Serinin başı için buradan…Beş duyumuz içinde üvey evlat muamelesi yapsak da kokusuz bir hayat, karanlık ya da sessiz olanı kadar çekilmez. Belki dışardan farkedilmediği veya devlete ekonomik bir yükü olmadığı için es geçiliyor ama araştırmalara göre Amerikan nüfusunun % 1’ine ve 50 yaş üstü kişilerin %24’üne yakını kısmi de olsa koku alamıyor. Koku alamamak aynı zamanda tat duyumuza da ket vuruyor. Dil dört temel tadı almaya devam da etse koku duyusu olmadan yediğimiz çilek tatlı ve sulu bir şeye, varken de birşeye benzemeyen karnıbahar ve kereviz hiçbir şeye benzemeyecektir.Bunun haricinde koku hafızayla da yakından ilgilidir. Beyin, insan yaşamını sürdürebilmek adına önemli kabul ettiği kokuları unutmaz. Bu beslenebilmek, zehirlenmemek, anne, eş ve çocuk bulmak ve tehlikelerden kaçmak adına evrimsel açıdan en eski görevlerden biridir. Evrimsel diyoruz, çünkü insan koku genlerinin çoğu on milyon yıldan daha eski olmakla beraber bu genlerin bir çoğu günümüzde artık çalışmıyor. Ancak buna rağmen insan genomunun %3’ü gibi yüksek bir oranı kokuları ayırt etmek üzere görev yapıyor.Koku alabilmek, diğer taraftan,sağlık ve sosyal bir yaşam için de gerekli. Duman, gaz sızıntısı ya da bayatlamış yiyeceklere karşı koku duyusu vücudumuz için bir erken uyarı sistemiyken, yokluğu durumunda farkına varamayacağımız vücut kokuları sosyal felaketleri de engeller. Dahası kokunun eş seçiminde çok önemli bir rolü vardır. Her insan genetik olarak belirlenmiş, feromon dediğimiz sadece kendine ait bir koku taşıyor. Etkileri kesin olarak henüz anlaşılamamışsa da çiftleri birbirine yaklaştırdığı, uyum ve mutluluk halini arttırdığı bir gerçek.Anosmiden önce nasıl koku aldığımızı da incelemek lazım. Koku duyusu burun boşluğu tavanında yerleşmiş bir pul büyüklüğündeki koku bölgesine (Olfactory Epithelium) hava içerisindeki koku moleküllerinin ulaşması ile başlıyor. Burun içerisindeki bu koku bölgesinde beş milyon kadar koku alıcı hücre (epithelial cells) var. Bu hücrelerin sayısı farede on, tavşanda yirmi milyon iken bir av köpeğinde 200 milyona kadar çıkıyor. Koku molekülleri burun içerisinde dolaşan hava ile beraber koku bölgesindeki sadece kendilerine uyan koku reseptörlerine bağlanmayı başarabildiklerinde koku algılanması başlıyor. Bu uyarı 3-4cm.’lik bir sinir iletimiyle (olfactory nerves ve olfactory tract) beyindeki koku merkezine ulaştığında beyin daha önceki deneyimlerle belirlenmiş olan şifreleri çözerek kokuyu tanımamızı sağlıyor. Tüm diğer sinirlerden farklı olarak koku sinir uçları kendisini uyaranla doğrudan kendisi karşılaşıyor, bir başka deyişle beynin kafatasından dış ortama açık olduğu tek yer burun içerisindeki koku sinirleri bölgesi.

Peki nasıl bir hissizliktir koku alamamak? Aslında test etmesi çok basittir: burnunuzu tıkayın ve birşeyler atıştırın. Hiposmilerin dünyasına hoşgeldiniz. Hiposmi koku duyumunda azlık anlamına geliyor. Yani demin yediğiniz şeylerde iyi kötü tat alabildiniz; şimdi buna gripli iken içinde olduğunuz ruh halini ekleyin ve limitsiz bir süreyle çarpın. Ne bileyim bu arada en sevdiğiniz yiyeceği yiyin, bir milk shake için, varsa sevgilinizi öpün.. Nasıl? İşte bir anosmik bunu hergün yaşamak zorunda.Anosmi, doğuştan olabileceği gibi herhangi bir zamanda da meydana gelebileceğinden dikkat edilmesi gereken bir konudur. En yaygın sebepleri sigara içmek, kokain kullanmak, viral üst solunum yolları enfeksiyonu, polipler (aşağıya bir resmini koyucaktım ama çok sevimli şeyler değil, görmek isteyenler buradan buyursun), ender olsa da burun ameliyatları ve şiddetli kafa travmaları sayılabilir.

Ama en önemlisi duyu yitiminin belki de Kallman sendromu, Alzheimer veya Parkinson gibi ciddi hastalıkların bir işareti olabileceğidir. Dolayısıyla belli bir yaştan sonra koku duyusunda bir azalma hissedilmesi halinde bir doktor görmek yerinde olacaktır.Son olarak anosmiklerin aşağıdaki önerilere kulak vermeleri menfaatlerine olacaktır:• Özellikle mutfağa ve diğer odalarda eğer herhangi bir ateş kaynağı varsa buralara duman dedektörü yerleştirilmesi• Gaz kaçaklarına karşı ya gaz dedektörü kullanılması ya da elektrikli ısıtıcıların tercih edilmesi• Zehirlenme ihtimaline karşı yiyeceklerin son kullanma tarihlerine dikkat edilmesi• Toksik kimyasalları kullanırken ayrı bir özen gösterilmesi (örnek, tuz ruhu, vb.)• Araba gibi %40’ı plastik türevi olan araç ve cihazlarda yanma ve ısınma problemlerini genelde koku yoluyla algıladığımızdan, bunların kontrollerinin yapılıp, dikkatle kullanılmaları, ve• Sosyal facialardan kaçınmak için aile ve arkadaş çevrelerini konudan haberdar etmeleri önerilir.Kaynaklar:
http://www.anosmiafoundation.org/intro.shtmlhttp://en.wikipedia.org/wiki/Anosmiahttp://www.starsandseas.com/SAS%20Physiology/Neurology/Smell.htmhttp://personal.ecu.edu/wuenschk/Nose-pics.htmhttp://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=4095456&tarih=2006-03-19http://www.ghorayeb.com/NasalPolyps.htmlhttp://www.anosmiafoundation.org/index.shtml