bildirgec.org

KÖROĞLU ZAMANININ MERTLİĞİNİ SİLAHIN İCADI BOZDU YA BİZİMKİNİ ???

sbaskentli | 02 October 2005 21:40

Günler mi geceleri kovalar , geceler mi günleri bilmem ama esas olan bir şey varki oda kararsızlıklar ve bir türlü doğruluğundan ve gerçekliğinden emin olmadığımız sahteliklerin peşinden koşup durmaktayız.

Yaşam içerisinde o kadar çok yalan işitmekte , ilk başlarda doğru olduğuna inandığımız olayların arkasından o kadar hızlı bir şekilde perde arkası enterasan konular çıkmakta ki ; günümüz toplum insanı gerçeklik ile riyakarlık arasında gidip gelmekte hatta kimi zaman bu ikisini birbirinden ayıt etme çabasından vazgeçip kendisini de bu sahte düzen içersine bırakmaktadır.

YÜZLEŞME

sbaskentli | 02 October 2005 21:36

Günler ve geceler aslında ne kadar uzundur biliyormusunuz .. İnsan kendi ile kaldığında daha farkına varıyor zamanın aslında o kadar hızla akıp gitmediğinin… Yanımızda ki dostlar mıdır zamanın o kadar hızla akıp gitmesine neden olan yoksa yaşamın kendisimidir bilmem ama bildiğim bir şey varsa arada bir de olsa insanın kendisi ile yalnız kalıp zamanı ve anı durdurmasının gerekliliğidir. Kendimizi o kadar kaptırıyoruz ki anlık telaşlara ve akıp giden o deli nehre …… Belkide korkuyoruz zamanı bir an olsun durdurmaktan ve karşılacağımız soruların cevabını kendimize verememekten… Ama nereye kadar bu korku ve kaçış…. Günün birinde olmayacak mı bu nasıl olsa biz şimdi dur deyip kendimizi biraz olsun dinlemek için vakit ayırmazsak ve hatta buna cesaret etmezsek günün birinde ya bedenimiz bu emri verecek ya da ruhumuz. Ama o saatten sonra ne kadar sorulara cevap vermeye vaktimiz kalmıştır , ya da gerçek cevapları verip kendimizi tedavi etmeye hayatla yüzleşmeye cesaretimiz kalacakmıdır bu da ayrı bir tartışma konusu değil mi sizce de ?????? Merak etmeyin bir ana dur deyip kendinizi dinlemey başladıktan sonra hayat normal akışında sizi bekliyor olacaktır. O her zamanki telaşesi ve hatta hızlı akışının içine sizi çekmek için büyük bir sabırsızlıkla bekliyor olacaktır. Bence herkes bir an önce o anı yakalamalı ve kendisi ile tanışmalı ve barışmalı hızla ve hoyratça harcadığı zaman içerisinde kazandıklarının ve kaybettiklerinin muhakemesini yapabilmeli……………………..

YÜZLEŞME

sbaskentli | 02 October 2005 21:34

Günler ve geceler aslında ne kadar uzundur biliyormusunuz .. İnsan kendi ile kaldığında daha farkına varıyor zamanın aslında o kadar hızla akıp gitmediğinin… Yanımızda ki dostlar mıdır zamanın o kadar hızla akıp gitmesine neden olan yoksa yaşamın kendisimidir bilmem ama bildiğim bir şey varsa arada bir de olsa insanın kendisi ile yalnız kalıp zamanı ve anı durdurmasının gerekliliğidir. Kendimizi o kadar kaptırıyoruz ki anlık telaşlara ve akıp giden o deli nehre …… Belkide korkuyoruz zamanı bir an olsun durdurmaktan ve karşılacağımız soruların cevabını kendimize verememekten… Ama nereye kadar bu korku ve kaçış…. Günün birinde olmayacak mı bu nasıl olsa biz şimdi dur deyip kendimizi biraz olsun dinlemek için vakit ayırmazsak ve hatta buna cesaret etmezsek günün birinde ya bedenimiz bu emri verecek ya da ruhumuz. Ama o saatten sonra ne kadar sorulara cevap vermeye vaktimiz kalmıştır , ya da gerçek cevapları verip kendimizi tedavi etmeye hayatla yüzleşmeye cesaretimiz kalacakmıdır bu da ayrı bir tartışma konusu değil mi sizce de ?????? Merak etmeyin bir ana dur deyip kendinizi dinlemey başladıktan sonra hayat normal akışında sizi bekliyor olacaktır. O her zamanki telaşesi ve hatta hızlı akışının içine sizi çekmek için büyük bir sabırsızlıkla bekliyor olacaktır. Bence herkes bir an önce o anı yakalamalı ve kendisi ile tanışmalı ve barışmalı hızla ve hoyratça harcadığı zaman içerisinde kazandıklarının ve kaybettiklerinin muhakemesini yapabilmeli……………………..

akıllı kutusu

dzt | 01 October 2005 19:04

amerikali komedyen Jon Stewart Wired’a demiş ki:

televizyondaki şeylerin yüzde 12’sinin iyi, 88’inin boktan olduğunu düşünüyorum. buna “iyilik teoremi” diyorum. bu sabit bir sayı gibi. tv evreni büyüse de bu oran onun içinde sabit kalıyor.

süp-per bir fikir değil mi? amerikan televizyonunu bildiğim kadarıyla olağanüstü haklı. hatta iddia edebilirim ki herifler resmen en berbat dizileri bile belli bir kalitenin üstünde yapıp izletebiliyor. buna örneğim de: kevin hill.

uzay gemisi boyutları

uzaytek | 01 October 2005 11:06

Jeff amcam “bu kadar uzay gemimiz var ama bunlarin boyutlari nedir acaba?” demiş, yememiş, içmemiş, toplamiş hepsini bir araya.

gemileri sürükle bırak yaparak, biraz zor da olsa, birbirleri ile karşılaştırabiliyorsunuz.

SON NEFES!!!

tevrat | 01 October 2005 00:33

Savasin en kanli gunlerinden biriydi. Asker en iyi arkadasinin az ileride, kanlar icinde yere dustugunu gordu.Insanin basini bir saniye siperden cikaramayacagi gibi bir ates altindaydilar.

Asker tegmenine kostu hemen: – Komutanim, bir kosu arkadasimi alip geleyim mi? “Delirdin mi?” der gibi bakti tegmen… – Gitmege degmez oglum, arkadasin delik desik olmus. Buyuk olasilikla ölmustur bile. Kendi hayatini da tehlikeye atma sakin!

Ama asker o kadar israr etti ki, tegmen izin vermek zorunda kaldi.

– Peki, dene bakalim!

Asker yogun ates altinda firladi siperden ve mucize eseri, arkadasinin yanina kadar gitti, yarali arkadasini sirtlandigi gibi tasidi. Birlikte siperin icine yuvarlandilar.