Sevgiliniz “ Narsist” biri ise ne yaparsınız?… Bu çok vahim bir durum olmalı… Yani sevdiğiniz kişi “ben” i ,ön plana çıkaran ve kendisine aşık biriyse yandınız demektir…Artık sizin için “ızdırap tiryakiliği” başlamış demektir…Bir müddet sonra aşkınız “kin ” haline bile gelebilir… “ Tanrım yaptığım hangi kötülüğün cezasını çekiyorum “ diye düşünmeye başlarsınız… Ama , her ne olursa olsun , bedeniniz de , ruhunuz da huzursuz olmasına rağmen , ona olan özleminiz un ufak eder sizi… Artık ölüm de hayat da aynı çekicilikte görünmeye başlar…Dün gece , bir arkadaşımın beni çağıran sesini duyar gibi oldum …Yukarıdaki satırlar onu anımsattı bana… Zamanın birinde beni “Narsist” olmakla suçlamış , hatta bu konuda psikiyatri uzmanlarının görüşüne dayanarak bu karara vardığını söylemişti…Gerçekten de bu “ Narsist” lerle baş çıkmak zordur. Bir kere dediğim dedik insanlardır bu bir. Her şeyi ben bilirim havasındadırlar, boyun eğen değil boyun eğdiren olmak isterler bu iki…O zamanlar,çocucukluğuma inecek bir uzman bulabilseydim erken tedaviye geçmeyi bile düşünmüştüm!!!…Aslına bakarsanız; Bizler yanlışı,sevdiğimiz insanı bir takım sınırlar koyarak tanımlamaya çalışarak yapıyoruz…Bütün ilişkilerimizde bu böyle…Önce beynimizde tapılacak bir ” aşk” yaratıp ,ona öyle şeyler dikte etmeye öyle kurallar dayatmaya çalışıyoruz ki “aşk” bir kabus bir canavar olup çıkıveriyor karşımıza…Kariyer ve diploma sahibi, modern görünüşlü insanlar bile bu konuda neler yapabileceklerini bilemiyorlar…Kimi üzerlerinde bir baskı olmasına kimi “aşk”larının bitmek üzere olmasına hayıflanıp , şikayet ediyorlar…Halbuki , yöneldiğimiz şeyin bizde bir sevinç , bir coşku yaratıp yaratmadığına bakıp , hiç bir realiteye hiç bir bilgiye aldırmadan “aşk” denilen şeyin tadına varabilmek , bu muhteşem duygunun gerçek bir özgürlük ortamında gelişip büyüyebileceğini ve ancak o zaman” inandırıcı ” olabileceğini kestirebilmek ne hoştur!… …Tehditler,dayatmalar,kurallar,vaadler…Bunlar aşkı öldüren keskin kılıçlardır diye düşünüyorum
yorumlar
Öncelikle yazınız muhteşem olmuş tebrik ederim, özellikle yazı içerisinde kullandığınız ;”ızdırap tiryakiliği” ve “Artık ölüm de hayat da aynı çekicilikte görünmeye başlar” cümleleri beni çok etkiledi, elinize yüreğinize sağlık.
yazılarınızı sürekli takip ediyorum bu yazınızda diğerleri gibi muhtesem tebrik ve tesekkurlerımı sunuyorum solozzonun da dediği gibi yüreğinize sağlık gercekten çok etkilendım
oscar wilde “gerçek aşk sessizdir ve ızdırap çeker” der..bence aşktaki tiryakin ve ızdırabın ne narsizm le nede egocantrizm le alakası var..aşkın kine evrimleşmesini ise “odi et amo” nefret ettim ve sevdim yada sevdim ve nefret eyledim paradozu ile acıklamak lazım..sonuç olarak aşk maşk yok.
ama narsisizm denilen şey de insanın kendine olan aşkıdır. aşıkların arasına girilmesi taraftarı olmadığım için narsisit bir insana aşık olmanın “yuva yıkan insan” pozisyonuna geçiş olduğu kanaatindeyim. :)) tamam tamam saçmaladım
aşkın ızdırap tiryakiliğine dönüşmesini sadece narsisizmle bağdaştırmayı yeterli bulmuyorum. koza 68 “sadece” dememiş ona lafım yok ama ben eklemek istedim bunu. kapı aynı kapı olup bir dışardan giren var bir de içerden çıkan var o kadar. yani, bir taraf aşırı kendine hayran olabileceği gibi diğer kefede de bir tarafın diğer tarafa aşırı hayran olabileceğini unutmamak lazım. hatta bu da bunaltıcı bir durum yaratabilir aynı şekilde. ben mükemmelim var, sen mükemmelsin var. ya da ben her neysem işte, ağladım boyam aktı sana her yenilişte, biraz sev sakinleştir, sevdiğinim ben işte, boş ver sev sakinleştir sevdiğin serzenişte…..
aşk bize bütün duyguları koplike bir şekilde yaşattığı için aşktır bence.evet genel itibariyle ızdrap dozu biraz fazladır,ama zaten acı da en büyük mutluluk kaynağımız değil midir?orgazm sinirilerimizin ucundaki acı değil mi?ya da mutluktan ağlamaz mıyız?belki de en büyük mutluluğu yaşatacağı için çektiklerimizin ya da çekilecek acıların üzerine kumar oynarız.aslında hepimiz,başımıza ne geleceğini biliriz gözlerine baktığımızdave aslında tanrı da bilir ,eserinin rötuşlarını bu şekilde attığını..ve bu tehlike,ve bu heyecan ve insan olmanın sorumluluklarıyla bizi kendine çeker aşk
@kozza bu yazıyı kaçırmışım eline sağlık diyorum.insanlar neden böyle davranırlar bilemiyorum.aşk kolay bulunan bişimi.bu kadar kolaymı tüketmek?hiç bişi en aşık olunanın en sevilenin yerine konmuyoki.kaybedildikten sora gerisi kendini kandırmaktan öteye gitmeyen hatta yeni partnerini bile kandırmaktan başka neki.?
sizide geri dönüşüm kutusuna yollayalımmı?
sizi derken?
Bencillik aşkı tüketim çılgınlığına sürüklersabır tükenirsevgi tükenirzaman tükenirtükenir tükenir…
@kopanisti bey yazarı kastettim ne olmuş?istiyosanız sizde gidin sorun diil:)))
tamam yazar gitsin, geri dönüşsün tabi, olabilir, iyi fikir
Bence de 3.sü:)Ama burada alt bölümde, aşk ve narsizm, diye bir yazıya gözüm takılıverdi. Aşağıdaki satırları çok beğendimmm:)”Kariyer ve diploma sahibi, modern görünüşlü insanlar bile bu konuda neler yapabileceklerini bilemiyorlar…Kimi üzerlerinde bir baskı olmasına kimi “aşk”larının bitmek üzere olmasına hayıflanıp , şikayet ediyorlar.. Halbuki , yöneldiğimiz şeyin bizde bir sevinç , bir coşku yaratıp yaratmadığına bakıp , hiç bir realiteye hiç bir bilgiye aldırmadan “aşk” denilen şeyin tadına varabilmek , bu muhteşem duygunun gerçek bir özgürlük ortamında gelişip büyüyebileceğini ve ancak o zaman” inandırıcı ” olabileceğini kestirebilmek ne hoştur!.. …Tehditler,dayatmalar,kurallar,vaadler…Bunlar aşkı öldüren keskin kılıçlardır diye düşünüyorum”
Her çağın trendi “Aşk” bloğuna ekleyecekken yanlışlıkla buraya ekledim:) Neyse acemilik ama yeni bloğa da ekledim sorun yok.
🙂