunda ise kaşlarını öyle bir şekle sok ki yüzündeki acıma duygusu kimsenin gözünden kaçmasın.Karşısındakinin insan olduğunu unutanlar işte böyle bir insanın en güzel duygularını sanki bunlar bir robota özgüymüş gibi robotlaştırıp kalıplaştırıyorlar.İnsandan robota dönüşüm şekli.Asimo var şimdilerde,maşallah herbirşeyi yapıyor,herkes onu çok seviyor çok eğleniyor;ama kimse farkında değil ki o çok yakında bizden daha da insan olacak,daha saf gülümseyecek,daha içten ağlayacak!Şimdilerde insanların imalatlarıyla meydana gelen bu akıllı robotlar çok yakında insan imal edecekler.Ben duygularımı geri istiyorum!!!!!!Henüz maddi kazançları olmayan çocuklardan adeta para gibi saf duygularımızın bir vergi olarak alındığı duygularımı geri istiyorum.Şimdi param var;ben size para vereyim,siz bana duygularımı.Ne kadar faiz koyarsanız koyun.BANA DUYGULARIMI GERİ VERİN,AKLIMI ALIN!!!
yorumlar
En büyük düşmanımız farkındasızlık olmalı o halde…Farkında olduğunu sanarak etrafı seyredip aslında boş bakan gözleri doldurma vakti, getirin kazma kürekleriii:)
Kalbini bavula koyup, gitsene uzaklara, buralarda duygu yok, parana yazık..
…
eğer duygularımı aklımla alabilecek kadar aklımı kullanabiliyor olsaydım, her akıllı gibi aklımın öncelikli olduğu yerlerde bi savaşım verir,bundan rahatsız olmaz ve bir duygular arayışına girme gereği duymazdım gibi geliyor:( ama cümlende haklılık payı yok değil tabi..:)”Duyguları olup bunun farkına varan ve peşine düşen insanlar aklı yadsıyan,sahip oldukları aklın farkında oldukları halde onu kullanmamayı felsefe edinmiş delilerdirr…:)”
doru sölüyosun sevgili haritametoddefteri:) her ne kadar duygularımızla yönetmek ve yönetilmek istesek de gene de gerçek bi dünyada bu sawaşımı verdiğimizin farkında olmalıyız,hissetmek için doymak ve yaşıyor olmak zorunluluğu ister istemes en istemediğimiz şeyi,maddiyatı sahiplenmemizi de gerektiriyor. Her güzelliğin içinde bi parça zorunluluk ve acı var işte, güzellerin güzel olması da bundan olsa gerek,siyah olmasa nerde kaldı beyazın beyazlığı…
ve sevgili buklet; çok haklısın gerçekten,her neye şahit oldun bilmiyorum ama bu şahitlikle belki de birşeylerin daha da içindeymişsin gibi hissetmen çok daha farkındalıa sahip olmana vesile olsa gerek,dış dünya tarafından yönlendirildiğimiz de bir gerçek mesela, her gün etrafında deliler olsa en olmak isteyeceğin şey akıllı bir vücuttur; her gün fakir insanlar görsen zengin olmak istersin ya da her gün birsürü aynı şey görsen farklı olmak tek amacın olur…hepsine birarada şahit olabiliyorsan da yaşamın tam da merkezindesindir ve denge avuçlarının içindedir belki de..:)Ve sevgili thing:), sana da katılmıyor değilim:)
ne de çabuk geçti şubat…
mayıs da.
ve sonra hayatt…ühüüü:((((