bildirgec.org

DERİN KARANLIK 5

nihansage | 19 August 2011 09:22

DERİN KARANLIK, Dünya atmosferini aşıpta uzaya çıktığı zaman, kaptan, rahatlamış olarak geminin idaresini, ikinci kaptan Yüzbaşı Rıza Aslan’a devretmişti. Rıza Aslan “tuttuğunu koparan” diye tabir edilen bir insandı. İki yıldır DERİN KARANLIK’ın ikinci kaptanlığını yapmaktaydı. Kendi uzay gemisininin kaptanlığını yapabilmesi için ise, henüz önünde iki yılı daha vardı. Yüz kilonun üzerinde iri bir vücudu vardı. Ama asla şişman değildi. Üniforması, iri kaslarını gizleyemiyordu. Yirmi sekiz yaşının vermiş olduğu genç ve dinamik havası, kaptan köşküne adeta hayat vermekteydi. Kaptan, yanında bulunmadığı zamanlarda, personel onun etkisi altında kalmaktaydı. Güçlü ve gür sesi, onu her ortamda görülür yapıyordu. Kısa kesilmiş sarı saçları ve baktığı zaman insanı etkileyen mavi gözleri vardı.
Albay Çelik, kaptan köşkünden çıktıktan sonra, ikinci kaptan Rıza Aslan, dümencinin yanına gitmiş ve ona gerekli emri vermişti.- Rotamız Satürn gezegeni. Uydusu olan Titanda kurulan uluslar arası uzay üssüne doğru gidiyoruz. Hemen rota verilerini bilgisayara girin.
– Başüstüne efendim. Titan’ın rota bilgileri bilgisayara verildi.Yüzbaşı Rıza Aslan, yerde oturmakta olan öğrencilere doğru döndü.
– Şu anda Satürn’ün uydusu olan Titan’a doğru yola çıkmış bulunmaktayız. Bildiğiniz gibi Titan, samanyolunda Dünyaya en çok benzeyen gök cismidir. Orada bulunan Uluslar Arası Uzay üssü olan KONAK-1 e gidiyoruz. Her biriniz, eğitmenlerinizin sizlere vermiş olduğu görevleri harfiyen yerine getireceksiniz. Unutmayın ki, bu görev sırasında ki yapmış olduğunuz hareketlerin her biri eğitmenleriniz tarafından üstlerimize rapor edilecektir. Ona göre davranın ve emirleri uygulayın. Geleceğiniz, bu gemide yapmış olduğunuz hareketlere bağlı. Sakın unutmayın.Öğrenciler, ikinci kaptanın kendilerine söylediği şeyleri büyük bir dikkatle dinlemişti. Başlarında ki eğitmenleriyle birlikte kaptan köşkünden çıktılar Her birinin heyecanı gözlerinden okunabiliyordu. Hayalleri gerçek olmuş ve Titanda kurulan uluslar arası uzay üssüne gidip, kendilerine verilen görevi gerçekleştireceklerdi.Albay Çelik revire gelmişti. Otomatik kapı kendiliğinden açılmış ve içeride Oktay’ı sakinleştirmeye çalışan Doktor Tülay Işık’ı görmüştü. Doktor sürekli olarak Oktayla konuşuyor, Oktay ise eliyle kulaklarını kapatmış bir şekilde Doktoru duymamaya çalışıyordu. Sinirleri iyice gerilmiş olan Doktor Işık, Albay’ı karşısında görünce daha fazla dayanamamıştı. Oktay’ın yanından ayrılıp, Albay’ın tam karşısında durdu.
-Bu yaptığından memnun musun şimdi. Oktay bir türlü sakinleşmiyor. Ne yaptıysam olmadı. Okulda onca çocuk varken sen git… Yok illa bu çocuk olacak. Ya ben… Bana ne demeli. Nasıl oldu da bunu kabul edebildim. Kendime inana mıyorum.Albay, Doktoru kollarından tutup, kenara çekti. Şu anda ilgilenmesi gereken kişi o değildi. Oktay’ın yanına geldi. Oktay, elleriyle kulaklarını örtmüştü. Gözleri sımsıkı bir şekilde kapalıydı. Ne bir şey duymak, ne de görmek istiyordu. Oturduğu yerde ileri geri sallanıyordu.Albay Çelik, Oktay’ın ellerini tuttu ve kulaklarını açtı. Çocuk tüm direnmesine rağmen, Albay Çelik’in gücüne karşı gelemiyordu. Albay, Oktay’ın kulağına ağzını yaklaştırdı ve onun duyabileceği bir şekilde fısıldadı. Söylediği şeyler, Oktayda anında etkisini göstermişti. Çocuk, gözlerini açmış ve sallanmayı kesmişti. Kafasını kaldırıp, Albay Çelik’e baktı.
– Bunu sen nereden biliyorsun?
– Ben de oradaydım.Oktay şaşırmış bir haldeydi. Ne diyeceğini ne yapacağını bilemiyordu. Şaşkınlıktan gözlerini kocaman açmış bir halde Albay’a bakıyordu.
– Sen orada olamazsın. Senin söylediğin, sadece benim rüyalarımda görmüş olduğum bir olay. Bunu senin bilmen mümkün değil.Albay, Oktay’ın olayları karıştırdığını fark etmesi uzun sürmemişti.
– Senin rüya diye bildiğin şeyler gerçekten yaşandı. Ve ben de oradaydım. Tam olarak senin ve babanın yanında. O zamanlar çok küçüktün. Yanılmıyorsam altı yaşına yeni girmiştin. Yaşadığımız olayın benim tarafımdan kabul edilmesi ve anlaşılması dahi çok uzun sürmüştü. Senin bilinç altın ise olayları unutmanı sağladı. Ama yaşadığın olay o kadar büyüktü ki bunları unutmana izin vermedi ve rüyalarını etkilemeye başladı.Oktay iyice şaşırmıştı.
– Rüyamda gördüklerim inanılmaz şeyler ve siz bana bunların gerçek olduğunu ve bütün bunların yaşandığını mı söylüyorsunuz?- Evet, hepsi gerçekten yaşandı.Oktay ve Albay Çelik’in konuşmalarından hiç bir şey anlamayan Doktor Işık ve Doktor Canbey, soran gözlerle ikiliye bakıyordu. Doktor Işık daha fazla dayanamadı. Aklında ki soruyu Albay’a sordu.
– Yıllar önce ne oldu da sizleri bu kadar etkiledi? Sakıncası yok ise öğrenmek isterim. Hem çocuğun kulağına ne söylediniz de birdenbire korkusunu unutupta söylediğiniz söz ile ilğilenmeye başladı?Albay Çelik, Tülay’a baktı. Doktor Canbey’in de bir cevap istediği her halinden belliydi.
– Oktay’ın kulağına ne söylediğimi, eğer kendisi de isterse Oktay’ın açıklaması daha doğru olur.Oktay yere bakıyordu. Uzay korkusunun asıl nedeni olan, başlangıcı belirleyen ve babasının kendisine söylediği ve asla unutmadığı şey.
– Babamı rüyalarımda sürekli olarak görürüm. Ve onu her gördüğüm zaman bana mutlaka bir söz söyler. O bu sözü söylemeden rüyam bitmez. Bana söylediği şey ” Evren dediğimiz şey, aslında biziz. Biz evrenin içindeyiz, evren ise bizim içimizde.” Ben bunu hep rüyalarımda babamın bana söylemiş olduğu bir cümle olarak düşünmüştüm. Ama Kaptan Çelik’in bu sözü kelimesi kelimesine bana söylediğini duyunca bir tokat yemiş gibi sarsıldım. Çünkü ben bunu babamın bana sadece rüyalarımda söylediğini sanıyordum. Meğerse gerçekmiş. Bu cümle gerçek ise daha sonra yaşananlar da gerçektir.Kaptan Çelik, Oktay’ın kaldığı yerden olayları anlatmaya başladı.
– O sıralar ben bu geminin ikinci kaptanıydım. Oktay’ın babası olan Kaptan Emin Doğaner ile birlikte bir görev için Dünyaya gönderilmiştik. Kaptan artık Dünyaya yerleşmeyi pilanladığı için ailesiyle birlikte seyahat ediyordu. Dünyaya yaklaştığımız zaman Kaptan Doğaner, kaptan köşkündeki büyük pencereyi açtırmış ve Oktay’a Dünyayı gösteriyordu. Gezegen bütün haşmetiyle tam karşımızda duruyordu. İşte o zaman kaptan, Oktay’a ” Evren dediğimiz şey aslında biziz. Biz evrenin içindeyiz, evren ise bizim içimizde,” sözünü söyledi. Bu söz benim de çok hoşuma gitmişti. Asla unutmadım.Her iki doktorunda gözlerinin içine baktı.
– M KANUNU diye bir yasa duydunuz mu hiç?Doktor Canbey, Kaptan’ın sorusuna cevap vermişti.
– Bildiğim kadarıyla bu evrensel kanun yeni ıspatlandı ve kabul edildi. Evrenin içinden yeni evrenler çıkması ve paralel dünyaların varlığı kabul edildi. Ama bunu bilsek bile enerji boyutuna geçip, onbirinci boyuta gidipte tekrardan anti evrene geçip ve yine maddesel hale gelmemiz çok zor. Hatta imkansız.Kaptan çelik Doktora gülümseyerek baktı.
– Anlattığınız şeyler doğru fakat eksik. M yasası bundan tam olarak on yıl önce kabul edildi. Bu yasanın kabul edilmesindeki asıl neden, on yıl önce bu gemide yaşanan bir olaydır. Kaptan Doğaner oğluyla konuştuğu sırada hepimizi etkileyen bir olay yaşandı. Özellikle bundan Oktay etkilendi. Ve etkilerini ömrü boyunca üzerinde hissetti. Hepimiz açık olan pencereden Dünyaya bakıyorduk. Harika bir görüntüydü. Birden çok güçlü bir işik belirdi. Ardından kulakları sağır eden ses duyduk. Daha ne olduğunu anlamadan kaptan köşkünde yabancı insanların bulunduğunu fark ettik. İnsan gibiydiler ama insan değillerdi. Farklı bir evrenden, farklı bir boyuttan bizim evrenimize gelmişlerdi. Bunu daha sonra, bilgisayar verilerini inceledikten sonra farket miştik. Silahları bize doğru çevrilmişti. Liderleri olduğu belli olan biri kaptana doğru yaklaştı. Bizim dilimizde konuşuyordu. Meğerse daha önce de boyutlar arası kapıdan geçmişler ve insanlarla temas kurmuşlar. Bu arada dillerimizide öğren mişler.Doktor Tülay anlatılanlardan dehşete düşmüştü.
– Ne istiyorlardı peki?Kaptan Çelik, Tülay’ın sorusuna cevap verdi.
– Gemiyi ve içindeki mürettebatı istiyorlardı. Bunu ne için istediklerini bilmiyorum ama onca yolu aşıpta geldiklerine göre önemli bir şey olmalı.
– Babam o zaman mı kayboldu?Kaptan Çelik, üzüntülü bir şekilde duran Oktay’ın yanına gitti. Eliyle onun omzunu tuttu.
– Evet. Bizim için ve senin için kendini feda etti. İstilacıların liderinin üzerinde boyutlar arası seyahati gerçekleştiren bir cihaz vardı. Baban istilacıya saldırdı ve nasıl yaptı bilmiyorum ama o cihazı çalıştırdı. İkisi birden büyük bir ışık ve sesin ardından kayboldular. Bizler ise geri kalan istilacıları etkisiz hale getirdik. Onları Dünyaya getirdiğimiz zaman, fizik kanunları tamamiyle değişti. Onlardan pek çok bilgi edindik. Diğer evrenler nasıl yerler, oralarda bulunan canlı potansiyeli nasıl, diğer evren kanunları nelerdir, işte bunun gibi şeyler öğrendik. Ama adamlar boyutlar arası kapının nasıl açıldığını ve maddenin enerjiye, enerjininde maddeye nasıl çevrildiğini bizlere anlatamadılar. Çünkü bilmiyorlardı. Onlar sadece öncü askerlerdi.Oktay çok üzgün görünüyordu. Gözleri yaşlarla dolmuştu ama ağlamıyordu.
– Babam öldü mü?
– Bilmiyorum. Ama ben yaşadığına inanıyorum. Yıllarca onu aradım ve aramaya devam ediyorum. Bu aramam sırasında senin de benim yanımda olmanı isterim.Oktay fazla beklemedi. Sadece başını sallayarak onayladığını belirtmişti.

Deprem Her Yerde

Profound | 18 August 2011 13:29

Türkiye’de ilk defa denenen bir teknik ile Facebook profilinizde depreme tanıklık edin.

17 Ağustos ve deprem gerçeği için bir farkındalık kampanyası olan bu çalışmaya siz de destek olun.

Uygulamaya buradan ulaşabilir ve Facebook profilinizde depreme tanıklık edebilirsiniz.

Yeni internet Trendi : Horsemaning

YaMTaR | 18 August 2011 12:14

İnternette her gün yeni ve eğlenceli bir fotoğraf trendi ile tanışıyoruz. Son günlerin yeni internet trendi ise horsemaning.

Horsemaning kelime anlamı olarak headless horseman yani kafasız süvari anlamına gelmektedir. Bu fotoğraflarda amaç kafanın gövdeden ayrı gözükmesidir. En az iki kişi ile çekilen bu fotoğraflarda bir kişinin sadece gövdesi diğer kişinin ise sadece kafası gözükmektedir.

Atlasjet’le Tatile Uçak Bileti Kazan!

Hanimdudu | 17 August 2011 13:26

Havacılık sektörünün bilinen isimlerinden Atlasjet, Facebook sayfasını bir uygulama ile hayata geçiriyor. Uçuyoruz Atlasjet’le uygulamasına katılıp gitmek istediğiniz tatil yerini seçerek o yer için sloganınızı yazıyorsunuz. En iyi tatil sloganını yazanlar çift kişilik gidiş-dönüş uçak bileti kazanma şansını yakalıyor. Uygulama 23.08.2011 tarihine kadar geçerli.

En iyi sloganı yazarım herkesi de uçağıma toplarım diyorsanız buraya tıklayın.

WordPress sitesi olanlar dikkat!

Pinhani | 17 August 2011 10:57

Wordpress‘in son yıllardaki popülerliği su götürmez bir gerçek. Sonunda Joomla! gibi çok kaliteli ve kapsamlı bir CMS‘yi bile tarihin tozlu sayfalarına gömecekler gibi gözüküyor. Tabi çok kişinin kullandığı bu CMS’de arada güvenlik açıkları ortaya çıkabiliyor.

Şimdi bahsedeceğimiz açık yakın zamanda MyWordpress‘in duyurduğu, Wordpress’in çekiredek dosyalarından değil, timthumb adı verilen bir scriptten kaynaklanıyor. Kaliteli birçok tema ve eklentide bulunan bu script resimleri boyutlandırmaya yarıyor. Açık ise resimlerin çekilebileceği dış sitelerden kaynaklanıyor. Öntanımlı olarak URL’sinde flickr.com, wordpress.com gibi adresleri barındıran sitelerden, sunucuya dosya gönderilebiliyor bu script sayesinde. Bu da bir güvenlik açığı doğuruyor.

Resmini gönder, karikatürünü çizdir, tişörtüne kavuş!

hokusfokuskart | 15 August 2011 10:08

Herkese merhaba,

İnternet’in gelişmesiyle beraber artık resimlerinizi de tişörtün üzerine basabileceğiniz veya tasarlayabileceğiniz e-ticaret siteler var. Genelde nicelik, niteliğin önüne geçmiş durumda ama bu karmaşada güzel şeyler yapmak isteyenler de yok değil.

Yakın bir zamanda niteliği standartlar üzerine çıkarabilecek bir oluşumdan haberdar olduk. Yakında carbonima.com adıyla bir sitenin kurulacağı sinyalleri verilmeye başlandı. Bu sitenin diğer “tişörtünü kendin tasarla” blog veya sitelerinden farkı, karikatürünüzün hazırlanarak bir tişörte basılması ve size gönderilmesi üzerine kurulması gibi görünüyor.

R10.Net hakkinda bir soru

bayraak | 15 August 2011 10:06

Selam arkadaslar.

Ne zamandir R10.net davetiyesi ariyorum ve cok acil ihtiyacim var. Elinde davetiyesi bulunan biri bana yardim edebilirmi. Kesinlikle guvenilir biriyim. Referans olarak bildirgecdeki profilime bakabilirsiniz. Acil olmasa aramazdim.
Mailim
[email protected]
Gonderirseniz cok memnum olucam.

Stargate (1994)

queennothing | 14 August 2011 13:05

Almanya doğumlu yönetmen Roland Emmerich‘i “2012”, “The Day After Tomorrow”, “Godzilla” ve “Independence Day” gibi filmlerden tanıyoruz. Emmerich’in 1994 senesinde çektiği sinema filmi “Stargate” de yönetmenin en iyileri arasında yer alıyor. Senaryosu yine Emmerich ile Dean Devlin tarafından yazılan 55 Milyon Dolarlık film En İyi Bilim Kurgu Filmi dalında Satürn Ödülü kazanırken dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlenen fantastik ve bilim-kurgu içerikli film festivallerinde de çeşitli ödüllere aday gösterildi. 1951 doğumlu Amerikan aktör Kurt Russell, Amerikan aktör James Spader, Alexis Cruz‘un başrollerini paylaştıkları filmde Viveca Lindfors, Mili Avital, Djimon Hounsou, Leon Rippy, John Diehl, Carlos Lauchu, Erick Avari, French Stewart, Christopher John Fields, Jaye Davidson, Derek Webster, John Storey, Rae Allen, Richard Kind ve Kenneth Danziger gibi isimler de rol alıyor. Film, 1997 senesinde “Children of the Gods” dizisi ile devam etti.