Giriş6 milyar insanın 6 milyar hikâyesinden sadece biri olacak bu hatırat da ortak sevinçlerimizi, kaygılarımızı, heyecanlarımızı, telaşlarımızı,acemiliklerimizi bulacaksınız. Hamileliğimden itibaren internet dünyasında çeşitli yazıları, blogları, okudum çok da faydalandım. Belki benim yazılarımdan da faydalananlar olabilir niyetiyle bebeğimin ilk yılın da başımızdan geçenleri sizlerle paylaşıyorum.Dolayısı ile bu yazıyı teşhis ve tedavi için kullanmayınız.Hatıratın kahramanları: Hülya (ben), Fatih (eşim), Yiğit ( Büyük oğlum), Emir(Yeni doğan)Yiğit hayatıma girdikten sonra hiçbir bebeği onun kadar sevmeyeceğimi düşünerek ikinci bebek fikrinden uzaklaştım.Annem bu durum için ” her çocuğun sevgisi başka “derdi. Bunu çok politik bulurdum. Şimdi yaşayınca anlıyor ve en içten duygularımla katılıyorum. Meğer annelerin yürekleri iki karıncık iki kulakçıkdan oluşmazmış, çocukları,sevdikleri kadar gözlüymüşHer neyse 35 yaşına geldiğimde treni kaçırmayalım sonra pişman olmayalım telkinleri ile hayatımızı yeniden düzenlemeye koyulduk. Herkese şunu tavsiye ederim 35 den önce çocuk planlamanızı bitirin hamilelik boyunca “35 yaşla gelen riskleri “dinlerken çok korkuyorsunuz. Bu nedenle bebeğin benim olup olmadığını kesin anlayıncaya (4 aylık hamileliğe kadar) ailemden kimseyle paylaşmadım.1. ve 2. ay tanışma ve pratikDoğum öncesinde anlaşma yaptım ben bebeğe bakacağım yardım için gelenler ben ne istersem onu yapacaklar. Yani ütü, çamaşır, temizlik, misafir ağırlama vb. öyle bebeği kucağına alıp topu bana atmak yok.Normal doğum olsun diye 8 saat uğraştıktan sonra Emir ile kavuşmamız yine de sezaryenle oldu.35 yaşındayım doğumdan sonra kolay kilo veremem diye hamileliğim boyunca 8 kilo aldım. Ancak 5 kilo göbek hala bende duruyor.Emir’i çok kıskanıyorum kimse onu ellemesin ona dokunmasın istiyorum. Elimde olsa kedilerin yaptığı gibi kuyruğumun altına saklayacağım.Üstelik de olmadığı kadar büyüyen göğüslerimden utanıyorum. Değerli göbeğim gitti yerine değerli göğüslerim geldi. Bir damla süt gelsin diye ılık su masajları, meme ucu çıkarma operasyonları geçiriyorum. Ama biliyorum ki ağız denen süt Emir için çok faydalı, hiç heba etmiyorum.İlk dışkısını sabırsızlıkla bekliyoruz. Boşaltım sistem boş sanıyorduk ama değilmiş. Tabi bu arada bende sıkı yürüyüşler yapıyorum. Benimde gazımı atmam çok önemli. Bakkal teyze doğum yaptığımın 3. günü beni görünce “git yat çabuk nazar değer” dedi.Ben de “doğum yaptığım daha anlaşılmıyor” ki diye yanıtladım. Apartmanın etrafında her gün biraz daha uzun dolaşıyorum.Çay, kahve içmek istiyorum artık. Ancak sadece sütlü çay ile idare ediyorum. Günde 3 litre su içiyorum.Loğusa ne yer ne yiyemez diye araştırıyorum: Protein gereksinimini karşılamak için kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller, et, tavuk, balık gibi yiyeceklerden her öğünde yemelidir.Bol bol sebze ve meyve ihmal edilmemelidir diyorlar.Ben yine de baharattan, şarküteri ürünlerinden, baklagillerden uzak duruyorum.Nereden aklımda kalmış bilmiyorum. Anne amnios sıvısının tadı ile sütün tadı alınan gıdalar ile değişirmiş. Bu nedenle sütün tadı değişmesin diye doğumdan önceki beslenme biçimime devam ediyorum. Bol protein ve sebze, meyve, bol su. Ödül olsun diye meyveli yoğurt.Emzirme işi için:Hazır da bir tepsi var içinde göğsü silmek için ılık su, gazlı bez,su dolu sürahi, bardak, göğüs ucunu korumak için krem, kraker. Koltuğun kenarında yastık ve TV kumandası da hazır. Aldığım suyun yarısı zaten emzirme sırasında terle bünyemden uzaklaşıyor. Birde nasıl oluyorsa Emir ağlayınca göğüslerim sızlıyor süt iniyor ve aniden susuyorumEmzirmeye başladığımda en az 20-20 toplam 40dk sürüyor. Yeni trend sadece bebeğin ağızının değil kollarının da memeye yapışması. Bu sırada inanılmaz terliyoruz araya tülbent koyuyorum. Diğer trend memenin tüm pembe kısmının bebeğin ağzına sokulması. Tanrım gerçektende ağız küçük ama içi kocamanmış hepsi giriyor. Doyduğunu düşündüğüm de iç vakum azalsın meme ucu parçalanmasın diye bebeğin ağzının kenarına parmağımla bastırıyorumEmzirme işi çözüldükten sonra kendime güvenim geliyor.. Hiç ikinci falan demeyin aradan çok uzun süre geçti.Alt değiştirme işine geçiyorum. Bunun içinde bir tepsi hazır: ılık su, gazlı bez, kâğıt havlu, krem. Önce karnından başlayarak, su ve gazlı bezle yıkıyorum sonra topuklarından tutup kaldırıyorum popoyu yıkayıp kirli bezi kaldırıp kurulayıp yeni bezi koyuyor ve kremli yorum. Pratik yaptıkça çabuklaşıyorum evde “üşütün çocuğu” sesleri azalıyor.Sıra geliyor banyoya: küvet ve su organizasyonunu eşim ayarlıyor ben çıkınca giyeceklerini hazırlıyorum. Meraklı büyüklerimizi salona alıp orada beklemelerini rica ederek, yüzümüze en komik ifadeleri takınarak. Emir’i önce ayaklarından başlayarak suya daldırmaya başlıyoruz. Onunla tatlı tatlı konuşup çığlıkları kesildiğinde başını yıkayıp havluya alıyoruz. Ağabey kameramanlık yapıyor.Yarış başlıyor kim öpecek. Banyo demek ikimiz içinde uyku demek. Bebek uykuya dalmadan önce emziriyorum onu uyutup bende duşumu alıp yatıyorum. Hem herkes öyle söylemiyor mu “bebeğin yattığında sen de yat”. Salonla, kapıyla, telefonla eşim ve herkes ilgileniyor.Gaz çıkarma seansları uzmanlık konusu halini alıyor. Ancak yöntemi hastane hasta bakıcılardan kaptığım için benim üstüme yok. Yanağını yanağına koyup elini de kubbe yapıp belinin altına sağlamca vuracaksın. Öyle bendir çalar gibi olmayacak, bire de yukarıya doğru masaj yapınca işte beklenen ses.Bu kadar hava nasıl içeri girebiliyor? Eskiden okul önlüklerinin üzerine takılan yakaların büyüklerinden dikti annem gaz atım sonrası omzumda kusmukla gezinmiyorum çok pratik oldu tavsiye ederim.Tüm bu işlemler sırasında büyük oğlanla anlaştık okuldan gelince bir saat akşam yemeğinden sonra bir saat onunla birlikte oluyorum. O istediği zaman istediği kadar Emir ile ilgileniyor. Bir de sözümüz var Emir’e bir şey oldu diye onu hiç suçlamayacak, kızmayacağız. Böylece onun kaygılarını azaltmaya çalışıyoruz.Göbek kordonuna özenle pansuman yapıyoruz ha düştü ha düşecek diye beklerken 13. gün düşüyor. Çok kıymetli bir sohbet başlıyor, ”bu kordon ne yapılacak?”. Benim hiç umurumda değil,bu nedenle en benimseyen büyüğüme bu işi devir ediyorum. Nasıl içine sinerse öyle yapsın.Göz aklarında başlayan sarılık burun ve çenede devam edince kan testine gidiyoruz. Bilirubin seviyesinde problem çıkmayınca rahatlıyor evimize dönüyoruz. Son sarılık gözlem seviyesinin göbeğe kadar tüm sarılığın yayılması olduğunu öğreniyoruz. Bir hafta içinde giderek hafifliyor pespembe bir şey ortaya çıkıyor.Neden olduğunu anlamadığımız ishal vakası ile karşılaştık. Benim beslenmeme patates, havuç, pirinç şeftali, elma, muz, yoğurt ilave ettik ikinci gün toparladındı. Alt alma pratiği nasıl yapılırmış görsünler, 15 dk da bir alt alıp, 20 dk da bir emzirdim. Emzirmelerin bazılarını Yiğit’in yanında yaptım onun bu ara anlatacakları pek çok. Evin kapısına ‘süper anne burada’ yazısı yazmak istiyorum.Bizim adetlerimizde ölü evine yemek gider, ben bunun geliştirilip doğum evine de yemek gitmesini istiyorum. Uykudan içim kıyılarak uyanıyorum, oysaki yatmadan önce atıştırmıştım. Çok enerjiye ihtiyacım var çok.Ya uyuyor ya emiyor. Yaklaşık 16-18 saat uyuyor. Gece gündüz farkını öğretmeye çalışıyorum evin içinden çok fazla tepki var ‘uyuyan bebek uyandırılır mı, sen onu uykuda emzir…’ hayır gündüzleri 2,5 -3 saat de bir uyandırıyorum, konuşuyorum, altını açıyorum, yüzünü yıkıyorum zor oluyor ama uyanıyor. Biraz bakınıyor, odaları tanıtıyorum, emziriyorum. Evdeki sesleri hiç değiştirmiyorum.Gün sonuna doğru ‘akşam olsa da bu kadın peşimi bıraksa’ diye yalvardığını duyar gibi oluyorum.Ama üç gece sabah olsa da bu adam peşimi bıraksa diye de ben yalvarmıştım.15. gün ve 25. gün de iki değişiklik oluyor. Standart ağlamalara yeni iki biçim ekleniyor. Birinin saati var akşam üstü 18-20 arası evin içinde avutmak mümkün değil. Hooopa kanguruya oradan yürüyüşe. Rahatlayıp eve geliyoruz iki saat uyku bir diğer ağlama biçimi daha dur durak yok. Hiç bir şey teselli olmuyor. Doktorumuzla konuşuyoruz. Standart kolik ağlamalarını tanımladığımızı endişelenecek bir şey olmadığını her bebekte farklı olmakla beraber ilk ayların sonunda geçeceğini öğrenince ağlama nöbetçileri belirliyoruz. Çünkü tek kişinin bu nöbeti kaldıracak sinire sahip olmadığı noktasında birleşiyoruz.Bir arkadaşım şöyle söylemişti ‘İster özel doktor baksın ister SSK bebek gelişimini terazi söyler’. 3500 gr doğmuştu, ikinci gün tartmadık ama bence 3000 gr kaldı. 30.günde 5500 gr oldu.1 – 12 aylar arası Türk erkek bebekleri için boy kilo çizelgesiEn düşük En yüksek1 aylık bebek 3000 g – 51 cm 5750 g – 59.5 cm2 aylık bebek 3600 g – 53 cm 6600 g – 62.5 cm3 aylık bebek 4150 g – 55 cm 7500 g – 65 cm4 aylık bebek 4600 g – 57 cm 8250 g 67.5 cm5 aylık bebek 5100 g – 58 cm 9000 g – 70 cm6 aylık bebek 5500 g – 60 cm 9600 g – 72.5 cm7 aylık bebek 6000 g – 62 cm 10250 g – 75 cm8 aylık bebek 6300 g – 63 cm 10900 g 77 cm9 aylık bebek 6700 g – 64.5 cm 11300 g – 78.5 cm10 aylık bebek 6950 g – 66 cm 11900 g – 80 cm11 aylık bebek 7200 g – 67.5 cm 12200 g – 81.5 cm12 aylık bebek 7450 g – 68.5 cm 125000 g 82.5 cm1 – 12 aylar arası Türk kız bebekleri için kilo boy çizelgesiEn az En fazla1 aylık bebek 2950 g – 50 cm 5400 g – 59 cm2 aylık bebek 3500 g – 52.5 cm 6400 g – 62 cm3 aylık bebek 4000 g – 54 cm 7200 g – 64.5 cm4 aylık bebek 4500 g – 56 cm 8000 g – 67.5 cm5 aylık bebek 5000 g – 57.5 cm 8700 g – 70 cm6 aylık bebek 5400 g – 59 cm 9250 g – 72 cm7 aylık bebek 5800 g – 60.5 cm 9800 g – 73 cm8 aylık bebek 6150 g – 61.5 cm 10350 g – 75 cm9 aylık bebek 6500 g – 62.5 cm 10800 g – 77 cm10 aylık bebek 6750 g – 63.5 cm 11200 g – 78.5 cm11 aylık bebek 7000 g – 65 cm 11700 g – 79.5 cm12 aylık bebek 7200 g – 66 cm 12000 g – 81 cmBu tablo buzdolabın üstünde asılı aşı kartının yanında bir terslik olursa yakalamak için…Bir de şöyle söylemek için “Kitap gibi maşallah”O kadar çok 0-3 ay giysi almışım ki 20 günden sonra 3-6 aya geçeceğimiz tahmin edememişim. Zaten hamileliğin en hoş kısmı bence bebek için alış veriş yapmaktı.Başı tutmaya başladığından beri onu adam sınıfına koyuyoruz. Özellikle ağlamalarının anlamını çözmeye başlıyoruz. Neydi tanrım her ağladığında herkes ‘aç bu aç’ diyor. Alsın seni düşünce ‘Allah sütüm yetmiyor’. Neyse ki her şey normale dönüyor insan hissediyor ne kadar süt var.Tv gibi parlak cisimler dikkatini çektikçe bizde yatağının kenarlarına zıt, parlak renklerden yaptığımız şekilli kartonlar koyuyoruz. Uyanınca bir o tarafa bir bu tarafa bakmaya çalışıyor. Bizde zaman kazanıyoruz.Başındaki bıngıldaktan korkarken o bölge konak oluyor. Önce bebe yağı ile yumuşatıyoruz ve yıkayıp kalkan parçaları alıyoruz.Banyoların ardına birde masaj seansı ilave ediyoruz, Emir’imizin zevkli sesleri gülücükleri, ona dokunmak, masaj yağının kokusu bize de iyi geliyor.Sesin geldiği yöne bakışlarını çeviriyor olması bizi şaşırtıyor. Tırnak kesme meselesini bebek uyurken daha sakin olabildiğimiz için o kısma alıyoruz. “Elleri üşürmüş “ gibi söylemlere teşekkür edip eldivenleri ortalıktan kaldırıyoruz. Üşüyüp üşümediğine kürek kemiklerinin arasından ve burnundan bakıyoruz.Şunu anladık ki oda sıcaklığına hassasiyeti var. Pratikte şöyle yapılırmış anne ne giyiyorsa bir kat eksiği bebeğe giydirilirmiş. Uyurken de çok ince bir örtü örtülürmüş. Usta öğreticilerin bir kısmı buna da çok itiraz ediyorlar. Alt almaya giderken kaka renk muayenesine giriyor. Yeşil renk üşütmeyi gösterirmiş. Ama zaten renk oturmadı ki daha. Şu var ki kakalı bez adedinde belirgin azalma oldu.6-8 arasıKalabalığın içinde benim sesimi yüzümü ayırt etmeye başlıyor. Uzun uzun bakışıyoruz. Gözlerinin içine bakıyorum, bu bile onu rahatlatıyor.Sevdiği ve sevmediği oyuncakları var artık. Daha yuvarlak ve daha canlı renktekileri tercih ediyor.Tesadüfen olduğunu düşündüğümüz sesler ikinci ayın sonunda ağzından çıkmaya başlıyor.Emir’imizin büyücü olduğunu düşünmemize sürekli ellerine bakması hatta iki elini sıkı sıkı bir araya getirmesi sebep oluyor.“Annemin gözü benden başkasını görmesin “ büyüsü işte işe yarıyor.