bildirgec.org

İŞ GÜÇ YOKSA NE YAPILIR-2, a bendi

takyon | 03 February 2011 14:13

“Hat hala açıksa internette ava çıkılır?”
Ne avı olduğu zevke, renge, cinse, hayat amacına bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Sabah şiş gözlerle kalktım yine; altı aydır olduğu gibi. Daha kaç altı ayımın böyle geçeceğini düşünerek rutin endişelerimi yaşadım. Görünmez “yaşanacaklar listesi”nin hangi maddesindeydim kimbilir…Ne listesi mi? Alış veriş listesi gibi bir şey; hani anneniz elinize tutuşturur ya. Tek farkı bu listenin görünmez oluşu ve görünmez amcalar tarafından “bak hayattan alacakların bunlar” diye not düşülmüş olması. Yok canım henüz sıyırmadım.
“Oku da meslek sahibi ol, elin ekmek tutsun, yarın öbür gün kocadan silleyi yersen kendi ayakların üstünde durursun” şeklinde gazı alan her genç kız gibi, bir hevesle okudum ben de. O zamanlar meğer geçiş dönemiymiş, şimdi anlıyorum.

bedavaya kendi oyun sitenizi kurun

Bilgim | 03 February 2011 12:19

artık kendi oyun sitenizi kurmanız bir hayal değil, internet sitesi açmayı bilen herkes bir oyun sitesi açabilir.isteyenler bloggerdan bir tane blog açarak, isteyenler ise bir oyun sitesi script bularak oyun sitesi kurabilir, benimde üstünde duracağım ve nasıl açacağınızı blogger üzerinden bir blog açarak gösterecem.daha güzel bir oyun sitesi yapmak yine sizin becerinizde ve elinizde.
başnot:bir oyun sitesine sahipseniz bile yazıyı sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim.

yapmamız gerekenler;
1.bir internet sayfası lazım;bir oyun sitesi kurabilmemiz için öncelikle bir internet sayfasına ihtiyacımız var.eğer ben hosting, domain alacam güzel bir site yapacam derseniz ne ala.ama ben direk olarak bloggerdan bir blog açarak işe başlıyorum.bir blog açarak diğer oyun sitelerinin nasıl önüne geçebileceğinizi anlatacam ve işe yarayacağınızdan da şüpheniz olmasın.ücretsiz olduğu için blogger kullanacam aklına yatanlar olursa yine kendi ücretli bloglarını kurabilir.

Fatih Rüştü ÖNBAKAN (Pembe düşlerin insanı)

zarifce | 03 February 2011 12:13

Fatih Rüştü ÖNBAKAN, 1956 yılında Isparta’da doğdu.Babasının memur olması sebebi ile birkaç ilde yaşamak zorunda kaldı. Değişik illerde gördüğü eğitim ve tanıştığı insanlar ile kendisini geliştrme fırsatı buldu.1979 yılında zorda olsa üniversite mezunu olarak iş dünyasına atıldı. Ticaret hayatı fazla uzun sürmeyen Fatih Rüştü ÖNBAKAN, yazdığı şiirlerini derleyip bir kitap halinde ilk defa 1988 yılında yayınladı ardından bir deneme yazarak yazarlığını geliştirme işine girdi. Fazla ilgi duyulmayan şiir kitabı “Pembe düşler” den istediğin elde edemeyen Fatih Rüştü, tekrar ticaret hayatına döndü. Büyük bir gıda firması ile ortak olarak yaptıkları işten de beklediğini bulamayan Fatih Rüştü ÖNBAKAN hayattan da beklediğin bulamamış eşi ile ayrılma noktasına gelmişlerdi.Tam bu sırada hayatını değiştirecek bir teklif aldı bu teklif ünlü bir mobilya firmasındandı. Yazarlık ile gıda sanayinde aradığını bulamayan Fatih Rüştü, kendisini mobilya sektörünün içinde buldu.Gün geçtikçe daha da iyi bir konuma yükselen yazar, aile hayatınında düzene girmesi ile yeniden hayat bulan yazar yakaladığı kafadinginliği ile yazı işine de eğildi. Mobilya sektörüne girmesi ile başlayan mutlu hayatı 2002 yılında geçirdiği trafik kazası ile son buldu.Yazarlığından geriye “Pembe Düşler” den başka bir şey kalmadı.

Evde iş Home Ofis kurup çalışmak

Pcvolki | 03 February 2011 11:56

Bu yazı Home ofis (ev ofisi veya evde iş yeride denile bilir.) mantığı benimseyen kişiler için yazılmıştır.

Birinin Ev ofisinden görüntü. Nasıl insanın evinin bir köşesini ofis yapası geliyor değil mi?

Home ofis mantığı nedir?
“Home ofis” bir çalışma modelidir evde çalışmaya, evde iş yapmaya denir. evden çalışmaya çeşidine birkaç örnek vermek gerekirse;
Serbest çalışma (freelance) ve bir şirkete bağlı olarak evde çalışma diyebiliriz.
Bence herkesin evinin bir köşesini çalışma alanı olarak dekore etmeli. tabi bi dekorasyonuda rahat çalışmanız adına bazı ipuçlarına dikkat etmenizde fayda var.

Aşk Tesadüfleri Sever (2011)

super hero | 03 February 2011 11:26

Bir aşk filminin konusu ne kadar farklı olabilir? Oğlanla kız birbirini sever, sonra birtakım engeller çıkar; sonra da ya kavuşurlar mutlu son olur, ya da kavuşamazlar hüzünlü son olur.

Birinden biri zengin, diğeri fakir, birinin ailesi despot, biri hasta, birinin zaten süren bir ilişkisi, hatta belki evliliği var, ikisi dünyanın farklı yerlerinde, birisi görev icabı uzak bir yere gitmek zorunda, biri şöyle, diğeri böyle… Ne kadar çeşitlendirmeye çalışırsanız çalışın, konusu bir şekilde tanıdık gelmeyecek bir aşk filmi var mıdır?

Sadece konusuna bakacak olursak, Aşk Tesadüfleri Sever filminin de bize yeni bir şey anlatmadığı hissine kapılırız. Belli bir yaşa gelmiş ve film seyretmeyi herkese, bu “kızla oğlan birbirini sevmiş” hikayesi şu ya da bu şekilde tanıdık gelecektir. Ancak, sinema, asıl olarak aynı hikayeyi farklı şekilde anlatabilme sanatıysa eğer, yönetmen Ömer Faruk Sorak bize Aşk Tesadüfleri Sever filmiyle bu sanatın nasıl yapılması gerektiğinin en usta örneklerinden birini veriyor. Konu itibariyle dibine kadar uzatılmış ağdalı sahnelere fazlasıyla müsait olsa da, daha çok televizyon dizilerinde gördüğümüz bu yaklaşımdan tamamen uzak durup, temposu hayli yüksek bir film sunmuş bize.

Gülüşünle Büyüle

maxhoper | 03 February 2011 10:59

İpana ve kavak yelleri dizisi bir reklam projesinde buluştu.
Gülüşünle büyüle reklam projesi dahilinde en yüksek oyu alan katılımcılar kavak yellerinde oynama şansı yakalıyor veya ipad kazanıyor. Tanıtımlar için Kavak Yelleri dizisi oyuncusu Pelin Karahan seçilmiş.

Gülüşünle Büyüle Ipad Kazan

gulusunlebuyule.com da katılımcaların fotoğraflarıya oyunculuk denemeleri de yer alıyor ve izlenebiliyor.

Ayrıntılı bilgi ve katılım için gulusunlebuyule.com ziyaret edilebilir.

Antivirüs 2011

koskun | 03 February 2011 10:52

Antivirüs programlarına, gerçekten ihtiyacım var mı, diye ben de kendi kendime soru sormuştum. Çözüm olarak mı ne yapıyorum? parama kıyıp profesyonel sürümleri alıyorum. Çünkü gerçekten işe yarıyorlar ve sizlere en iyi ve popüler olanları bu yazımda anlatacağım. Öncelikle herkesin kendine sorduğu soru şu: “aman canım, ben sadece internette maillerime, facebook ve diğer sosyal paylaşım sitelerine girip duruyorum, şifrelerimi çalarlarsa ne olur?” demeyin, en azından sizin sayfalarınız veya mail adresleriniz üzerinden suç işleyebilirler. en basit örnek; bir başkasına hakaret edebilirler ve bu olay da size hakaret davası olarak yansıyabilir.
Lafı fazla uzatmadan kimlik hırsızlıkları ve virüslere karşı kullanılan en yaygın antivirüs programlarını, inceleyelim. (not: aşağıda yapacağım program sıralamasının, en iyiler sıralaması ile ilgisi olmayıp, programlar rastgele sıralanmıştır.)

1-Kaspersky

Kaspersky 2011 versiyonu, daha önceki versiyonlarına göre oldukça geliştirilmiş. Gerçek zamanlı korumayı, bilgisayarınızı fazla yormadan sadece şüphe duyduğu dosya veya aktivitilere odaklanarak sağlar. Ayarları yapmanız son derece kolaylaştırılmış kullanıcı dostudur. Phishing (oltalama)lere karşı oldukça iyi korur. Casus yazılımlara karşı koruma, bulma ve silme konusunda son derece başarılıdır. Sanal klavye uygulaması da sağlar. Akıllı tarama mevcut olan ve daha henüz tespit edilememiş kötü amaçlı yazılımlara karşı oldukça etkili koruma sağlar.

en iyi 10 ikon arama motoru

maxhoper | 03 February 2011 10:18

Bildirgeçte zaman zaman ikon setleri görüyoruz. Ancak hazır bir ikon istediğimizde buna hızla ulaşmak için tüm ikon setlerini taramamız büyük vakit kaybına yol açacaktır. Bu problemden yola çıkarak ikonları isme göre bizim için tarayıp bulan arama motorları tasarlanmış. Arama sonuçlarında beğenilen ikonları derhal bilgisayara kaydetmeye de imkan tanıyorlar.

Bu arama motorlarından en başarı 10’u mostinspired.com tarafından derlenmiş.

1.Findicons

findicons
findicons

Üç Mucize

Chat Noir 1 | 03 February 2011 10:09

Sizlerle paylaşmak istediğim enteresan bir anım var. Ben mahallemizdeki sokak köpeklerine hemen hemen her gün bir saatimi ayırarak yiyecek götürüyorum. Mahallemizdeki kasap, fırın ve bir iki restoran ile konuştum ve bana artan ekmek ve kemikleri veriyorlar. Bende onlara götürüyor ve yakınımızdaki açık yeşil alanda veriyorum. Sokak köpekleri dediğime bakmayın. Onlar benim çocuklarım gibi. Hepsinin bir adı var. Hepsini çok seviyorum. Onların yanında huzur buluyorum, hafifliyorum. İçim ısınıyor, sevgiyle doluyor. Bir gün, hatırladığım kadarıyla bundan üç dört sene önceydi, yiyecek taşıdığım pazar arabası ağzına kadar doluydu. Üstelik ayrıca büyük çöp torbası büyüklüğünde bir torbanın neredeyse tamamı da fırının verdiği ekmekler ile doluydu. Ağaçlık yol kenarından yürüyordum. Fazla insanın geçmediği bir yoldu. Kalabalık olmayan, sakin bir yol.