Reklamlar sayesinde daha henüz olmayanı olmuş gibi gösteren, herhangi bir hayali zihinlerde gerçekmiş gibi yaşatan ve 3G teknolojisini allayıp pullayarak önümüze süren şirketlere şapka çıkartmaktan başka yapacak birşeyimiz yokmuş gibi görünüyor, şu sıralar! İzliyoruz. Yaptığımız en iyi şey değil mi izlemek? Çok pis mahalle kavgası, video, futbol, horoz dövüşü izlemez miyiz? Olay bu kadar hızlı lanse edilirken, bu denli hormonlu bir ürüne ancak onun kadar hormonlu kullanıcılar layık görüleceğinden, tıpkı güneş yüzü görmeden, ayağı toprağa basmadan besin zincirine dahil olan tavuklar gibi güdümlenecek bu teknolojinin köleleri de. Mevcut yemleme sistemi daha da hızlanacak. Yahut farkına varılırsa akış tersine döndürülecek. Herşey insanoğlunun akli dengesine bağlı.Günde 3 – 4 kez ışıklandırma ve karartma sayesinde sabah ve akşam olduğunu sanan, yemlerine katılan maddeler sebebiyle ince bağırsaklarının tetiklenmesi sonucu mütemadiyen yeme güdüsü içinde olan, kesimhaneye yaklaşırken aldıkları elektroşok yüzünden can havliyle gıdaklayarak başlarını öne uzattıkları için bıçaklar arasında kafalarını kaybeden tavuklardan ne farkı kalacak bu kölelerin?Kapitalist dünyanın uydurduğu bir oran var. Yeni nesil anlasın diye “rasyo” diyelim. Yemin canlı ete dönüşüm rasyosu. Farkında olarak ya da olmayarak bu rasyo 3G teknolojisine geçenler için de geçerliğini kazanacak ve sonra belki halihazırda mevcut 4G ve 5G entegrasyonu için de tekrarlanacak. “Tarih hep tekerrürden ibaret” denir. Tavuk yemlenecek, ivedilikle canlı ete dönüşmesi sağlanacak, bir şekilde paketlenecek ve teknolojiyi getirenlerin önüne hazır şekilde çıkartılacak. Üzerine hangi fiyatı basacağına da teknoloji sağlayıcısı karar verecek, o da bir zahmet. Çok zor birşey değil. Her birinde teknoloji köleleri için cici fiyat tarifeleri mevcut olacak. Her daim “Çabuk kullan yoksa hakkın yanar” şeklinde duyulan bir fısıltı eşliğinde üstelik. Teknolojiyi çabuk tükettikçe daha çok yorulacak insan. Reklamlarda avaz avaz bağırmanın ve puntosu küçültülmüş harflerle konuşmanın yeri ve zamanını iyi bilir bu firmalar. Herşey ürünü tüketenin aleyhine bundan böyle. Tüketiciyi tüketenin de lehine olacak.Ayrıca bu kısaltılmış 3G, söylemini “ar-ge (araştırma-geliştirme)” gibi ifade ettiğimiz ama açılımı halen okunurken “tördcenereyşın” ifade olunan, kimilerinin “triicii” diye diline çoktan doladığı, “bari 3J yahut 3N olasılığı düşünülseydi” dedirten uydurmasyon bir yenilik. Türkçe hızlanan trene bakarken “bilgisayar” için yakaladığı başarı grafiğini “3G” ile sürdüremiyor maalesef. “Dilinizden utanmayın” diyenleri duyan yok. Dünya tek tip davranış biçimleri sergileyen, mesela yavaşlıktan asla hazzetmeyen, uzun açıklamalara hiç sabrı olmayan, bir eşyası eskimeden yerine yenisini almak için can atan, arkadaşında o şeyin bir üst modelini gördüğünde uykuları kaçan, sosyo politik oluşumları umursamakta zorlandığı vakit kulaklıklarının ardına saklanan, uyanır uyanmaz bilgisayarına yönlenen, sosyalliğini internet sitelerinde deneme tahtalarına yatıran primat tüketiciler oluşturmak için reklama bolca para akıtan firmalarla dolu bir yer artık. Doğal olarak 3G dedirtecek. O bir kere keşfetmiş, senin onu yeniden keşfine ihtiyacı yok. Ayrıca primatlarda herşeyi mevcut dört elleri ile kavrama yeteneği oldukça gelişkindir. 4G lanse edilene değin insan vücudundaki ayakların ele dönüşüp evrimleşmesi için bu firmaların atmayacağı takla kalmayacak kanımca. Yoksa neremizle tutup kavrayacağız bu 3G’nin bir üst modelini?Artık cep telefonundan birbirine el sallamak, bayramı seyranı yine cep telefonundan kutlamak çok normal şeylermiş gibi algılanacak belki de… Ekrandan patrona bir gömlek ile görünüp altında slip don ve terlikle yatak odasından rapor verilebilecek! Konuşma esnasında geri planda duvarın görünüyor olması çok önemli. Unutulmamalı. Hatta bu görüntülü konuşma hadisesi yaygınlaştığında herkes ekranlarda birbirine tepeden bakar olacak ya, tepeden bakmak istemsiz de gelişse, karşı tarafın içinde bir tür kompleks gelişimi engellenemez herhalde. Tam bir fiyasko. Sıkça sorulan sorular hanesine “Psikolojik sorunlarım var 3G. Çözüm önerilerin nelerdir?” gibi sorular eklenecek. “Arkadaşım bana tepeden bakıyor. Bakışlarıyla beni eziyor. Bu sorunu nasıl aşabiliriz?” O telefon cihazını dakikalarca yüz hizasında tutmak biraz kol kası ister, laktik aside dayanıklılık gücü gerektirir. Bunu yapabilecek babayiğitlerin meydana çıkmaları, kısa kollu gömleklerle pazu gösterisinde bulunmaları kuvvetle muhtemel sonuçları olabilir 3G’nin. Kol kası geliştirmede başarısız olacaklar için cep telefonunu kafaya monte edecek aparatlar geliştirilip pazarlanabilir. Fakat bu gidişle iyice asosyal hale gelmenin hazzı artık nerede patlar, bakın onu henüz tahmin edemiyorum işte.bu bir pilli patisözüdür!Page copy protected against web site content infringement by Copyscape