bildirgec.org

alyuvarlar,akyuvarlar bir de beyaz dede…

natalie anne makker | 19 February 2006 22:31

Hani biz küçükken bir çizgi film vardı.Adını hatırlamıyorum ama vücudumuzu,organlarımızı filan anlatıyordu.Orda bilge bi hücre vardı yaşlı,beyaz.Ben yaşlardakiler izlediyse hatırlayacaktır eminim ama adı neydi acaba ve bir yerlerde bir kaç bölümünü bulmak mümkün müdür dersiniz?Bulana fersah fersah altın veremeyeceksem de büyük bir teşekkürü borç bilir,öderim.

Sevgiler.

psikolojik desteğe ihtiyacım varmı?

fhj | 19 February 2006 12:21

uyandığımda aklımda bir görüntü beliriyor:kendimi aklını kacırmıs,her tarafa saldıran bir deli olarak görüyorum eğer bu durum devam ederse sanırım gerçekleşecek…ne yapmalıyım?

biz neyi sorun ediniriz?

beeezy | 19 February 2006 01:58

15 Şubat tarihli Radikal Gazetesinin haber başlığı: “Yoksulum yoksulsun yoksul…”. Kaynak devletin istatistik kurumu TÜİK.
18 Şubat tarihli Dünya Gazetesi’nin yer verdiği, sn. başbakanımızın Orhangazi İlçesi’nde AK Parti kongresinde yaptığı konuşmayı konu alan haber başlığı: “Türkiye zenginleşiyor, borç oranı düşüyor”.
Devletin istatistik kurumu TÜİK’in 14 Şubat tarihli raporuna göretürkiye’de açlık sınırının altında yaşayan kesimin büyüklüğü, 2004 yılında artış göstererek 900 bin kişiye ulaşmış. Bu değerlendirmede kriter, yine devletin belirlediği, dört kişilik aile için açlık sınırı kabul edilen 182 YTL. Ben bu rakamı dört kişilik aile ile ilişkilendirmeye çalışıyorum, ne tarafından baksam olmuyor. Bu rakamı bir kriter olarak tanımlamak zorunda kalsaydım, herhalde açlık ötesi sınır diye tanımlardım. TÜİK’e göre Türkiye’de 182YTL’den biraz daha fazla geliri olup da, nasıl olduğunu benim çözemediğim, ama “çok şükür aç değiliz” diyebilen bir kaç milyon aile var.
Enflasyonu tek haneli seviyeye indirdik, son üç yıldır, her yıl %5’in üzeride ekonomik büyüme gösterebildik, kişi başına düşen milli gelirimiz, sn.başbakanımızın demecinde belirttiği gibi “2,500 dolardan 5,000 dolara çıktı”, fakat Türkiye’de, bazı dünya ülkelerinin nüfüsundan daha büyük bir kesim, açlık sınırının altında yaşıyor ve daha kötüsü bu kesimin büyüklüğü artış gösteriyor.

Günaydın memleketim.

sbaskentli | 18 February 2006 09:41

Ne yaman bir çelişki içerisindeyiz.

Sabah uyanıyorsunuz uyku mamuru elinizi yüzünüzü yıkıyorsunuz. (gerçi ben el yüz yıkamam direk duşa suyun altına dalarım.)Kendinize geliyorsunuz ve televizyonun kumandasına basıp müzik kanallarında umarsızca dolaştıkdan sonra haber kanallarından birinde takılıp kalıyorsunuz. İç karartıcı memleket haberleri ,ülkem üzerine gittikçe kapanarak daralan bir şemsiye gittikçe ruhunuz karanlıklara gömülüyor ve birde beş on yıl sonrasına gözlemleyebiliyorsanız vay halinize…

Silkelenip kendinize geliyorsunuz ve ben bu gidişe dur diyeceğim diyerek irkiliyorsunuz. Ne yapacağınızı biliyorsunuz. Gerçi bu ülkede ne yapacağını bilmene gerek yok ülke kaynaklarına uzanan elleri kırdığınız zaman ülke hemen toparlanıp kendine gelecek.

bir bakır saç teli takilmis zaman yapragına…

konstantine simonov | 18 February 2006 09:03

bir çocuk donmuş okula giderken bakırdan sacları..

aylar sonra bulmuşlar.. kuşlar saclarına yuva yapmış.yavrularını büyütmek için .. zarar vermeden cocuk bedenine…yol için annesinin koyduğu erzağı yemişler kara kış boyu.. bulununca cansız bedeni bakır saclı cocuğun.. bakmışlar ardından yavru kuşlar ağıt yakmışlar….