bildirgec.org

FBI internet dolandırıcılığı raporundan kısa kısa

deathpill | 01 July 2010 15:01

İnternet dolandırıcılığı son günlerde hızla artıyor.. FBI ın bu konudaki 2009 raporu şöyle..

Kendini anitvirüs uygulaması gibi tanıtan programlar .. Çoğu kullanıcı kendisini tehlikede sanarak bu programları indiriyorlar ve asıl tehlikenin içinde buluyorlar kendilerini.. Bu yolla sağlanan korsanlar 150 milyon dolar kazanç sağlamış durumda.

Sahte tehdit emailleri..
Bu tür dolandırıcılar ise bir yakınızın kaçırılacağına dair mailler yolluyor yada sizi mail yolu ile çeşitli bahaneler ile tehdit ediyorlar . Yemi yuttuğunuz da ise sizden yüklü miktarda fidye istiyorlar.. Para transferini ise western union veya moneygram aracılığı ile yapıyorlar..

Nokia’nın yeni Askeri: E5

garjican | 01 July 2010 14:29

Telefon savaşlarının çok kızıştığı bu zamanlar da Nokia yeni silahını öne sürdü: Nokia E5-00. Ürün gerek multimedya gerekse iş alanında size çok artı katacak.
Tam Q klavyesi sayesinde mesajlaşmayı kolay bir hale getiriyor. E-postalar için Mail for Exchange ve IBM® Lotus Notes® Traveler özelliklerini kullanabiliyorsunuz. 3G ve Wifi sayesinde hayatınızdan interneti eksik etmiyorsunuz. 5 megapiksel kamerası ile DVD kalitesinde videolar çekebiliyorsunuz.

Teknik Özellikler
Ebat: 115 x 58,9 x 12,8 mm
Ağırlık (batarya dahil): 126 gr
Hacim: 75 cc
Symbian İşletim Sistemi sürümü 9.3
S60 3rd Editions, Özellik Paketi 2
E-posta (SMTP, IMAP4, POP3), SMS, MMS (OMA 1.3), sesli mesajlaşma (AMS), Nokia Mesajlaşma Servisi: E-posta ve
Kişi Merkezli ana ekran
Cihaz açıkken değiştirilebilen, 32 GB’a kadar microSD hafıza kartı yuvası
HSDPA cat9, 10.2 Mbps’e kadar maksimum hız
HSDPA cat9, 2 Mbps’e kadar maksimum hız
Stereo Müzik Çalar çalma süresi: 38 saat

Kendinizi pazarlamak için 15 ipucu

neoberg | 01 July 2010 14:15

Kendinizi pazarlamak derken yanlış anlamayın 🙂 Freelancer olmaktan bahsediyoruz.

Freelancer olmak kolay değil. Freelance çalışan tasarımcılar her gün daha da çoğalıyor, yetenek ve bilgi seviyesi sürekli yükseliyor. Bundan dolayı yarış çoğu iş alanından daha hızlı ve zorlu. Şöyle bakacak olursanız, özellikle yurtdışında tasarımcılar css ve grafik galerilerine çalışmalarını ekleyerek kendilerini sergiliyorlar. Siz bi rotayı takip etmeyin. Farklı olun, kendiniz yaratın ve kendinizi kendiniz pazarlayın.

Şu anda piyasadaki bu kalabalık arasında ayakta durmak birkaç yıl önceki kadar kolay değil ama aşağıdaki ipuçları size yardımcı olabilir.

GÜNÜ BEN SEÇTİM ŞEHRİ SEN

aktifparanoya | 01 July 2010 13:05

Günü şimdi hatırlamasam da biten bir günün ertesiydi ve neden günü ben seçtiğimi şimdi daha iyi anlamıştım. Sen ısrarla ilk buluşmamızın âşık olduğun şehir Venedik’te olmasını istemiştin. Seni ilk gördüğümde uykusuz bir şehrin en aydınlık sabahıydın. İlk kez bekletilmenin mükâfatı bu denli tatminkârdı. Sabırsız bir aşk vardı gözlerimde uçmaya hazır. O an şehrin benden yana olduğunu düşünmüştüm. Aşk oyunu için kurulabilecek en güzel sahneydi. Görkemli bir şehirde sessiz başlamıştık biz aşka, bebek teni kadar yalın ve sade. Dakikasının hesabını yaptığım lanet bir gün, bitmesi aşikâr. Aşk ile geçen gün, ay, yıl yada ömür kısacıktı ve sadece bunun için bile sözlerin en kötüsünü hak ediyordu.

popüler S.E.O yasaları – 1

lazaronnie | 01 July 2010 12:21

arama motoru optimizasyonu günümüzde çok önemli bir sektör halini aldı. bunda elbette google‘ın büyük bir başarı elde etmiş olması ve web‘in geleceğini neredeyse tek başına yazmaya başlaması büyük rol oynamıştır. ünlü arama motoru google’ın en son hamlesi caffeine adını verdiği yeni alt yapıyı faaliyete geçirmesi oldu. ancak her zamanki gibi caffeine hakkında bilinenler google’ın resmi açıklamaları ve ortalıkta dolaşan şehir efsanelerinden ibaret. henüz…

üstelik dünyadaki tek web arama motoru google değil elbette. yahoo, bing gibi arama servislerinin kullanıcı sayısı hiç de azımsanacak sayıda değil. öyleyse bugüne dek bilinen ve fayda sağladığı kanıtlanmış seo teknikleri hala tedavülde diyebiliriz. her ne kadar caffeine ile birlikte sosyal içeriğin ve içeriğin tazeliğinin artık hiç olmadığı kadar önem kazandığını bilsek de eski seo taktiklerinin rafa kalkıp kalkmadığı belirsiz ve diğer arama motorları şimdilik herhangi bir altyapı değişimi açıklamıdıklarına göre eski seo mekanizmasının kökten bittiğini iddia edemeyiz.

öyleyse şimdi en önemli birkaç seo çalışmasından bahsedelim. böylece web sitenizdeki içeriği daha görünür kılabilir, ziyaretçilerin sitenizi kolay bulmasını sağlayabilirsiniz.

  1. arama motoru dostuluğu (s.e.f web development)
  • kopya içerik

arama motorları birbirinin tıpkısı içerikleri görmekten nefret eder. sokakta baktığınızda gördüğünüz halley veya biskrem ambalajları gözünüze ne kadar çöp olarak görünüyorsa arama motorları da benzer içeriği o kadar çöp biçiminde görürler.

kopya içerik durumu bazen bir paradoksa dönüşür. içerik yönetim sistemleri (cms), kategoridir, üründür, özelliğidir derken çoğu zaman bir tek içerik için farklı farklı url‘ler oluşturabiliyorlar. bu durumu çözmek için robot.txt dosyaları, tâli linklerinizi noindex olarak etiketlemek veya 301 durum kodu ile yönlendirme yapmak en geçerli çözüm yollarıdır. ayrıca bir geliştiriciyseniz linkler için google’ın resmi öznitelik raporlarına bakmalısınız.

PİRAYE

pillihafif | 01 July 2010 11:53

Ne kadar izin verebilirdi kendine? Kendine ne kadar zamanda dönebilirdi? İlk defa çalışmamaya karar verdi, çalışması lazımken hemde,bu önemli araştırmayı yapması lazımken…
Kapattı dosyaları.Tertemiz bir kağıt bulmalıydı çocuk kalbi saflığında.
O severdi çocukları…İşte boş sayfa karşısında,kalem sağında.Silgiyi hiç kullanmayacak.Son defa yazacak o’na…Ciddiydi.Kararlı.Kan akmazdı damarlarından ,ne en ana-sından ne en kılcalından bıçak değsede…
Ah…Bu olmamalıydı.Yağmur çiselemeye başladı.Çiseleme evrende durdurulmalıydı…
Derin bir soluk aldı çürümüş ciğerlerine ve başladı…

Piraye…
Sana canım demeyeceğim.Canım çok acıyor çünkü.Çünkü acıtmak değil niyetim.
Piraye…Kadınım! Seni o yağmurlu gece,hasta yatağında bırakıp gittiğim o gece sırtımdaki kurşunların hiçbir ehemmiyeti yoktu.Seni hasta yatağında bırakıp,kapıyı varlığımdan haberdar olma diye usulca kapadığım o gece…
Piraye…
Ruhum….
Bağırmalarım kulaklarıma azap veriyor.Sus pus ruhum aciz değil bu durumdan ama kulaklarım hasta yatağında acıdan kıvrandığın vakit karşı koyamadığım acı iniltilerini sarıyor ha bire eski bir plak gibi beynime.Beynim ki şimdi darmadağın…
Pirayem mektubunu dün aldım.Ah zaman!Mektubunu daha dün aldım…Ne sıcak başlamışsın,her satırda bir kez daha yandım.

Baş koyduğum yoldaki dostum,arkadaşım,canım ,sevdam,cananım. Hangi sevgi sözcüklerini sıralasam anlatamam sana olan sevdamı.Anlatamam ne kadar çok özlediğimi,nasıl yandığımı…Ama bunlar hakkım değil şu dakika sevdalım.
Bu coğrafyada çocuklar ölüyor,yaraları sağılamadan.Özlemin buram buram acıtırken içimi,haksızlık ettiğimi düşünüyorum onlara,tüm insanlığa,aşk ile yanınca…Sevdayı elimin tersiyle itiyor gibi görünerek,kalbimin sandığına kilitliyorum, umutla açabilmeyi düşleyerek.
Ölmeyen çocuklar iyileşir mi dersin?Ben mutlu mesut gözüm arkada kalmadan yaşayabilir miyim artık?Varabilir miyim yanına? Gelsem yaşadığın topraklara uğrar mısın bana?
Yağmur çiseler mi yine sen yanımdayken?Sen bırakır mısın bu kaçışları ?
Sadece bana kalır mısın?
İtiraf ediyorum yoruldum.Düşünmekten,savaşmaktan,acımaktan,kanamaktan!
Hastalandığında çocuklar, hastaneye yatırmak istiyorum onları.İnanılmaz şartlarda açlık, sefalet çekiyorlar.Tüm bunların ortasında sevdaya med-cezirlerim.
Ama düşünmemeliyim.İnsanlığa haksızlık etmemeliyim.Çünkü sevdaya çok var daha.Mutluluğa…Sana çok..!
İşgal edilen topraklar acıyı eşelerken yüreklerde,kanımızın son damlasına kadar savaşacağız diyor analar,babalar…
Siyah kazağını ben yokken de giyiyor musun ?
…Geceler soğuk burada.Ayaz hat safhada.Minicik eller kıpkırmızı,ya soğuktan ya kandan!
…Ayna buldum bir tane.Gözlerimi severdin.Baktığımda gözlerine,dalıp giderdim.Sen yokkende çocuklar ölmeye devam ediyor yine,yaraları sağılamadan hemde…Sen yokken o çok sevdiğin adam hergün yaralanıp,sonunda ölüyor.Sonra küllerinden geri toplanıyor dağılmak için.Sen yokken siyah kazağını hiç giymiyor.Yokken sen haberlere bakıyor,kuşlara yem atıyor,arada martılarla konuşuyor…Sen yokken piraye,deniz o mavi deniz değil artık ama,kahretsin yağmur yine çiseliyor…Demişsin ya sende,şimdi çok daha iyi anlıyorum devam edemeyeceğim bende…

“Minn tími mun koma!” sözü ve Sigurdardottir’in seçimi üzerine düşünceler

hayalicindegecti | 01 July 2010 10:48

Ben insanların eşcinsel oluşlarına karşı değilim. Bunu onların özgür seçimi olarak görüyor ve saygı duyuyorum. Ancak bütün toplumlarda bu konuya biraz aykırı bakılması nedeniyle zor bir sosyal yaşamları olacağını düşünüyorum
Bunu baştan belirtip altını çizdikten sonra sizlerle İzlanda Başbakanı Johanna Sigurdardottir’in seçiminin, yani geçtiğimiz günlerde kendisi gibi bir hanımla evlenişinin (*), bende evlilik kurumuna dair yarattığı sorgulamaları paylaşmak istedim.
Şu nikah ve garanti meselesine gelelim önce. Düşünebiliyor musunuz? Başbakan olma noktasına gelmek bile insanların “kendi” yaşamlarını garanti altında görmediklerini ortaya koyuyor önce. İlle de garanti arıyor insanlar. Ya da Başbakanın uzun yıllardır yaşamını paylaştığı kadın olmak yetmiyor, “eşi” olma arzusu duyuyor insan.

Google da sizin için arama yapsın

gkhnfnd | 01 July 2010 10:12

let me google that for you
let me google that for you

Forum ve bloglarda sıkça karşılaştığımız şahsiyetlerdir mesajları okumadan ve hiçbir arama yapmadan istediğini yazan arkadaşlar. İşte böyleleri için aslında tam bir cevap niteliğinde olan sitemiz onlar için google da nasıl arama yapılacağını gösteriyor ve en sonunda da ekliyor: bunu yapmak çok mu zordu?