bildirgec.org

Penti’ni Göster, Ödülleri Kazan!

beCko | 03 January 2010 13:51

Penti sizi hem Penti’nizi hem kendinizi göstermeye davet ediyor. Penti’ni Göster isimli interaktif sitede çeşitli uygulamalar, testler, yarışmalar var. Örneğin fotonuzu ekleyip ödülleri kazanma şansınız bulunuyor. Ayrıca sitedeki testi çözüp, Penti’nin size önereceği çorap modellerini görebilirsiniz!

Katılmak için buraya tıklayabilirsiniz.

GEL…

kahvekokusu | 03 January 2010 13:02

Öyle bir zamanda gel ki yeter dediğimde yetmeyeceğine inansın kendi sesim. Bezirgân birikmişliklerin çoğalırken heybende, bereketli tövbeleri unutmuş olsun dilim. Beşik gibi sallanan bir nümayişin son secdesi olsun sahte imana… Biriktirdiğim hınçlarımı dudaklarına bıraksın asil debdebelerim…

Filistin’in, Kudüs’ün sapana sarılan çocuklarınca büyüsün kaderim. Bosna’nın yitik devrikliğine dirensin işkencelerine ket vuran beynim ve Çölemerik’in ve Amid’in ve Dersim’in yalnızlığıyla içerlesin sana bir kez daha terk ettiğin kimliğim.

Yaşayan Kredi Kartı

axanc | 03 January 2010 12:03

Günümüzün belki de en vazgeçilmez şeyleridir kredi kartları. Zira günümüzde artık para yerine onlar geçiyor. Hem de her yerde. Kimliğimden sonra yanıma aldığım yegane şeydir.

Toplam Harcama Miktarını Üzerinde Gösteriyor
Toplam Harcama Miktarını Üzerinde Gösteriyor

Ancak kredi kartlarınız sayısı artınca, limitlerini ve ödeme zamanlarını kontrol etmek tam bir beceri haline geliyor. Ya benim gibi sistemli bir şekilde bütün kartlarınızı ve harcamalarını kontrol edersiniz. Ya da hepsine otomatik ödeme talimatı vererek bu dertten kurtulursunuz. Ama önünüzde daha büyük bir sorun var. Bir mekana gittiniz ve ödeme yapacaksınız, hangi kartınızın ne kadar limiti olduğunu nasıl bileceksiniz? internete bağlanıp bakarak mı?

The Disappearance of Finbar (1996)

queennothing | 03 January 2010 11:37

Sue Clayton‘un yönetmenliğini üstlendiği 1996 çıkışlı sinema filmi “The Disappearance of Finbar“, Amerika’da 2000 senesinde gösterime girdi. İrlandalı aktör Jonathan Rhys Meyers‘in başrolünde yer aldığı filmde Luke Griffin ve 2009 Ekim’inde hayatını kaybeden aktör Sean Lawlor da rol alıyor. 120 dakikalık bağımsız film, İsveç ve İrlanda’da çekildi.
Danny ve Finbar, oldukça yakın iki arkadaştır. Ülkenin en iyi amatör futbol takımlarından biri tarafından istenen genç Finbar, ailesi ve arkadaşlarıyla vedalaşarak bir heyecanla eğitime gider. Ancak genç çocuk, kısa bir süre sonra geri döner ve gerekçe olarak da ‘sıkıldığını’ söyler. Babasının sert tepkisiyle karşılaşan Finbar, futbol oynamayı çok sevmesine rağmen umursamamayı seçer ve günlerini sıradan eğlencelerle geçirerek kendini oyalar. Arkadaşı Danny ve onun iki kız arkadaşı ile bir akşam eğlencesine çıkan genç Finbar, arkadaşlarının ateşlemesiyle kendini ispat etmek için köprüye çıkar. Finbar’ın inmesini bekleyen üçlü ise köprüyü kontrol ettiklerinde genç çocuğu göremezler ve bundan sonra olaylar gizemli bir hal alacaktır.

Evernote’un Kullanıcı Sayısı 2 Milyon’u Geçti!

algoz | 03 January 2010 11:33

Web, masaüstü ve mobil cihazlardan (Android, iPhone) erişebileceğiniz not alma (note-taking) aracı Evernote, herhangi bir işle meşgul iken, kolayca notlar alabilmenizi ve daha sonraki bir zamanda da bu notlara web, masaüstü ve mobil platformlardan ulaşarak, yararlanmanız için geliştirilmiş oldukça kullanışlı bir araç.


2009’un mayıs ayında 1 milyon kullanıcı sayısına ulaşan Evernote, daha sonraki 7 aylık zaman diliminde, kendisi için oldukça önemli bir kilometre taşı olan, 2 milyon kullanıcı sayısını geçmeyi başardığını kendi blogundan duyurdu.

yemek yazısı –iki belki de üç

nazokiraze | 03 January 2010 10:14

Bir kaç yıl önce yapılan araştırmada beş İngiliz’den birinin tabağını yaladığı, dört İngiliz’den birinin bıçağı yaladığı, yine beş İngiliz’den birinin sofrada gegirmeyi ayıp olarak bilmediği ortaya çıktı.

Hitler’in bazı gizli kalmış yönlerinin ortaya çıkarıldıgı yeni belgelerde diktatörün çok hızlı yemek yediği belirtiliyor, çok fazla kek yiyen Hitler sigara kullanmadıgı yer alıyor. Bu belge 48 saat içine imha edilmesi emrine ragmen günümüze kadar saklanmış.

siz-ler-e kutlu olsun..

morfik | 02 January 2010 21:12

zaman, yolunu kaybetmiş sürünüyor zihinde..

yıl-an.. (ar)
kadının göbeğini öpmeden önce. ne kadar önce ! kadın dans ediyordu.
sağ ayak bileğinde bela..
sonra, ne kadar sonra.. günahkar duvarlar şeker misali erimeseydi, kaçacağı bir yer olacaktı..
yılan, attı derisini kadının yüzüne..

yıl-dız..
parlamak için geziniyordu çevrede..kadını gördü, kara kara düştü deli-li-ğe..

Uyumadan Önce Kendini Sorgulamak

Koraben | 02 January 2010 19:02

resim: kska.org
resim: kska.org

Yorucu günün sonunda o soğuk yatağa girmek için, saatin biraz daha geç olmasını beklersin. Nedeni kafanı yastığa koyduktan sonra aklına geleceklerin seni rahatsız etme olasılığıdır.

Zaman biraz daha ilerler ve uyku kıvamı gelmiştir. Yavaş yavaş buzdan yatağına uzanıp başını yastığa koyduktan sonra gözünü kapatır ve düşünmeye başlarsın.
Aklına ilk başta çevren ve sahip oldukların gelir. Ruhunda hissettiğin gerçekler gün içinde ki koşturmalardan dolayı kafanı fazla yormuyorken, o anda herşeyin daha net gözükebildiğini anlarsın.
Hayallerini düşünürsün, hepsinin zamanla nasıl silinip gittiğini…
Geçmişte planladıklarının birer birer yok olması ruhuna acı çektirirken, bu ızdırap vucuduna gözlerini daha sıkı kapayarak yansır. Ve bir anda yattığın pozisyonu değiştirerek düşündüklerini değiştirmeye çalışırsın.
Ama fayda etmez, bu sefer sevdiğin kişi aklına gelir. Olumlu olanlar bir bir gözüne çarpar. Onu ne kadar saf hissettiğini düşünür öpüp kokladığını hayal edersin, sonra o konuda da olması gerektiği için olan problemler aklına gelmeye başlar… Yine huzurun kaçar yine bir “of” çekip diğer tarafa dönersin.
Manasız şekilde aklın çarşı pazar dolanırken ruhun sıkılmaya devam eder ve uyku yavaştan bastırır, sızar kalırsın…

Grotesuku (2009)

gorcun | 02 January 2010 17:45

2009 yılında çekilmiş olan olaylı Japon yapımı film Grotesk’ten (Grotesuku) bahsetmek istiyorum. Filmin yönetmeni 2007 tarihli ”Carved: The Slit-Mouthed Woman” filmiyle tarzını belli etmiş olan Kôji Shiraishi. Filmin dünyada yankı uyandırmasının ve Türkiye dahil bir çok ülkede tanınmasının nedeni belki de Ağustos ayında çıkan bir haber. Türkiye’deki yansıması hemen hemen tüm kaynaklarda şu şekilde olmuş. Yani ”İngiltere’de yasaklanan film”. İngiliz sınıflandırma kurulunun izlenmeyecek derecede gördüğü bu filmde ne vardı peki? Aslında filmin fazla bir şey anlatmadığı açık. Bir adam (Shigeo Ōsako), tanışma aşamasında olan genç çifti (Tsugumi Nagasawa, Hiroaki Kawatsure) esir alıyor ve bir odada akla hayale gelebilecek en sadist işkence ve cinsel istismar yöntemlerini üzerlerinde uyguluyor.