bildirgec.org

Fark sadece yanılsama mı?

açılhesapaçıl | 28 February 2004 18:36

Bi sürü insan içinden aynı insannara rastlıyor olmak tesadüf mü yoksa herkes aynı mı?Ama bu imkansız.Belki de sadece bakış açıları insannarı etkiliyo bu kadar va tabi bi de şans faktörü.Nedir bu şans denen şey.War mı mantıklı bi tanımı.Bi kumarda sürekli insanın kazanmasını sağlayan şey mi desek basitçe.Ama bu varlığını kanıtlamaya yetmezki.Kimisi de kader der.Bu inançlı bi insan için daha anlaşılır bi laf.Öyle yazılmış öyle yaşanacakmış.Hayır beni düşündüren olay bi insanın ders almayı bilmesine rağmen benzer şeyleri yaşıyo olması.Belki de çalışılan konulardan bazıları atlanmıştır da ondan tekerrür etmektedir olaylar.kısır döngülere inanmam kimilerine göre hayat bundan ibarettir.Oysa ki hayat Goya’nın yaşam döngüsü dediği spirale daha çok benzer.Sürekli bi dönme vardır ama başlanan noktadan hep uzaklaşarak.Aynı noktadan bi daha geçilmez.Ama eksenler hep aynıdır insanların olayın kısır döngüye benzediini sanmasını bundan kaynaklanıyo olsa gerek.Peki şimdi ben ne yapmalıyım?Tek aklıma gelen kimseye güvenmemek.Ne kadar da çıkarcı herkes,bi noktaya kadar elbet çıkarcı olmalı ama sınırı insannıını aşmayacak şekilde çizmeli.Neyse bu kadar zırvalama yeter.Bir kez daha hiçbirşeyin ve herşeyin bir bütün olduğu kanısına vararak varolmanın dayanılmaz hafifliği içinde yaşama geri dönüyorum,kafamda ufak bi kırıntı da olsa onu süpürmesi kolay,bu kırıntıyı Ona bırakıyorum,bütün hatalarım için beni affetsin bir daha tekrarlanmayacaklar…(yani tekrarlanmamaya özen gösterilecekler,her zaman herşey insanın kendi kontolünde olmuyo,o yüzden insan boyundan büyük laflar konuşmamalı)

kırmızı ışık

_lilith_ | 28 February 2004 16:09

Asıl merak ettiğim şu ; acaba insanın başına gelenler kendi psikolojisinden mi kaynaklanıyor, ya da yüzde kaçı yer tutuyor ?

Son bir haftadır yaşadıklarım rahatsız ediciydi. Uzun bi süredirde etkisindeyim.Sabah iş yerini açmak için evden çıkarsın, işyerine geldiğinde kapsında extradan bi fatura görürsün ödemen gerekli olan (brokrasinin boşluğundan kaynaklanan araya sıkıştırılmış bir fatura)Devlet sektöründe bunun peşini ne kadar kovalasanda senin eksik bir yanını mutlaka bulurlar. ama mutlaka..Buna ek olarak iş yerinde olan ve birbirleriyle inadına yarışan üstüste gelen sorunlar (telefondan tutunda elektirik, su tesisatında aynı zamanda sorun yaşamak , iş malzemelerinin garantisinin bittiği ilk ayda sorun yaşatmaları ) ki bunlara en son ek olarak uzun zamandır düşünüpte yapmadığın bir alım için bir yere gitmeye kalkıyosun yaya geçidinden kırmızı ışıkta geçtin diye karşı tarafta polisler dört gözle seni ceza kesmek için bekliyor görürsün (karşı köşede pusuda :)) Son olan bu olaydan sonra uzun bi süre gülmekten kendimi alamadım. Hatta bi ara evden dışarıya çıkmama kararı bile aldım ama mümkünmü ? değil tabii..En son aldığım karar şimdilik boşvermek herşeye bakalım nasıl olucak ?

Underway on Nuclear Power! – Nükleer gemiler

wondrous-hafif | 28 February 2004 15:59

Günümüzde malum güvenlik sorunları sebebiyle üstünde pek durulmayan nükleer gemiler, dünyamızın yakın zamanda karşılaşabileceği olası bir petrol krizinde deniz taşımacılığının sekteye uğramaması için en ideal ççzümlerden biri gibi gözüküyor. Şu an ki kullanım alanı sadece askeri denizaltı ve uçak gemileri olan nükleer sevk sistemlerinin ilk uygulaması amerikan denizaltısı Nautilus’la başlamış. ABD’de büyük bir heyecanla karşılanan nükleer gemi teknolojisinin ilk ticari uygulaması bir kargo taşıyıcısı olan N.S.Savannah olmuş.1971’e dek hemen hemen tüm dünyayı gezen Savannah hakkında Başkan Eisenhower’ın sözleri çok anlamlıdır “Savannah’ın yapım amacı tüm dünyaya nükleer enerjinin barış zamanında nasıl kullanılabileceğini göstermektir” Çok çeşitli limanlara ziyaretlerde bulunan Savannah, bir kargo gemisinden çok lüks bir yat gibi zarif çizgilere sahipti. Bu onun bir adeta gösteri gemisi olarak yapıldığını ispatlar gibiydi. Savannah, hizmet süresi boyunca, imkanlara sahip olmasına karşın, maliyet sorunları sebebiyle yolcu taşımaya teşebbüs etmedi. Yeniden askeri uygulamalara dönersek, üstün hız avantajları, maliyet avantajları gibi sebeplerce tüm gelişmiş donanmalar nükleer denizaltı yapımında bulunmuştur. ABD ve SSCB başta olmak üzere Fransa, Büyük Britanya gibi donanmalar günümüze kadar yaklaşık 450 nükleer denizaltı inşa etmiştir. Soğuk savaşın bitmesi sebebiyle büyük kısmı görevden kaldırılmış bu denizaltılar dizel denizaltılara göre daha uzun menzil, daha yüksek hız ve manevra kabiliyeti gibi askeri denizaltılarda vazgeçilmeyecek özelliklere sahiptir. Ayrıca ABD ve Fransa’nın uçak gemilerinde de nükleer reaktörler kullanılmaktadır. Ticari gemilerde nükleer enerjinin kullanılması yanında büyük ekonomik avantajlar getirecektir. Biraz teknik bir örnek verirsek, 17 knot hızda seyretmek 26000 SHP güce ihtiyaç duyan bir gemi (ki şu anki tüm kargo gemilerinin ortalama ihtiyaç duyduğu enerji budur.) saatte 6.4 ton fosil yakıtı kullanmaya ihtiyaç duyar. Aynı gemi hızını 25 knot’a arttırmak için saatte 32 ton yakıt yakmak zorundadır. Bu yakıt gemiye 130000 SHP güç sağlar. Hidrodinamik gerçekler izin verse de, ticari gemilerin süratli gidecek şekilde dizayn edilmemesinin sebebi budur. Bu sorun yakıt maliyetinin yanısıra bu denli fazla yakıtın depolanması dolayısıyla menzilin azalması gibi sorunları da yanında getirir. Oysa ki bu gemilerde nükleer enerjinin kullanılması miktarca daha az yakıtla daha süratli ve daha çok mesafe yol katedilmesini sağlar. Ayrıca nükleer enerjinin, radyoaktif atıklar dışında atmosferi kirletici karbondioksit gibi gazlar çıkarmadığı da göz önüne alınmalıdır. Uzun bir süre yakıt ikmali gerektirmeyen nükleer reaktörler, yakıtı bittiğinde bir tersanede atıkları güvenli bir şekilde depolayıp yeni yakıtını alarak yoluna devam edebilmektedir. Sonuç olarak eğer varolan bazı güvenlik sorunları yok edilebilirse nükleer enerji denizcilik sektöründeki ekonomik sorunlara bir nebze olsun çözüm vaad etmektedir.

türkçeleştir

vic vega | 28 February 2004 13:49

buradan türkçe karakterli metinleri avrupai karakterlere çevirebiliyoruz,.. ya da tam tersi,.. süper kullanışlı,..

bomba

uyus | 28 February 2004 10:26

dün arazideyiz.. tatbikat ortalık zifir karanlık. bişey çaldım pişmanım ama mutlu.. elimde bi ses bombası yapacağım heycanı düşünüyorum.. fitili yaktım. çadırdayım.. tam çıkıp atıcam.. atamadım.. bi patlama bi ses bi korku.. öldüm öldüm dirildim. sonunda elimde ve yüzümde yarık.. altım ıslak.. hayatımın hatası bir dahamı asla… subay astsubay toplandı.. aynı saat araziden şehre indik.. aslında güzel oldu şuan çarşıdayım.. askerlik zor zanaat..