bildirgec.org

Aşk Yemini (The Vow)

deon46 | 06 April 2012 10:01

Filmin abartısız aşkı anlatımı çok hoş. Tam yerinde kullanılmış romantik sahneler  insanı etkiliyor doğrusu, mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

The Vow” (Aşk Yemini), gerçek hayattan esinlenerek yapılmış. Filme başladığınızda bu bilgi karşılıyor sizi. Böyle güzel bir aşkın gerçekten yaşanmış olduğunu söyleyerek aşka inanmayanları da inanmaya davet etmişler sanki. Sanat enstitüsünde okuyan, heykeltıraş güzel kızımız Paige (Rachel McAdams) ve kendi halinde stüdyosunda müzikle uğraşan, şen şakrak, yakışıklı oğlumuz Leo (Channing Tatum) aşık olurlar ve karakterleri gibi evlilikleri de farklı olur. Bir süre mutluluklarının keyfini sürerler, başlarda hayat güzeldir. Ancak bir akşam beklenmeyen bir araba kazası olur ve Paige kazada hafızasını kaybeder. Yaşadığı son beş yılı hatırlamamaktadır. Ancak aşkları büyüktür ve Leo sonuna kadar Paige’e kendini hatırlatıp tekrar aşık etmekle uğraşır.
Filmin abartısız aşkı anlatımı çok hoş. Tam yerinde kullanılmış romantik sahneler insanı etkiliyor doğrusu, mutlaka izlemenizi tavsiye ederim.

Leo olarak bu filmde izlediğimiz Channing Tatum’u şahsen en son “Step Up” (Dans Et) filminde izlemiştim. Oradaki asi karakterin “Aşk Yemini” ‘inde dev bir romantiğe dönüşmesi etkileyiciydi.

Paige rolünde izlediğimiz Rachel McAdams’ı ise “Zaman Yolcusunun Karisı” ve “Sherlock Holmes” filmlerinden hatırlıyoruz. Aynı sene beş dalda MTV film ödüllerine aday olarak rekor kırmış ve hatta üçünü kazanmış bence kaliteli oyunculardan.

2011 Amerika yapımı film imdb’ den 6.5 puan almış ancak daha fazlasını da hak ediyor. Yerli yerinde bir romantik film izlemek isteyenler için şiddetle tavsiyemdir, iyi seyirler.

Türk Korku Sineması

deppthedepp | 05 April 2012 12:14

Film türlerinde en hoşuma giden korkudur. Yani korku diğer türlere göre beni oldukça cezbeder. Korku türünü çekmesi de zordur, her ne kadar bazıları komedinin daha zor olduğunu düşünse de.

Korku filmi çekilir ama yanlış bir şey yapılırsa komediye kaçabilir. Oysa komedide bu yok. Ülkemizde korku türünün yeni yeni yapılmasından dolayı birkaç film hakkında bir şeyler yazmak istedim. Hem sinema filmleri hem de amatör/kısa filmler hakkında birkaç şey.

Çığlık (1949)
Çığlık (1949)

Aydın Arakon’un yönettiği, Muzaffer Tema’nın başrolünde oynadığı Türk korku filmi; Çığlık! Birçok yerde okuduğuma göre film kayıplardaymış.

Ölüler Konuşmaz ki (1970)
Ölüler Konuşmaz ki (1970)

Aytekin Akkaya ve Sırrı Elitaş’ın oynadığı, Büyükada’da geçen bir korku filmi. Çekimler oldukça ilginçti, özellikle aynalı oda sahnesi. Kahkaha atan zombi – vampir karışımı hortlak oldukça korkutmuştu beni açıkçası. Bu film aslında bayadır kayıptı. Genç yaşta hayata gözlerini yuman Sadi Konuralp kenarda köşede kalmış bir film şirketi deposundan bulup çıkarmış.

Şeytan (1974)
Şeytan (1970)

ABD yapımı Şeytan filminin Türk versiyonu ve tıpa tıp aynısı. Cihan Ünal başrolde. İzlerken ABD yapımıyla tamamen aynı olduğunu göreceksiniz.

Okul (2003)
Okul (2003)

Taylan Biraderler’in yönettiği korku/komedi filmi. Yapımcısı Sinan Çetin. İzlerken en başta beğenmiştim ama ortadan itibaren fazlasıyla Hollywood hayranlığıyla yapılmış bir film olduğunu anladım.

yeniden: TOTAL RECALL

emsvizyon | 03 April 2012 15:15

80’lerin henüz etkisindeyken ve 90’larda bizi nelerin beklediğini bilemediğimiz yıllarda izlemiştik arnold abimizin başrolünü oynadığı total recall‘i. çoğumuz TV’de izlemiş olmalıyız bu muhtemelen her bilim-kurgu severin damağında o ortak tadı bırakan filmi. amerikalı yazar Philip K. Dick‘in We Can Remember It for You Wholesale isimli hikayesinden kurgulanarak yaratılmış olan ve 1990’da vizyona giren TOTAL RECALL‘i Paul Verhoeven yönetmişti. bende etki yaratan bilim kurgu filmler in listesini yapmaya çalıştığım yazılarımın içinde de yerini almıştı, bkz bilim kurguları 2

armut gibi, emanet durmuş
armut gibi, emanet durmuş

gel gelelim, yıllar geçti ve biz eskidik vesselam. daha ilk versiyonu ( ne acıdır ki ilk versiyon diyoruz artık bu filme de )nun zihinlerimize attığı imzanın hükmü sürerken bu ( bence ) harika filmin yeniden yapımıiçinde bulunduğumuz sene vizyona girecek. Len Wiseman yönetiminde çekilen filmin arnold abimizin yerindeki ismi Colin Farell ( peeeh ) umuyorum ilk filmin birebir aynısını yapmaya çalışmayıp, hikayeden uyarlanmış çok başka bir anlatım ile bize gelirler zira üzülürüm valla :/ merak edenler için iki de fıragman pırtlatmışlar, buyrun

Harry Potter’ın Fantastik Afişi

cherry blossom girl | 03 April 2012 14:58

Önce kitapla sonra da ilk olarak beyaz perdede 2001 yılında tanıştığımız Harry Potter serisi, Ölüm Yadigarları bölümü ile geçtiğimiz yıl sona erdi biliyorsunuz.
Son şerefine, Harry Potter and the Deathly Hallows’un değişik bir poster çalışması yapılmış. İlgilenenler için link.

BENİM DİLİM..

Ozlem iklimi | 02 April 2012 16:23

Kendi dilimiz varken bu yabancı kelimeleri kullanmaktan ne anlıyoruz bir bilebilsem!?… Daha entel olduğumuzu mu düşünüyoruz acaba?.. Anlattığımz şeyi olduğundan daha önemli bir kıvamda mı hissettirmeye çalışıyoruz.. Bütün diller Rabbimizin, onda şek ve şüphe yok… Fakat Rabbbimiz bize de bir dil sunmuşken neden bu özenti?! İngilizce, Arapça, Fransızca, Farsça, İtalyanca ve diğerleri…. Ne kadar dilden ne kadar kelime bilsek kârdır, güzeldir… E o halde bu kâr, bu güzellik bir çeşni olarak kalsın belleğimizde… Güzel dilimizin nesi eksik. Yabancı dillerle harmanlayıp durmanın ne gereği var? Dilimiz canlı bir varlık olsa bize neler derdi acaba?!… Farklı dillerden kelimeler yumağına birkaç kelime de Türkçe kattığımz zaman inanın daha kültürlü, daha bilgili, daha alımlı olmuyoruz. Bence tek kelimeyle bu zannımızdan dolayı komik oluyoruz.

Mobil cihazların haberler üzerindeki etkisi nedir?

bayilik | 02 April 2012 09:58

Mobil cihazların haberler üzerindeki etkisi nedir? ABD’de Pew İnternet Research’e yaptırılan ve direktörlüğünü Kristen PurcelFin üstlendiği araştırma, mobil teknolojilerin yaygın kullanımının haber mecralarının okunmasına ivme sağladığını ortaya koyuyor.

Şimdi hemen son dönemde nasıl çoğaldıklarını henüz kimsenin çözemediği “sosyal medya uzmanları” gibi “Bu sosyal medyanın başarısıdır” kolaycılığına kaçmayın. Çünkü mobil teknolojilerin etkilerinin çok çapraşık olduğunu lütfen dikkate alalım. Nitekim haber kaynağına (Facebook, Twitter gibi) bir durumun ya da okunulan bir makalenin linkinin yazılması eğilim halini alsa da yapılan araştırmalar sosyal ağın haber takibinde kullanımının oldukça düşük kaldığına işaret ediyor. 3 binden fazla yetişkinin iştirak ettiği araştırmada, okurların bir yayın ağına giderken bunun itibarına dikkat ettiklerini belirtmeleri dikkati çekiyor.

Facebook ya da Twitter’da kullanıcılar arasında yapılan “beğenme” ya da “tavsiye”nin okunma oranlarında önemli bir etkisinin olmaması araştırmanın en dikkati çeken bir diğer yönü. Yani üzgünüm sosyal medyacılar, bu yazıdan size ekmek yok!