Google haritaları şurada ASCII formatında.
(serverları gösterilen ilgiye dayanamayabiliyor, sabırlı olmak lazım sanırım)
Google haritaları şurada ASCII formatında.
(serverları gösterilen ilgiye dayanamayabiliyor, sabırlı olmak lazım sanırım)
Neden hep görmemen gereken şeyleri görüyorsun,
Sana herşeyin adil ve doğru olduğunu mu vaat ettim,
Senden beklentim, sadece görmen gerekeni, sana görmen söyleneni görmen,
Neden kendine bu kadar çok acı çektiriyorsun,
Denge eşitliği ifade etmez benim dünyamda,
Herkes hissesine düşeni yapar,
Sende yap!
Uyarmak istemiyordum.
Ama yolunu o kadar çok kaybediyorsun ki,
O kadar çok zaman kaybediyorsun ki.
Basit olmaktan korkma,
Senden mükemmelik istemedim ki,
Sadece ağlayabilmeni,
ve belki de ağlatabilmeni istedim.
Sana değişimi gösterdim.
İnsandan sakladığım mekansızlığı, şeytanı.
Değişmeyenin aslında değişerek kendini sakladığını.
Ve sen hep kayboldun.
Bir sokakta, karanlıkta.
Bilinmezde olmak seni kurtarmaz ki,
Kimse seni merak etmez ki,
Kimse seni fark etmez ki.
bugün. Yazmam gerekip gerekmediğini sordum kendime. Cevap netti. ‘Kendini öldürmeyi başaramayacağın kesinleştiğine göre janus kardeşim, yazmaya devam.’ Kimsenin ilgilenmediği şeyleri neden yazıp duracaksın diye sordum bu kez kendime. cevap bu kez daha da netti. ‘Bunları kimse ilgilensin diye yazmıyorsun canım kardeşim, bu kendince dışarıya verdiğin bir imdat çağrısı, ama bu çağrının manasızlığının maalesef sende farkındasın. Zaten bu, durumun bi tür oyun olmasını engelleyen asıl faktör’ Eee dedim bu kez. Yani sonuç. Cevap bu kez net ve net olduğu kadar sertti. ‘Yazacaksın, zıbarana kadar yazacaksın, düşüneceksin, hiç bir halt olmadığını tüm benliğinle bildiğin halde ve öleceksin, mümkünse insan gibi, yaşanmamış yıllara ve anılara takılan tüm hayallerinden arınarak.
can sıkıntısı insana neler bulduruyor sanal alemde.
babun film kendi çapında filmlere
seslendirmeler yapmış. inanın çok eğlenceli. seslendirmeler divx ve görüntülü
olarak geliyor. başarılı çalışmalar var. seslendirmeler:
Lost – 1. Sezon 3. Bölüm
The Matrix
The Matrix Revolutions
The Matrix Reloaded
SwordfishThe Last Samurai
24 – 4. Sezon/10. Bölüm
Star Wars Episode III – Revenge of the
Sith
Predator
Mortal KombatEvent Horizon
Le Monde‘da yer almış Türk sineması ile ilgili bir haberi Posta Gazetesi‘nde okumuştum. Gerçektende ilginç saptamaları var Le Monde’un. Türk sinemasının dünyada bir istisna teşkil ettiğini, diğer ülkelerin aksine Türkiye’de yerli filmlerin piyasadaki “aslan payı”nı yılda ortalama 25 film çekilmesine rağmen kaptığını belirtiyor. 2005 yılında yüzde 50 olan yerli filmlerin izleyici sayısındaki payının 2006 yılında yüzde 60’a yakın bir düzeyde gerçekleşeceğini de belirten gazete; yerli filmlerin artan payının “aşırı milliyetçi” nitelikten kaynaklandığını belirtirken “Kurtlar Vadisi” filmini de örnek göstermiş. Özen Film yetkilileri bu haberi doğrularcasına geçen yılın en çok satan romanlarından ve yine milliyetçi bir üslupla kaleme alınmış “Metal Fırtına”nın sinema filmi hazırlıklarına başlamışlar. Özen Film, yapımın öyküsünü geliştirmek üzere yazım ekibinin kurulduğunu ve ekibin “Türkiye’nin hassas politik ve stratejik konumunu göz önünde bulundurarak evrensel bir projenin gereği olan kapsamlı araştırmalar” yapacağı ve senaryoyu buna göre kuracağını açıklamış. Kitabın dili ile ilgili duyduklarıma göre bu ekibin işi pek kolay olmayacak gibi geliyor.
n’oldu buna? nerelerde? ne zaman geri gelir yahu?
Skytürk’ye haftasonları yayınlanan Cafe Net programının bu haftaki konuğu Hafif Bey.. pillinetwork, zamazing.org ve 3ayak.org’u bir de ondan dinlemek isterseniz yayın saatleri:
29 Nisan 2006 Cumartesi; 06:40, 08:40, 15:40
30 Nisan 2006 Pazar; 09:40, 15:40
Programında bize yer ayırdığı için Ayşe Yazıcıoğlu’na teşekkür ederiz.
editörün notu:
yanıt burada
capture eden var mı? kaçırmışımda.
Ne yazabilirim diye çok düşündüm ama bulamadım.. Ne diyebilirim ki? Huzurlarınızda çocuğunuz altını ıslattığında kapı zili çalan çişmatik
Artık efekt de değişir herhalde.. çişşşşşşş yerine zırrrrrr……
Bilgisayar ile tanışıpta sıkıştırmanın ne olduğunu öğrenmeyen kalmamıştır. Daha doğrusu “ziplemek” yada “rarlamak” ın ne olduğumu deseydim?
sıkıştırmak deyince bircok kişinin aklına bu 2 terim gelir. Gerci “rar” formatı sonradan kendini kabul ettirmiş başarılı bir yazılımdır. Akıllardaki “zip” olgusunu silmeyi başarabilmiştir.
Sıkıştırmanın sadece bu 2 program olmadığını uharc formatını keşfettiğim zaman anladım. 100MB boyutunda bir dosyayı actığım da 1 GB olduğunu gördüğümde bilgisayar dunyasında bir cığır açıldığını düşünmüştüm. Ama programın sıkıştırma süresi, acma süresi uzunluğu ve Grafik arayüzüne sahip olmaması, büyük bir sorundu. Zamanla bunlardan Grafik problemi filecompress ve Winuha programları ile çözüldüyse de programın pratik ve kullanılabilir yapmaya yetmemiştirler.
Forbes dergisi dünyanın en pahalı araba listesini yayınlamış. 1 numarada 1 Milyon 192 Bin 57 $.
Ne kadar ekmek o kadar köfte, değil mi..