bedelsiz ve açık kaynak ve kapalı kaynak bir yazılımı piyasaya sürmek için kullanılan iki farklı yöntem.kapalı kaynak yönteminde kaynak kodları açıklanmaz. bu yöntemde kullanıcılara sadece yazılımı çalıştırma hakkı verilir. Her ne kadar ağustos 2010’da microsoft interoperability genel müdürü jean paoli “microsoft açık kaynağı seviyor, açık kaynak karşıtı konumumuz bir yanlış anlama” dese de Windows ve Microsoft office’in yaratıcısı microsoft bu yönetimin uzun süredir savunucusu.Açık kaynak yöntemi ise kullanıcıların yazılımın kaynak kodunu görebilmesini ve değiştirebilmesini sağlayan bir yöntem. savunucuları tarafından iddia edilen avantajları bu yöntemin güven, ekip çalışması ve kalite artışı odaklı olduğu yönünde.Açık kaynak kodlu ürünlerde ticari olarak pazarlanabilmektedir. Bunun örneklerini red hat, ibm, novell,oracle, mozilla ve vmware gibi firmalarda görmekteyiz.Lisanslı yazılım yöntemi ise kapalı kaynak kodlu yazılımlara kullanım hakkı sınırlamaları ve orjinal kaynak koduna erişim yasağı koyan bir yöntem. Böylece sanal olarak yazılımın sayısı limitleniyor ve kopyalanıp dağıtılması engelleniyor. sonuç olarak kullanıcılar yazılımı değil sadece onu kullanma hakkını satın alıyorlar. bu anlamda, kaynak kodları üretici firmanın ticarı sırrı olarak korunuyor.açık kaynak kodlu yazılımlarda ise yazılımın kullanım haklarına bu anlamda bir sınırlama getirilmiyor. bunun yerine destek hizmetlerinden gelir elde etmeye dayalı bir model var. red hat inc. ve canonical ltd. yazılımlarını bedava dağıtan fakat destek hizmetlerini ücretlendiren firmalar. yazılım kodları serbest olarak dağıtılmakta ve sonuç olarak herkes bu kodları istediği gibi değiştirebilmektedir. Fakat yazılımın tekrar dağıtılmasına yönelik bazı lisans temelli sınırlamalar bulunmaktadır. Genel olarak yazılım değiştirildikten sonra da yazılımın orjinal yaratıcısının adı anıldığı sürece ücretsiz olarak dağıtılabilir. Ayrıca, açık kaynak kodlu yazılımlar kaynak kodu açık tutulduğu sürece ticari olarak satılabilir de. Ayrıca açık kaynak kodları bağış yöntemi ile de para kazanabilir.açık kaynak kodu modelinin başarılı olabileceği linux ile belli ölçüde kanıtlanmıştır. piyasada orjinal linux kodlarını sadece değiştirerek yeniden dağıtan bir çok örnek mevcuttur. Fedore, Mandriva Linux ve pclinuxos red hat’in geliştirdiği linux’un modifiye edilmesi ile yaratılan yazılımlardan bazıları. hatta red hat enterprise linux’un fedore linux’un modifiye edilmesi ile yazıldığı da bir başka gerçektir. bu örnek bir firmanın bir yazılım yaratmasına, üçüncü şahısların bu yazılımı modifiye etmesine izin vermesine ve modifiye edilen yazılımı tekrar yeni bir ürün olarak geliştirmesine güzel bir örnektir. yukarıda adı geçen bütün ürünler şu an göreceli olarak başarılı diyebileceğimiz yazılım firmalarının ürünleridir.Linux kernel temelli işletim sistemleri powerpc ve sparc’yi de destekleyecek şekilde microsoft windows’a oranla daha geniş bir işlemci mimarisini desteklemektedir. bunların hiçbiri x86 mimarisinin popüleritesine ulaşamamıştır ama yine de ciddi oranda kullanıcıları vardır. windows geçmişte bazı denemeler yapmışsa da bu alternatif mimarileri desteklememektedir.açık kaynak kodu yöntemine gelen en bariz eleştiri ise bu yöntemin ürün satışı ve patent hakkı gibi geleneksel yöntemlerle para kazanmayı çok zor hatta bazen imkansız hale getirmesidir. ayrıca birçok kişi açık kaynak kodu yönteminin ticari anlamda piyasaya ve yazılımcılara zarar verdiği görüşünde. çoğu yazılım şirketi için patent, lisans hakkı, telif hakkı gibi yöntemlerle ürünlerinin lisanslı kullanım hakkının satışı şirketin en önemli gelir kaynağıdır. bu satışlardan elde edilen gelirler bu şirketlerin devamlılığı için öncelikli kaynaktır.açık kaynak kodu yöntemi ise yazılımı geliştirmenin gerçek maliyeti ile daha rahat ilişkilendirilen birçok alternatif gelir elde etme modeline sahiptir. Sonuç olarak, gerçek hayatta bir yazılımın yeni bir kopyasını elde etmenin maliyeti sıfırdır ve bu anlamda kullanıcılardan kullanım için para talep etmek mantıksızdır. ilk başlarda açık kaynak kodlu yazılım geliştirme işi neredeyse tamamen gönüllülük temelliydi fakat günümüzde açık kaynak kodlu yazılımlarla gelir elde etmeyi amaçlayan birçok yöntem gelişmiştir:1. Yazılımı ücretsiz vermek fakat kurulum ve destek için ücret talep etmek: Birçok linux dağıtıcısının kullandığı yöntem. fakat bu durum yazılım hatalarını düzeltmek yerine aksine hataları koruma yönünde ters bir sonuç doğurabilmektedir.
2.Tamamlayıcı ürünleri ticarileştirmek: Yazılımı ücretsiz ve kolay ulaşılabilir yapın ki insanlar bu yazılım ile alakalı diğer ürün ve hizmetleri satın almak için para ödesinler.
3.Maliyet paylaşımı yöntemi: çoğu geliştirici için yazılım geliştirme ciddi bir maliyettir ve açık kod yöntemi ile bu maliyeti paylaşmak bir gelir olarak düşünülebilir. (x window system ve apache web server’ın temelinde bu yöntem yatar)
4. Bağışlar: Açık kaynak kodlu yazılımlar ticari şirketler tarafından gittikçe daha fazla ilgi görmekte. 2004 yılında andrew morton linux kernel yamalarından yaklaşık 38,000 tanesinin linux kernel’i geliştirmesi için para ödenen geliştiriciler tarafından yazıldığını belirtmiş. x window system ve apache gibi birçok proje ticari büyümeyi geliştirmelerin öncelikli kaynağı görmektedir.
Açık kaynak kodu yönteminin ticarileştirilmesine yönelik karşı görüşte olanlar ise bu ticari modelleri kullanan şirketlerin aslında tamamen aksi hedefleri olan şirketlere bağlı olduğu için bunu yaptıkları görüşündeler. Fakat diğer yandan da da bu şirketler gönüllü geliştiricilere ve yatırımlarının karşılığını görmek isteyen hissedarlara da bağlı durumdadır. çoğu zaman açık kaynak kodlu yazılımların gelişimi için şirketler belli bir takvim belirleyememekte ve yazılımın piyasaya sürülmesi ile ilgili belirsizlik yaşamaktadırlar.yenilikçilik (inovasyon) açısından için açık kaynak kodları çoğu zaman yenilik yaratmaktan çok olan bir şeyin türevleri ya da kopyalarını yaratmaya mahkum olmakla suçlanmaktadır. bu durum özellikle masaüstü alanında belli ölçüde doğrudur. örneğin, gimp photoshop ürününün özelliklerini kopyalayan, openoffice.org ise microsoft office için platform desteği sağlayan bir kopya olmaktan öteye gidememiştir.bilinen bazı büyük açık kaynak kodu projeleri serbest yazılım akımından çok önce bağımsız olarak yazılmış (freebsd veya apache gibi) yazılımların kod mirasının devamı, ya da netscape gibi rekabet gücü kazanmak amaçlı kodunu açan şirketler ya da mysql gibi müşterileri daha pahalı başka ürünlere çekme amacı ile hareket eden şirketlerden ibarettir.Fakat çok büyük veya tamamen yenilik içeren tamamen yeniden yazılmış orjinal kodun sadece çok küçük bir kısmını içeren açık kaynak kodu projeler de olmuştur (mozilla veya apache 2 gibi).açık kaynak kodu dünyasından yenilikler gelmiştir ve gelmektedir.Microsoft 2008 faaliyet raporunda açık kaynak kodlu yazılımların lisans temelli yazılım modelini tehdit ettiğini ve bu yöntemi kullanan şirketlerin yazılım geliştirme maliyetlerini karşılayamayacağını belirtmiştir. Ayrıca şöyle denmiştir:”Bu şirketlerden (açık kaynak kodu kullananlar) bazıları kendilerine microsoft’un platform uyumluluğu aksiyonları doğrultusunda bedelsiz ya da düşük bedellerle sunduğumuz bazı fikirlerimizi kullanmaktadırlar. Açık kaynak kodlu yazılımlar pazarda kabul gördükçe bizim satışlarımız, gelirlerimiz ve kar marjlarımız düşmektedir. Açık kaynak kodu geliştiricileri özellik ve fonksiyonları bizim tarafımızdan geliştirilen yazılımları taklit eden ürünler geliştirmekte, bazı durumlarda bu ürünler bizim tarafımızdan sağlanan microsoft teknolojisi temelli özelliklere dayanmaktadır. bu rekabete karşılık olarak ürünlerimizin basit fonksiyonlarını içeren ve standard versiyonundan daha ucuza satılan versiyonlarını geliştirmekteyiz.”