bildirgec.org

tatilin getirileri..

as if existed | 03 February 2006 12:20

Tatil=yaratım yazdım dün blog’uma. En sonunda tatille beraber sitemin tasarımını, içerik sunum şeklini ve konseptini değiştirdim. Tam da şans eseri rtük cnbce olayı sayesinde bayağı hit aldığım bir döneme gelmesi benim için şans oldu. şuanda blog’a ek olrak çektiğim fotoları, yaptığım grafikleri ve yazılarımı da yayınlıyorum ayrı siteler halinde bir ana site içinde [http://www.tuter.co.uk]. Yakında iki bölüm daha ekleyeceğim, tv dizileir bölüm reviewları ve “list mania” adını verdiğim bir şey. görünce daha iyi anlarsınız 🙂

Hz. Muhammede hakaret eden karikatürler…

elfiya | 03 February 2006 09:51

Özellikle Hristtiyan Avrupa, son yıllarda meydana gelen ve din temelli olduğu iddia edilen toplumlar ve devletler arasındaki küresel çaptaki anlaşmazlıklar ve çatışmalara sıkça sahne oluyor. Bu durum adamların kinlerini kusmaları için iyi bir zemin hazırlıyor. Son olay ise bildiğiniz gibi Muhammed’e hakaret eden karikatürler… Yazmak asıl yazmak istediğim bu değil. Şu:

Aramızda birileri var ki, sürekli Ehli Kitap ile diyalog ve hoşgörü faaliyetleri yürütüp kendilerince dünya üzerinde barışı tesis etmeye çalışıyorlar! İşte bunlardan bu olayla ilgili bir tek çıt bile duyamadık. Ne gazetelerinde ne de televizyonlarında. Haberi güncel sıradan bir haber olarak verdiler. Yorum ise zaten yok, kardeşlerini incitmek istemiyorlar herhalde.

wikitap’lar versus ders kitapları

beeezy | 03 February 2006 01:34

Dersliklerdeki değişimden sanki, ders kitapları da payına düşeni alıyor gibi… Dave Cormierrüzgar değirmenleriyle savaşmayı tercih etmiş, azınlıktaki eğitimcilerden biri. Wiki ders kitapları oluşturmak için bir girişim başlatmış. Bunlardan fizik wikitap’ı çalışması oldukça yol kat etmiş. Wikitextbooksayfasında oluşumu süren başka onlarca wikitap’lar da mevcut. Dave Cormier’ın projesini başlattığı wikitap’lara, öğretmenler, uzmanlar ve öğrencilerden oluşan geniş bir topluluk katkıda bulunuyor. Projenin iki temel amacı var. bu projeye gönül veren tüm eğitimcilerin ve öğrencilerinin, derslerinde yararlanabilecekleri referans bir eğitim içeriği, ders kitabı oluşturmak, aynı zamanda, dünyanın kitap açısından yeterince şanslı olmayan bölgelerindeki eğitimci ve öğrencilerinin, bir yazıcıdan çıktı almak suretiyle yararlanabilecekleri ders içerikleri oluşturmak. Projenin başarısı tamamen ne kadar geniş katılımcı topluluğu bulabileceğine bağlı. Tahmin edebileceğiniz gibi wikitap’lar sınır tanımayan bir içerik zenginliğine sahip olabilirler. Geleneksel ders kitaplarının sahip olamayacakları, sesli ya da hareketli görüntü içeriklerine sahip olabilirler. Ücretsizdirler. Wikipedia tarzı bir disiplinle hazırlandıkları için, içerdikleri bilginin güvenilirliği çok yüksektir. Güncellenmiş yeni baskı için aylarca beklemeye gerek yoktur. Her zaman günceldirler. Eski baskı, yeni baskı karmaşası yoktur. Geleneksel ders kitapları gibi her yıl yeniden satın alınmalarına da ihtiyaç yoktur. Ülkemizin de Dave Cormier gibi rüzgar değirmenleriyle savaşmayı tercih eden eğitimcilere ihtiyacı var. Eğer değişime ilgi duyan bir eğitimci iseniz, az sayıdaki savaşçı adayından biri olmanın ağırlığını da hissetmeniz gerekir, çünkü yarınlarımızı eğitimden başka hiç bir şey garanti altına almayacaktır.

Aypodumun marpucu…

hamilikart | 03 February 2006 00:34

Aypod
Aypod

Kaliforniya’da bir Amerikalı Apple bilgisayarcılık A.Ş.’yi iPod kullanarak duyma sistemine kalıcı zarar verebileceği sebebiyle dava etmiş. Tabii ABD’nde her zaman olduğu gibi ota dava kota dava durumu gibi olmus bir parça. Ama sonuç ne olur belli değil. Olaya az biraz bilimsel bir yaklaşım gösterecek bir bilirkişi bulacak olurlarsa bu bilirkişinin şu verileri kullanarak şu sonuçlara ulaşması olası:* Açık alanda izotropik bir ses kaynağının oluşturduğu ses basıncının büyüklüğü (SPL) alıcının (yani kulağın ya da mikrofonun) ona olan uzaklığı her iki katına çıktığında 3dB azalır (yani yarıya düşer). Kulaklık kulak zarına 3cm mesafede durmaktadır. Yani doğrudur ki kulaklığı kullanarak kulağınızı kulak cennetine göndermek mümkündür. Fakat kabul edilebilir gürültüye maruz kalma dozu (Permissible Exposure Level) diye bir tanım var. Yani efendim sallıyorum 105dB(SPL)’e günde maksimum 1 saat maruz kalmalısınız.* Herhangi bir ses materyalinde (ses dosyalari olsun ya da bir filmin ses kaydı), cok kısa bölümler hariç 90dB’lik bir SPL’in üstüne çıkan kısımlar yoktur. Örnek vermek gerekirse, arka plan gürültü seviyesi 30dB civarı ise 70dB civarı bir dinleme düzeyi normaldir. Hadi diyelim duyamıyoruz, açtık sesi 2 katına çıkarttık. 73dB olsun. 100 dB’ye epey yol var demek bu.* Eğer sinema zevki vurduya kırdıya çalan biriyseniz bile, filmin başından sonuna vurmazlar ve kırmazlar. Maruz kalınan toplam gürültü seviyesi önemli olduğu için belli süreden çok olmamak koşuluyla yine de yüksek sesli program materyalleri dinlenebilir. Haaa uzun vadede sürekli yüksek sesli materyaller dinlerseniz duymanız nanay olabilir tabii. O ayrı. Ama kısa süreli maruz kalmalar o kadar da önemli değildir.
* Hem kullanıcı olarak sahip olduğunuz ürünü düzgün kullanmak da sizin elinizde nihayetinde. Bıçağın varsa ille ki gidip sokakta adam öldürmezsin mesela. Ya da çim biçme makinesiyle çocuğunun saçlarını kesmezsin…

Yani canım, yani güzelim, yani bi denem… Hadi başka kapıya. Hem daha açılacak çok dava var.

mal beyanı

yasartahir12 | 02 February 2006 23:40

mal beyanı tartışmaları almış başını gidiyorken üstüne üstük ardına bile bakmıyorken hayat geçiyor be saniyeler şeklinde bende acıklayayım dedim mal varlığımı

1-Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen 2-Gökyüzünde bir bulut 3-doktordan Bitlis’te beş minare 4-Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili 5-Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı 6-Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü 7-Palandöken’de bir palan, iki döken 8-Kastamonu’da üç kasto 9-bayandan az kullanılmış Üç fay hattı 10-Bir çarşamba, iki perşembe, üç cuma 11-Dünyada mekan 12-Ahirette iman 13-Denizde kum 14-Uzayda yerçekimsizlik 15-Bir çuval gazoz kapağı 16-Bir kibrit kutusu sigara izmariti 17-On sekiz saç biti 18-Biri İngilizce 6 adet küfür 19-Yirmi tane boş naylon poşet 20-Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht 21-Bir sürü saç sakal, kıl, tüy, yün 22-Uç ayrı parkta, üç ayrı belediyeye ait, üç ayrı banka reklamlı bank 23-Bir ayakkabı çekeceği yanında iteceği 24-İki büyük taş kütlesi 25-Bir adet ağaç gölgesi 26-Üç kuş kanadı sesi (gripsiz) 27-Bir sürü kedi köpek sesi 28-Bir marmara denizi 29-Camına yaslanıp seyredilen iki piliç çevirmeci 30-Her akşam karıştırılan dört çöp bidonu 31-Çalıp çalıp kaçılan beş tane melodili apartman zili 32-Nakit 15 ytl 33-Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bir ömür 34- kimsenin girmediği bir adet blog

crash – çarpışma

sinefili | 02 February 2006 14:39

oscar demişken crash‘ten bahsetmemek olmaz. geçtiğimiz yılın en iyi filmlerinden olan crash bir kalifornia filmi. 11 karakterin çeşitli nedenlerle kesişen hayatlarını, ayrımcılık, ırkçılık, sosyal sınıf, önyargılar yönlerinden etkileyici ve arı bir dille eleştiriyor.

los angeles gibi sıcak iklimli bir şehirde geçmesine rağmen filme "kar" metaforu eşlik ediyor. beklenmedik hava soğuması filmde dillendiriliyor. kapanış sahnesi ise kar eşliğinde gerçekleşiyor. bilmeyenler için belirtelim los angeles tarihinde sadece 3 kere kar yaşanmış ve bunların sonuncusu 1949 yılında kaydedilmiş.