üşüyorum
gecenin ayazından değil
titriyorum
karanlıktan korktuğumdan değil
susuyorum
çünkü biliyorum ki ben susarken; sen beni duyuyorsun
hayata yeniden tutunma sebebi aramıyorum artık
geçmişten medet umupta eski hatıraların arasında bir dem mutlulukta
eksik değil artık yaşamak
sol tarafım virane değil her defasında yenik çıktığı savaşlardan ötürü
korkmuyorum hiçbirşeyden ne ölümden, ne savaşlardan, ne de körolası yalnızlıktan
ne günahlar var defterimde yazılı artık, ne de şeytanın fısıltısı beni doğru yolumdan caydırmaya çalışan
üzülmüyorum artık ve küsmüyorum kimselere beni kırıdıklar, üzdüklerı için
dimdik ve cesurum her zaman, kötü olan herşey zamansız olsa da
kalemlerimi kırdım az önce, defterlerimi yırttım
bugüne dek hayalimin, ilhamın ürettiği herşeyi yokettim ellerimle
ansız bir delilik hali değil gayet bilerek ve isteyerek…
bundan gayrı söyleyeceğim çok şey var, dillendirilecek çok his, düşünce
ama gizli saklı değil, kuytu köşelerde kağıtlara dökülen, üstü kapatılıp unutulan değil
bağıra çağıra gerekirse avaz avaz, söyleyeceğim çok şey var
çünkü sen varsın artık
herşeyin sebebi
hayata karşı zırhımı, insanlara karşı bana maskelerimi çıkarttıran
saf ve tertemiz herşeyden beni arındıran
bir hiçliğin ortasındaki zerreyken ben, varlığımı anlamlandıran