bildirgec.org

Güle Güle Emoş’um…

suleceizler | 02 July 2011 22:18

Bugün sabah tam televizyon izlerken evin telefonu çaldı uzun uzun, açtım; annem arıyordu. Emoş’umun dün gece öldüğünü ve bugün cenazenin kalkacağını haber verdi. Bundan bir kaç gün önce de geçirdiği beyin ameliyatından sonra beyin kanaması geçirdiğini ve bir türlü uyanamadığını zaten biliyordum ama yine de olduğum yerde kaldım, elimde telefon ahizesi …
Söylenecek hiçbir sözün kalmadığı yalnızca gözyaşlarının sessiz akışının başladığı andı o an. Yutkunamadım, sadece ağladım ağladım ve Emoş’la geçen anılarımı anımsadım. Birbirimize baktığımız kahve falları ve şen kahkaları geldi kulağıma hemen. Güzel kocaman yeşil gözleri bembeyaz teniyle dünyanın en tatlı tontonuydu Emoş’um. Her sarıldığında bana, içten sarılırdı; yumuşacıktı, içtendi benim komşu teyzemdi O.

Zelary (2003)

queennothing | 02 July 2011 16:54

Yönetmen Ondrej Trojan, 1959 senesinde Çekoslovakya’da dünyaya geldi. İlk sinema filmi “Pejme Pisen Dohola”yı 1991 senesinde çeken yönetmen, TV kanalı için çektiği iki yapımdan sonra ilk ciddi vizyon filmini 2003’te yönetti. “Zelary” adını verdiği dönem filminde 1940’ları anlatan yönetmen, bu eseriyle En İyi Yabancı Film dalında Oscar adayı oldu. Bangkok Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu dalında ödül kazanan filmde Anna Geislerova, György Cserhalmi, Jaroslava Adamová, Tomás Zatecka, Anna Vertelárová, Iva Bittová, Jaroslav Dusek ve Miroslav Donutil gibi isimler rol alıyor. Nazi askerlerinin Çekoslovakya topraklarını işgal ettikleri dönemde genç bir hemşire olan Eliska ile doktor sevgilisi, direnişçilerin arasına katılmış görevlerini yapmaktadırlar. Gecenin geç vakti ölmek üzere olan bir adamın hayatını kurtaran Eliska’nın yaşamı, savaşın akıbetiyle değişecek ve hayatını kurtardığı adam sayesinde bambaşka bir hal alacaktır.

Kırmızı Balon; Le ballon rouge (1956)

queennothing | 02 July 2011 13:17

1970 senesinde film çekerken helikopter kazasını geçirip hayatını kaybeden Fransız yönetmen Albert Lamorisse‘nin 1956 senesinde çektiği filmi “Le ballon rouge” (Kırmızı Balon), En İyi Özgün Senaryo dalında Oscar Ödülü kazandı. Neredeyse diyalogsuz bir kısa filmin bu kategoriye aday olması, Akademi Ödülleri’nde bir ilk oldu. Cannes Film Festivali’nde En İyi Kısa Film dalında Altın Palmiye kazanan yapımda yönetmenin oğlu Pascal Lamorisse rol alıyor. 34 dakikalık bir kısa film olan “Le Ballon Rouge”, 1960 senesinde “Le voyage en ballon” ile 85 dakikalık bir film halini aldı. Kendisinden sonra çekilen onlarca Fransız yapımına ilham kaynaklığı yapan bu eserin en güzel etkisini Hsiao-hsien Hou’nun çektiği ve Juliette Binoche‘nin başrolünde yer aldığı 2007 çıkışlı “Le voyage du ballon rouge“de görebilirsiniz.

c#’ta dosyayı veritabanı gibi kullanmak

karaib | 02 July 2011 11:04

Arkadaşlar, bu yazımda c# dilinde .txt dosyalarını veritabanı şeklinde kullanımını göreceğiz.
İlk olarak bilgilerimizi dosyaya belli bir düzende girmemmiz gerekiyor. Bilgilerimizi aralarına ‘#’ karakteri koyarak satır satır girelim. Örneğin aşağıdaki gibi;

1
2
3
1001#elma#3,56
1002#kiraz#2,45
1003#gofret#0,50

Daha sonraki işlemlerde bu dosyadaki bilgileri alacağız ve ‘#’ karakterine göre ayrıştıracağız. Şimdi bu ayrıştırma işlemini yapalım. Hatta bunu yapan bir fonksiyon oluşturalım.
Fonksiyonumuzun adı tara olsun.

Brother Bear (2003)

queennothing | 01 July 2011 21:57

The Lion King‘in (Aslan Kral) set arkası çalışanlarından Aaron Blaise ile Robert Walker’şn ortak yönettikleri sinema filmi “Brother Bear” (Ayı Kardeş), 2003 senesinde vizyona girdi. Satürn Ödülleri, ASCAP Sinema-TV Ödülleri ve Annie Ödülleri’nde çeşitli dallara aday gösterilen yapım, En İyi Animasyon dalında Oscar’a aday gösterildiyse de ödülü Finding Nemo‘ya kaptırdı. Joaquin Phoenix, Dave Thomas, Jason Raize, Jeremy Suarez, Rick Moranis, Michael Clarke Duncan, D.B. Sweeney, Dave thomas gibi isimlerin seslendirme yaptıkları film, Disney tarafından çıkarıldı. Çok eski zamanlarda, üç kardeş arasında geçen öykümüz, dünyaya başka gözlerle bakmak ve sevgiye dönüşen nefret üzerinde duruyor. Büyük küçük herkesin gönlüne taht kuran “Brother Bear”in orjinal süresi 85 dakika.

Halka; The Ring (2002)

queennothing | 01 July 2011 21:20

Pirates of the Caribbean (Karayip Korsanları) serisinden tanıdığımız Amerika doğumlu sinemacı Gore Verbinski‘nin yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “The Ring“, Hollywod korku sinemasına verilmiş önemli eserlerden biridir. Koji Suzuki’nin romanından uyarlanan filmde Oscar adaylığı bulunan İngiliz aktris Naomi Watts, İngiliz aktör Brian Cox, Yeni Zelanda doğumlu aktör Martin Henderson, dört defa Oscar’a aday gösterilen aktris Jane Alexander, Lindsay Frost, Amber Tamblyn, Daveigh Chase, Adam Brody ve Pauley Perrette gibi isimler rol alıyor. 48 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlanan yapım, Hideo Nakata’nın çektiği 1998 çıkışlı film “Ringu“nun yeniden çevrimidir. DVD kopyası 2 milyondan fazla satan filmde rol alması için Jennifer Connelly, Kate Beckinsale ve Gwyneth Paltrow düşünülmüş. Film, 2005’te “The Ring Two” ile devam etti.

Ağlatan Kadın

mavilikler | 01 July 2011 21:09

Korkuyor muydu? Belki… Ama bu çarpıntı var ya, yaşıyorsun diyen, her şeyi göze aldıracak kadar güçlü kılıyordu onu. Vicdansız damgası yemeye bile katlanabilirdi kalbi böyle attıkça. Adam eşinden boşanacaktı işte! Kime neydi ötesi? Yasını mı tutacaktı bir de el alemin kadınının. Şu iğde kokusunu yeniden duyabiliyordu ya, gerisi küçücük bir nokta bile etmezdi. O masayı kendisi seçmemişti ki! Tam karşısına aşkın kuruluvereceğini ve denizin esintisini ta en derininde hissettireceğini kim bilebilirdi?

Deniz ordaydı şimdi. Sağındaki yerinden ayrılmış, tam karşısındaki masaya yerleşmişti. Medeni durumunu sorgulayamayacak kadar afallamış bir halde şimdiye dek nerelerde olduğunu soruyordu ona gözleriyle yüzlerce kez. Adam duymuştu soruyu. Hemen cevabı vermek üzere yaklaşmaya başlamıştı kendisine. Ve o andan itibaren değerler sistemi altüst olmuştu. Yuva yıkan kadın tanımlamasında epey bir düzenleme yapması gerekecekti bundan sonra. Eğer o kadınlardan biri olduğunu kabullenmek istemiyorsa yuva yıkmanın kapsamını epey bir daraltmalıydı ki kendisi dışarıda kalabilsin…

meleğimin hasreti

esra7909 | 01 July 2011 20:55

Yaşadığımız kayıplara acılara hep dayanamayız sanıyoruz ta ki daha büyüğünü yaşayana kadar. Çoğu zaman isyan ediyoruz: “neden? ben neden bunu yaşadım?” diye. Aslında her zaman biryerlerde daha büyük acılar, daha dayanılmaz hayatlar var bunu unutuyoruz.
Hayatım boyunca yaşadığım üzüntüleri, sıkıntıları büyük zanneder, “nelere katlanıyorum” diye düşünürdüm. Aşkını kaybetmek, ailenden ayrılmak yalnız kalmak… Tüm bunlar zormuş gibi gelirdi. Ta ki canım dediğim benim için önemli olan biriciğimi, meleğimi kaybedene kadar.Hiç umulmadık bir anda, “daha çok yaşayacağı göreceği şey var.” diye düşünürken, o hastane odasına gittiği gibi kendi ayaklarıyla evine bize dönecek derken haberini almak içimi yakan en büyük acı oldu. Anladınm ki o zamana kadar yaşadıklarım, ağladıklarım gerçekten boş ve saçmaymış.Onu son defa görememek ellerinden öpememek içimde hep birşeylerin yarım kalmasına sebep olacak.
Yanımdayken, yaşarken nefesini hisseder, gülüp eğlenir, şakalaşırken bir gün kaybedeceğimi aklıma getiremezdim. Seneler sonrasını konuştuğum o biricik meleğimi kaybettim. Sevdiklerinin yanına yolladık…
Biliyorum yerinde huzurlu. Allah meleğime istediğini verdi; onu bu yaşadığı sıkıntılardan kurtardı,özlediği sevdiği kayıplarını kavuşturdu.
Ama böyle düşünmek özlemimi engellemiyor. Bana kalan resimleri ve anıları… En azından iyi ki bunlar var diyorum her hatırladığımda gülümseten o melek yüzü….

wordpress otomatik yorum eklentisi

maviay67 | 01 July 2011 18:40

Wordpress tabanlı internet siteleri için geliştirilmiş bir eklenti olan (WPACP) WordPress Auto Commenter Plugin bir diğer adıyla yani Türkçesiyle “wordpress otomatik yorum eklentisi”; webmasterlar ve wordpress kullanıcıları için wordpress alemine sunuldu. İnternet ortamında gelişen ve değişen bir sistem olan wordpress şu an hesaplananlara göre dünya’nın en çok tercih edilen site dağıtım ve kullanım sistemlerinden bir tanesi oluyor. Üzerine kurulu binlerce hatta milyonlarca siteyle birlikte epeyce fazla tercih edilen wordpress için birçok eklentide piyasada var oluyor ki işte onlardan bir tanesi de (WPACP) “wordpress otomatik yorum eklentisi” oldu.

wordpress otomatik yorum eklentisi ayarları
wordpress otomatik yorum eklentisi ayarları

hayata yön vermek

esra7909 | 01 July 2011 17:55

Hayat ellerimizden akıp giderken sadece seyrediyor olmak ne kadar acı…
Amaçlar edinerek, tam “tutunuyorum.” dediğimiz anda yaşadığımız; acı, kayıp, iyi ya da kötü olaylar ne çabuk bizleri yolumuzdan amacımızdan döndürebiliyor.
Sevdiğimiz birini kaybetmek;onu bir daha göremeyecek olma düşüncesi birçoğumuzun motivasyonunu hayata olan sağlam bağlarını zedelemeye yetiyor.
Düşününce aslında, bu kayıpların acısını atlatmak, içimizdeki yangını dindirmek için belki de çıktığımız yolda daha sağlam adımlarla ilerlemeliyiz.
Ya çok fazla değer veriyoruz kendimizi unutucak kadar ya da gerçekten o yollarda yürümeye niyetimiz olmadığı için yaşananları bahane haline getiriyoruz.