bildirgec.org

Google, Telefon Numaranı Neden Sayfana Koymuyorsun?

petarkadas | 26 October 2005 20:26

Google, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen sitesi, ona koşulsuz güveniyor, arama sonuçlarında yukarıda çıkmaya çalışıyor, PR değerlerimizitartışıyor, son olarak web sayfamızın reklam alanlarını ona neredeyse bedavaya kiralıyoruz.

Tamam, tebrik ederiz! Fakat neden web sayfanıza bir problem yaşadığımızda arayabileceğimiz bir telefon numarası veya yazışma adresinizi eklemediniz. İletişim sayfalarında şu akla zarar bilgiler var:

amman be deryalar

| 26 October 2005 20:08

vergi borcu beklediğim kadar uçuk değilmiş de rahatladım sonunda. ocakta kurulan şirketim, sonraki ocak ayında temize çıkıyor sonunda 12 ay aradan sonra. devlet baba sağolsun; %18 kdv, %30 gelir vergisi ile deli dumrul tadında bir vergilendirme uyguluyor sektörüme. ve haftada 3 gün devlete, 3 gün kendime çalışmış oluyorum nihayetinde. o zaman aklıma neler geliyor bakayım: benim 3 yerimde bel fıtığı çıkacağına, vergi dairesi başkanında 1.5-bende 1.5 çıksa ya? ya da benim beyazlayan saçlarımın yarısı kadar, onunkiler de beyazlasa? dertliyim bu konuda, tez elden düzelsin isterim. olmayacağını da bilirim. soldan sağa yazıyor olmak kadar kanıksadığım bir alın yazgısı türkiye’de yaşamak. ya bu deveyi güdeceğim, ya da güdeceğim? peki. ————————— pek de soğudum çalışmaktan şu sıralar.. sabah 10.30’da aradılar bu sabah, “iyi misin?” yollu. saat 9.00’da müşteride olmam gerekti, haliyle haklı adamlar. “iyiyim, yoldayım” deyip tekrar uyudum. gelince (garip bir şekilde bana mecbur olduklarından) yumuşak bir uyarı aldım (bkz: “geç kalman sorun değil de, haber verirsen sevinirim…”). nitekim dert yandım biraz uykusuzluktan, o da makul gördü sorunlarımı… ————————— çıksam iyi olacak… açım ben. derin yazmak isterdim, ama bol “üç nokta”lı bir yazı oldu yine… gidişatı da aynı.. yol yakınken “oh” diyorum…

Drupalle uykusuz geceler..

purpleremedy | 26 October 2005 18:42

Haftalardır araştırıp kafa yememe sebep oldu bu drupal..Kurmasını yaptık neyseki oraya kadar çok kolay.E modülleride kurup çalıştırdık o da süper çalışıyor ama bir tema olayı varki hatırlaması bile tüyler ürpertici..Drupal’in kendi sitesindeki dökümanları okudum,forumlarında yazılanları okudum,ek birkaç sitede yazılanları okudum ve sonuç sıfıra sıfır elde var sıfır.Hiç birşey anlamadım.Tasarımcı bir insan olarak programlama ile zaten aram yoktur ama ne yalan söyleyeyim çok iyi asp , php scriptleri editler sitelere entegre edebilirim.Fakat bu drupal beni bu durumda dumur etmiş tek sistem.4 veya 5 tane ana tema dosyası var editlenicek ama nasıl yapılacak ne yapılacak onu bile yapamamak beni kendimden soğuttu.Ya aşırı zor ya da ben aşırı bilgisizim.Phptemplate denen bir olay varmış (engine) onu da yükledim fakat onla nasıl editleyeceğimi de bulamadım.E bir yandan açılması merakla beklenen bir cok insana söz verdiğim bir site projem var ki 5 aydır tasarımı üstünde çalışıyorum.Lafı daha fazla uzatmadan şu işden anlayanlardan tek birşey rica edicem lütfen ben daha fazla krizlere girmeden birisi drupal tema olayını bana anlatsın 🙂 Yardımcı olaraklara şimdiden teşekkür ederim..

Yaşamak… Sizinle mi?

kutalmish | 26 October 2005 17:59

Yaşamak acıyla Yaşamak katilcesine Geleceğini düşük yapan Geçmişini katleden bir katil Amaçları, umutları unutup En nihayetinde asalaklaşıp Yaşamak… Ağacı, hürriyeti Ormanı, kardeşliği Tanımadan, bilmeden Yaşamak…

Sisemin düzensizliğinde kaybolmuş Kobay fareleri, Lağımını hor gören, Başkalarının uğrunda acı çeken, Alınmış, Satılmış, Kapışmış Barışmış Kobay fareleri, insan hayvanları Hayvan ruhlu insanlar Yaşamak…Sizinle mi? HAYIR!

godotu beklerken

eskutk | 25 October 2005 20:02

Kiliselerin Almanya’da Kültür ve Sanat etkinliklerini duyuyor, gazetelerden haftalık, dergilerden aylık programları okuyor, fakat birtürlü izleme fırsatı bulamıyordum. Milyonlarca insanın ödediği Kilise vergilerinin nereye gittiğini merak eder dururdum.
80’li yılların başında, ülkemdeki faşizme karşı yapılan ve binlerce insanımızın katıldığı açlık grevlerine, başlangıçta karşı çıkan, ardından kiliselerinin kapılarını açan tanrıbilimcilerinin, insan kayıplarını önlemek için, başımızdan doktorları eksik etmeyen ve ısrarla vazgeçilmesini dileyen tavırlarını anımsamamak mümkün değil.
1981 yılında yazdığım ve yönettiğim “ Demokrasi Oyunu ” Lockum şehrindeki İlâhiyat Fakültesinde üç gün süren tartışma-bilgilendirme plâtformunda yüzlerce izleyici buldu. Daha sonraları birçok Kilise tarafından çağrılı olarak gittiğimizde gösterilen ilgi ve destek bizi güçlendiriyor ve daha aktif olmamıza neden oluyordu.
Kiliseler her mahallede bir iki İncil kursu açacaklarına, din çıkarcılığı gütmeyen sanat ve kültür çalışmalarını arttırarak, toplumuna karşı yüklenilmesi gereken sorumluluklarını yerine getiriyor, gençleri ve yetişkinleri çatıları altında toplamayı başarıyorlar. Tiyatroların yanısıra kurulan, küçük veya büyük orkestraları klâsik batı müziği konserleri veriyor, Kiliselerine üye olanların dışındaki insanlar da bu etkinlikleri beğeniyle izleyerek kendi toplumlarına örnek alıyorlar.